9 Aralık 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

9 Aralık 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ma ” e) Kânunuevvel 1934 AKŞAM Tetrika No. 61 e BAR OS Yazan: İskender Fahreddin Akdoğan, Ibrahim paşanın konağı önünde durmuştu. Bu sırada sert bir ses işidildi: “Alçak, benim sevgilime ne cesaretle göz koydun?,, (Karayel ) nereden esti ? ul i kararmıştı. , Barbarosun yanından era görünme» a ila Do kolay eli- hi nasıl çeksindi? O gece odasında yatamıyordu.. Akdoğanın beynini korkunç bir ateş dalgası sarmıştı. Vücudu iz içinde.. Damarları tu- ğazına bir engerek sa- bini NE kendi kendine söyle- merek haykırıyordu: — Sen beni ei — pi Seni görmeden duramı ve gece yarısı olmadan evden ıktı. Nereye gidiyordu? Akdoğan çıldırmış mi rbarosun sözlerini unutmı Kulaklarında ri sevgilisi- nin sözleri çınlıyor. dg erkeksin, Akdoğan! Sana raslıyan bir ka- dının, ilk gi vi seni sevmemesi için, yüreği taşta; h.. le in gölgesi Sokakta e sağa bae baş vurarak, bocalıyarak yü O gece ne yapıp m uzak- tan olsun sevgilisini görmeğe ça- Mm aranlıkları yara yâra, fenersiz Kr geçti.. ikpaş yin pimi durdu. ruyordu. İbrahim paşanın el daha iki gün önce ona: #— Gece beni görmeğe gelir- sen bahçeye bakan ikinci katta köşedeki odama bakarak üç Çi baykuş gibi ötersin..! Ben hem pencereye çıkarım.» Demişti. Akdoğan caddeden irüdü Konağın arka tarafına geçti.. Ve K bir ağacın gövdesine Mi zaktan sevgilisinin baktı., Odada işık vardı. Belliydi ki Altındal da herüz uyumamıştı. Akdoğan sevinçle ellerini ağzı- na götürdü. Z O gece ilk defa bir baykuş gibi ötecek, ve ye uzaktan ol sun konuşac. ii m çarşıya uyduğu görülmüş müdür doğan, kle ensesine inen şiddetli bir yumruk darbesile derhal yere yuvarlanmıştı. Bu sırada sert bir ses işitildi: .. Benim sevgilime ne cesaretle göz koydun? oğan reis sersemlemişti. 5 ömründe ikinci defa böyle bir yere devriliyor. iklim, —— da eriş iye GP ta işi nasılsa Türk gemisine atlamağa muvaffak olan bir İspanyol aske- ri, Doğanın arkasından yavaş ya- vaş yürüyerek başına öyle şiddetli yumruk indirmişti ki.. Doğan ancak ertesi sabah güneş doğar- ken Ne açabilmişti. bu yumruk ta benziyor- du. Fakat Doğan bu sefer kendi- ni çabuk toplamış ve birden aya- ğa kalkarak: — Sen kimsin.. Benden ne is- tiyorsun? “ad sorm n bu ii palasına da öşlimei unutmamıştı. Kara e ta onunkinden önce e yüzlü bir yatağan birden Doğan başına uzandı: — Çek elini oradan.. Kahpe! Doğan keşki bir yumruk daha yeseydi de bu sözü işitmeseydi. Ni > kadar hiç kimse, hattâ safsız düşmanları olan Ni bile (kahpe) deme- mişlerdi. Doğan reis bütün Akdenizde YA sahillerinde e seni ll bunlardan e de merdliği ile tanınmıştı. en (kahpe) diyen bu adam kim Doğan palasını çekememişti. Ben mert bir erkeğim.. Kah- pe, insanı arkasından vuran ada- ma derler. De cevab verdi, im olduğu ve ve e ranlıkta yüzü seçilemiyen adam — Ben ekme re Önündeyim.. Karşındayım! Bana İstanbulun meşhur efelerinden (Karayel) derler. Sen kimsin? irli delikanlı: a Akdoğan derler, dedi, Barbaros deniz arkadaş- larındanı dd ne dolaşıyorsun? — Ben de senin sevdiğin koza akira verdim.. Onu İdim, amac coşkun dalgalar gihi köpürmüştü: Ben onu senden önce sev- ii) Burası çöl Ye 2 gibi yabani bir adama sümbül boyun- ince bir kız Ölü bile gös- termez. Haydi git işine! Seni bir daha burnlarda e kelleni yere düşürürüm! Dedi,. Palasını geriye çekti.. Fakat, kınına sokmadı. uşaklar, bahçıvanlar ve se; sokağa koşacaklar, Akdoğanın bir İstanbul efesile boğuştuğunu gö- receklerdi. Kavga küçük hanımın kulağına giderse, işin sonu nereye varırdı? Akdoğan başını önüne eğerek, sırtı yere gelmiş güreşçiler gibi, ses Ç üdü., Cadde- , (Arkası var). yk HASAN Öksürük Pesiler Oksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz ve Göğüs Hastalıklarile Sesi Kısılanlara Şifai tesirleri çoktur. 30 kuruştur HASAN ECZA DEPOSU HASAN Kavvet Şuruh Zaafı Umumi, Kansızlık ve Kemik Hastalıklarına şifai te- sirleri çoktur. Çocuk- lar, gençler, genç kızlar ye ihtiyarlar her yaşta istimal edebilirler. HASAN ECZA DEPOSU Radyo 9 Kânurnvevvel çay saati: Otel T: katlıyandan nakil, 19-19,30 jimnastik Selim Sızı, 1 30-19,40 dünya haber- leri, 19,40-20,10 Havayen kitar takı- ma, 20,10- 20 45 konfe, erans; , solucat nlar ses musikisi, dan) 20,45-21,15 plâk, 2115-21, havalar, geceli 5 “20 “hal siki, 20,45 sözler, Zİ senfo sözler, 22 konserli veliler 74,05 dans rmiki. P — 16 iki perdelik öm open 20,30 operet, zik ha- berler, plâk, 23,25 sözler, 23,30 or estra, Berlin m.) — 19 musikili ske,ç 2 30 yaralan spor ramen. saka 2,30 Bi er konseri, 23,15 kakade 23.40 dane musikisi Viyana (507 m.) — 18,10 plâk (Ro- şundan, bundan, iki NE ile konser, sonu, 24 bando muzika, 1 Budapeş den "naki 10 ie rtesi İstanbul : 18-18,3 li ders, 18, 30-1 195 1930 plâk, tiyatro 19,30-19, 40 dünya le 19, 40:20 — Solo (Nejat - keman); 20-20;30 Selim Sırrı, 20,30-21,15 plâk çelen 21,15-21,30 Anadolu ağanın , 21,30 türkçe sözlü dans ğu kadar cazibeli ve hülyalı bir hale sokmağa çalışarak yanında ayakta duran Nebahate bakıyor- d mişti, Maam gittikçe zayıflamaktan geri kak mamıştı, Şimdi Necib çektiği o kad. zahmetin boşa gitmesine bir tür- lü kail İlaleyini ümidini eylüle .saklamak Temmuz ve ağustos aylarını Si sile beraber geçirmek üzere Av- sine gel hassas yapıyordu. Genc kadına: — Bari size mektub yazabilse idim! dedi. — Kabil değil... Kocam... Hem bana ne yazacaksınız? — Sizi sevdiğimi söyliyeceğim, Nebahat. Aşk hin yaradılmış bir adın olduğunu: iliyorum. Ko- mezsinı sizin gibi bir kadın için aralık mış erkek değildir, Nebahat, gözleri yerde yordu. İçinden kocası kırk yaşın- da ise Necib en aşağı elli yaşında olduğunu itiraf etmek istemiyor- du. Uzun boylu, ince, zarif bir adam olan Necib, kurşuni saçları, esmer rengile gözlerine hâlâ çok güzel görünüyordu. Aşk âleminde büyük bir şöhreti olan bu ada- mın hoşuna gitmekten büyük bir gurur duyuyordu. Genc kadının N Biyan Bedriye im, sayet caz go orkestrası, li için Adres tebdi yirmi bej Yökelik pul göndermek ğlmld lame mazan 3 — Ruzukasım 83 İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yaim E 1246 281 76 138 Va 5/27 715 1206 1428 1641 1819 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sk 8 No, Necib, o gün büyük bir ümit ile eve döndü. Eylülde olacağını hi öyordu. yük fatihi olan Necib eve girince gayet iyi bir koca, gayet müşfik bir baba olurdu. Kızı bir müddet evvel ela yri çıkmıştı. Yir- mi yaşında bir de > oğla vardı. Mü rısı ona ye Eri ve saadet içinde dünyaya gelmiş e — hiç bir hareketine bir engel teşkil et- mezdi. Necip, temmuz ve ağustos ile rını karısile beraber Uşide, lebende büyük bir sükü rahat içinde a Ağustos son- larına doğru İstanbula m Eylül nil, Neci yükadya: gideceğini söyledi. in Sahife $ Her akşam * İ bir hikâya | Mevsim sonu İ İki ay... Düşününüz, iki ay siz- eb de e 2 Adü» siz kali , Bu güzel ağzınızın, | yı hiç s valar > gözlerinizin are hülyala- | o e. iyi EY yer lee yeni uzak, mahrum. Kahka- 1 olur. ei kadar hai uzu duy- Karısının arzusunu reddeti muyacağ um, e Senin sevgili mus | ğe imkân yoktu. Yatklübe Lei eğim... - | gittiler. Nebahat orada idi, Necip, geriç kadını iki ay içinde sanki dahâ güzeli cibi bir çok düşünmüştü. Onu tek- rar görmek için içinde büyük bir sabırsızlık hissediyordu, O: için, yanında karısı ve oğlu ile beraber klübe geldiğini görünce hayretten dona kaldı. ecibin öyle yetişmiş, koca de- likanlı bir oğlu olacağını hiç bir zaman aklına getirmemişti. Bu kadar samimi, bu kadar sevimli, herkese karşı müşfik, bu kadar iyi kalpli bir kadının kocası ola» cağını da hiç Mk Karısı hâlâ gen: sayılabilecek, tombulca, pek cat e sade ve vimli bir kadındı. Kocasını, ole Hele çocuk titremesi biraz zi ordu, akşamlari Pedia al... Çok öksürük, serin ii sigara içiyorsun, gene nöbeti tutacak.. Sonra otel müdürüne, rica edi pie — m Necibe simi © şey- ler va Dün al ista koz, çok ağırdı.. — e in- san kendisini biraz gözetmeli.. Amma oha sorarsa! âlâ da- otuz a bir genç gibi hareket ediyor... Nebahat şimdi onun otuz yaşta gösterdiği aşkı b bulmağa başlamıştı. Necibin gözükmek için ük gayret ler sarfettiği arada gözüne çarpı- yordu. Hâlâ daha bu sevimli er- keğin üzerinden o eski cazibesi gitmemişti. Fakat gittikçe azal- Ağı rl ği Bir gün, Necibin karısı bu aş ka son » müklik darbeyi indirdi. Öğle yemeğinde, büyük bir ne şe ile bir v. gösterdi. — Ah ne kadar seviniyoruni, bilseniz.. Kn bir erkek ço cuğu alel; dedi. Dostlar, ahbaplar sağdan sok dan tebrik etmeğe erin Necibi de-tebrik ediyorlardı. bahat Necibe dalgın naz. ne büyük i tesi günü hesabını kesti, her s& neden ve İstanbulda döndü. Hikâyeci v, rtıman kiralama karli AKŞAM'ın KUÇUK ILÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratlı ve en ucuz vasıtadır

Bu sayıdan diğer sayfalar: