Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
gkea a üi Adımız, andımızdır. 6. NİSAN 1935 CUMARTESİ Taranto, 5 (A:A.) — Bir köylü eski Meta ponto şehrinde tesadüfen 600 tane eski ab — tın bulmuştur. Bunlar cenub İtalyasındaki — eski yunan şehirlerinin paralarıdır. Bi a Her yerde 5 kuruş — Gündelik ÇOCUK DEVRİ Içinde bulunduğumuz çağa ço- £ devri deniliyor.. Bilmiyoruz, başka devirlerinde çocuk _““ll.m_u, ve ona değer verilme- tn! midir? Yaşayış, yayılış ve yük- ni ol anayasaları her devirde ay- .ö'm'_ı_“gu için bunu pek gerçek Uyoruz.. ve tersine olarak ço- her vakit ulusal gücün ilk sayıldığına inanıyoruz.. Ugün ondan daha çok konu- *UYorsa bu hiç kuşkusuz, devri- Zde arsmulusal geçimsizliğin ço- di"'“! olmasından ileri gelmekte- temeli ençî'uk uluslar için en değerli bir Stli kaynağıdır. Onun yarın için* Tec —..?Hldlğml ve neler verebi- *Sini bilememekle beraber ya- ".llr umudlar çok büyüktür. U- n tarihinde arasıra doğan ha: yıldızların evrensel rolünü Yıl Yoruz, Her çocuk için böyle bir diz olmak akla gelir şey olma- "eidn Onun nomal rolü kendine iki &t verilmesi için yeter. Çocuk $a ğu:ıü muştu ile ulusal yaşayı- anc verir. İlk muştu çocu- . “ı““l güce beldek olmasıdır., Sal si; de gene bu çocuğun ulu- —.:"ee yeni ve taze bir şey kat- ü df'- O kendisinde ulusun hem ş;"?'"ni. hem de gücünü artıran " öz taşır. dir; ük sorumunun iki yüzü var- leü B_“nlardan biri ulusların is- ki ( tine bağlı olmıyan yüzüdür * Onların bedensel ve psikolojik (Sonu 3. üncü sayıfada) yAzama AM MN Başbakanımız dün İstanbula gitti Başbakan İsmet İnönü, birkaç günıı'ı!ıtüq!ııt etmek üzere bu ak- şamki trenle İstanbul'a gitmiş ve durakta Kurultay Başkanı, bakan- lar ve Riyaseti Cümhur Umumi Kâtibi, Başyaveri, birçok saylav- lar ve bakanlıklar - ileri gelenleri tarafından uğurlanmıştır. İçeriişler Bakanımız dün geldi İçeri İşler Bakanımız Bay Şükrü Ka- ya dün Trakya'daki seyahatinden şeh- rimize dönmüştür. Ökonomi Bakanımız Kütahya'ya gitti Ökonomi Bakanı B. Celal Başu yapılacak seramik sanayi üîerın- de araştırmalar yapmak üzere dünkü öğle treniyle Kütahya'ya hareket etmiştir. Yunanistan kabine- sinde değişıkhkler Atina, 5 (A.A.) — Yuna_niatan- n Uluslar Derneği konıeyı.nde 'B. Maksimos tarafından temıı_l edıl_e- ceği resmen bildirilmektedir. İıtı.- fa eden B. Pezmezoğlu'nun yeri- (Sorlu 3 üncü sayıfada) STRESA KONFERANSINA DOĞRU Yapılan görüşmeler durumu düzeltemedi Londra, 5 (A.A.) — Taymis ga- zetesi B. Eden'in Prag'ı ziyaretin- den çıkan sonucları gözden geçir- mektedir. B. Eden Çekoslovakya- nın Almanya ve Polonya red ceva- bı verseler bile Fransa ve Sovyet- ler Birliği ile doğu andlaşmasını imzalamıya hazır olduğunu gör- ; müştür. Bununla beraber B. Beneş bu andlaşmayı imzalamadan ön- ce B. Laval tarafından Moskova- ya yapılacak seyahat sonucunun da beklendiğini söylemiştir. B. Be- neş'e göre Polonyanın düşüncesi- ni değiştirmesi olası yoktur. Her- halde kabule değer başka bir hal esi bulunmazsa Paris - Mosko - va - Prag andlaşması gerçekleşe- cektir. Taymis gazetesi B. Beneş'in bu düşüncesini hulâsa ederek doğu andlaşmasının eski şeklinde ger- çekleşmesine artık imkân kalma- dığını kaydetmektedir. B. Eden Avrupa'da barışı temin etmek için güdülebilecek tek yolun artık mın- taka andlaşmaları değil ancak bü- tün Avrupayı içine alacak genel bir uzlaşma olduğu kanığına var- mıştır. İki İngiliz sıyasal mahfillerinde B. Eden'in bu seyahatleri malümat almak bakımından çok faydalı ol- &I 1— Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına Osmanlıcadan Tı’irkçeye Karşıl duğu düşüncesi vardır. Gerçek hal çareleri bulmanın kolay ola- cağını beklemek doğru olmazsa da hiç olmazsa bu seyahat B. E- den'in herhangi bir çarenin de imkânsız olduğu gibi bir düşün- ceyle dönmesi sonucunu da ver- memiştir. Taymis'in Varşova ve Paris bil- dirmenleri bir düşüncededirler. Varşova bildirmeni 3 nisanda çı- karılan resmi bildiriğden dolayı italyan, fransız ve sovyetler mah- fillerinin hayal kırılışlarını sakla- makta olduklarını bildirmektedir. Bu mahfiller daha açık sözler bek- lemiş olduklarını söylemektedir- ler. Öte yandan Polonya resmi mahfilleri B. Eden'in seyahatin- den çok kıvanclıdırlar. Çünkü bu yolculuk sonucu olarak Polonya- nın menfi durumu sebeblerinin bundan sonra Londra'da ve Lon- dra vasıtasiyle Paris'te daha eyi anlaşılacağına kanığdırlar. İngiliz dış styasasının birçok yöneyleri Polonya sıyasasına uyduğu da memnuniyetle görülmektedir. Bu uygunluk yalnız güdülen amac- larda, usullerde de vardır. Taymis'in Paris bildirmeni şöy- le yazmaktadır: “Fransa'da Do- (Sonu 3 üncü sayıfada) 'seyinin verdiği karar mucibince, ıklar Kılavuzu N. 13 (T: Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) Balkan konseyi toplandı Belgrad, 5 (A.A.) — Aavala a- jansı bildiriyor: Atina'da ikinci kânunun üçün- den dokuzuna kadar toplanmış olan Balkan antantı ökonomi kon- balkan antantı devletlerinin mu- rahhas ve mütehassısları bugün dört komisyon halinde Belgrad'da toplantılarına başlamışlardır. Ko- misyonlar aşağıdaki meseleleri tet. kik edeceklerdir: 1. — Demiryolları münakalatı 2. — Nehir ve deniz yolları mü- nakaltı 3. — Hava münakalatı 4. — Posta, telgraf, telefon ve telsiz münakalat ve muhaberatı Komisyonlar bütün bu mesele- ler hakkında müspet teklifler ha- zırlıyacaklar ve bu teklifleri tas- dik edilmek üzere balkan antantı konseyinin gelecek toplantısına sunacaklardır. -General Göringin önemli bir söylevi Dıntziâ, Alman hava bakanı Gene » ral Göring saylav meclisi seçimi dola « yısiyle verdiği söylevde demiştir klı “ — Dantzig'in kurum bakımındazi Almanya'ya bağlı olmaması o kadar önemli değildir. Esaslı olan şey onuş yürekten alman olmasıdır. Almanya (Sonu 3 üncü sayrfada) yazılarını gazetelere vereceğiz. — Yeni konan karşılıkların iyi ay 3 — Kökü türkçe olan kelimelerin len şekil gibi. &. — Bozmak, dağıtmak (Parlamentolar *hetmek Mit "':ıe k;,ı — Almanyanın askerliği yeniden kut- dfnıa. ertsay muahedesini fesh etmektedir. — fyanın askerliği yeniden kurması, Versay AŞmasını bozmaktadır. "ı; Fransız kabinesi parlamentoyu — feshetmek Mak ; FFansız kabinesi parlamentoyu dağıt- £ sted," ö Boıulmı, dağılma a Yüzç S V Aramızdaki anlaşmanın infisahı ü'"'!n - Ara Heki I: n bi l I .Vüzünde" K — İngilterede parlamentonun infisahı — İn - &it terede Parlamentonun dağılması. Mütetos,; ı_: Stih — Bozulmuş, çürümüş, kokmuş (çü *k: Mütefessih bir cemiyet — Bozulmuş TÜmüş) bir sosyete — Mütefessih etlerden Ve V. Za Yapmamalı — Kokmuş etlerden yemek '*P'naına],_ h ttmek — Bozulmak, çürümek, kokmak l’q'q ri (:aalai saltanat anlamına) — Kar gaşa dev- ) Anarchie, interrögne " — Oynak *ve “ B B“Iükı takım F Tnek; Fevc fevc — Bö#'ç, bölük, takım takım P.,'.N j P. — F'!kmk. döner fıskiye İakğüıt S Bek: Kısmı fevkani — Üst krsem ) — tahtani — Altlı üstlü : 'i;ı T Klybgtmek, kaçırmak, elden çıkarmak h"x.,: 1 — Fırsatı fevt eden sonra dövünür — .. *-.xat ennra dövünür. ırd edilmesi için, gereğine göre, bu günkü işlenmiş ve kullanılarnı Fevza (Bak: fetret) — Kargaşa — (Fr.) Anarchie Feyezan -— Taşma Feyz — Gürlük Feyzdar — Üregen Feyz bulmak, feyzdar elmak — Gürelmek Feyyaz — Gür, bereketli Fezleke (Bak: icmal, hulâsa). Fıkra — Bölek — (Fr.) Paragraphe Örnek: Yazınızın üçüncü böleğinde (fıkrasın- da — Dans le troisiğme paragraphe de votre article - cdote Fıkra — Anlatık — (Fr.) Ane! ; . i (;mek: Nasreddin hocanın anlatığı (fıkrası) ** L'anecdote de Nasreddin Hodja Fıkra (terim) — Boğum — (Fr.) Vertöbrs Fırka — Parti (T. Kö.) Tümen — (Fr.) Division — (Fr.) Com - Fırka (askerlik terimi) — Fırka | danı — Tü mandant de division Fırka kumandanı miriliva — Tümgenetral Fırka erkânı harbiyesi — Tüm kurmay — (Fr.) Etat-major de division Fırsat — Fırsat (T. Kö.) Fıtrat (Hilkat, cibillet) — Yaradılış Fıtri Çhilki, cibilliy — Doğunsal (Doğunsal'in sonundaki “1,, ince okunur) Örnek; Kendisindeki anlayış ve çabuk 'k?vra- yış sonradan olma değil, fıtridir — Kendısgndc- ki anlayış ve çabuk kavrayış sonradan olma de- ğil, doğunsaldir.. Fiat — Paha, eder : Örnek; Bu defterin fiatı kaç paradır — Bu utf. terin ederi kaç paradır. Fidyei necat — Kurtulmalık Örnek: Haydutlar yakaladıkları zenginden bü- yük bir fidyei necat istediler — Haydutlar ya « kaladıkları zenginden büyük bir kurtulmalık is- tediler. Figan (Bak: feryad) — Haykırı - figâr — - yaralı Örnek: Dilfigâr — Yüzeği yaralı Fihrist — Bulmaç Fikdan — Yokluk, bulunmazlık Fikr — Fikir (T. Kö.) —(Fr.) Penste Fikr — Düşünce — (Fr.) Avis Örnek: Bu işte benim fikrim şudur — Bu işte benim düşüncem şudur, Fikr — İde (Yakutça) — (Fr.) İdöe Örnek: Fikir, dimağın işlemesinden doğar — İde dimağın işlemesinden doğar, Fikri — Düşünsel, ideyel, fikriğ Örnek: ! — Fikri mesainin verdiği yorgunluk — Düşünsel çalışmaların verdiği yorgunluk. 2 — İnsanların fikri kudreti — İnsanların fik- riğ erki. Fikri takib — Güderge Örnek: O, fikri takib ile hareket eder bir genc- tir. — O, güderge ile hareket eder bir genctir. Filhakika — Gerçekten Firamuş etmek — Unutmak Firar — Kaçma Firar etmek — Kaçmak Firari — Kaçak — Firaş — Döşenek, döşek fransızcaları da yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. şekilleri alır mıştır: Aslı ak olan hak, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden ge- Firak, firkat (iftirak) — Ayrılık Fitade — Düşmüş b Fitne (fesad anlamına) — Bozut — (Fr.) Corrup- tion, sedition, perturbatlon Örnek: OrtakiIrkta fitne alâmetleri görülüyor- du — Ortaklıkta bozut beldekleri görülüyordu. Fitne (nifak anlamına) — Arabozma Örnek: Aramıza fitne soktu — Aramızı bozdu. Fitnecu (bak: müfsit) — Bozutçu Örnek: Bilmezsiniz, o ne fitnecu bir adamdır — Bilmezsiniz, o ne bozütcu bir adamdır. Fuzuli — Boşuna, haksız, yersiz Örnek: ! — Bu konuşmaya fuzult müdahale et- menize ne demeli? — Bu konuşmaya boşuna (yersiz) karışmanıza ne demeli? 2 — Bu parayı fuzuli olarak aldrlar — Bu pa- rayı haksız olarak aldrlar. Füceten »— Ansızın, birdenbire Örnek: Füceten vefat etti — Ansızın (birden- bire) öldü. Fürce — Aralık, delik Füru — Aşağı Serfüru etmek — Başeğmek Füruht — Satma, satım Fürumaye — Alçak soylu H Füruş — Satan Örnek : Malümat füruş — Bilgi satan Füshat — Genişlik Fesih — Gen, geniş Fütur — Bezginlik Örnek: Görüyorum ki fütura uğramışsınız — Görüyorum ki bezginliğe uğramışsınız. Fütüvvet — Akılık, cömertlik Füzun — Çok, artık