SA G © &e a .T A A, * B €e Üü b 3 L LA sapıye suyeeoz0! YARYH ZİĞEK Dçyey vENUg YaPLUa A, neAı$su 1İs9)szed HAEYH “©EGl naT3 OLUZS Pedsnl 1uUa8djAadİ DASİYANL ÖYEASZ |9$INI iheyei dojlAssıss ı SERSERİLER YATAĞI Onun için — Serseriler Yatağını her ihtimale karşı büyük bir mu - hasaraya, mukavemet edebilecek bir hale sokmağa çalışıyorlardı . Argo Kralı olan dilenci Trilso, böyle bir hücumun vukua gelemi - yeceğini söyleyerek bütün ustalı -« ğiyle serserileri kandırmağa çalış- tıysa da Manferd ve Lüântene'nin israrı üzerine kralın adamları he- men hücum edeceklermiş gibi ha - reket edildi. Bir çok yiyecek toplandı. Mü - kemmel erzak ve cephane hazır - landı. Serseriler Yatağına niha - yetlenen sokaklar barikatlarla ka- pandı, Evyelâ her türlü mıkıvııııeu itiraz eden Triko, ordu kuman - danlığı, vazifesini ciddi bir suret - te görüyormuş gibi yapmacık bir tavır takındı. O gece de her zamanki gibi bü- tün sokaklara nöbetçi koymuştu . Bu nöbetçiler hep kendisine sa - dık adamlar olduğundan onlara: — Hiç birşey — söylememek ve herkesi içeriye brrakmak! parolu- sını vermişti. Şimdi Ragastana gelelim: Şövalye ile İspada Kapya, en kısa yoldan Serseriler — yatağına yollandılar. Ragastan çok müteessir görünü- yordu. Her halde Manfredi bulmağa azmetmişti. Fakat Argo hükümeti içine gir- mek istediği zarnan büyük bir mu- RWAbATIC MAPASAMA yark | T GPEĞ GAĞA Hdüüidd kavemetle karşılaştığı için bu se - fer de maksadma muvaffak ola - mıyacağından korkuyordu. İspada Kapya korkunç bıyıkla - rının altından gülerek: — Monsenyör, Tüiyleri meyda- nındaki evin mahzenine kapandı - ğımız zaman ne düşündüğümü bi - liyor musunuz?. dedi. — Hayır, fakat bunu bana söy « lerseniz memnun olurum. — Meselâ, askerlerden — birisi bizim fıçıya çarparak sarstı.. Ya eğer bu anda susamış bulunup ay- ni fıçıdan biraz şarab içmek iste - miş olsaydı. — Dövüğemğe mecbur olacak - tık. Lâkin bunu şimdi neye düşü- nüyorsun?. », —Hiç, yalnız, susamış adamla- rın her şeye muktedir. olduklarını düşündüm.. — Ne demek istediğini anlayo - rTum.. O fena bir vasıtadır. Belki daha iyi bir şey düşünürüz. Biraz sonra Haşarat Yatağının etrafındaki dolaşık sokaklara va; dılar. Ragastanın düşüncesi kendisi - ni geçmekten mennedecek ilk ser- seriye bizzat kralın ağzından duy: duğu sözleri, yani gece yarısımnda Monkların Serseriler Yatağına bü- tün kuvvetiyle — hücum edeceğini söylemekti. . Fakat hiçbir. engele rastlama - dan ilerlediği için gittikçe hayreti artıyordu. Birdenbire kalas tahtalariyle fı- wwww'-—ını WWİ’M'“!' e8 ösayjeğ aA 399 SlNYARU YA O SAKL TAMUN NUNT — p, Je vAEyA SUAJURT EprUSS NH Hapzet oONUT TeLKNA TPAEH — ime deği Gpozuuyy YTESIT d9 yes LA -28106 Uape XIJSISI ELAMENYUY 'nP sunönp Tudecoyığoyıpe daye J9 5n wAvavy vpreyung UŞ KONLDA YU > özeli ümoy ereppuojy ipayaed. |.. *HAŞAŞ3 SOUNLAB TSJLLASISE NIZENG 39 “apsosnunünp adıp Muğesur sAPYTOŞ UZOSINIĞSASA PyareĞi SA “NIJ “İREUUZUY ywnE ULIUL UYUG — UOPURSL OY “Pmnııımm-ım*-ı-o gos epuusa Na “apıpıa3 vLeyro *pareğ *& Bepurepı v inyel ge e£ ep ser - ung o 'TPANHSA sayamaynuy Sryynuz ye$ ekrmesya SA “ngaro3 ge$ e$ Haşamoyuynur uHAJLLesLAĞ — Taşimumrum s9dyas grepi g Spumyyed yit STT VUT —M'P'UP"'!! #lAasödaö 1£a3yep nag STHeTENK SurupcAŞ döyLzaazeŞ "AP "g0 PESeY SlUp slg — epopylo ağısa NS PE YİRÇ pi To dağşyosmuz wap >traoyişyayuz va ea gegildeş ue “TepuLmeyeAYI e uyleytdeszas Tejang 'e HPpısda) HALSY SuTAM HUN VPUNJLUZ eÖŞTEE Ö NG “IPISA deas0 GuNıp cO1p> UreYİN Ap9TUUI SZIĞ NKON çL veg auşlepunıy "meyse wef Y KUSUUUO GUTÜRURK . YUY - IŞPASA dUASI poljueyy "TprepaoAıpieg epresour — nuünuüos üruedeyemun “mumoydoş — vumyeno Üyleye daytı >08108 UNNNO UOZaS wABU JİĞ TIÇEİ Hke8 gepierenrinaoy Mıİnunıo5 METsece T ULAP UUU 304 JOVLVA HATILISUYS B SERSERİLER YATAĞI çılardan yapılmış bir barikatla ör - | etrafında bir kalabalık bulunuyor- tülü dar bir sokakta bulundular, | du. Ragastan: ş Ateşlerin yanında tahta masa —O... - Bizim serseriler galiba | İâY tertibat almışlar.. İşte burada tev- ,ü::ııııılunınindıkah:: kif edileceğiz... düşündü. adamlar, yorgun çehreli ka- y-kiıü!ıt.ılu dınlar, çatlak bir sesle şarkı söyle Bir âadam meydana çıktı. yerek fahişelerin daima doldur Şövalye: * dukları teneke kadehleri boşaltı - —Dostum, her halde geçmek - | yorlardı. liğim lâzım. Çünkü hepinizin ha - Bazıları nemli toprağa oturarak yatı tehlikededir.. dedi. kılıçlarını siliyorlar ve hançerleri - — Siz saraydansmız değil mi? | ni biliyorlardı. Geçiniz. . Bir kısmı da tüfeklerini doldu - Bu Trikonun — nöbetçilerinden biriydi.. Hayrette kalan Ragastan: — Bu herif acaba hangi saray- dan bahsediyor? diye düşündü.. Barikattan geçtiler... Artık serserilerin — her vakitten çok tetikte bulunmalarını icab etti- recek böyle bir zamanda kendisi - ne gösterilen kolaylığın — sebebini düşünmiyerek yoluna devam etti. Dar sokağın nihayetinde aydın - lık ve geniş — bir meydan görünce hayreti son derece arttı. Bir kaç saniye — sonra Haşarat Yatağında bulunuyordu. Evvelâ, nerede bulunduğunu an. lamak ve etrafında görünen garib manzarayı seyretmek için durdu . Aralıklı olarak yakılan ateşler. den ağır ağır duman yükseliyor ve kırmızı alevlerin ışığı bu dört kö- şe meydanı saran — harab ve sefil evleri aydınlatıyordu. Her ateşin Tuyorlardı. Ragastanla, İspada Kapya ken- dilerine hiç aldırış etmeyen bu güruhun arasından geçtiler. Çünkü serseriler — nöbetçilerin vazifelerine yüzde yüz dikkat e - deceklerini bildikleri için endişe etmiyorlardı. Bir gün nöbetçinin biri, dilenci - ler ve hırsızlara dahil olmryan bir adamı içeriye bıraktığı için derhal Trikonun emriyle asılmıştı. İşte bundan dolayı tamamen e- min bulunuyorlardı. Raşastan ateşlerin alevleri ara- sında peri masallarını andırır bir kütle teşkil eden bu tuhaf insanları dikkatle tetkik ediyordu. Bu açık yüzler, bu korkunç çeh- reler arasında Monfokson ölüler mahzeninden kurtardığı delikanlı- nın şen, zeki ve ciddi yüzünü arı « yordu. miydi?,