9 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

9 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hk dd > Birinci könun 1934 Bir Yunan delikanlısı W Tanrının günü, tanyeri a- yn, basım evindeki (matba- di ) odama girer. Kahvaltı e- Bu genç, bizim sokaktaki süt Sin çrağıdır. Böyle gide gele adan duruşunda, kımıldanışın Ki gün görmüşlük sezdim. olduğunu sordum: K Babası, Yunanelinde (Yuna- Mütanday çiftlik işletirmiş. Bunu e kallanmak istemiş. ğe bir yerde, aylıklı yazıcı | bile çalışdırmış. Yurdunda, delikanlının günü ? Gelecekden de korkusu ymm. Ne yiyeceğini düşünme- .? ere ne giyeceğini... il Mi hep, babasına düşen işler- ij i il Oğlan, tutdarmuş: Mi Ben, burada kalamar, ba- ber ülkelere gideceğim. receği , milyoner olarak geri i İM. i m mı, oğlum?... Otur : Uğun yerde... Milyon kazân- e. ig kolay mı santyorsun?. Ken- r Boşuna yıpratacaksın... Yıl 2 Veri, « döneceksin!... Sakalın uza İl, sin solmuş, gözlerini Dü sönmüş, üstün, başın yırtık o Zi & , şuraya yazıyorum... “> Gideceğim, babası —— İİ 45 Gene dö ayak diriyorsun, yolun uğur ola... ş#lan, yerini, yurdunu yüzüstü LEE Kö » yeli Ah, sokakta sütçü çıraklığı edi- pi Mnam?? İ Ne kazanıyorsun? vd fi g i i İ | 4 i Wi, * Bilmiyen bir gülümsemeyle Big” : rar Avda on lira... İki geygim e. ) vardı... İkisini de yıp- Me Korkarım, babamın de- b. Oğru çıkmasın... İ N B : ” , . . . . .. “iki Yaşamanın zorlukları Yu- iç, İikanl cl “. Yüzündehi teze gülümse- Cl in bir somurtkanlığa çe- N “i gence, unutmayın ki, Yunane- hi, Siner dısına, bu düşünceyle lam çıkmışdır. Bugün 78 yıldan yıla milyonlar i yy dan en büyük geliri, a çocuklarının dışardaki Ri ? dan doğar! İçlerinde, da, milyonerler pek İcin | v H SE G i ü çırağı, bu ordunun : bir yaralı çerisidir. i bir orduda binlerce z yüzlerce buyruk, m | al olmaz! alin ge e38ine çıkan bizim yurt. e ütündüm, Yapıp yapa- ; iy burada kazanılmışı Yok, er çıkarmakdır. k iğ Türelinden dışarı Yep, adam akını olmasını di- ki Bu topraklar, bizi de, ha yp lyonla çocuklarımızı! alı ç Peslemeğe elverişlidir. one andan alınacak örnek, i evindeki kaygu-! ğ kaniksamayan görü- i delikanlıların da onun ti, ürkçeyi kötü konuşan bir de- etmiyeceğimi sorar. | eçecek; buraya, el elde, &l! —rİeşmmi kapısını çalacaksın.! Mıltılı dişlerini gösterip yıl-| ısının sırlını yere ge-| i nizde Akçaşehirle Alaplı arasm- “ Şehremi çül ww Birkaç gün evvel Şehremi - ni ve Koca Mus- lafa paşa semt - lerinde bir kaç k'şi ara - sında çok garip ve dikkate değer bir üfürükçülük ve dolandırıcı - lık vakası oldu - ğu haber veril. miş, bu işi yaptığı iddia olunan bir şeyh evvelki gün “adliyeye veril » meiğdleğn vb 5 Koca Mustafa paşada arabacı Beyazıd mahallesinde, Mahalle - | bici çıkmaz sokağında 11 numd - İ ralr evde oturan o Nureddin adlı birinin, eli, ayağı tutulmuş bir ka- | yinpederi vardır, Hasta Alinin bu hastalığı pek ! yeni olduğu için gerek Nureddin ve gerekse ailesi efradı tarafım - dan bir çok hastahane ve dokto - ia baş vurulmuş olduğu halde bir çare bulunamamıştır. Tramvay biletçi- ileri muayenesi "Tramvay biletçilerinin her üç | ayda bir sıkı bir muayeneye tâbi | tutulmalarına karar verildiğini İ evvelce yazmışdık. Şeyh Şerafeddin i şirketinde bir doktorlar heyeti ta- rafından biletçilerin muayenele- rine ba» ımışdır. e Biletçilerin dahili v. harici muayeneleriyle göz muayeneleri, âsab muayenesi yapılmaktadır; o bütün biletçiler muayeneden geçirilecekdir. Göz- leri ve kulakları sakat olan bilet- İ çiler çalışdırılmıyacakdır. Banger Insül Istan- Amerikada muhakemesi yapı- lan ve son defa yakası birakılan | Banger İnsül memleketimizden i geçdiği zaman bir kaç ötelde o - turmuşdu. . Bu arada, Bsyoğlundaki otel - lerden birinde de bir gece kalmış ve her hangi bir zaruretle buranın hesabını sonradan vermek üzere ayrılıp gitmişdi. Haber aldığımıza göre, Banger İnsülün bu otele olan borcu (830) kuruşdur. Bu paranın mümkünse. gönderilmesi için otelden kendi. sine.çok nazik bir mektub yazıl mışdır. Karadenizde torpil Gelen malümata göre Karade- da sahile yakın olarak © görülen torpil, gönderilen tahrip müfreze- si tarafından bulunmuş ve kıyıya alınmışdır. Bu torpilin Rusya sa- hillerinden kopup geldiği anlaşıl.. makdadır. ————— m. görüşünü beyinlerine yerleşdire- rek beylik kapısına bakmamala- rt, yurdun dışında değil, içinde gezgine çıkmaları bizi bambaşka bir acuna (âleme) yükseltmez oturan | bula borç bırakmış! | HABER — Alişam Postası — — © © Hâlâ mı üfürükçülük? ninde bir şeyhin üfürük ük yaptığı haber verildi En nihayet Guraba hastahane- sine de müracaatla bir kaç defa elektrik tedavisine © götürülmüş, İ bu esnada Nureddinin kiracisi Hayriye isimli bir kadın tarafın - ! dan Şehremininde bir hoca oldu - ğu ve okursa hastanın bir şeyi kalmıyacağı söylenmiş, bu sefer ev halkı bu kadının sözüne uya - rak fenni tedaviyi terkederek söy- lenen hocanın yolunu tutmuşdur. Tarif edilen hocanın adı Şeyh Şerafeddin ve oturduğu (yer de Şehremini»polis merkszi yanında kapadılmış bir tekkedir. Hasta Aliyi hocaya (o götüren Nureddinin refikası Ayşe Seha - vet ile hocayı tarif eden Hayriye tekkeye gittiklerinde Şeyh Şera - feddinin bir pösteki üzerinde o - turup tesbih çekmekte olduğunu görmüşler ve hastalarının doktor tarafından iyi edilemediğini söy- leyip derdine derman bulmasmı şeyhden rica etmişlerdir. Şeyh Şerafeddin, iki kadın ve hasta bir erkek karşısında gurur- lu bir tavır takınarak: (Bu hasta- lığı doktorlar iyi edemezler. Bu, hoca işidir) demiş ve hasta Aliye diz çöktürerek okumağa © başla- mışdır. Şeyh, hastayı uzun bir müddet okuyup üfledikten sonra bir daha okutmak üzere hastalarmı kendi- tarafında polis merkezi bulundu- ğunu, evlerini tarif ederler ve altı buçuk lira da »ara verirler ise ev-. lerine gelip hastayı iyi edeceğini| söyliyerek misafirleri savmışdır. Aradan iki gün geçmiş, Şeyh Şerafeddin, Nureddinin evine gel- miş, hastayı tekrar okumuş, ken- dilerine bir çay bardağı içinde! yaptığı sedef yağını vererek has- ! çıkıp gitmişdir. —— ——— e Kaçak lâstik bulundu - Verilen malümata göre, maliye murakıbları tarafından Eyübde Cizlavet lâstik fabrikası teftiş e - dilmiş, muamele vergisi verilme -| miş dokuz bin çift lâstik bulun - muşdur. Bunun üzerine mahal - linde bir zabıt varakası tutulmuş- dur. Vergisi cezasiyle birlikde a- hnacakdır. . Romancı bir Isveçli kadın şehrimizde Madmazel Vilmo isminde, memleketimizin ilerleyişiyle çok alâkadar bir İsveç romancısı şeh- rimize gelmişdir. Madmazel Vilmo bir müddet! şehrimizde kalarak, bura hayatiy- —— Hukuk fakültesindeki ameli dersler , Kültür Bakanlığı tarafından verilen karar üzerine hukuk fa - kültesi talebeleri öğleden sonra; gördükleri ameli dersleri sabah saat 8 - 9 arasında görecekler ve öğleden sonra serbest kalacaklar- dır. mi?, Wa&N0) | “Karar dünden itibaren tatbik edilmeğe başlanmışdır. | taya sürülmesini tenbih etmiş ve Rıhtım şirketi hisse- i nacağı zannediliyor. le alâkadar bir kitab yazacakdır.| - ! kılâb olmıyacağını işaret ederek! Şeyh Şerafeddin, bundan son- ra bir kaç defa daha gelip gitmiş ve hülâsa istediği altı buçuk lira- yı da almış, fakat bir daha gözük. memişdir. Ev sahibi meseleyi öğrenince işin, dolandı- rıcılıkdan başka bir şey olmadığı- nı söyliyerek, doğruca pelis mer- kezine haber vermiş, şeyhi buldu-| ' rup yakalatmışdır. Şeyh karakola getirilmezden evvel polisçe ve davaci ile şahid ve vasıta Hayriyenin ifadeleri a- lanmış, bilâhare de şeyh buluna- rak mesele kendisinden sorulmuş, lâkin Şerafeddin hiç bir şeyden haberi olmadığın söylemişdir. Şeyh Şerafeddin, ilk inkârlı i - fadesine mukabil Şehremini po - is merkezi birinci komiseri Ham - di ve üçüncü komiseri Nedimin sunlleri karşısında bir şey saklı -' yamıyacak hale gelmiş ve yaptık - Jar,m, olduğu gibi anlatmışdır. Bundan sonra kendisi, dün müdeiumumiliğe teslim edilmiş. dir. öz Türkçe Alfabeler Yeni dil kurumu sırasında li- se ve orta mekteblerde olduğu gi- bi ilk okullarda (mekteplerde) da çocukların elinde kitablar ba- yağı dillerden gelen kelimelerle doludur. Kültür bakanlığı bunu göz önüne alarak ilk sınıf çocuk- larının yeni türkçeyi çabuk öğren- mleri için öz türkçe ile alfabeler yapılması yolunda çalışmağa baş- lamışdır. Umumi müfettişlerden Selim Sırrı B. de öz türkçe bir al- fabe hazırlamakdadır. darlarının kararları Rıhtım geçmesi dolayısiyle tahvilât sa - hibleri dün üçüncü ve son toplan - tısmı yapmış ve ekseriyet o hasıl! olduğu için bir neticeye de varıla- bilmişdir. Bu neticeye göretahvilât sa - hibleri şimdiye kadar faiz ve a - mortisman olarak kendilerine şir- ket tarafından yapılan tediyatm! — şirketin hükümete geçmesi do- layısiyle — aynı tediye şeraiti alk tında hükümete devredilmesine | razı olmuşlardır. 4 Toplantıya Bay Cevdet Kerim riyaset etmişdir. | Şirket müdürü M. Kanonj tek- rar Ankaraya gidecekdir. Muka- velenin bir iki güne kadar imzala- ——— Inkılâb dersleri Dün inkılâb kürsüsünde Bay Receb ikinci dersini vermişdir. Bay Receb dünkü dersinde inkı- lâb ve istiklâlden bahsetmiş, bu iki mefhum bir arada olmazsa in-| sarayın yapdığı yolsuz işleri an latmışdır. Bay Receb dün dersini bitir. mişdir. Perşembe günü Bay Mah- Nureddin! şirketinin hükümete! İl Te var, Hayek .Beude neler varmış da haberim yokmuş Şeker mi istersiniz, damar sert. | liği mi, kan ağulanması ma, maya- sıl mı, ekzema mı, kalb mi, nkris mi, hattâ inme başlangıcı mı?.., Daha neler de neler!.. Tabrı ba - İ gıslasın, göz değmesin ama bizde doktor olmıyan, hiç değilse dok- torluktan çakmıyan hemen hemen yok gibi... , Doktora gidiyorum: — Kan çıbanı, diyor, kanın bi. raz bozulması, diyor, o bir parca i geş geçer ama, düşünülecek, üzü- lecek bir şey değil, diyor. Doktorlardan çıkdıkdan sonra karşıma ilk çıkan veriyor bans zılgıdı: — Bu sendeki damar sertliğin. den ileri geliyor; arkası kötüdür, karışmam, ayağmı tetik bas! Bir başkası: — Bu iş şeker işidir; benim da. yım da böyle olmuşdu. Şeker en dört aç, | zor hastalıkdır, gözünü ! yürürsün! i Bir üçüncüsü: — Ayol, senin kanın adama - kıllı zehirlenmiş de haberin yok! Kan zehirlenmesi adamı götürür; enayiliğin lüzumu yok, bir has- tahaneye git, yat! Hele su dördüncüye bakın! — Böyle şeyler,-senin gibi yor. gun adamlarda, karışmam, inme yapar ha! İnmeyi bilirsin ya, her zaman insanı birdenbire öldür - mez, bazan çekdirir bire çekdirir! Onun için ne yap yap, paran yok- sa eşyanı, eşyan yoksa aklını, ak- lın yoksa kendini rehine koy, bu işin bir yoluma bak! Hey gidi, şom ağızlı, kara ha- berciler hey! Biliyorum, siz bun- ları hep bilgiçlik satmak için koca işkembelerinizden © atıyorsunuz. Şu var ki böyle söyliye söyliye be- İ ni de hemen hemen bu martaval- larınıza inandıracak bir oluşa ge- tiriyorsunuz! Hani, nasıl bir adama kırk gün (deli) derlerse, o adam yalandan da olsa deli olurmuş; onun gibi belki siz de bana şöyle böyle diye diye ben de öyle olacağım. Sizin işiniz mi yok be adamlar, doktorlar dururken benim hasta- lığım, sağlığım size mi kaldı? Sizden aldığım bu kötü öğüd- ler üzerin& dün bir doktora: — Bende şu varmış, bu varmış! Diye bir alay şey sayıp döktüm, adamcağız gülerek elindeki dere- ceyi bana uzatdı ve kendi sandal yesini göstererek: k — Madem ki, dedi, sen bunları benden daha iyi anlıyorsun, öyle ise al şu dereceyi eline, geç şu saldalyeye, gelen hastalara sen bak! Bizde, fuzuli doktor yamağı mı dediniz? Gırla!.. Osman Cemal Kaysusuz Kıyafet kanunu ve ermeni papasları Yeni kıyafet kanunu dolayısiy- le lâzım geldiği surette hareket etmek üzere toplanacak olan er- meni cismani meclisi ve klise va. ızları bu meseleyi çarşamba gün- kü mutad toplantılarında konuşa- caklardır. gi auldağıliği Ders'er filme alındı Şehrimiz sinemalarında gös - terilmek üzere Üniversitedeki fen hukuk ve inkılâb dersleri filme a- mud Esad ders verecekdir. id ii Babil lunmışdır. hile ite il | “a imal nk sm o

Bu sayıdan diğer sayfalar: