5 Nisan 1937 CUMHURİYET SON HABERLER TELEFON TELGRAF v« TELSiZLE Hindistanda yeni rejim IBaştarafı 1 inci sahifese] Eserler karşısında SaıTa! bahisleri Ispanya dahilî harbi İhtilâlciler şimal cephesinde ilerliyor. Ispanyada bir kısım İtalyan zabitleri kurşuna mı dizilecek? [Baştarafı 1 inci sahifese] Hükumetçilere göre Santander 4 (A.A.) Hükumet kuvvetleri, tayyare ve topçu kuvvetleri nin muzaheretile Burgos cephesindeki ileri hareketlerine devam ederek Sorgente de Lara kasabasına hâkim olan tepeyi işgal etmişlerdir. Şimal cephesinde vaziyet Villa 4 (A.A.) Havas: Nasyonalist yüksek kumanda heyetinin gösterdiği ketumiyete rağmen, nasyonalistlerin Biskaya cephesinde dün yaptıkları harekât neticesinde elde ettikleri muvaffakiyet resmî tebliğde işaret edildiğınden çok daha mühımdır. Amboso'da bu sabah düşmanın yeniden bir takım kuvvetlı mevzılerı ele geçmiştir. Bu yer Alava ile Biskaya vılâyetlerinın bırleştığı noktadır. Daha şafakla beraber her biri bazan kırk tayyareyı bulan muhtelif filolar düşman mevzile rini bombardımana başlamışlardır. Nasyonalist kuvvetler Ochandano köyünü biraz geçmıslerdır. Hükumetçilerin Durango'yu alelâcele boşalttıklan haber verilmektedir. Romadaki diplomasi mehafilinden ken dısine gelen haberlere atfen Oeuvre gazetesinde Roma başkumandanlığının İspanyadaki İtalyan başkumandanlığma Guadalajara muharebesine iştirak etmiş olan bütün İtalyan rüesa ve zabitanının kurşuna dizilmesini emretmiş olduğunu haber vermektedir. Maamafih asilerin başkumanlığı bu na muhalefet etmiştir. Ispanvadaki ttalyan askerî riiesası kurşuna mı dizilecek? Tanca 4 (A.A.) Evvelki gün Alkasar'da bir takım kargaşahklar çıkmış olduğuna dair musırrane şayialar dolaş maktadır. Bir evin bombalarla delik deşik edilmiş olduğu haber verilmektedir. Yerlilere göre Alkasar yakmındaki mıntakada sıkı bir tarassudda bulunmakta dır. İspanyanın Alkasar konsolosunun ailesile diğer birçok aileler, Tetouan'a gelmişlerdir. Tanca ahalisı, gayrımemnundur. 23 mart hâdiseleri esnasında bir evde bir İtalyan bahriyelisini yaralamış olan İspanyol telsizcilerinin tevkifine teşebbüs edilmistir. ğerlerinden fazladır. Yalnız müslüman lann hâkim olduklan Pençap'la Sind'de milliciler kazanamamışlardır. Bu suret le 1 1 eyaletten dokuzunda milliciler bir tefevvuk elde etmişlerdir. Seçimin verdiği bu netice üzerine, kendileri istemedikleri halde memleketin i daresini ellerine almaları ekseriyete teklif edilmek mecburiyeti hasıl oldu. Fa kat millicüer idareyi ellerine almaktan kaçınıyorlar. Bir taraftan idarenin başına geçmek cazibesi, diğer taraftan par tilerinin verdiği kararlarda ısrar etmek fikri arasında mütereddid bir vaziyette bulunuyorlar. Millici partinin esas prensipi İngilz hükumetile mesai birliği ya pılmasmı kabul etmemek ve yeni ka nunu esasiye muhalefet etmektir. Hind millicileri yeni kanunun Hindistanm is tiklâli ve kendi kendini idare etmesi e saslarile telifi kabil olmadığı kanaatindedirler. Millicilerin reisi Yavaharlar Negru kendilerine teklif edilen idareyi ellerine almalanna kat'iyyen muhaliftir. Millici sosyalist grupu da reisle ayni fikirdedir. Fakat mutedil grup aksi kanaattedir. Bunlar, millicilerin ekseriyet kazandık lan yerlerde hükumetin başına geçmeği ve ekalliyette kalınan yerlerde opstorikiyon ve sair şekillerin tatbikını istemektedirler. Fransızcadan türkçeye büyük bir lugat Peyami Safa Önümde üç büyük cildden mürekkeb bir eser var: «Fransızca türkçe resimli büyük dil kılavuzu». Ustünde şu imzaları görüyorum: Reşad Nuri, Dr. Ali Süha, Nurullah Ataç ve İsmail Hami. hâdise gölgesi de hâdise üstünde tesirsiz kalır.» Bu manada insan şuurunu bir hâdise gölgesi telâkki eden müellifler bulunduğu için kültürel eserlerde bu kelime çok geçer. «Fransızca türkçe resimli büyük dil kılavuzu» nun buna benzer ve gözüme pek seyrek ilişen kusurlanna rağmen harikulâde vasıfları vardır: Baskısı ve kâğıdı çok temizdir, kelimeleri çok zengindir, üçüncü cildde lâtince ve sair dillerdeki loküsyonların ve meşhur sözlerin karşılığını bildiren ayrı bir kısım olduğu gibi, gene ayni cilde kıyasî ve gayrikıyasî fiiller için zengin bir bahis ilâve edilmistir. Eserin şimdiye kadar hiçbir lugatte bulunmıyan hususiyetlerinden biri de üçüncü cilde «tarih ve coğrafyaya aid değişik isimler» faslı ilâve edilmesidir: Bütün Türk, Asya şehirlerinin Avrupalılarca kullanılan karşılıklan, Türkiyenin ve şarkın bütün meşhur adamlarının Avrupada büsbütün başka türlü kullanılan isimlerinin karşılıklan bu fasılda vardır. Meselâ fransızca bir kitabda «Assos» kelimesine rasladınız ve bilemediniz. Bu lugat size söyler: «Çanakkale vilâyetinin Ezine kazasına tâbi Ayancık nahiyesinde şimdiki Behram köyünün yerinde bulunan eski bir şehjr». Avicenna Avicennenın meşhur «İbni Sina» mız olduğunu bilmiyenler bu kitabda hem tercümeihali ve eserlerile beraber öğrenebilirler. Mavi Tuna valsinin 70 inci yıldönümü Bütün Viyana büyük musiki üstadı Johan Strauss'u yadediyor Cenub cephesinde Almeria 4 (A.A.) Asiler dün sabah hükumetçilerin mevzilerine taarruz etmişlerse de 'hükumetçiler mukabil ta arruza geçerek asileri geri püskürttükten sonra ıki mühım sevkulceyş noktasını işgal etmişlerdir. Hükumetçiler şimdi Lo kanada kasabasıle cıvarına hâkim bu lunmaktadırlar. thtilâlci tayarelerin faaliyeti Madrid 4 (A.A.) Asi tayyareleri dün Durang'i bombardıman etmişlerdir. Hasarat mühimdir. Birkaç bina harab olmus ve birçok kişiler ölmüstür. Tancada yeni bir hâdise Paris 4 (A.A.) Madam Tabouis, Fransız Dahiliye Nazırınm nutku «Simdiye kadar sulhu idame etmek Blum'un en şanlı bir hizmetidir» Lille 4 (A.A.) Beynelmiiel on üçüncü ticaret panayırı münasebetile Lille ş«hrinin «Belediye reisleri günü» is mi verilen zıyafet esnasında Dahıhye Nazırı Max Dormoy bir nutuk söyliyerek hükumetin içtimaî sahada yaptığı ıslahatla umumî siyaseti gözden geçirmiş ve içtimaî ıslahat esnasında geçirilen «tevakkuf devresi» nin ehemmiyetinden bahsetmiştir. Nazır demiştir ki: « Vücude getirdiğimiz mükemmel eserden vazgeçeceğimizi iddia edenler tamamile aldanıyorlar. Herkese ve herşeye rağmen sulhu idame etmış olması Basvekil Blum'un en şanlı hizmetlerinden biridir. Sempati ve arzularımıza rağmen Ispanya işlerınde sulh idealile hareket ettik. Çünkü sul hu kurtarmak Fransayı kurtarmaktır. Dünyada Fransaya ayırdığımız mevkie bugün iftiharla bakabiliriz. Fransa artık tecrid edilmiş bir vaziyette değildir. İngiltere ile an'anevî dostluğumuz sağlam ve yeniden bağlanmıştır. Amerika ile mü nasebetlerimiz hararetlidir. Polonya ve Küçük İtılâfa sağlam bağlarla bağılyız. İskandinavya demokrasileri bize kıymetIi bir dostluk göstermektedirler. FransızSovyet paktına gelınce bu paktı bız herkese acmak istiyoruz.» Eski Fas sultanı öldü Paris 4 (A.A.) Umumî Harbdenberi Paris civarında Onghien'de ikamet etmekte olan eski Fas Sultanı Mevlâyı Hafız dün öğle üzerı ölmüstür. Mevlayi Hafız 1907 de kardeşi Sultan Abdülâzize karşı müsellâh bir isyan çıkararak tahtı eline geçirmişti. 1909 Algesiras muahedesini imzahyan devletler onu Fas Sultanı olarak tanımıslardı. Mevlâyı Hafız 1912 de kardeşi şimdiki sultanın babası Mevlâyı Yusuf lehine saltanattan feraorat etmisti. Milliciler arasında böyle bir intilâf başgöstermesi üzerine hâlâ bunların ü Esrarengiz bir seyahat zerindeki kuvvetli nüfuzunu muhafaza BuenosAires 4 (A.A.) Doktor etmekte bulunan Gandi iki tarafı uzlaşAndres Puyol, Avrupaya gitmek üzere tırmağa teşebbüs etmiştir. Oceania vapuruna binmiştir. Gandi, millicilerin idare başına geçmeBazı haberlere göre bu zat, gizli bir sine taraftardır. Ancak kuracakları hü dıplomasi ajanı olup Mussolini'yi ziya ret edecek ve sonra Burgos'da bir vazife kumetlerin «kanunu esasî ahkâmı» dairesindeki faaliyetlerine eyalet hâkimlerinin ifa eyliyecektir. müdahale ve muhalefet edememesini ve tspanyadan çıkartlan İngiliz mülici hükumetlerin bütün salâhiyetlerini gazetecileri kat'î olarak kullanmalarını şart koşmakSalamanka 4 (A.A.) Millî İs tadır. panyol hükumeti, Franco topraklarında Gandinin noktai nazan, millî kon guya bazı hâdiseler olduğuna dair 30 grenin icra komitesine tevdi edilmistir. İki martta yalan haberler verdiğinden dolayı Daily Expres gazetesinin muhabirile hafta sonra Delhide toplanacak olan bu birlikte mezkur haberleri yayan îngiliz komite kararını verecektir. Millicilerin ajansının mümessılıni de hudud harici et hareketleri asıl bundan sonra anlaşıla caktır. karar vermiştir. Negru'nun riyasetinde toplanacak o lan komiteye mutedil milliciler Gandı'nin noktai nazarım ikmal eden diğer bir teklifte bulunuyorlar. Bu teklıfe göre de eyalet hâkimleri faaliyet ve hareketlerine müdahale etmiyeceklerini taahhüd ederlerse milliciler hükumet kuracaklardır. Millicilerin yeni kanunu esaside en ziyade itiraz ettikleri maddeler eyalet hâkimlerıne verilen salâhiyetleri tayin eden kısımdır. Hâkimler, bu salâhiyetlere isti Berlin 4 (A.A.) Alman siyasî nad ederek millicî hükumetlerin faaliyetmehafilinin mütaleasına göre, cenubî Af lerini istedikleri gibi idare edebilecekle rika hükumetinin İngiliz tebaası olmıyan rinden Hindlilere verilen istiklâlin de ların eski cenubu garbî Alman müstem manası kalmıyacağı kanaati vardır. Bi lekesinde hiçbir siyasî teşekküle girme naenaleyh bu maddelerin tatbik edilmiyelerini yasak etmesi bu mıntakadaki Al ceğini anlarlarsa idareyi ele almaktan imman'ara karşı bir nevi zulüm tedbiridir. tına etmiyecekleri anlaşılmaktadır. Almanya, cenubî Afrika hükumetinin bu İngiliz gazeteleri, kanunu esasiye mutkararına esas olan komisyon raporundaki lak bir surette merbut bulunan ve buna esasların yalan iddialara istinad ettığini sadakatten ayrılmalarına imkân olmıyan daha geçen kânunuevvelde isbat etmiş eyalet hâkimlerinin millicilerin bu teklifiti. Cenubî Afrikadaki vaziyeti iyi bilen ve ni önceden kabul etmelerine ihtimal ta bu vaziyeti bitaraf bir gözle gören herkes savvur edemiyorlar. Alman teşekkülü olan «Deutscher Hindistandan en son alınan telgraflarBund» a yapılan isnadlann doğru olmada millicilerin ekseriyet kazandıklan altı dığını teslim eder. Bu teşekkülün bütün faaliyeti manda altındaki Alman mena eyalet hâkimlerinin millî kongreye dahil fiini ve orada yasıyan Almanlan koru olmıyan partilerin reislerini hükumet teşmayı istihdaf etmektedir. Halbuki cenu kiline çağırdıkları ve teşebbüslerinin mubî Afrika hükumetinden şikâyet edilecek vaffakiyetle ilerilemekte bulunduğu bildibirçok hususat vardır. Siyaset ve kültür rilmektedir. Fakat meselenin bu şekilde sahalarında olduğu gibi dil meselesinde halli büyük tehlikelerle doludur. Milli ve her türlü hususatta Almanlara müsa ciler bütün eyaletlerde şimdiden yeni kavi muamele yapılacağı yolundaki vaidle nunu esasî aleyhine nümayişler yapmağa rin hiçbiri tutulmamıştır. başlamışlardır ki neticesi birçok kimseleCenubî Afrika hükumetinin bu tarzı rin tevkifi, polislerle bir hayli musademehareketinin Almanya tarafından siyasî ler, grevler, birçok insanlann yaralanmatesebbüslerde bulunmasına esas olabilecesı ve ölmesi olmuştur. ği, diplomatik mehafilde beyan edilmekHindistan yeniden beynelmiiel alâka Şeker konferansına iştirak uyandıracak bir safhaya girmektedir. Üç senelik bir sükundan sonra millicî hareket etmiyoruz Ankara 4 (A.A.) Türkiye Şeker ve faaliyet'eri daha kuvvetli, daha asrî, fabrikaları anonim şirketinin beş nisanda geçen tecrübelerden aldıkları derslere Londrada toplanacağı bildirilen Şeker göre daha akıllı olarak tekrar harekete konferansına sanavıimizi doğrudan doğgecmek üzere bulunuyorlar. rudan doğruya alâkadar eden bir ciheti olmadığından iştirak etmiyeceği haber Yeni bir siyasî anlasamamazlık Almanva cenubî Afrikadaki Almanlar için teşebbüsatta bulundu Daha yapraklarını karıştırmadan ev vel, büyük bir masraf ve emek mahsulü olduğunu belli eden bu eser bize şunlan düşündürüyor: Ne neviden bir garabettir ki, Tanzimattanberi, Türkiyede türkçeden sonra en çok konuşulan, Avrupa kültürünün memlekete girmesine en çok vasıta olan dil fransızca ıken, bu hacimde ve bu itına ile bir eser meydana gelebilmesi için en az bir asır geçmesi icab etmiştir. Mekteb talebelerinden tutunuz da en büyük münevverlerimize varıncıya kadar herkes fransızcadan türkçeye mufas>al ve mükemmel bir lugatin bulunmamasından şikâyetçiydı. Son günlere kadar bu ıhtiyacı Şemsettin Saminin Kamuslan dolduruyordu. Fakat canlı birşey olan her dil gıbı onun lugatlen de ihtıyarlar. Nev'inin en mükemmel eseri olduğunda hiç şüphe etmediğim Şemsettin Sami lugatleri de artık ihtiyjrlamış, hatta kim inkâr edebilir? harf ve dil inkılâblanndan sonra bunamaya bile başlamıştır. Şemsettin Samiden rastgele bir sahife açıyorum ve «epacte» kelimesinin karşılıjını okuyorum: «Senei şemsıyeı sahıha ile müsavi olmak için senei kameriyeye ilâve olunması lâzım gelen eyyamın miktan, aşerei müsterika.» Merak edip ayni kelimeyi bu yeni eserde aradım ve karşılığınBu eseri meydana getiren meslektaşlada şu satırları okudum: «Güneş senesile rı ve bilhassa aralarında en çok emeği müsavi olması için ay senesine ilâve edil geçen İsmail Hami Danişmendi tebrik emesi lâzım gelen günlerin sayısı.» derken, bir lugat için yirmi otuz bin lira Görülüyor ki Şemsettin Saminin fran masraf ihtiyar etmekten çekinmiyen tâbii sızcadan türkçeye lugatlerinin osmanlıca Kanaat Kütübhanesi sahibi îlyasın fedalarını türkçeye çevirmek için insanın elin kârlığını da büyük bir takdirle zikretmede bir de osmanlıcadan türkçeye lugat ği unutmamak lâzım gelir. Hiç şüphe yok bulunmalıdır. Sonra Şemsettin Samide ki bu eser, uzun zamandır hasreti çekildimodern kelimelerin ve ilmî ıstılahların ği için, büyük bir ihtiyacı karşılamağa çoğu yoktur. Ben on sekiz sene evvel tekbaşına namzeddir. Süleyman Nazifin ve Cenab Şehabeddinin «Hadisat» gazetesinde fransızca mütercimi idim. Fransız şairi Edmond IBaştaraîı 1 inci sahifede'i Rostand yeni ölmüştü. Onun hayatına İktısad mehafilinin organı olan Gazedair bir yazı tercüme etmem lâzım geldi. ta Handlova gazetesi diyor ki: İlk satırlarda tesadüf ettiğim bir kelime<Almanyadaki iptidaî maddeler kıt nin manasını bilmiyordum. îçenye giren lığı, Almanya ile Sovyet Rusyanm muSüleyman Nazife sordum, o da bileme karenetini teshil etmektedir.> di. Sağ cenah mehafili, ortaya bir takım Şemsettin Samiye bakayım, dedim. psıkolojik deliller atmaktadırlar: VatiSüleyman Nazif iki elini de yukan kanm hem bolşevizmi, hem nazizmi mahkum etmesi, Hitlerle Ludendorf'un kaldırdı: barışmalan. Malum olduğu veçhile Lu Hiç bakma! dedi, bulamazsın, dendorf, Alman Sovyet ittifakı taraibulsan da manasını anlıyamazsın; çünkü tarıdır. Şemsettin Sami her kelimeyi «şey» diye tercüme eder. Ayda 600 kişi Fransız tabiiUstadın bir nükteye ne büyük kıymetyetine giriyor leri feda ettiğini bıldığim için sözlerini Paris 4 (A.A.) Adliye Nazırı lâtife tarafından alarak güldüm ve ŞemRucart dün akşam, Fransa tarafından settin Saminin lugatine baktım. Sahiden takib edilen tabiiyet siyasetinde millî rnüaradığım kelime yoktu ve Larouss'a müdafaanm da nazan itibara alınması lâ racaat lâzım geldi. zım geleceğini söyliyerek demiştir ki: Tercüme işlerinde ben bu güçlüklere « Bunun içindir ki Fransa hükumeti ;ok tesadüf etmişimdir. Hele modern ısaskerî hizmeti ifa edebilecek olan her tılahların yüzde doksanı bugünkü lugatecnebinin Fransız tabiiyetine girrnesıni lerde yoktur. Meselâ fizikte umumî edekolaylaştıracaktır. Bu siyaset sayesinde aiyata geçecek kadar çok kullanılan meşhur «Electron» kelimesini Şemsettin Sa ilkkânun 1936 tarihine kadar orduya aymide bulamazsınız. Fakat bu elimdeki da 250 den fazla asker kaydetmek mümyeni lugate baktım, buldum ve şu karşılı kün olabilmiştir. Fakat bu tarihten sonra okudum: «Hissedilebilecek kadar Fransız tabiiyetine kabul edilen ecnebilemaddî hacmi olmıyan ve menfi elektrikle rin miktarı iki misline çıkmıştır. Haliha meşbu olan son derece küçük bir unsur, zırda ayda 600 ecnebi Fransız tabiiyetiblektron.» Fakat bu yeni lugatte bazı ne kabul edilmektedir.» ercüme eksiklerine de raslamadım değil. Fransada yeni iş kanununun tatbikatı Meselâ: ruhiyat okuyan bütün lise talebelerinin bilmesi lâzım gelen «epiphenoParis 4 (A.A.) Kırk saatlik hafmene» kelimesinin karşılığı yalnız «has tanın tatbiki hakkındaki karamame do talık meydana çıktıktan sonra görünen layısile Parisin bütün büyük mağazalariılâim, alâimi mülhaka» diye tercüme e le perakende satış yapan dükkânlannın dilmiş. Halbuki bu kelimenin bir manası büyük bir kısmı yeni nizamnameye tev da şudur: «Olması veya olmaması asıl fikan pazartesi günleri kapalı kalacaklarhâdisenin vuku bulmasına taalluk etmi dır. Müstahdemler bundan sonra haftayen tâli hâdise.» Bizim ruhiyatçılarımız da beş gün çalışabileceklerdir. Buna mubunu «hâdise gölgesi» diye tercüme eder kabil bankalarla sigorta şirketleri cumarler. Misali de sudur: «Bir seyyahın göl tesi ve pazar günleri kapalı kalacaklargesi adımlarma tesir etmediği gibi bir dır. Johan Strauss Viyana, zevk ve neşe diyarı... Tuna • nm şuh ve sevimli âşıklarınm en güzeli... Tuna, uzun yollar katettikten sonra yorgun bir halde Viyanaya gelir. Orada hasret kaldığı bir sevgiliye kavuşmuş gibi yeniden canlanır. Viyananın musikisi, eğlenceleri ve neşesi onu coşturur. Bu coşkunluk ve canlanma ta Karadenize kadar dayanır ve orada koca dalgalann köpükleri arasında kaybolur gider. Viyana sanki bunu seziyormuş gibi her zaman eğlenmek ister. Ve her fırsatta bir bayram yaratır. Şimdi gene Viyana, zevk ve neşe içinde Mavi Tuna valsinin 70 inci senei devriyesıni yapıyor.. Bütün şehir meşhur ve çok sevilen Johan Strauss'un eserini çalarak coşuyor. En büyük kazinolardan ve lokanta lardan en küçüklerine kadar Mavi Tuna üstadının eserlerini çalıyor. Radyo çık tıktan sonra bir köşeye atılmış, tozlarm hücumuna mağlub olmuş eski piyanolar, kemanlar, gamofonlar şimdi sanki Stra uss'un danlmasmdan korkarak faaliyete geçmiş bulunuyor. Eğlence istiyen Viyanalılar, hem de karnaval münasebetile dinlenmeden, bıkmadan, yorulmadan es ki valsler ve polkalar ve bilhassa mavi Tuna valsile vakit geçiriyorlar. * * * Esasen 1867 senesinde karnaval için yapılmış olan Mavi Tuna valsi Strauss'un şöhretini birdenbire yükseltmişti. Johan Strauss, 14 mart 1804 senesinde Viyanada doğmuştur. Çocukluğun danberi musikiye meraklı idi. Fakat babası onu bir cildciye çırak olarak verdi. Buna rağmen o, bir taraftan da musikile uğraştı. Az zamanda mükemmel bir kemancı oldu. Biraz sonra gene san'atkâr müstakil olarak yürümeğe başladı ve Viyananın en meşhur orkestrasında birinci kemancı olarak çalışmağa başladı. Ustad o zamandan itibaren beste yapmağa ve bizzat bestelerini çalmağa koyuldu. E serleri halk tarafından çok sevildi. Ni hayet kendi başına hususî bir orkestra teşkil ederek konserler vermeğe başladı. Daha sonra konser vermek için birçok memleketleri de dolaştı. Rusya, Almanya, Belçika, Fransa ve İngiltereye gitti. Bu dolaşış Strauss'un dehasını dünyaya tanıttı. Ustadm birçok valsleri, polkaları, operetleri vardır. Strauss'un eserlerinde hususî bir orijinaliteden başka hoş bir melodi çok güzel bir armoni, ve mükemmel tertib edilmiş bir instrumantation vardır. Dans musikisi «Branche Secon daire de l'art» olduğu için bu kısmın bestekârları kompozis yonlar üzerinde ekseriya çok çalışmazlar. Yalnız melodiyi çıkarıp tempoyu düzelt tikten sonra bırakırlar. Halbuki Strauss, ufak valsler ve polkalar üzerinde de büyük musiki eseri gibi tam bir itina ile uğraştıktan sonra onlan çaldırırdı. Bu çalışmalarla üstadın birçok eserleri şaheserler meyanma girmiştir. Eserlerinde yüksek san'at ve derin musiki kabiliyeti müşahede olunur. Viyanalıların ince musiki zevki Johan Strauss ismini ebedileştirmek için her fırsattan sitifade etmek ister. İşte bunun içindir ki Mavi Tunanm yeni bir senei devriyesi münasebetile bütün Viyana Strauss'un eserlerini terennüm ediyor. Şimdi Münihte Johan Strauss isminde bir musikişinas vardır. Birçok kimseler bunun hakikî Strauss olduğunu zannederler. Halbuki bu, onun oğludur. Ve babasına erişmek için uârasmaktadır. Lehistanda doğan endişe I ahnmısfır. V Schacht Brüksele gidiyor Brüksel 4 (A.A.) Alman Bankası direktörü Schacht, Belçika Direktörünün geçenlerde Berline yaptığı ziyaretı iade etmek üzere buraya gelecektır. Srhacht, Brükselde iki gün kalacaktır. ZEYNEL AKKOÇ Açık muhabere A. B. C. rumuzile bize mektub gönderen okuyucumuza: Mektubunuzu aldık. Gazetemize kar şı gösterdiğiniz teveccühten dolayı teşekkür ederiz. Yazılarınızı da çok şayanı istifade bulduk. Bu mevzu etrafında yazacağınız yazılar daima sütunlarımızda yer bulacaktır. Sarih adresinizi bildirmenizi rica ederiz. Ford fabrikasmdaki grev bitti Kansascity 4 (A.A.) Ford fabriBağdad 4 (Hususî) Irak hüku kalanndaki grev, sona ermiştir. Amele, meti köylerdeki tedrisat usulü hakkında pa?=ırtesi aünü işe başlıyacaktır. tetkikatta bulunmak üzere Türkiyeye Beck Varşovaya dönüyor bir heyet göndermeğe karar vermiştir. Varşova 4 (A.A.) İki buçuk ay Irak hükumetinin yapmak istedıği tedri c^'eri haricde bulunan Dıs Bakanı sat ıslahatı Türkiyeye gidecek tetkik heyetinin vereceği rapora istinad edecektir. Beck, yarın Varşovaya dönecektir. Irak, Türkiyeye bir heyet gönderiyor