17 HAZİRAN — 1985 HABER — Akşam Postasr n —— -— —— — -— — —a Kullanınız. İstirabınıza — muvaffakiyetli Umum yaralarda,yanıklarda,baş ve vücut çıbanlarına karşı SİKATRIN Iİ vi teari tatbik etmiş olumunuz. Deposu Iş Bankası arkasında 12No:lu MANZONve BOTTON ecza deposu, E. NEŞ'ET İ F Bi £ ,.:" KiNiN KOMPRiMELERi SITMA, GRiP, NEZLE | ; Bir tek Kinin Komprimesi sizi bü- S P İN AA r — tün bu hastalıklardan — kurtarır , | ) n : Eczanelerden Kinin alırken daima ÖD 2 lik zarf ve yahut da 10 adetlik YAN tüpler içerisinde ğ E. NEŞ'ET kinini israrla isteyiniz Deposu: Ankara Cad. N.. 88, İstanbul. Saçları dökülenlere KOMOJEN KANZUK Muhayyer Hasan Şevki Pudra, yağsız krem ve İosyonları WgCildin letafet ve gençliğini muhalaza eder. Her yerde arayınız Kanzuk eczanesi müstahzarların- € iŞKENCEd N :(.:):MOJEN Saçların döklülmesine A ve kepeklenmesine mâni olur. Saçla- rın köklerini kuvyetlendirir. ve bes - ler. Tabil renklerini bozmaz, lâtif bir rayihası vardır. TEDAVYLDEN ÇEKİLEN PARANIZ HiÇBiR CİHETLE” SiZi iLERLETMEZ . ONU BANKAYA YATIRINIZ HER TÜRLÜU İZAHATI GİŞELERİMİZDEN ALINIZ /HOLANIE BANK'ÜNİ NV KARAKOY,PALAS ALALEMCİ HAN KARAKöY ECZANESİi TEMNTRMUMUTR ÜN Şişli Etfal hastanesinde Göz mütahassısı doktor Rıfat Ahmed Gözberk * C. Halk Fırkası sırasında kız li-3 sesi karşısında 32 numarada. Mua-£ yene saatleri saat 15 ten 18 e kadar, BEŞİR KEMAL NASIR İLAĞI | - Sizide 2-3 günde kurtarır. NUN SPOR POSTASI | .A smal Spor Postası pazartesi günleri çıkacak En yeni haber, en bitaraf yazı ve en güzel resimler Spor Postasındadır. 1 JN yamama Z EL AU Yurdun en çok okunan bu spor mecmuasmı Pazartesi gün- Haydarpaşa hastanesi beıılı'ye..w mütehassısı , N Urologue — Operateur Babıâli caddesi Meserret ote- ; li 88 numarada her gün öğleden;! leri mutlaka almız. 5 kuruştur. 256 — RAGASTANIN OĞLU — Tasına kadar küle dökerek karıştırdı. Rabölenin yapıştırdığı etiketi çi- şenin üzerinden kazıdı. Sonra — da pencereyi açarak bir kaç dakika ev- vel Kralım hayatını ihtiva eden bu şi- geyi karanlığın içine doğru fn'lım.; Dinledi.. Bir saniye sonra, parça | parça olan gişenin gürültüsünü duy- du. O vakit, içi rahatlıyarak pencereyi kapayıp tekrar ateşin yanındaki kol- tuğa oturdu. Birinci Fransuva artık ölüme mahküm olmuştu. — 55 — HAYAL Birinci Fransuva ile üç Jantiyo- mun dönüşünden sonra Ragastan eve girmişti. İspada Kapya: — Hemen buradan gitmeliyiz, Ya- rım saate kadar elli asker evi sara- caktır, dedi. Ragastan: — Ben de böyle düşünüyorum! ce- vabını verdi. — Nereye gitsek Monsenyör?, — Evet!.. Nereye gitmeli?, Şövalyenin tuttuğu konağın taras- sut altımda olduğu muhakkaktı. Pa- riste hiç kimseyi tanrmıyorlardı ki, gidip misafir olsunlar., Ragastan bir saniye kadar düşün- dü. Birinci Fransuvanın girdiği oday- Ja nihayetlenen koridorda bulunuyor- du. Bu koridorun ortasında yukarıya doğru çıkan bir merdiven vardı, — Bir otele gidip yerleşmek pek İyi ve pek emin bir çare değilse de herhalde burada kalmaktan daha iyi- dir.. Biredenbire bir ses: — Herhalde burada kalmanız lâ- Ermdır! cevabmnı verdi. Ragastanla İspada Kapya titredi. ler. Ve ayni zamanda gözlerini sesin geldiği merdivenin yukarısına kaldır- dilar.. Bir mantoya bürünerek yüzünü siyah kadifeden bir maske ile Ürten genç bir Jantiyom gördüler. En üÜst basamağın üzerinde, mer- divenin kenarına dayanarak ayakta duruyordu. — Ragastan korkunç bir seslet — Biz kimsiniz?, Derhal söyleyi- niz! Çünkü sizi öldüreceğim, dedi. Ve merdivene atılmak isteyen İspada Kapyayı durdurdu. Meçhul Jantiyom: — Hayatla pek alâkam yok. Bu- nunla beraber vazifem henüz bitme- di, Ülmeden evvel yapacak çok — işle- rim var. Sizin de düşmanınız deği- lim, Hattâ bir kaç saniyeden beri dostunuzum da.. Genç şahıs bu sözleri — söyliyerek yüzünden maskeyi çıkardı. — Şöyalye, beni tanrmıyor musu- nuz?.. Ragastan hayretle evini kiraladığı güzel kadını gördü. Yüzü büsbütün solmuş dudaklart rengini kaybetmiş- ti. Fakate buna karşılık gözleri aley alev yanıyordu. — Siz misiniz Madam?.. Bu hakikaten Madlen Ferron idi. Merdivenlerden ağır ağır aşağıya kadar indi., Gülümsiyerek: — Artık anlaşılmıyacak - bir şey yok ya Dedi. Ragastan hâlâ hayretten kurtula- mıyarak ona şaşkın şaşkın bakmakta m ediyordu. Affedersiniz Madam, Anlaşılma- yan bir şey varsa o da kimsenin ha- beri olmadan buraya nasıl girdiğiniz- dir, sonra saat ikiden sekize hdır.üı Hüseyin Hüsnü Galata, Karaköy caddesi No. 5 — RAĞGASTANIN OĞLU — 257 muhtacım.. Bu da sizi unutmamaklı- ğim için kâfi bir sebeptir değil mi? Eğer hükümetimiz Kralmı kaybet- mek felâketine uğrarsa ilk işim size: Ne istiyorsunuz ve ne arzu ediyorsu- nuz? diye sormak olacaktır. Ve siz| de aziz Kontum, o zaman bana ne cevap veroceksiniz?.. Jarnak düşünüyordu. — O bu sarayda senelerdenberi bu- Tunmuş nice entrikalara ne akıl al- maz vak'alara şahit olmuştu. Ne dostlar tanımıştı ki biribirleri- nin yüzüne karşı candan iki arkadaş gibi davrandıkları halde biribirleri- nin kuyularını kazmışlar, ne kadımlar görmüştü ki öpecek samıldığı anda ısamıslardı. Ve #fraym bu müptezel muhiti, bu iğrenç bataklık ona yalnız hir şey Üğretmişti: İtimatsızlık.. Ve Şabo dö Jarnak hayatta kendisine yegüne prensip olarak bunu kabul etmişti. Diyanın sözlerine büyük bir s0- Kuk kanlılıkla cevap verdi: — « Eğer hükümetimiz - dediğiniz felâkete uğrarsa, eğer bahsettiğiniz gey olursa ve siz de o zaman arzumu yoktur. Fakat bugün size hizmet e 'den aciz kılıcım bu haliyle o zaman vazifesini ifa edemez.. Ayni hizmeti görebilmesi için ordu baş kuman- danlık rütbesinin altın işlemeli kab- zasiyle süslenmesi lâzımdır, Diyan hayretle gözlerini açtı: Hükümetin en büyük askeri me- murul. — Gırtlağımı sıkmaklığımı emret- tiğiniz zavallı Alimi düşündükçe.. Sebebini biliyorsam şeytan canımı al- sın! Madam. Kalbimde bir merhamet ürpertisi duymaktan kendimi alamı: yorum. — Azlizim Şabo! Bu ürpertiyi teskin etmek için ne lâzım.. Bir vald mi, e- nu da ettim., Bana inanabilirsiniz.. Jarnak gülümsedi: — Heyhat Madam... anlamadığımızı görüyorum.. Benden ne istiyorsunuz?.. Rabölenin odasına gidip bu zavallı adamı hançerlemek., O suretle ki arlık kimseyi iyileştire. cek bir halde bulunamasın.. Ben de hançerimi bileyerek koştum.. Hazı. rım.. Fakat doğrusunu isterseniz bu meselenin dehşet ve büyüklüğü kar- şısında titriyorum, Ya korku, ya mer- hamet, hulâsa anlayamadığım - bir duygu beni durduruyor. Six - İsterse- niz buna münasebetsiz bir vicdan a- Zzabı deyiniz. Ah eğer bu muhterem doktoru — istemiyerek öldürdüğüme dair üzerimde bir vesika bulunsa e- minim ki o zaman bu vicdan azabım sükünet bulacak.. Diyan kaşlarını çatarak dinliyor. dü. Jarnak sözünü bitirdiği zaman genç kadın ne kadar tehlikeli bir işe giriştiğini ilk defa olarak anladı. Fakat artık rüc'at etmek zamanı geçmişti. Esasen onun yaradılışı da buna müsald değildi. O ileri, her zaman ileri, her şeye, her felâkete, her mu«. sibete rağmen ileri gitmek isteyen azgın ve muhteris bir ruh taşıyordu. Hemen bir yazıhaneye koşup Jar- naka döndü. Kısık bir sesle: — Yazdırınız! dedi. Jarnak yaklaştı: S — Bir kaç kelime yetişir Madam., Ne söyliyeyim, meselâ... Şöyle bir şey yazıverseniz kâfidir, “Kont Gül dö Şabo dö Jarnak benim emrimle Metr Raböleyi öldürdü. Çünkü Ra- böle hükümetin fsayişini İhlâl edk yordu. Buna dair vesika elimdedir. Mösyö dö Jarnak emrime sadakatle itaat ederek hükümete pek büyük bir hizmette bulundu. Buna mukabil or Forma: 33