yanında çalışmaktad ea aa 6 NİSAN — 1935 HARFR - Akşam Posfası Hile yaparak kendini idam ettirten Japon Zabiti... Rus - Japon muharebesini memleketine kazandırdı Çarlığın yıkılarak Bolşevikliğin kurulmasına yol açtı | J| a| | | î Trakta afyon kaçakçılarını takip et- mek üzere hususi polis teşkilâtı vücu- da getirilmiştir. Bu teşkilât ;vldtl mitralyözlü otomobillerle iş görmek- tedir. Yukarıdaki resim bu otomobil- lerden birini gösteriyor. Ötomobillerin ön taraflarındaki cam- ları silmek için otomatik terlibat ol- duğunu bilirsiniz, Bir Amerikalı bunu tayyareci gözlüklerine de tatbik ct rı;fnln yolunu bulmuştur. Böyle bir gözlük kullanan tayyareci yağmurlu, tipili havalarda gayet rahatça çalışa- Bilmektedir. Hitler sebzeden başka bir şey | yemiyormuş! Hitler sebze ve meyvadan baş - ka bir şey yememektedir. Esasen yediği şeyler çok basit olduğu için TI pişirmek güç değildir. O - nun yemeklerini, vaktiyle Mü - nihte kendisine arkadaşlık etmiş olan birisi hazırlamaktadır. Hit . ler yalnız öğle yemeğini yemekte ve gece saat 11 & doğru da — bir kahyaltı yapmaktadır. İngiltere bakanlarının Berlinde bulunduk ları sırada Hitlerin onlara verece - #i ziyafet için fon Noyrat — kendi aşçısını Fürer'e göndermiştir. Bu aşçı, fon Noyrat — İngilterede elçi bulunduğu zamandanberi onun öeeenemenen HABER " İstanbulun en çok satılan hl'; akşam gazetesidir. İlânla 'l d.'ı:ABER'ı verenler kâr e -i | SeLeraten eensan, ea knen | bu hikâyeyi kendisinden dinle- | masaydı şimdi | saydı Japonlar kazanamıyacaktı. | metini gören bir yüzbaşıydım. He-, | dar olmağa başladık. O, yabancı “bugün milli bir Yerlere geçen babasının “harakiri,, yapmasına sebeb olan Japon zabiti kahramandır! Acaba güzel Rus aktrisine âşık oluşu da “vatanperverlik yüzünden,, miydi ?... | Okuyacağınız satırlar doğru- dan doğruya General Yablonski- nin anlattığı hikâyedir. Bu yaşlı adam her gece Berlinde Nollen- dorfplatz caddesindeki küçücük Rus kahvesinin bir köşesinde otu- rur, Dik yakalı gömleğinin göğsü- ne takılı sıra sıra madalyeler, her- kesin nazarı dikkatini celbedecek kadar çoktur. General dünyanın dört bucağına yayılmış Rus mu- hacirlerinin tam bir örneğidir. O- na ikram edilen bir kaç kadeh vot- ka ile dertleri deşilebilir, az çakır keyif olursa yüzbaşı Tanama'nın masalını anlatmağa başlar. Ben dim: — Rus ihtilâlinden ve onu ta- kip eden Bolşeviklikten bir - tek kişi mes'üldür. Eğorburherif '0 “mukaddes Ruz- ya,, da bir çar bulunacak. Biliyor-. sunuz ki 1905 de Japonlar bizi| mağlup etti ve bu mağlubiyet Rus yada ihtilâl hareketlerini doğur du. Eğer Tanama adlı adar olma-! Onun adını hiç işitmediniz mi? Bu sualden sonra, kir vakitler| çarın casus teşkilâtını idare etmiş olan General az durdu, derin bir nefes aldı ve hikâyesine başladı: — Yüzbaşı Tanama 1901 yılın- da Japon Elçiliğinin askeri ata- şesi olarak Sent Petrsburg'a geldi. Ben o vakitler istihbarat şube- si müdüriyetinde emir zabiti hiz- men yüzbaşı Tanama ile alâka- bir ülkenin askeri ataşesi idi, (Bu söz “casus,, un daha nazikçe olan bir başka adıdır.) Japonyanın en! eski bir ailesinin oğlu idi. Babası da Mikadonun en yakın dostu bu- lunuyordu. Buhranlı zamanlarda bulunu- yorduk. Uzak Şarkta bir savaş o- lacağırı biliyorduk. Tokyodaki ataşemiz bize Japon harbiye da- iresinin yapmakta olduğu büyük hazırlıklara dair her gün yeni ye- ni raporlar gönderiyordu. Yüzba- şı Tanama Rusyada etek dolusu paralar harcıyar, çalmadığı kapı bırakmıyor, kadın erkek, sivil za- Lit edinmediği arkadaş kalmıyor- du. Tam bir yıl onu çok sıki takip ettiğimiz halde hiç bir şey, en kü- çük bir iz bile elde — edemedik. Halbuki Tokyodaki ataşemiz Rus- yada Japonyaya hiç durmaksızın malümat sızdığını bildiriyordu.. Yüzbaşı Tanamayı memleketten çıkartmaktan başka yapacak iş yoktur.Bu Japonun İlyinskaya adlı | bir aktrisi sevdiğini biliyorduk. Onu harekete getirmek icin epey güçlük çektik. Bu kadın bir gece yüzbaşı Tanama'ya giderek - der- hal evlenmeleri lâzim - olduğunu tehditli bir biçimle söyledi. Yüz- başı böyle bir işe yanaşamazdı. Japon zabitleri yabancı kadınlar- la evlenemiyeceğinden başka 0- nun Japonyada bekliyen nikâhlı bir de karısı vardı. — İlyinskaya para teklif etti. Aktris bunu din- lemek bile istemedi. Ya nikâhları kıyılacak yahut da onu rezil ede- cekti. Kadın son söz olarak: “Ya- rın akşama kadar düşün ve ceva- bını ver,, dedikten sonra bırakıp gitti. Ertesi günü dairemdeki lelefu acı acı çaldı. Japonyalı beni görmek istiyordu. Apımmı na gittim. Bana çok açık ve sami- mi bir yürekle: — Bu İlyinskaya işini bılıyor musunuz? diye sordu. Tabit yalan söylemek icap e- diyordu. Hiç bir şeyden haberim olmadığını anlattım. Vaziyeti bir kaç kelime ile anlattıktan sonra dedi ki: — Tehdidini yapacak olursa benim ne müşkül vaziyette kala- cağımı anlarsınız. Beni korkak bir adam sanmayınız. İntihar et- mekten yahut da gözden düşmek- ten korkar bir adam değilim. An- cak ailem en asil bir ailedir. Ba. bam da imparatorun has şurâsın- dadır ve çok ihtiyardır. Hayatın son günlerinde benim gözden düşmüş olduğumu görmesini iste- mem, Çünkü o da benim gibi inti- harı bir vazife bilecektir. Hele amcam ! Siz, biz Japonları tanı: mazsınız !, ı Az durduktan sonra birden- bire: N — Yüzbaşım istersen sen bana yardım edebilirsin. Hemen şartla- rını söyle dedi.. İçim sevinçle dol- muştu. Ancak birdenbire cevap yermedim, Az düşünür gibi ol- | dum. Sonra da; — Size yardım - edebileceğime pek emin değilim, Herhalde Rus- yadan çıkıp gitmeniz lâzımgele- cek dedim. Bir kere de arkadaşla- rımla konuşacağımı söyliyerek çı- kıp gittim, Dairede arkadaşlara meseleyi anlattım. En asil bir Japon zabiti- nin Rus istihbarat şubesine yar- dım teklif etmesi herkesi güldür- dü, Daire müdürümüz — binbaşı. | Oblomov: — Herif bizi aptal yerine koyu- yor. Japonya Rusyayı şaşırtmak emelini beslemektedir. Ancak hzk bu dolmayı yutmuş gibi davrana- lrm. Port Artor ve Mançuryanın cenubundaki askeri harekât hak- kında malümat isteyelim. Japon harbiye dairesinin bize ne hazırlı- yacağını anlamak pek de fena de- ğgildir. Biz de aldığımız raporların büsbütün aksini yaparız. Bu fena bir düşünce değildi. | Meseleyi uzun uzadıye münakaşa- | dan sonra bir plân yaptık. Tana- | ma da ertesi günü Sent Ptersburg- dan çıkıp gitti. 1902 yazının son- larıma doğru, ictinabı gayrikabil gibi görünen harbin hazırlıkları ile meşguldük. Tanamayı unut- muştuk. 1902 Birincikânununda bir gün Tokyo ataşemizden bir pa- ket aldık. Bunda Japonların Port Artora karşı yapacakları hareke- tin en küçük teferrüatına varıncı- ya kadar tafsilât vardı. Binbaşı Oblomov plânları adamakıllı tet- kik ettikten sonra, kaldırıp mah- zeni evrakta hifzetti, Bu birinci o- yundu. Altı ay sonra 1903 yazında bir paket daha geldi. Bu da gene en hurda tafsilâtına varıncıya ka- dar Mançuri yarım adasında yapı- lacak harekâtın plânıydı. Ayni yılın birinci kânunu — sonlarına doğru bir üçüncü plân daha gel- di. Bu da Yalu ırmağında Japon- ların nasıl davranacaklarını gene en hurda teferrüat ve tafsilâtile an- latıyordu. Üçüncü plânın vüru- dundan bir iki ay sonra bepimizi şaşırtacak bir haber geldi. Bunu oradaki ataşemiz de tekid ediyor- | du: Yüzbaşı Tanama Harbiye Ne- zaretinden bir takım plânları ça- larken yakalanmış — olduğundan kurşuna dizi'mişti. Bunu bir Ja- pon blöfü sandık; fakat bir kaç geee 'Japon — vreseekerereREL A eke ser serker LA sEReLAZ ' fedaileri Bu yazıda okuduğunuz ; | bir ; | $ İ İ % neviden kahramanlığı ı Japon nasıl yapabilir? İ Unutmayınız ki, Japan- yada yeni usul bir torpili. | t cat edilmiştir. İçine birinin | girmesi ve torpili düşman ş zırklısına bizzat sevkede - i ! rek çarptırması lâzım gel- mektedir. » ! Böyle müthiş bir silâhta | “çalışmak,, üzere, pek çok i Japon gençleri gönüllü ya- ı zılmışlardır? ; İşte zihniyet... vecemereREN SA aA se b AneN gün sonra da Japon gazeteleri has şurâ azasından prens Tanama | nın oğlu yüzünden intihar etmiş olduğunu okuyunca artık hiç şüp- hemiz kalmadı. Ve evrak mahze- nimizde Japonların üç takım plâ: nı duruyordu! | Onları hemen çıkararak - tabi- yemizi değiştirmek üzere geceli gündüzlü çalıştık. Sonra da 1904 şubatımda harp patladı. 1905, sonra da 1917 ihtilâlini doğura- 1l cak olan © meş'um harp! Nisan ayında Yalu ırmağı üze- a rindeki Çyulyençeuk mevzilerine düştük. Burada 30 Nisan 1904 de yapılan savaş dünyanın mühim | muharebelerinden biridir. Burada elimizdeki Japonların plânına gö- re tabiye kullanmıştık. Mağlubi- yetten mağlubiyete uğradık. U- mumi tabiyemizi-değiştirmek için vakit çok geçmişti. Bu plânı Ta- namanın istediği gibi tasarlamış- tık. Mukden, Naşan ve Port Ar- | torda da yenildik. Tarih diyor ki: | “Uzun Sibirya demiryolu — kâfi miktarda asker ve cepane yetişti- | remediği için Ruslar kaybetmiş- tir.,, Bu kocaman yalandan başka bir şey değildir! Japonlardan faz: la adamımız vardı fakat hep yan: lış yerlerde! 1904 Kânunuevvelinde cephe- deydim. Elime esir bir Japon zabiti geçti. Ona Tanamayı sordum. Ba- kın verdiği karşılığa: — O ulusal kahramanlarımızın en büyüğüdür. İmparator ona ve ailesine “doğan güneş,, nişanını verdi. — Demek ki yüzbaşı idam edil. medi? | — Nasıl idam edilmedi? Onu bir casus sanarak idam ettiler. Fa- kat bundan bir kaç ay evvel işin hkikatı anlaşılarak şeref ve - na- Musu iade edildi. Maksadı siz Rusları aldatmak imiş ve bunda da tam mânasıyle muvaffak oldu: | ğunu hepiniz gördünüz! Ne büyük şeref değil mi? | — Y babası?... ı — Babası da tabii intihar etti. | Tabii bu da en büyük bir şereftir! v * * Biz de böylece harbi kaybettik. Fakat sizi aldatmak için seve — ge- ve idam meydanına koşan ve inti- har eden bir millete karşı başka ne yapılabilir ki?!.. | ... | — Ben bu hikâyeyi bir masal di - I ye dinlemiştim. Fakat Ruz İmpa» | ratorluğ 1 ordusunda yüksek işler |görmüş başka zabitlerden de bu- , nu işitince derin derin düşündüm. North - American — mecmuasında