15 HAZİRAN — 1985 HABER — Akşam Poslası — 13 Gül,Limon, Amber, Fujer, şipr, Leylâk, revdor, Flördamur, Acıbadem, Akasya kokulu HASAN BANYO TUVALET ve GLiSERiN SABUNLARI Hasan zeytin yağından ve Hasan kreminden ve Hasan !triyatından yapılmış olup gliserinli ve tuvalet için nevileri vardır. Cildi yamuşatır. Güzel ve nazik ciltli ka - dınlara, çocuklara şayanı tavsiyedir. Avrupanın terkibi meçhul yağlarımdan yapılmış sabunlar cilde mzarrat vereceğinden bunlardan sakınınız. 10 — 15 — 25 -— 35 kuruştur. Toptancılara — tenzilât. Hasan deposu, Ankara, İstanbul, Beyoğlu. gz yalnız BOMONTI bahçesinde EErp) Dühuliyesiz duble bira 18 kuruştur. Plâklarda ve radyoda pek fazla beyenilen ( E G E) Cazı Cumartesi ve Pazar günleri saat 15 den itibaren Bomonti bahçesinde çalması temin edilmiştir. Taze bira, temiz hava, güzel müzik Bomontinin soğuk hava depolarından küçük fıçıların da zevki başkadır. Mezelerini B herkes serbest getirebilir. Ailelere ve herkes için ucuz ve B temiz eğlence yeridir. mama Yağmurlu günlerde de büyük salonumuz vardır. ——— — (ütnlet Deniryaları ve Tamanları işletme Ümum iaresi ilinlar | Beher 1000 kilo muhammen bedeli 1429,39 lira olan 18000 kilc külçe kalay 29 Temmuz 1935 pazartesi günü saat 15,30 da kapal: zarf usulü ile Ankarada idare binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 1929,68 liralık muvakkat — teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları, kanunun 4 üncü maddesi mucibince || işe girmeğe kanuni manileri bulun madığına dair beyanname ve tek liflerini ayni gün saat 14,30 a ka dar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler 125 kuruş mukabilinde Ankara ve Hay | darpaşa veznelerinde satılmaktadır. (3294) İ Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 19.cu tertip 3.cü keşide TI Temmuzdadır Büyük Ikramiye : 50.000 Liradır | Ayrıca: 20000,12.000, 10.000 liralık ikramiye- | lerle ( 20,000 ) lıralık mukafat vardır.. | Yeni onaylanan şeker kanununun Neşri gününden itibaren Şeker Fabrikalarında ve Istanbul'da Sirkecide Fabrikaların teslim edecekleri tarzda Vagon veya mavna ve motör içinde : Kristal kilosu 25 Kuruş Kesme » 28 Kuruştur. Siparişler fabrikaların bulunduğu yerlerde iki, Istanbul'da on gün içinde ifa edilir. Fabrikaların bulunduğu yerde en az bir ton, Istanbu'lda vesair yarlerde en az bir vagon Sipariş kabul edilir. (Bir vagon İ50 çuval veya 260 sandıktır. ) Diğer sipariş şartları Fabrikalardan veya Istanbul'daki bürolarından öğrenilebilir. 252 — RAGASTANIN OĞLU — — RAGASTANIN OĞLU - 219 Bu kadın, velinhtın metresi Diyan dö Puvatiye idi. O her zaman bu delik vasıtasiyle Kralın odasında konuşu- lanları dinlerdi. Acaba bu deliği kim delmişti? Diyan, veliahta metres olmadan evvel Kralrn metresiydi. Acaba evvelce Kralr gözetlemek için bu deliği kendisi mi açmıştı? Olabilir.. Çünkü Diyan — yüksek kalpli olmaktan çuk yüksek fikirli bir kadmdı. Tablatın garip bir cilvesi ©- larak ölünciye kadar bozulmuyan fev- kalhde güzelliği sayesinde aşklarım- dan çok ihtiroslarıma yardım etmiş- ti. Yüzde yüz muhakkak olan bir şey varsa bu deliği yalnız onun bilmesi idi. , Bu soğuk kanlı ve haris kadının bütün gayesi ileride veliahi Hanrinin yanında kendisini Fransa tahtımda o- tınonuş görmekdi, İşte bu suretle bir taraftan Düşes Detamp bir taraftan Kralın hayatını uzatmak için bir cinayet işlemeğe ha- zırken öbür taraftan Diyan bilâkis Kralm ortadan kalkması lâzım oldu- gunu soğuk kanlılıkla düşünüyordu. Kral ölünce âşıkı olan — veliaht Hanri Fransa tahtına oturacaktı. O vakit... Veliahtın zayıf kafasıma müthiş bir hâkimiyeti öolan bu kadın neler, ne büyük şeyler ümit ediyor- du. İşte Diyan bunun için bu delik va- sıtasiyle bütün hükümetin ve Kral a- ailesinin bütün esrarımı öğrenmeğe çalışryordu. Kral Raböle ile konuşurken anun bu deliğin başında bulunması da bir tesadüf eseri değildi. Diyanın, Kralın en hususi odasına, varıncıya kadar hafiyeleri vardı. Her sabah uykudan uyanır uyanmaz Kra- lm dairesinde konuşulan şeylerden yapılan işlerden haberdar olur ve gü- nünü ona göre hazırlardı. Bu sabah da Birinci Fransuvanın Metr Rabö- leyi çağırtmak üzere adam gönder- diğini işitti. Titredi vez — Kral hakikaten hasta.. Şimdi iş bu hastalığın derecesini öğrenmektir. diye mırıldandı. Ve derhal odaya ko- şarak deliğin başıma oturdu. Raböle saraya varıp Kralın oda- sına alındığı andan sonra geçen ko- nuşmaların bir kelimesini bile kaçır- madı. O gece de Rabölenin, Kralın bek- Jeme odasında bulunduğunu haber s- lmca gene derhal kulağını deliğe da- yadı. Sabahki konuşma çok mühim ol- duğundan bunu da dinlemek istiyor: du. Etyen Doleye dair olan sözlere hiç ehemmiyet bir vermedi. Fakat Raböle hastalığı geçirecek bir çare bulduğunu ve bunun için bir ilâç hazırlıyacağını söyleyince Diyan bütün vücudu Ürpererek sapsarı ke- sildi. — Bu ümidim de mahv mı olacak? diye düşündü. Konuşma biteli on dakika olduğu halde Diyan olduğu yerde, gözlerini bir noktaya dikerek düşünceye dal. maştı. Nihayet içini çekerek ayağa kalk- tı. Ve duvarın kadife örtüsünü İIndi- rerek dairesine gitti. Diyan veliahtın baş nedimesi olmak sıfatıyle Luvr sa- rayında bir odası vardı. Saray mera- simine göre gerçi onun orada yatma- dir. İnsan buna yakalanır, fakat te- siri yavaş yavaş görünür, ağrazı dı- şarıya vurduğu zaman da İş işten geçmiş olur. Ölüm, önüne geçilmez bir süratle insana yaklaşır. Kral titremekten kendisini alama- dı. — Gerçi iş işten geçer. Fakat âraz görünmeden evvel insan bu hastalı- #a yakalandığını bilirse?.. — Ben de bunu söyliyecektim. İşte hastalık henüz o kadar büyük bir fe- nalık yapmağa muktedir olmadan ö- nüne geçmenin çaresini — buldun. Şevketmaabrmım yarın sabah içeceği ilâcr bu gece hazırlamağa uğraşaca- ğım Kral son derece sevinerek: — Beni kurtarıyorsun Raböle! Ba-| ' na yeniden hayat veriyorsun.. Söyle benden ne istiyorsun? diye bağırdı. — Şevketmaab, ben mükâfatımı da- ha evvelden aldım. Doleyi affedece- ğinizi vaid buyurarak bana pek — bü- yük bir lâtufta bulunuyorsunuz. Ah Dole, muhterem dostüm. — Bilseniz Şevketmanb bu adam ne kadar temiz kalpli ve yüksek ruhludur. Karısıyle kızınım istiraplarını görmüş olsanız.. Şimdi serbest kalınca bu zavallılar kimbilir ne kadar sevinecekler. Dole — Şevketmaab, beni temin etmeni- zi bekliyorum, dedi. — Dinle üstad.. Gerçi size söz - ver- miştim... — Sakın sözünüzü geri almış ol- mıyasınız.. İşin İçine gene ne Mesele neydi. Bir adamın hayatı, bir — İyi amma, sizin Dole niçin uslu oturmadı? Serbest bırakılmasını va- dettiğim sırada ne yaptığını hnmi- yordum. — Biliyorum Şevketmaab, hepsini biliyorum. Dole kaçmağa teşebbüs etti. Bu da büyük bir cinayettir! Siz Madridde mevkufken icab etseydi bir ordu arasından bile geçmeği göze al- dırarak kaçmak fırsatını kollamadı- nız mı? Bunda ne var?, Bir masum yakalamıyor, bu zavallıyı mahvetmek için aleyhinde öyle dolaplar dönüyor ki yüksek adaletiniz biran için, alçak- Tarın menfur emelleri karşısında, te- reddüde kapılırsa bu talihsiz hemen Monfokon'a sevkedilecek! Bu uda- mm bir âlim, bir masum, Kralın sa- dık ve fedakâr hir bendesi, bir mem- leketi, bir asrı şöhretiyle şereflendi- recek bir dâhi olduğunu - biliyorlar, Ve onu bir zindana kapıyorlar. Zin- €ire vuruyorlar. Su, dizlerine yakın gıkıyor. Orada aç, susuz ve hasta — o- Tarını hükümsüz bıraktı değil mi7..| Tarak istirap içinde brakılıyor. Bu Bütün ömrünce yalnız su içmeğe mahküm olası şu Monklar demin Dole nin hâlâ zindanda bulunduğunu ve ruhani mahkemenin hakkında lâzım gelen kararı vereceğini söylüyerek be- nimle alay etti değil mi? Asık sguratlı ve hiddetli olan Kral bir söz söylemeden, bir harekette bu- Tunmadan Raböleyi dinlemişti. Hekim biraz sustuktan sonra: bedbahta bir kurtuluş çaresi görü- nürse red mİ etsin? — Cehennemnden çıkmak istediği için bir cinayet mi iş- Temiş olur? Kral Raböleyi yatıştırmak ümidk — Kaçmak teşebüst için hakkında kanunt? takibat yapılmıyacak. Buna yemin ederim. Yalnız dinsizliğinden Forma: 32