15 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

15 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yirmi dört kibriti bir masa üzeri- ne koyarak dokuz mürabbâ yapımız. Kibritleri yukarda gördüğünüz şe- kilde dizdikten sonra, içinden sekiz | kibrit alarak iki mürabba - bırakınız. | Oyunu süratle yapabilmek için han-| gi kibritlerin alınması icab ettiğini, | üzerine çizgiler çizerek — gösterdik. Siz bu oyunu arkadaşımıza yaptırır- | ken, hangi kibritlerin almacağını he men söylemiyeceksiniz ve bunu bul- mayı onun zekâsına bırakacaksınız! | Yağmur Ötüşüp kaçlı kuşlar, Karardı hep ufuklar. Bulutlar oldu tabur, Geliyor işte yağmur. Her taraf yasa daldı, Deniz başka renk aldı Kulak verin çocuklar, Gür gür ediyor toplar. Şimdi şimşek çakacak, Göklen yaşlar akacak, Meydan alacak yer yer Ufak götter, dereler. Nehirler hep taşacak, Mecralar aşacak, Oluklar verince bel, Basacak yolları sel. Dolu yağdığı zaman, Verse de bazan ziyan, Yağmur denilen bu su Faydalıdır doğrusu... Muallim Hasan Nahit - Kuşları seviniz! 7 e Yaz gelince her tarafta bizi rahat- sız eden küçük böceklere rastlarız, İşte bu küçük haşaratın en büyük düşmanı şu üç kuştur: Bülbül, kır- langıç, çoban kuşu. Bu kuşları de sevimli, fakat en küçüğü bülbüldür. Bunların en küçüğü bülbül olduğu halde, o haşa- ratın en büyük düşmanı da odur. Bü- | tün küçük böcekler bülbülden kaçar- lar. Bilmem dikkat ettiniz mi? Bülbül bol olan yerde bu küçük haşarata Pek az rastlarsınız. Kırlangıç ve çoban kuşları da eşek arılarmın düşmanıdır.. Onları birer birer toplayıp yerler. Bu kuşları seviniz.. Bize yardım: Tarı çoktur! Faydalı bilgiler Arılar hangi rengi severler? Bunu elbette meak edip tetkik . Bunu elbette merak edipe tetkik | ni bal toplayan arılar her renkten önce mavi rengi severler ve nerede bir mavi çiçek görürlerse ona ko - narlar. Maviden sonra sarı ve pem- be renklerden de çok hoşlanırlar . Bal toplayan arılar arasında kır - mızı renkten de hoşlanan — arılar ayni zamanda kokulu — çiçeklere daha düşkündürler. Mavi çiçek a - | rayan arılar, bulduğu çiçeklerin az | kokulu olmasma dikkat ederler. Bu arıların yaptığı ballar diğer | arılarınkinden daha lezetli ve ha - | Çakamo, on dördüncü asırda yaşamış, Japonyanın en meşhur | filezoflarından, mütevazi, terbi yeli bir adamdı. | Japon filezofu çocuk meraklı - sıydı.. O altmış yaşına kadar beş defa | evlenmiş, hiçbir karısımdan çocu - ğu olmamıştı. İlk karısından bir kız çocuğu| bu filezofun neslini yaşatamazdı. O yıllarca ellerini| göğe kaldırdı.. Güneş mabudun - dan bir erkek çocuk ciledi. Saçları bembeyaz olmuştu. Ço- cuk arzusu onun hayatında tatmin | edilemiyen isteklerinden biri idi. Çakamo, dostlarından birkaç erkek çocuğu olanlara gibte edi -| yordu. Çamako bir gece rüyasında ken di yıldızını gördü.. Filezofun yıl - dızı ona: — Göklere çık.. Senin bir erkek oğlun olacak amma, göklerin ardı na kadar gelmen gerek! demişti. Çamako gözünü açtığı zaman yüreği çarpıyordu. Yıldızı ona bir erkek çocuk vaddetmişti. Fakat, o, göklere giden yolu nasıl bula - caktı? Çakamo ikinci gece rüyasında yine kendi yıldızı ile konuştu: — | — Gelmeğe hazırım. Bana yol| göster! — Sen bu yolu kendi zekânla bulacaksın! Bu kısa konuşmadan sonra fi - vardı amma, _îilâilaı;da çoeukiar | köylere lezof gözlerini açtı. Göğe giden yolu aradı.. Günlerce, aylarca dü- | İ şündü. Göklerin ardmma giden yol- dan yürümeğe acaba bir insanın ömrü yetecek miydi? Filezof göklerin ardına çıkamı- yacağını anlayınca, bir gece bah - çesinde en uzun ağaca ip atarak | Berlinde çocuk gezintileri Bir aydanberi Berlindeyim Yaz geldi.. Mektepler tatillere| ve çocuklar semt semt gezinliler yapmağa başladılar. Busadaki çocuk gezintileri o kadar çok hoşuma gidiyo- ki.. Ba-| zan bir mektep, bazan birkaç mek-| tep talebesi birden toplanarak, ho- calariyle birlikte civar köylere gi- diyorlar. Daha büyük talebeler! de kamplara hücum ediyorlar. Ben İstanbulda iken, bu yıl, mekteplerde kamp hayatına — di-| ğer yıllara göre — daha fazla e- hemmiyet verileceğini duymuştum Umarım ki bu yıl, her yerde ol- duğu gibi, küçük arkadaşlarımız | bizim yurdumuzda da kırlara, giderek — hiç olmazsa | bir ay — kamplarda kalırlar | yata hazırlıyor. Plâjlarda küçük çocukları ko-| rumak mühim bir meseledir. Son yıllar içinde Avrupada da artan çocuk bastalıkları, plâjlarda yı- kandıktan sonra iyi kurunmamak yüzünden arttığı ileri sürülmekte- dir. Çocuğu banyodan çıkınca derhal burnuza sarmak — ve rüz- gârlı havada bulundurmamak lâ- zımdır. Resimde, deniz banyosundan| çıkan bir küçük çocuğun nasıl sa-| rındığını ve kurunduğunu görü- yorsunuz. ” 1 — Hergün temiz hava alınız. 2 — Havası — değiştirilmemiş karalı yerlerde uzun müddet "<l- mayınız. 3 — İs ve koku yerde oturmayınız. veren — sobalı 4 — Siık sık yıkanınız. 5 — Terli ve yorgun olduğu- nuz zaman, birdenbire soğuğa ve fif oluşunun sebebi budur. İ | artistler birleşikliği Çocuklara öğü Kamp, çocukları küçükten ha- Ben, buradaki| Alman kamplarını çok beğendim Berlin — 7 Haziran 1935 Kemal Tunçel Holivutta küçük Holivutta küçük artistler bir leşmeğe karar vermişler ve Ma - yer stüdyosunda bazı artistlerin yardımiyle bir içtima yapmışlar - dır. Küçüklerin bu birleşmeden maksatları, stüdyolarda çevirecek. leri filmleri aralarında taksim et-| mektir. Bazan bir çocuk iki ayda, iki film birden çeviriyor, gözleri yo- ruluyor.. Bazan da diğer biri, dört ay film çevirmeden beklivor- rüzgâra karşı kendinizi - vermeyi- niz. 6 — Her gün en aşağı bir saat sabah ve bir saat akşamüstü yol | yürüyünüz, T — Midenizi şişirinciye kadar yemeyiniz, $ — Geceleri saat dokuz üyü- | küçük bir sepetin içine bindi kendini yukarıya çekti. Filezofun ayağı yerden kesil -| mişti. Çakamo, gece oluncaya kadar, yıldızı doğuncaya kadar İar arasından kendi yıldızı doğdu- ğu zaman: — İşte, dedi. Günahkârların bi- ribirine yaslanıp süründükleri kir- li topraklardan ayağımı kestim.. | yükseli! Bundan fazla meğe gücüm yetmet amma, şimdi ruhan sana yaklaş - dığımı, göklerin ardına kadar gel-| diğimi seziyorum... Haydi, bana oğlumu göster! Çakamo saatlerce yalvardı... Göklere sesini duyuramıyacak kadar aiçaklarda bulunduğunu an ladı. Tekrar yere indi.. — Ne kadar yükseklere çıksam, ineceğim yer, yine topraktır, dedi. Ve o gün göklerin sağır ve ku- laksız olduğuna inandı. Çakamo o günden sonra, ne yer | den, ne gökten.. Hiç kimseden bir şey istemedi.. Hiç kimseye el aç - madı.. Her şeyi kendinden istedi. Aldığı kadınların kısır olduğunu anladı.. Yeniden evlendi ve bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Her şeyi kendinden istemek.. Kimseye avuç açmamak.. İşte, insanlara tehlikesiz, feyiz- li bir kurtuluş yolu! LF. z <— ı Bugünkü bilmece ı Yukardaki resim!eri tanıdınız nu? Bunlar Istanbulun hangi semtlerinde meşhurdur?. Nastl anlırlar? Bize, bilmece kuponu ile birlikte, doğrusu- nut yazıp gönderiniz, Doğru bulanlardan - birinciye $ li- ra, ikinclye 2 buçuk lira ve ayrıca 200 okuyucumuza muhtelif hediyeler ve- riyoruz, Bilmece müddeti 15 gündür. HABER ÇOCUK SAYIFASI Bilmece kuponu B —4 —983 üç,| du. Küçükler bile aralarında iş bö- lümüne lüzum görmüşlerdir ! tler 10 — Elektirik ışığı altında bir santten fazla çalışarak gözlerinizi yormayınız. 11 — Dişlerinizi yemek yedik- ten sonra fırçalayınız. 12 —- Denizde on beş dakikadan fazla kalmayınız ve denize girme- yunuz. 9 — Yorgunken su İçmeyiniz, den önce doktorun reyini alınız. Çoçuk Hekimi ve| ağacın | tepesinde bekledi. Ve kara bulut- | oyunları Parmaklara verilen gşekillerle, dü* varda pipo içen bir adamın gölgesini görüyorsunuz. Gölge oyunları çocuk" larda icad fikri yaratır ve zekâların! törpüler. Çocuk .Ilrl;ı'lı Tatil Tatil yaklaştı artık.. Dersler bittikten sonra, Sınıfı geçtikten sonra Çok yorulduk, bunaldık, Gülerek, eğlenerek, Koşup gezeceğiz. Şarkılar söyliyerek Kırlarda eseceğı Neş'eli şen çocuklar, Açmış çiçekler gibi. Güzel bahçeler, kırlar, Bütün çocukla dolar. Şimdiden kelebekler, Çabuk gelsinler diye Kırlarda, bahçelerde Çocuklar.. Sizi bekler! Rahmi Halük — Baba.. Sana yük olmak istemeft Beni bırak.. Kendi kendime kayarıtt” — Ziyanı yok yavrum! Yarın, yüdüğün zaman ben de sana yük 014 cağım .. Şundan bundan Köpeklerin derisi deliksizmişi İnsan derisinde sayısız delik * cikler vardır. Terlediğimiz 78 * man, terimizi bu deliklerden Çlıf' rırız. Bu delikler insanın avuç içi” de, ayak — tabanında ve yüılî"_a daha fazladır. Fakat, köpekl"'ı derisinde bu delikçikler yoktur- Şiddetli güneş karşısında bulu * | nan bir köpek, bir müddet ağzım! | açar, dilini çıkartır ve her zam dakikada 15 - 20 kere nefes alır ” ken, bu sefer teneffüsü dakikad* 350 - 400 e kadar çıkar. Köpekler vücutlarmdaki buhü” rı ancak teneffüs yoliyle çıkaraâP” lirler. Bu sebebple köpekler ıe": mez ve derileri diğer hayvan Hü y lerinden daha temiz kalır. Ev K& pekleri gözümüzün önündedir:

Bu sayıdan diğer sayfalar: