CUMHURİYET 5 Nisan 1937 ^ Güllebülbül I ^ Osear Wilde Oscar Wilde l Bülbülün nağmeleri tatlı, fakat histen mahrum... Birçok san'atkârlar gibi: Üslub var, lâkin samimiyet yok: Bülbül acaba kendini benim için feda ede cek mi? Hiç zannetmem; zira san'atkârlar hodkâm olurlar. Bülbül nağmelerinden başka birşey düşünmez. Bu nağmelerin güzel olduğu inkâr edilemez, fakat ne yazık ki hiçbif şeye yaramaz bun lar!... * * * Ay gökyüzünde parlamağa başladıgı vakit, bülbül gidip kalbini bir dikene dayadı ve bu vaziyette bütün gece teren nüm etti. Diken gittikçe kalbine daha fazla saplanıyor ve bülbülün kanile beraber hayatı da akıyordu. Gül ağacının enüst dalında fevkalâde bir gül açmağa başladı. Sanki bülbülün nağmesinin ahengine uyuyormuş gibi yavaş yavaş açıyordu. Gülün evvelâ do nuk bir rengi vardı, dereden yükselen sıs gibi donuk, şafak sökerken ilk ışıkların rengi gibi donuk. Bülbül kalbini daha fazla kanattı, ve güle hafif bir pembelik geldi. Bülbül kalbini deşince gül de kıpkırmızı oldu. Fakat bülbül bunu göremedi, sesile beraber nefesi de kesilmişti. * * * Delikanh sabahleyin penceresini a çınca fevkalâde kırmızı bir gül gördü ve onu sevmcle kopardı. Genc üniversiteli hemen sevgilisinin evine koşarak: İşte, dedi, işte size kırmızı bir gül, öyle ktrmızı ki dünyada benzeri yok. Bunu bu akşam göğsünüze takarsınız ve beraber dansederken sizi ne kadar sevdiğimi kulağınıza fısıldarım. Lâkin genc kız kaşlarını çattı: Korkanm bu gül elbisemle pek iyi gitmiyecek. Sonra zaten Prensin oğlu bana bir sürü mücevher yolladı. Herkes bilir ki mücevher çiçekten daha kıymet lidir. Doğrusu pek nankörsünüz. Bunun üzerine delikanh gülü attı. Çiçek bir su birikintisine düştü ve biraz sonra geçen bir arabanın tekerleai altmda ezildi. Genc kız: Neden nankör olayım? dedi. Sizin ayakkabılarınızda gümüş toka var mı? Fakat Prensin oğlununkilerde var. Delikanh evine dönerken düşünüyordu: Aşk ne boş şeymiş! Insana nekadar hakikatten uzak emeller verirmiş! Çeviren: İngiliz Türk ışbırlıgı IBaşmakaleden devam] makta olduğunu pek iyi bilmek lâzımdır. Dünyanın bugünkü darlığı ve ekonomik mübadele müşkülâtı bize mahsus bir keyfiyet değildir. Harbsonu hayatının cihanşümul çeşidli buhranları derece derece bütün memleketleri sarmakta ve müteessir etmekte devam ediyor ve buna sulhun bir türlü müstakar bir vaziyete konulamamasındaki kararsızhğın meş'um neticeleri katılıyor. Oyle görünüyor ki dünya ahvalini evvelâ nisbi ve sonra da nihayet kat'î bir salâha götürebilmek için milletlerarası münasebetlerine sulh fikrini hâkim kılabilmek icab ediyor. O zaman yalnız kontenjantman, klering ve gümrük duvarları gibi mânilerin değil, rrruhtelif para kıymetlerindeki garabetlerin dahi ortadan kalktığı görülerek her milletin parasmm her yerde müstakar altın kıymetile geçmeğe başladığına şahid olabiliriz. Demek ki işin başı gibi sonu da sulhtadır, ve devamlı sulhtadır. Karabük nutuklannda bilhassa bu nokta üzerinde durulduğuna dikkat ettik. Realist bir devlet adamı olan Başbakan Ismet İnönü sulhun şimdiki halde silâh kuvvetile ayakta tutulabileceğini açıkça ortaya koydu, ve Türkiyenin kendi müdafaası bakımından buna göre çalıştığmı ve ayni maksadla çalışanlarla beraber yürüdügünü saklamadı. Sır Persy Lorraine'in söylediği de başka türlü değildir. Sayın dıplomat, tevakkuf ettığı esbaba temas etmeksizin kendi hükumetinin sulh için çalıştığmı, Ingilterenın ekonomik bakrmdan daha kuvvetli bir Türkiye görmekten memnun bulunduğunu ve Atatiirk Türkiyesinin terakki ve tekâmülüne yardım etmekten memnun bulunduğunu sarahat ve samimiyetle kaydetti. Genc üniversiteli: Kendisine kırmızı bir gül verirsem benimle dans edeceğini söyledi, diyordu. Fakat koca bahçede bir tane olsun kırmızı gül yok ki. Yuvasmda duran bülbül delikanlının söylediklerini duydu, etrafma bakındı ve şaştı kaldı. Genc: Bir tane olsun kırmızı gül yok, diyor ve gözlerini yaş bürüyordu. Bazan saadet öyle küçük birşeye bağhdır ki. Felsefenin bütün sırlannı biliyorum, fa kat bir kırmızı gül bulamadım diye ha yatım bedbaht olacak. Bülbül kendi kendine: îşte tam bir âşık, dedi. Onu tanı madan gecelerle onun için terennüm ettim, gecelerle onun destanmı yıldızlara okudum ve nihayet işte onu görüyorum: Saçları gece gibi kara, dudakları, istedigi gül gibi kırmızı, fakat büyük aşk, rengini fildişi gibi soldurmuş, ve bedbaht lık ta alnına damgasmı vurmuş... Delikanh fısıldıyordu: Prens yann akşam bir balo veriyor. Tanıdıgım kız da orada olacak. Kendisine kırmızı bir gül götürürsem sabaha kadar benimle dans edecek. Hal buki kırmızı gül yok ki. Bülbül: İşte hakikî bir âşık, diyordu. Be nim terennüm ettiğim şeyin ıstırabını çekiyor: Benim için neşe olan şey onun elemi. Aşk muhakkak ki kıymetli bir şeydir, o, altın terazisile bile ölçülemez. Delikanh çimenliğe uzanmış hüngür hüngür ağlryor, onun kederinin sırrını yalnız bülbül anhyor ve aşkın esrarengizliğini düşünüyordu. Bülbül, gül ağacına giderek: Bana bir kırmızı gül ver, dedi, sana en tatlı şarkımı söyliyeyim. Gül ağacı cevab verdi: Eğer bir kırmızı gül istiyorsan o nu, ay ışığında terennüm ederek yarat mah ve kalbinden akacak kanla boya malısın. Kalbini dikenlerimden birine dayıyarak benim için ötmelisin. Bütün gece benim için terennüm edeceksin, kalbini delen dıkenden bütün kanın benim damarlanma geçerek benim kanım ola caktır. Bülbül: Bir gül için bir hayat istemek fazLa. Fakat ne yapayım ki aşk hayattan da üstündür. Bülbül delikanlının penceresine giderek: Mes'ud ol! dedi. Yalnız unutma ki aşkta, felsefeden fazla hikmet vardır. Genc üniversiteli düşündü: Memlekette yaptırılan asrî hapisaneler Bu yaz Imralıya yeniden 250 mahkum gönderilecek. İstanbul da asrî bir hapisaneye kavuşuyor R A D VO Rn aksamki orogram j İSTANBUL: 12,30 p:âkla Türk musikisi 12,50 havadls 13.05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 son 17,00 İnkılâb dersleri. Üniversiteden naklen. Mahmud Esad Bozkurt tarafın dan 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 çocuklara masal. İ. Galib Arcan 20,00 Rifat ve arkadasları tarafmdan Türk musikLsi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafmdan arabca söylev 20,45 Safiyo ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları. Saat ayan 21,15 orkestra 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 son. Ortaköy Şifa Yurdu başhekimi doktor Asım Onur, salı günü saat 19,30 da İstanbul radyosunda ı Kanserden korunma) mevzulu bir konferans verecektir. Kanserden korunma hakkmda konferans FCZANELER İmralı hapisanesinde çalışan mahpuslar Bir müddettenberi Ege mıntakasında Bergama, Manisa, îzmir, Nazilli, Ay dm ve îsparta civarında hapisaneleri tetkik etmekte olan Hapisaneler Umum müdür vekıli Bedrı, bundan bir iki gün evvel Edirneye gitmişti. Bedri dün şehri mize dönmüş ve yanmda İstanbul Müddeiumumisi Hikmet Onat olduğu halde Usküdar hapisanesine giderek orada yapılan tamiratı ve hapisanenin umumî vazıyetıni gözden geçırmıştir. Bedrı yann Ankaraya dönecektir. zımgelen kulübeleri bitirmek üzere olduklarından pek yakmda 200 kişilik ilk madenci grupu Zonguldağa gönderilecektir. Buraya gönderilecek mahkumlar Istan bul hapisanesile, Karadeniz civanndakı hapisanelerden; ceza evinde uslu oturmuş, ıslahı hal etmiş görünen ve bünyece sağlam olan mahkumlardan seçilecektir. İmralı hapisanesînin mevcudu dört yüze çıkarılıyor Dığer taraftan İmralı ziraî habisane 5İnin bugün 150 yi bulan mevcuduna bu bir iki ay içinde daha 250 kişi iîâve edilmek suretile mevcudu 400 e çıkarılacaktır. Geçen hafta Bursa müddeimumisı Cemil, Yedikule deposundan külliyetli miktarda inşaat malzemesi alarak Imralıya götürmüştür. Adada halen büyük bir bina inşa olunmaktadır. Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinde nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Eminönünde fHüseyin Hüsnü), Beyazıdda fAsador), Küçukpazarda (Hikmet Ce mil), Eyubde (Mustafa Arif), Şehremininde CHamdi), Karagümrükte (Arif), Samatyada fRıdvan), Şehzadebaşmda (Hamdi), Aksarayda (Şeref), Fenerde (Hüsameddin), Alemdarda (Abdülkadir), Bakırköyde (Is tepan). Beyoflu eihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Matkoviç), Yüks&kkaldırımda (Vinikopulo), Galatada (Merkez), Taksimde (Kemal Rebül), Şişlide <Şark Merkez), Kasımpasada (Müeyyed), Hasköyde (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Ali Ri7a), Sarıyerde fNuri). Usküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda (Ittihad), Kadıköy Modada (Moda), Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk). F. VARAL Merinos sun'î tohumlama lâboratuarı merasimle acıldı Yeni hapisaneler Haber aldığımıza göre Adliye Vekâleti Bergama, Nazilli ve Aydında üç yeni hapisane yapmağa karar vermiş ve bunlardan Bergama ve Nazilli hapisanelerinin temelleri atılarak inşaata başlanmıştır. Birkaç ay içinde ikmal edilecek olan bu müesseseler Avrupadaki emsalleri giBu karşılıklı teminatın söylendiği yer Geçen sene imralı topraklanna ekilen bir ziyafet sofrası değil, belki Karabük bi çok modern ve sıhhî olacaktır. mahsullerin kaldınlması ve yeniden zer'iHalen bu şehirlerde köhne binalarda yat yapılması için nihayet hazirana kadar gibi Türkiye endüstrileşmesine analık ebarmmakta olan mahkumlar hapisaneîe 250 mahkum gönderilmiş olacaktır. Bu decek demir ve çelik fabrikaları sahası olması ona adeta maddî ve büyük bir rin bitmesini dört gözle beklemektedirler. mahkumlar îstanbul, Bursa, îzmit, Ba kıymet vermektedir. Bu maddî kıymetin Yeni hapisanelerde daha sıhhî şerait için lıkesir ve Eskişehir hapisanelerinden semanevî cephesi daha büyük ve daha şe de mahkumiyet müddetini ikmal etmek çilecektir. ve çalışmak imkânları hazırlanmış ola reflidir. Buraya gönderilecek mahkumlar şımcaktır. Ayrıca Aydında da yeni bir ha diye kadar hapisanede geçirdikleri mahYukarıki izahları ikmal etmek üzere pisane insası takarrür etmiş ve arsası sa kumiyet müddetlerinde suihali görülmeKarabükte elele veren iki büyük milletin tın ahnmıştır. Bu bına da dığerleri gıbı mis olanlardan ve genclerden seçile bu medeniyetli, sulhçu ve binaenaleyh Nafıa Vekâleti vasıtasile yapılacaktır. cektir. alabildiğine şerefli işbirliğini alkışlıyalım. Zonguldağa giden mahkumlar Edirne hapisanesi YUNUS NAD1 Mahkumlan çahştırmak esasmı takib Halen Edirnede birkaç bin dönüm etmekte olan Vekâlet, bir kısım mahkum arazi üzerinde kurulmuş olan ziraî ha Bursada hava kongresi ları maden ocaklannda çahştırmağa ka pîsanede 100 mahkum çalıştırılmaktadır. toplanacak Bursa (Hususî) Nisanın onuncu gü rar vermiş ve alâkadarlarla temasa ge! Bunların bu sene yaptıklan ıstihsalât ümidin fevkinde olmuştur. Bilhassa Avrunü şehrimizde sekiz vilâyetten gelecek mîşti. olan yüzden fazla murahhasın iştirakile Zonguldak maden mıntakasında ça panın çok çektiği soya fasulyasıle hububir hava kongresi toplanacaktır. Murah Iışan civar şehir ve köylerden gelen a bat, pancar ve süpürge üzerinde çok iyi haslar Balıkesir, Çanakkale, İstanbul. mele kısa bir müddet zarfinda yılhk ih randıman ahnmıştır. Edirne hapisanesinîzmit. Bolu. Adapazarı, Bilecik ve dideki mahkum adedi şimdilik artırılmıyatiyacmı temin ederek köyüne dönmekte ğer şehirlerden geleceklerdir. cak ise de kış aylarında halı işlemesinı ve ocaklarda birdenbire amele buhranı öğrenmek üzere İspart^dan bir mahkum başgöstermektedir. grupu Edirneye nakledilecektir. Bunu nazarı itibara alan alâkadarlar İstanbul hapisanesi Konferans çalışacak daimî unsurlar tedarikini düHalen Sultanahmedde bulunan Is Şehremini Halkevinden: şünmüş ve Adliye Vekâletile temasa gel tanbul hapisanesinin yerine Adliye Sa.Şehremini Halkevinde S/4^937 pazartesl şninü saat 17 de Kız Oğretmen okulu mual miştir. Yapılan ilk temaslardan sonr.ı rayınm yapılması mukarrer bulunduğunlimlerinden Dr. Semiramis (Mökteblerde Zonguldakta çalışan mahkumlar için dan orası yıkılacak ve Tevkifane arka hastalıklardan korunma) ve 18 de Beşir kulübeler inşası takarrür etmiş ve mahsında inşaatı yarım kalmış olan kısımlar Birem tarafmdan (İki Terkibi Bend) Ziya kumlardan mürekkeb 50 kişilik bir grup tamamlanarak şimdiki vaziyete nazaran Pasa ve eserleri hakkmda mevzulu iki konZonguldağa gönderılmiştir. Bunlar lâ çok daha asrî yeni bir hapisane kazanılferans verılecektir. Herkes gelebilir. mıs olacaktır. Bir çok teknik tesirleri bulunan ve adeta Stereoscopigue Bir taraftan Adliye Vekâletinde te filminin hakikî formulü olan şekkül eden teknik bir komisyon da yeni hapisaneler nizamnamesınin tetkikatını bitirmek üzere olduğundan yeni ihtîyaclara göre tanzim edılmiş olan bu nizamname Esrarengiz muazzam filminin şeytanı alim rolünü de yakmda tatbik mevkiine konacaktır. şayanı hayret bir maharetle oynayan Ceza kanunumuzun 16 ncı maddesinde bahsi geçen meşrutan tahliye meselesi de asrî hapisanelerin inşaatından sonra ve Pek yakında 5 U İM E R sinemasında göreceksiniz. tedricen tatbik edilecektir. Bir Türk köylüsünün bulduğu kıymetli nebat Bursa (Husu sî) Şimdiye ka dar kozadan ipek çıkaran filâtör fabrikalarında kamçı başı çıkarmak için kullanılan süpür geler İtalyadan satın ahnmakta idi. Bunlar ya demet halınde veya bağlanmış olarak mem leketimize gelirdi. Yakııb Kurd Bu süpürgelerin tanesi 50 ile 75 kuruşa satılırdı. Bu süpürgelerden bir tanesi vasatî olarak 20 gün dayandığına göre, 2000 2500 mancınıklı (mancınık: Kozadan ipek çıkaran tavaya derler) fabrikalann sarfettikleri süpürge miktan oldukça mühim bir yekun tutardı. Yani bu para şimdiye kadar harice gidiyordu. Bursa îpekçilik, Böcekçilik Enstitüsünün gazetelerle yaptığı ilân üzerine bu süpürgelerin yapılmasına mahsus olan Andropogon Gryllüs ismindeki nebat aranıyordu. Bu nebatı ilk defa olarak Bursanın tîöbelye köyünden Hidayet oğlu Yakub Kurd adında bir köylü bulmuş ve Enstitüye götürerek bütün ipek fabrikalarında kullanılması tamim edilmiştir. Ziraat Vekâleti de köylüye bir takdirname göndermiştir. Ayni zamanda havvanların tımarı için dahi mükemmel bir surette kullanılabilen bu nebatın fazla miktarda istihsaline çalışılmak için Vilâyet te bu köylüye nakdî yardımda bulunmuştur. Şimdi memleketimizde yapılmıya başlanan bu süpürgeler 25 30 kuruşa satılmaktadır. ^ , konferanslar, konpreler^) Ö Ö LÜM ŞUAI B O R i S K A R L O F ' u ölüm İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakül tesi talebelerinden Talha Altmbaşakla Şişli Tarakki lisesi son sınıf talebelerinden Turgud Altmbaşakm büyük baba ları ve eski Ankara Şehremini Bay Asafın dayısı Selânik eşrafından Hayret Şakir Altınbaşak kısa bir hastalık neticesinde vefat etmiştir. Bu elim ölüm sevimli ve asil zatm bütün efradı aile sine ve dostlarım teessürler içinde bı rakmıştır. Tanrı acıklı ailesine uzun ömürler vrersin. Cenazesi 5 nisan pazar • • tesi günü saat on birde İstiklâl caddesinde 285 No. lı Kurtuluş apartımanından kaldırılacak, namazı Beyazıd camisinde kılındıktan sonra aıle kabristanma defnedilecektir. Allah rahmet evlesin. DANS DERSLERİ Hususî ve münferiden (asrî dans dersleri) Beyoğlu Karlman karşısında eski Polonya Nur Ziya sokak No. 3. Müracaat saatleri: (1214), (1720) ye kadar profesör Panosvana. Yer yüzünün dans kraliçesi... Semaların raks ilâhesi.. Lâboratuarın açüma me rasiminden tir Bursa (Hususî) Bütün memleket ihtiyacmı karşılamak üzere kurulan Merinos fabrikasının ilk maddesini temin için devletin milyonlarca lira sarfile vücude getirdiği Mermosu yetiştirme teşkilâtı bugün dünyada Sovyet Rusyadan sonra ilk defa olarak modern bir müesseseye kavuşmuş bulunuyor. Başka hiçbir memlekette tatbik edilmiyen (sun'î tohumlama) işi bizde de çok muvaffakiyetli neticeler vermiştir. Şehrimizde yapılan (Merinos sun'î tohumlama lâboratuarı) mn açılma merasimi üç, dört vilâyetten gelen yetiştiricilerle Karacabey harası ve Merinos yetiştir me çiftliği erkânının, vali ve hükumet erkâmmn huzurlarile yapılmıştır. Ev velâ Merinos müfettişi Hasan Fehmi, sonra Merinos baytarı Lutfi, daha sonra bir yetiştirici köylü nutuklar söylemişlerdir. En sonra da, devletin bu işe verdiği ehemmiyetten bahseden Valimiz, köylümüzün Merinos üzerinde metodla yürümiye başladığmdan hükumet adı na olduğu kadar kendi ekonomik var lıkları adma da büyük bir sevinç duyduğunu ilâve etmiştir. Badehu lâboratuar gezilmiştir. intiba Içeride baytar Lutfi, davetlilere ve hazır bulunan köylülere sun'î tohumlamanın nasıl yapıldığmı anlatmış ve göstermiştir. Bu izahata nazaran, bir koçtan tabiî olarak ancak 25 kuzu almabildiği halde sun'î tohumlama suretile bir koçtan icabında bin kuzu alınabilmek tedir. Gece Şarkulübde, Ankaradan ve di ğer şehirlerden gelen mütehassıslarla yetiştiriciler ve vilâyet erkânı şerefine bir ziyafet verilmiştir. DANS İÇİN YARATILMIS (Mes'ud inasnlar kulübü) Meiro Goldvvyn Mayer Gözlerin h'ç bir zarnan görmedigi ve göremiyeceği Lüks Zenginlik ihtişam ve Genclik rilmi Kulakların hiçbir vakit duymadığı ve duyamıyacağı NEFiS MUSiKi ve DANS ŞAHESERi OLAN ELEANOR POV/ELL Brodvvay Melody Hliminin unutulrraz yıldızı Yiinlü kumaş fabrikatorları toplanacak İthal rejiminde yapılacak yeni tadilât üzerinde görüşmek üzere şehrimizdeki yünlü kumaş fabrikatorları bugün Sanayi Birliğinde bir toplantı yapacaklardır. İthal rejiminde yapılacak değişiklikler, bu kısım sanayii her sanayi şubesinden ziyade yakmdan alâkadar etmektedir. Bu kısım sanayi mevaddı iptidaiye it halâtınm çok çeşidli olmasmdan dolayı tarifenin birçok maddelerile alâkadar bulunmaktadır. Bu akşam S A K A R Y A Sineması Osmanlı Bankası %5 faizli, 1334/1918 ihraçlı İstikTaa Dahilî tahvillerine aid olup vadesi 1 mayıs 1932 tarihinde hulul eden ve ayni tarihte tediyesine başlanan 29 numaralı kuponlardan ibraz edilmiyenlerin 1 mayıs 1937 tarihinde Türkiye hüku meti lehine müruru zamana uğrıyacağı, mezkur tahvilât hâmülerinin malumu olmak üzere ilân olunur. Esrarengiz etvarile GRETA GARBO'ya kıyas edilebilen yıldız, KAY FRANCiS tarahndan temsil edilen ve bir heyecan dalgası tevlid eden BEYAZ Kadınbgm esaretten kurtarılması ideali uğruna aşk ve saadetini feda eden Istanbul'da Üskfldardaki mezarlığının bulunduğu yerde İngiliz hastanesinde hasta bakıcı beyaz Melegin hakikî hayatını musavver Fransızcı söz'ü emsalsiz filmini takdim ediyor. ( Florence Nightingale ) ELEK Usküdar Hâle sinemasında Yıldızlar Kralı