e e » e A Hiç unutmam, bundan beş yıl önce, daha deniz üzerinde durma- Yi pek beceremezkön gene benim gibi bir tanıdıkla kimsesiz bir gün de bir plâja gitmiştik. Ben soyunup girdim. O, “daha terliyim,, diye kendi- he göre bir takım sağlık tedbirleri | almakla uğraşıyor, kumlar üzerin- de bir kabinenin kapısını kendisı- he siper ederek yavaşça esen rüz- güârdan güya sakınıyordu.. Plâjda hemen kimsecik yok - tu, Ta öbür uçta kayıkçıya benzer biri bir tel örgünün yanıbaşında bir hasır şapkanın gölgesine sığın- Miş oluruyor, az ortalarda — bir Yaşlı kadın kumun içerlerinde de- belenip, sanırım romatizmalarını tidermeğe çalışryordu. Gittiğimiz plâj, Florya larından biriydi.. Ben şöyle biraz yürüdüm. Su belime kadar geldi. * Sonra dizlerime çıktı. Sonra birden, denizin, bir çu -| Yal ağzı gibi çeneme kadar sıkışıp tokulduğunu hissettim. Bir çukura batmıştım. | * * * İ plâj- | Gözlerim hâlâ dışarıyı göre - biliyordu. Ayaklarımın ucu yer -| * 'den kesilmemişti. Olduğum yerde pek korku yok- tu denebilirdi amma, ne de olsa denizin durmaksızın sallayan sıkı dalgaları o korkunç genişliği için- de soluğumu kesiyordu. Sanki mü- Vazenemi bozacakmış gibi, bağır- Madan, şöyle elimi kaldırıp arka- daşıma doğru bir iki salladım.. O, mu bir keyif gösterişi sanarak i- kolunu birden sallayıp saade- kurtaramn Gönü Iilü Plâj öbetçileri Plâğj kazalarına karşı çok faydalı oluyor time adetâ çabucak ortak olma çe- vikliğini gösterdi. Kendimi yenip imdat istiyeme- dim ve bir Romalı rakkase gibi o- yana buyana milimetreler hesabi- le manevralar yapârak güçbelâ kı- yıyı buldum. Ve « Ben bu baştan geçmişi niçin an- latıyorum, diyeceksiniz.! Önümde yızılıuk'çok iyi bir mevzu var. “Can kurtaran gönüllü plâj nö - betçiliği,, nedir, biliyor musunuz? İşte anlatmak istediğim budur . Bizde her yaz yüzme yolunda ka zaya uğrayanlar ne kadardır, bil miyorum! Çünkü — denizde her rasladığım kişi, gerçekten yüzer gibi görünüyor. Dört — yana kol, bacak salışında bir Manş geçen adamın becerikliği var. Ve batıp başlarına bir hal geliyorsa, bu da her halde ben pilâjdan ayrıldık: tan sonra oluyor. Şimdiye kadar kendimden başka kimsenin boğul- ma tehlikesine düşer gibi olduğu- nu görmedim. Tanrı göslermesin de. .. . Fakat denizde kaza, balık ka- dar tabi, ve gelip çatahilecek bir şeydir.... Siz, gene dikkatten geri kalma-| yın.. İngiltere kıyılarında, her halde canlarını da sevmekten geri lel - mıyarak, yüzüp bocalarken her yıl 2000 kişi yardımsızca boğulup gidiyor. Buna karşımlık — İşte a- sıl anlatacağım şeye geldim — A- vusturalya kıyılarında 14.000 - ki. şi azası olan büyük bir gönüllü | rek öğrenilecek şeydir. | boğulmalarından başka bir de kö- “can kurtarma,, teşekkülü, 20.000 insanın hayatını kurtarmıştır. Yal-| nız son beş yıl içinde 1000 kişiyi| boğulmaktan, yahut deniz “cana- varlarının,, ağzından kurtarmış- tır.. e. d Gerçi Avusturalyada insanları | bu kadar “deniz inceli,, yapa- cak sebep gözönündedir. Çünkü birçok şehir halkı için deniz adetâ bir evin arka kapısı gibi bir şey- dir. Orada ahali. yin kah- valtı yemeden önce eline mayosu- nu alarak kıyıya koşar.. Herkes i- şine gitmeden önce bir kere de- nize dalar, çıkar.. Okuduğumuza göre, diğer memleketlerde halkı başka başka istikametlerde işleri- ne götüren işçi tramvay, otobüsle- ri varsa, Avusturalyanın birçok şe hirlerinde de banyo otobüsleri var dır. Kadın, erkek, çocuk hep de- nizdedir. Fakat denizi olan her memle - ket için, bu “gönüllü can kurtar - ma,, teşkilâtı gerçekten beğenile . Ne olduklarını, nasil çalıştık - larını anlatalım: K KM Avusturalyada belli başlı deniz pek balığı tehlikesi vardır. Bunun için, orada can kurtarıcıların işi daha genişliyor ve tedbirleri daha| çoğalıyor. Kurtarıcılar, hep güclü delikan. lılardan ibarettir. | Plâj mevsimlerinde — kıyılara geldikleri vakit, kendilerine birer| ilâh gözüyle bakarlar. Lâf değil..| Can kurtarıyorlar. Kendi canla- rını zora koyarak başkasının gene kendisinin kadar değerli olan canı- nı kurtarıyor.. Fakat gene bu pi- lâj ilâhları şehir hayatında sizin, benim gibi, memur, belki de gaze- teci, esnaf adamlardır. Plâjlarda insan hayatı koruma ve kurtarma işine gönüllü olarak yirmi beş vıl önce başlanıldı. U fak ufak klüp- lerden ibarettiler. Fakat zaman geçtikçe kuvvetlendiler. İşte bu gün “gönüllü pilâj nöbetçileri,, | 14.000 kişi bir arada Avusturalya- da büyük bir cemiyet kurmuşlar-| dır. Kimseden de yardım bekle-l mezler.. “Can kurtaran gönüllü pilâj nöbetçileri,, gerçekten kimseden yardım beklemiyor, üstelik kendi- leri para — veriyorlar. —Her üye (aza) yıl başında cemiyete bizlin paramızla altı buçuk lira veriyor. Evet, para vermek suretiyle ken - dini zora, belki de tehlikeye ko - yuyor. ..» Tehlikeye koyuyor amma, A- vusturalyalılar arasında bu hâdise | bir çeşit ak soyluluk (asalet) işi- dir. Eğer kazaya uğramış bir canı | kahramanca kurtarırsanız, inııın-'| lığın bir unutulmaz bahadırı, seç. me kişisi olursunuz.. Avusturalya- nın her genci bu teşekküle girmek istiyor, fakat kolay değil... . » » “Can kurtaranlar gönüllüsü, olmak, öyle yıllık ücreti vermekle bitmiyor. Bir kere belli başlı bir mesafeyi ustaca yüzmek lâzımdır. Boğulma tehlikesinde olan bir a damı kurtarmak fenninden yok lanması gerekiyor. Bu iş, 30 yav raklık küçük bir el kitabında ya zılıdır. Onu okü bilgisini yol:- lattırması icap etmektedir. Ve en sonra, fiziyoloji mevzuu üzerinde ve denizden kurtarılmış bir ada mın iyi edilmesi hakkında ayrıca bir kitaptan imtihan vermesi lâ zımdır. Böylece aza olabilir. Kur. | | tarıcılar arasına geçer.. . . * Şimdi bu adamlar, Avustural ya plâjlarını aralarında üleşmiş- lerdir. Parça parça gruplar ha -| Hinde plâjlara gelir ve önce, daha| ilerisinde yüzülmesi memnu olan bayrakları gözetir, onların yerli yerinde olup olmadıklarına ba - karlar. Ve yüzücülerin bu bayra- ğı geçmelerine de engel olurlar.. Şunu söyliyelim ki, Avustural- yanın 14.000 gencinden teşekkül eden bu “gönüllü can kurtarıcılar., elinde tam salâhiyet vardır. Hal. kın hayatını korumak yolunda ma| kul gördükleri her hangi tedbiri | alabilirler, Bu, yirmi beş yıllık an'aneli ha. yatları boyunca kazandıkları ve| hiç de yanlış yolda kullanmadık - ları bir itibardır.., Bu altı delikanlı, kumlar üstünde kaynaşan — binlerce kişinin hayatına nezaret eden, onla- rı tehlikelere karşı muhafazaya — çalı- şan “gönüllü plâj nöbetçileri,, nden- dir, Gönüllüler bu ilk kaba taslak işi yaptıktan sonra belli başlı a- damlarını plâjın — hele Avustu- ralya pilâjlarının bir — hususiyeti olan — kuleleri üzerine gözleme - ğe çıkarlar. Bu adamların öde - vi (vazifesi) bilhassa köpek balık. larını gözetmektir. Köpek balığının gölgesi sezil- se, kuleden derhal tehlike zili ça- lar ve bir an içinde — bütün halk kumsala çıkarlar.. u ». » Insan zevki düşünülürken bu zevkten doğabilecek tehlikelerde akla gelerek, her vakit tehlikenin önüne geçmyi zevk edinen insan- ları beğenmemek elden gelmiyor.. Avusturalyadaki bu ağır başlı teş- kilâta imrenen bir İngiliz muhar- riri kendi memleketini kastede - rek: “Belli başlı. pilâjlarımızdan birinde can kurtarmağa mahsus kayıkların kayıkçılarının yüzme bilmediği anlaşıldı,, diyor. Bazı pilâjlarında da hemen hiç gözcü yokmuş... İngiliz muharriri kendi mem- leketini Avusturalyalılardan ders almağa çağırıyor. Fakat bana ka- lırsa, insanların hayatına dokunan herhangi iyi tedbir, usulü üzere, herhangi memlekette tatbik edil- se her vakit faydalıdır. Ördn e Bdit Çüti — — — e