Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
25 Birinci kânun 1934 HABER — Akşam Postası a 4 — —— ococoocoa Kanlı bir aşk! ehirde artık barışıklık hü- küm sürüyordu. Komşular birbirleriyle didişmekten, birbir- lerinin kanımı dökmekten bıkmış lardı. Bir araya gelip dış düşman- İara karşı koymak, elbet daha doğ ru olurdu. Aradaki barışıklık, ev- İlik bağlarıyle de sağlamlaştırıla- tak, eski kan davaları da böylelik- le unutulacak, düğünler, bayram- lar içinde yeni dostluklar kutlula- hacaktı. Vak'anın sahnesi Ravenna şeh- riydi. Burası İtalyanınm tariht şe- hirlerinden biri vak'a on üçüncü Yüz yılm ortalarında geçmektedir. Fakat bu yeni dostluğu kuracak, temelleştirecek bir evlenmeydi;ve âavenna'ya hâkim olan L'da hane danı ile Ramona hâkim olan Male testa hanedanı arasında olacaktı. < Gido'nun kızı olan Francesko ile Maletesta'nın oğlu Giovanni birbiriyle evlendirilirse aradaki Ayrılık büsbütün kalkacaktı, Gido bu işle karşılaşınca hiç görmediği bu müstakbel damadı- fın ne biçim bir adam olduğunu Sordu. Aldığı cevap şuydu: — Giovanni cirkin bir adamdır. Kabadır. Aksaktır. Gösterişi in- sanda sevgi değil, korku uyandı- Tır. Fakat Romona'nın. mukadde- Tatr onun elindedir. Bu evlenme gerçekleşirse barışıklık da gerçek- leşir! - Gido düşündü: Franceskaya Böyle bir koca nasıl yakıştırılabi- Tirdi, Kız, herhalde karşı gelirdi. Bunun da çaresi bulundu. Franceska, zifaftan evvel, müs- | kocasını görmiyecekti. Gi- Ovanninin kardeşlerinden biri ona vekil olacak, nikâh kıyrıldıktan Sonra Franceskayâ alrp götürecek- : Ffllnceıka, kocasıyle karşıla- #inca, belki de onu seve,r belki de 9nunla anlaşırdı. Gido razı oldu ve her şey hazır- bi dı. Nikâhın kıyılacağı günden h'_îki gün evvel Maletesta'lar Taiyetleriyle geldiler. Asıl güveği y emiş, kardeşi Pavlo'yu gön- Tmişti. Fakat hiç bir kimse, işin f"ı"“fîn olmadığı için Pavloyu $ Veği sanrvordu. Pavlo, hakika- e_ı.ı“'ak“'!f'v bir erkelti O Ladar güzel Pavlo,, dive söhret hka- Zanmıştr. Onu sören, Franceskava gipte ediyorlardı. Saray kadınları gelinin de, nişanlısını görmesi için onu ellerinden, eteklerinden çeke- rek sürüklediler. Bahçeye çıkardı- lar, Franceska bahçenin bir kena- rında durdu ve Pavloyu gördü. Pavlo da onu gördü. Pavlo, ona geniş gözlerle baktı. Gözleri ka- maştıran bir rüya görüyormuş gi- biydi, Pavlo, bir tek kelime söylemiş- ti: — Franceska? : Franceska elini uzatarak bir gül kopararak dikenlerini çıkarıp, sonra gülü müstakbel kocasına fır lattı. Pavlo, hemen ilerledi, gülü aldı ve Franceskanın eline sarıldı. E rtesi gün Franceska, sara- yın en büyük salonuna gö- türüldü. Kendisi en kryraetli mücevher- lerin saçtığı parıltılar içinde bir melek gibiydi. Fakat, Franceska bütün geceyi uykusuz geçirdiği i- çin gözleri yanryordu. O kadar halsizdi ki bir şey görmüyor, bir şey duymuyor, bir şey söylemiyor, bir şey istemiyor, bir rüya içinde yüzüyormuş gibi kımıldanıyordu. | Her şey peşinden hazırlanmıştı. Meras'm telâş içinde geçti ve ni- hayet Pavlonun eline bir kalem verildi o da bir kâğıdı imzaladı.” Ondan sonra sıra Franceskaya geldi. O da eli titreye titreye kâğı- dr imzaladı. Dışarda atlar - hizmetçiler ve Françeska ihi kardeşin arasına girdi, Civanninin kılıcı onun muhafızlar bekliyordu. Franceska ninesiyle birlikte,, yığın yığın hediyelerle yola çıktı. Babası, akrabası ve halk onu tş- yie çıktı. Vedalaştılar ve kafile yoluna düzüldü. Franceska babasından ayrılm- ca muhteşem arabasına kurularak ilerledi. Silâhli muhafızlar onun etrafını sarmışlar, Pavlo da bun- ların başma geçmişti. Şehirde Franceskava hazırla- nan ev muhteşemdi. Fakat Fran- ceska, hic bir şey görmüyordu. Bu şehir bayram yanryordu. Frances- ka farkında değildi. Nihayet ak- şam oldu, ortalrk karardı. Ve ge- lin, hörrestine götürüldü. Frances- ka kendi Lendine düsünüvor, ha- vatımda hir ibi defarık gördüsü bir adama varıvardıu. Onunla an- Resim: F. Matania KTT KTT gaa UÜ Tp goT KT py gy Tp goyoyolUTA Tarihi ]H[îi]kâvc TÜ göğsüne saplandı... cak bir çift söz — konuşabilmişti. Nihayet burada birleşeceklerdi. Fakat kendisi neredeydi? Franceska bir saat bekledi, iki saat bekledi, gelen giden yoktu. Bir aralık uyukladı, sonra uyandı. Fakat gene bir kimseler yoktu. Fazla bekliyemedi. Ve yorgunluk- tan bitap düstü. Çok geçmeden - ayak patırdıları, perde hışırtıları duyarak uyandı. Meğer sabah ol- muş, odasımda biri duruyordu. Gözlerini uğuşturdu ve açtı. Bu ne korkunç bir adamdı. Franceska titreyve titreye sordu. —NEe istiyorsun? Korkunç adam, onun korktuğu- nu sezerek sustu: —Ne istiyorsun? Ve üstünü basımı toplryvarak ye- rinden sıçradı. Yabancı adamm gördüğü güzellik, onun bütün ka- balığını inceletmisti; o da: — Durunuz! Ben sizin kocanı- ö Yazı: MER RIİZA zım! dedi. Franceska birdenbire donar gi- bi oldu. Bu muhakkak bir kâbus- tu. Fakat bu çirkin, bu adam devam etti: — Sen benim karımsın. Tara- fıimdan bir vekil göndererek seni aldım. Pavlo, benim yerime imza atmağa memurdu. Başka bir şey di Françeska korku ile sordu: değildi. Giovanni odada fazla duramı- yarak çekildi. , Franceska hayret, dehşet için- deydi. Oturup ağladı. Hıçkıra hıç- kırra ağladı. Ne kadar zaman ağla- dığınm o da farkında değildi. Fa- kat bir lâhza kendine gelir gibi ol- duğu zamn sütninesini yatağınım ucunda gördü. Beraber ağlaştılar. F ranceska buradan kurtul- mak için çare arıyordu. Fa- kat nerede? Pavlo, ortada yoktu. Kendisi yapyalnızdı ve Giovanni onun efendisiydi. Ona itaat gerek- ti. Fakat insanların mükadderatı, iradeden fazla kalbe tabidir. Giovanni uzun seferlere çıktığı için Pavlo ile Franceska sık sık buluşuyorlardı. Fakat çok geçme- den onların konuşmaları tehlikeli bir mahiyet aldı. Nihayet bir gün ikisi de uçurumun kenarına geldik lerini, fakat gerilemek için kendi- lerinde kuvvet bulamadıklarını hissettiler. Günün birinde Pavlo ona itiraf etti: — Seni seviyorum! dedi. Ve bir lâhza sonra ikisi birleşti- ler. : İçtimaf vazifeler'n beşert kai- delerin bağları bir kere kırldı mr arzuların önüne artık geçilemez. Onun için Franceska ile Pavlo da kendilerini salrverdiler ve kend'le rinden baskasını #öremez oldular. Yalnız Giovanni'nin saraya dön- düğü sıralarda birbirlerinden u- zaklaşrıyorlardı. G ünün birinde bir casus işi efendisine açtı. İkisi an- laştılar. Giovanni yalandan sefere çıkacak, sonra usulca geri dönerek casusla birlikte karısını basacak- tr korkunç vanni hareket etti. Onun hareketi- ni nimet bilen âşıklar birleştiler. Fakat çok geçmeden, gök görültü- sü gibi bir darbe odalarınımn kapı- sını sarstı. Âşıklar ürktüler. Dışar« dan kapıyı yrkmağa kırmağa çalı- şıyorlardı. Pavlo odanın örtasına sıçradı. Zeminde gizli bir kapıyı açtı. Ve içine ztılmadan evvel: — Ne istiyorsun?,, ; — Franceska, dedi, aç kapıyı, korkma! Ben burada saklanaca- Pat | ğrm, Sana dokunursa deı'hıl sana Franceska, derhal kaprya koş- tu. Yavaş yavaş açmağa uğraştı ve nihayet açtı. Giovanni bir yıldırım gibi içeri atıldı. Etrafma bakmdı ve bir kim seyi göremeyince gözleri mahcu- biyet içinde yere eğildi. | O zaman Franceska bir çığlık kopardı. Çünkü Pavlo, gizleneme- mişti. Açık gizli kapı içinde uğra- şıp duruyordu. Giovanni kardeşi« nin üzerine hemen atıldı ve saçla- rından yakalıyarak dışarı çıkardı. Sonra onun ayağa kalkmasma bi- le vakit bırakmadan kılıemı kı- nından sıyırarak üzerine çullandı. Kılıcı çekip uzatıncıya kadar Fran ceska iki kardeşin arasına girmiş, Giovanni'nin kılıcı onun göğsüne saplanmıştı. Pavlo, sevgilisini bağ rına bastı ve onun kulağıma son sevgi sözünü fısıldadı. Giovanni küfür ede ede, karı- sının kalbine sapladığı kılıcı çeke- rek kardeşinin kalbine iki kat hid- detle sapladı ve kılrcın üçte ikisini onun kalbine gömdü. İş olup bitmişti. İki sevgili yanyana vere yıkıl- dılar! Ve Giovanni emretti: — Bunları kaldırın! Kaldırdılar. : Dısarda atlrlar toplu duruyor- lardı. Bunları gören halk ta birik - mişti. Manzarayı görenlerin deh- şetten tüyleri ürperiyordu. Pavlo- nun kalbine gömülü kılıç, yanında kanlara bulanmış yatan Frances- ka, halka bütün feci macerayı an- latmıstı. , Kadmmlar hıçkıra hıckıra ağlı- yor, erkekler korka korka bakı« 1 /— yörken iki âşık yanyana gömüldü- : Ş Sahte sefer hazırlandı ve Gio- ler! aai , el