Ekmeğini kendi yiyen... m Sene 17 — No: 5799 — Fiatı her yerde 5 kuraş Bu deveyi gütmezsen... Biz türkler, yüreğin derinlerin- de gizli, yüksek Tanrı duygulari- le, gövde dışındaki giyim, kuşam arasında bir ilişik düşünemeyiz. Daha öteye de gideriz: Kul ile Tanrı arasına girip meyancılık eden takım taklavat kafamıza sığ- Maz, inanımıza uymaz. Biz, cumhuriyetçi türkler, kişi- Bin şu duyguda, bu düşüncede ol- müâsına, birinin o çalaba, ötekinin bü tanrıya tapmasına hiç karışma- yz, Ancak, din buyruğu diye ulus uluş işlerine burnunu sokup ileri yürüyüşe ket vurmak isteyen dü- zenbözanların suçları da çok ağır olur. Papas kılığını yasak eden türe- den sonra, sızıltısı kesilmiyenler Yarsa bunu böyle bilsinler, bir... İkincisi bir sorgu: Tapındıktan sonra da, sokağa çıkıp gezerken bile o kılığa gir- medikçe, tanrılarına karşı suç iş lediklerini sananlar, bu yüce duy- guların bir kaç arşın kara beze bağlı olduğunu aydına çıkararak kutlu benliklerini kendilerine ina- Banlara karşı küçük düşürmüyor- lar mı? i Adam kılığında gezen protes- tan papasları cübbe giyip uzun saç bırakmıyorlar diye inananları dağılıyor, çömezleri azalıyor mu? Kur'an olsun, İncil olam, Tev- rat olsun... tanrısel bir inanç yolu- Bun yolcusu inanlıların, içlerinde- ki duyguya değil de dıştaki o çe- | şit kılığa, bu biçim giyime bağlı | olduklarını öne-sürmek bu devir. | de adam oğlunu bön sanmakta ileri gitmek sayilmaz mı? Bir papas çıkıp belki şöyle di- yecek: Dinimizi, inanışlarımızı biz sizden iyi biliriz. Boşuna ne öğüt verip durursun? Bizim kılı- ğımiz size tasa mı? Bizim de diyeceğimiz kısa olür: | Türkiye cumhuriyeti o lâiktir. Yurddaşlar arasında denlik gö- zetmek de onun temel türesidir. Tapı dışımda sarıkla dolaşmayı yasak ederken papazı, ele güne karşı neden başıboş bıraksın? 4 Bu yasağın üçüncü bir yönü de dışarıdan kulağımıza gelen belir. siz seslerdir: İşitiyoruz ki bu yasaktan Yunan | komşularımız işkillenmiş, kuşku- lanmışlar... İşte bunu hiç anlama. | dık dersek yanlış söylemiş mayiz. ol | 1. — Biz biliriz ki bir ulusun | içeri işlerine dışarıdan karışılmaz. Papazların özel kılığını, Yunan- lılar kızsın diye yasak etmiyo- ruz. Türemize, budunsal duyguya | uymuyor diye kaldırıyoruz, Kom- şularımız, Yunanistanda sarıkla dolaşmayı yasak etseler ne deme- ye dilimiz varır? 2. — Bu yasak salt Türkiyeye özgü değil ki... Yeryüzünün, biz- den daha hoş görücü, geniş yü rekli birçok ileri ülkelerinde de bu yasak vardır, hem sıkıdır. Gürültüleri gerçek sanmıyoruz. Yunan komşumuzun iyi düşünüş- lü, geniş görüşlü politika adamla- rının, şunun bunun —yaygarasına aldırış etmiyeceklerine sarsılmaz kanığımız var. En sonu, politika | PAZAR — 9 Kânunuevvel 1934 nizi w Yükünü kendi kaldırır 1... Telefon , 24249 (İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Almanyanın Fransaya teklifi Almanya - Fransa - Lehistan arasında anlaşma yapılmasını istiyecekmiş Parise yakında yeni bir murah- | has göndereceği haber verilen M. Hitler Paris 8 — Journal gazetesi Ber- linden aldığı bir telgrafı neşredi- yor. Bu telgrafa göre Alman hü- kümeti Fransaya Almanya, Fran sa ve Lehistan arasında bir misak yapılmasını teklif edecekmiş, İyi havadis alan Berlin siyasi maha- filinde bu haber dolaşıyormuş, grafa göre M. Ribbentrop tekrar Parise gittiği zaman Rudolf Hess kendisine refakat edecektir. DÜN YARIN Edebi Roman Yakında AKŞAM sütıfnlarında DÜŞÜNCELER Ne yüreğimin başında yeşil bir sarık var kızım, ne gözümde kara bir göz- lük... Kendimi bildim bileli, bir gün ol- sun, düşüncelerime cübbe giydirmedim. | Bana göre, Süleymaniye, yeryüzünde, yeryüzlune isile söylenml il maz bir Sinan türküsüdür kızım; başka bir nesne değil... Deden orda, alnım İ hasırlara koyarak, kendi güçsüzlüğüne | ağlarmış! Ben bugün, yine orda, adam | oğullarının yaratıcı gücüne inanıyorum. Yalnız buna, başka bir nesneye değil!, | Sen daha küçüksün kızım, yaşın on dört. Biraz daha büyüyünce sana lâik- liğin ne demek olduğunu anlatacaklar, Onu anladığında anlıyacaksın ki, baban ondan da bir adım ilerdedir... İşte bu- nen igin kızım, sana sindi söylyecekler rimi, yobaz bir kafanın sözleri sanma.. anmanın rana nana çıkarındaki birlikleri beraberlik- ri köklü anlayışlara, engin antlaş- malara dayanan iki komşu ülke arasındaki temelli bağın, bir pa- pas kılığına bağlı, onunla beraber kopacak kadar ince pamuk ipliği olduğunu sanmak - ne yalan söy- liyelim - bize çok acı gelir... İleri adımdan azıcık olsun geri dönmek yok:.: «Yaz sız bu deveyi gütmeli, — N. S. Aç çocuklara yardım ediniz İstanbul mekteplerinde ye di bin çocuk var ki, bütün gün ağızlarına bir lokma ekmek koymadan duruyorlar, Bu ye- di bin yoksul, aç çocuğa ye mek yedirmek için ,Hilâliah- mer ve diğer iyilik müessesele- rimiz ellerinden geldiği kadar gayret ediyorlar, Fakat para- İarı yetişmiyor. Bir aç çocuk, dört beş ku- ruşa doyabiliyor. Eğer, her gün, şurada burada bahşiş di- ye, yahut başka suretle, hiç ehemmiyet vermeden sarfetti- iniz paradan beş kuruşu ve- rirseniz bir çocuk o gün açlık- tan kurtulacak... Gazetemiz, bir kolaylık ol- sun diye, aç çocuklara yardım etmek istiyenlere o tavassuta karar vermiştir. Hilâliahmer- den pul aldık, Bu pulların sa- tışı, tamamen, ve sırf mektep- lerdeki aç çocuklara yemek yedirmeye tahsis edilecektir. Beş kuruş bile kabul olunur, İĞ Para verenlerin isimlerini neş- redeceğiz. Akşam matbaasına gönde receğiniz pâra, sırf bu işe sar- fedilmek üzere Hilâliahmere verilecektir. - Ereğli limanı Bir ecnebi grupu insaat için müracaat etti Ankara 8 (Hususi) — Bir eç- nebi grupu Ereğli limanını yap- mak için hükümete müracaat et- miştir. Grup liman için 10 milyon ira sarfedecektir, Hükümetle bu grup arasında benüz tam anlaşma olmamıştır. Bu hususta ilk konuşmalar mü- said bir safhadadır. Grup yapaca- ğı işe karşılık olarak bizden mal alacaktır. i KIZIM SANA SÖYLÜYORUM... İ beğenmiyorum! Senin gibi okuma ça İ ğunda, okullu bir kızcağızın saçlarını kı- | vartması, bur krvnlmep saçlann üstüne. okul şapkasını, bir eski günler külhan- İ beyinin fesi gibi, yampiri giymesi bana | kötü geliyor. Şapkanı böyle giymeği kimden öğrendin? Hangi gözü çıkası kötü sinema (yıldızı fingirtisinden üzen- İ din buna? Yakışıklı olayım diye mi böyle yapıyorsun? Daha on dört yaşın- İ dasın; dilersen on sekizinde ol; okullu sun, okuma çağındasn, senin yakışık. kğın şapkanın biçimile değil, şapkanmn altındaki kafanın içile çoğalır, azalır.. Seni beğenmiyorum kızım.. Kafanın | içini beğenmiyorum. Arkadaşlarınla ko- | nıştıklarına kulak kabarttım. Giyim, ku- şam, süs, tuvalet... 14 yaşındasın, yet: | miş yaşında kocakari gibi (dedikodu | yapıyorsun. Kaytan bıyıklı sinema de- Hikanlılarının adını ezbere biliyorsun da, geçen gün sana bir kocamuış, dudakları İ boyasız hatuncuğun fotoğrafını göster. | dim, «Bu “kim?» dedim, bilemedin.. | İ Onu bilmeni çok isterdim kızım. O; ka dın soyunun en büyüklerinden biriydi. O; Madam Küri idi kızım.. Ona benze. | meni öyle dilerdim ki Saçı kıvrılmış, yanpürü şapkah kızım, seni beğenmiyorum. Sen benim ken. di kızımsın, KIZIM SANA SÖYLÜYO. RUM, GELİNLERİM SİZ DE DİNLE. | bu düğmeye, sofrayı kurmak YİNL.. Orhan Selim Papasların kıyafeti etrafında M. Papanastasiyu, mesele lüzumundan ziyade büyütülmüştür diyor Bu kanun Türk inkılâbının zaruri bir neticesidir. Türklerin samimiyet ve ciddiyetinden şüphem yoktur Atina 8 — Papasların kisvesi etrafındaki neşriyat üzerine sabık» başvekil M, Papanastasiyu gaze- telere beyanatta bulunarak demiş- tir ki: — Bu mesele lüzumundan faz- la büyütüldü. Gazeteler de bunu fena idare ettiler, Yunan hükü- meti de acemilik gösterdi. 3 A Türk - Yunan kardeşliği ve iki hükümet arasındaki samimi mü- nasebat elbette bu işi de hallede- cektir, Bu kanun Türkiyede şim- diye kadar yapılan inkılâbın za- ruri bir neticesidir. Benim gibi Ankaraya gidip gelenler Türkle- rin samimiyet ve ciddiyetiniden z şüphe edemezler, Halk boş yere heyecânâ kapık mıştır. Bu kanunun ahkâmındari haberi yoktur. Bunu anlatmak lâ- zımdır, Ve bu anlatıldıktan sonra suitefehhüm de kalmaz: «Yunan hükümetinin bu Kiya fet mselesi etrafındaki teşebbüs- lerine acaba patrikhane razı ola- bilir mi? İki tarafın gazeteleri ve hükümetleri bu anlaşmamazlığı yok edeceklerinden şüphem yok- tur.» Rüştü Arasın bir telgrafı Atina 8 — Türkiye hariciye ve- kili Rüştü Aras, Cenevreden Yu- nan hariciye nazırma çektiği çok | dostane bir telgrafta papas cüb- | lerden dolayı beyanı teessüf et- mekte ve kanunun asla Yunanis- tan aleyhine müteveccih olmadı. ğını temin etmektedir, ».# Şehrimizdeki muhtelif dinlere mensup ruhaniler yeni kiyafet kanununun mecbur tutluğu sivil giyinme işile ehemmiyeli surette meşgul oluyorlar, Bunlardan pa- palığa bağlı olan katolik, lâtin ra- (Devamı 4 üncü sahifede) Tt yad Bir kaç yıl sonra: Ev sahibi — Bekiniz, çamaşır yıkamak için su meğe, ısıtmak için su düğmeye basıverec: Kiracı — Hayır, beyeninedim! çok için şu düğmeye, yemek pişirmek için düğmeye, havayı soğutmak için bu düğ- eksiniz!. Yorücü apartimanl...