CUMHURİYET 5 Nisan 1937 Şehir ve Memleket Haberleri Tarihi tefrika : 79 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Siyasî icmal Hindistan meselesi ünya politikasmın en büyük ve en nazik meselelerinden biri de Hindistan işleridir. Çünkü Hindistan dünyaya yayılan İngiliz İmpara torluğunun nüfus, mesaha, servet ve askerî noktadan en mühim yeridir. îngiliz İmparatorluğunun beş yüz milyonluk nüfusundan üç yüz milyondan fazlası Hindistandadır. îngilterenin harice yatırdığı servetin ve sermayenin en büyük kısmı Hindistandadır. îngiltere büyük harblerde ancak Hindistandan aldığı askerle Imparatorluğunu müdafaa eder. Kendı başına bir imparatorluk ouîunan Hindistan, İngiliz cihan imparatorluğu nun temelidir. İngiliz hükümdarının İmparator unvanı bile Kayseri Hind olmasından ileri geliyor. Asırlardanberi İn gilterenin haricî politikası Hindistanı ve bunun kara ve deniz hududlannı ve bu' raya îngiltereden giden yollan korumak gayesi etrafmda îngilterenin Habeş meselesinde ve Akdeniz işlerinde îtalyaya karşı hasmane bir vaziyet alması Hindistanın Akdenizden ve Kızıldenizden ve Hind Okyanusundan geçen yollarmın İtalyanın tehdidıne kaTşı emniyet altma almak kaygusundan neşet etmiştir. Umumî Harbde İngilterenin Hindis tanda gerek doğrudan doğruya, gerek yerli hükumetlere tâbi yerlerden milyonlarca asker ve milyarlarca para yardımı almağa mecbur olması hem kendi zâfını ortaya çıkarmış, hem de Hindlilerin gözlerini açmıştı. 300 milyon halkm siyasî haklardan mahrum bir halde idare edilemiyeceği anlaşıldıktan sonra îngiltere Umumî Harbin sonlarmda Hindistan ahalreine idarî muhtariyet vadetmişti. Bu vaid 1919 senesinde Hindistan ıslahatı kanunile bir derece ifa edildi. Bu kanun doğrudan doğruya İngiliz idare sinde bulunan eyaletlere teşriî meclisler ve mahdud idare haklan vermişti. Bu eyaletlerin işlerinden bir kısmı umumî va4ilerin elinde bırakılmış ve bir kısmı da teşriî meclislere karşı mes'ul kabinelere verilmiştir. Bu suretle halk tedricen intihab ve muhtariyetli idarelere alıştml mıştır. Fakat İrtgilterenin verdiği bu mahdud haklar millî kongre partisi namı altında birleşen ve kuvvetli teşkilât yaratan siyasî düşünce sahibi halkı tatmin edememişti. Bu parti mütemadiyen Ingihz idare « ine ve hakimiyetine karşı şiddetle mü cadele ediyordu. 1919 tarihli kanunla aşlıyan ıslahatın bir başlangıç olduğu v; ileride tevsi edıleceği kayidedilmişti. Mecusi ve müslümanların, bu kayde dayanarak müttehiden ayak diremeleri üzerine İngiltere Hindistana yeniden geniş müsaadeler vermek mecburiyetinde kalmıştı. Fakat Hindistan İngiliz împara torluğunun gözbebeği olduğundan bu işte çok teemmülle hareket etmek lüzumu ı;ssediliyordu. Bunun için tam yedi sene tahkikat ve etkikat ve müzakere yapılmıştır. Şimdi [ngiltere dahiliye Nazın bulunan meşhur hukukşinas Sir Con Simon'un riyastinde bütün İngiliz partilerinin iştirak eylediği büyük bir heyet Hindistanda senelerce mevcud halklar ve muhtelif müessesatla emasta bulunarak tetkikat yapmıştı. Millî kongre partisi ise tam istiklâl istediğinden bu tetkiklere karşı boykot ilân etmişti. Fakat bu sırada Mecusi ve müslüman unsurları arasında ihtilâf çıktı. Möslü manlar Hindistanın müstakbel idaresi ne olursa olsun kendilerini garb maarifinde e idare işlerinde daha ziyade îngilizler tarafından daima geri bırakıldıklarından e Hindulara ise hertürlü müsaade gösterildiğinden yeni idare Hindulann hakimiyeti altına girmemeleri için ken dilerinden ayrı meb'us çıkanlmasında ısrar ediyorlar, Hindu politikacıları ise emperyalizm yapmak istediklerinden müs • lümanların dileklerini reddediyordu. Neticede kongrenin müttehid cephesi bozulmuş ve İngiltere dahi dilediği bir tarzda yeni idareyi kurmuştu. Lâkin bu idare lk günden yürümedi ve Hindistan meselesi tekrar ortaya çıktı. GencHğinmarşı | Askerî mütekaidleı in «Dağbaşmı duman almış» marşını yazan bir muallimdir Bursa (Husu « sî) Ankara Hal" kevinde yapılan Uludağ gecesine Büyük Şefımiz Ata türkün şeref ver meleri ve bu müna sebetle Türk genelığile hasbıhalde bulunmaları şeh rimizde pek büyük bır sevmç doğur sev Edebiyat muallımi mustur Ali Ulvi o gece Halkevinde söylenen ve Büyük Şefimiz Atatürk tarafmdan hatırası nakledil mek suretile bir kat daha kıymet bulan (Dağ başmı duman almış) marşmı yaz mış olan, hâlen Bursa Kız Muallım mektebi edebiyat muallimi Ali Ulvinin duyduğu sevmç ve hâz, yaşh bir insa nın, ömrünün sonlarmda kavuşacağı mazhariyetlerin en büyüğü ve en kutsisi olmuştur. Edebiyat muallimi bana diyor ki: < Mektebler için birçok neşideler yazmış, birçok küfteler yapmıştır. İs tanbul Muallim mektebinde muallimken beden terbiyesi muallimi üstad Selim Sırrı bir aralık bana bir îsveç marşınm ölçüsünü vermişti. İşte buna yaptığım güfte (Dağ başmı duman almış) tı. O zaman benim için pek kıymet ifade etmiyen bu güfte Yüce Önderimizin ha tıralarmı nakletmelerinden sonra en büyük bir kıymet ve kıvanç membaı oldu.» Bir dönmenin ihaneti Türk ordusuna kadar sokulan bu hain, ordunun en lüzumlu plânlarını düşmana faşetmişti Hünkâr ile vezir de başka başka sebeblerle uzun sürecek bir muhasa ranın aleyhinde bulundukları halde zafere susamış ordunun necıb duygula rına saygı göstererek düşüncelerini sak lıyorlardı, yerlerinde kalıyorlardı. ^ Soğuğa dayanamıyanlar ölüp gittik ten sonra meydan, gökten yağan felâ ketlere de göğüs gerecek sağlam yapıl dilâverlere kaldı ve harb kızıştı. Şimd herkes, balçıklaşmış toprağm altından şehre doğru sürülecek lâğımların burç larda, duvarlarda açacağı gedıkleri beklıyordu. Bunlar, zafer yolunu gösteren birer pencere ve ayni zamanda zafer perisinden Türk ordusuna yollanmış birer tebessüm olacaktı. Dar ve uzun mezarlar içinde şerefli bir hayat yolu arar gibi akla sığmaz sıkıntıları yene yene çalışan lâğım ustalan, muhasara işinın bütün ağırlığını omuzlarında taşıyorlardı, ordunun şükranını duya duya vazifelerini görüyorlardı. Büyük topların Belgradda bırakılması gibi inanılmaz bir hareketin zarannı ancak bu lâğımlar telâfi edebilecekti. El deki üç yüz küçük. top, Viyana kalesinin kalın duvarlarım yıkamıyordu. Halbuki hücum için bir delik, bir gedik Iâzımdı. Lâğımcılar, tırnaklarile toprağı kaza kaza işte bu hücum yolunu açmıya savaşı yorlardı. Fakat bir ihanet Viyanalıları uya nıklığa sevketti, lâğam işlerini kuvvetle beklenen neticeden uzak düşürdü. Hain bir dönmeydi, ordunun içinde ve en gizli işleri görüp öğrenecek bir mevkide bulunuyordu. Lâğamcıların yer yer çalıştıklannı, Vıyanaya birkaç yerden yara açacaklarını sezince fırsat kollamış ve sert yağışlı bir günde sürüne sürüne Pi ber kulesi önüne gelerek içeri alınması için yüksek sesle yalvarmağa başlamış b v î y i almanca konuşuyodu, hıristiyan doğdugunu ve gene hıristiyan olmak ıs tediğini söylüyordu. İste bu hain dönme lâğamlar hakkında Viyanalılara mühim bilgiler verdi, plânlar gösterdi ve mukabil tedbirler aİınmasını kolavlaştırdı. İhanetten haberleri olmıyan Türk lâğamcılan yeraltında yürürken pusuya düşerek şaşalamışlar ve büyük emeklerini karşılıyan husran ö nünde lâl olup kalmıslardı. Yağmur, soğuk, ihanet. Bunlara yi yecek kıtlığı da katılmak üzereydi. Budinde alınan erzak artık bitiyordu, askerin azığı gün başına azaltılıyordu. Oz yurddan bir ikinci ince filonun daha hazırlanması mümkün olsa bile o mevsimde kayıkların Karadenizi aşıp Tuna ağzına ulaşmaları, uzun bir yolu dolaşmaları hemen hemen imkânsızdı. Geride kalan Macar ilinden ne bir tutam ot, ne bir avuç un geliyordu. Yağmurların yarattığı balçık içinde, insafsız bir soğuğun çadır çadır ve siper siper dolaşarak saçtığı ölüm tohumları arasında, birbirini kovalıyan beliren ihanetler karşısında kahraman ordu, §u gidişle, aç ta kala caktı. Sultan Süleyman bu durumda büsbütün sinirlendiği için geri dönmek emrini vermek istiyordu. İbrahim de ayni dü şüncedeydi. Lâkin ordunun merd te vekkülünden bir zerre kaybetmediğini görerek çekiniyorlardı, iradelerini kul lanamıyorlardı. Bu vaziyette birkaç hücum tecrübesi yapmak lâzım geliyordu. Halbuki top gülleleri isabet ettikleri kalın duvarlar üzerinde nihayet bi: fıske tesiri yapıyordu, lâğamlar her fe dakârlığa rağmen işlemiyordu. Almanlar ve beraberlerinde bulunan İspanyollar, Portekizliler, Lehliler, Çehler, Bohemyalılar, tabiatten vefasızlık gören Türklerin fütur getirdiklerini sana rak bir baskın tertib etmişlerdi. Propa ganda mükemmeld^. Türklerin soğuktan ve açhktan kımıldanamıyacak bir hald bulunduklarına bütün Viyana inandırıl mıştı. Fakat bitkin olduklan söylenen Türklerle göz göze, yüz yüze gelmek gene kimsenin hoşuna gitmiyordu. Bu sebeble baskın fikrini ortaya atan Kont Palâtin Frederik hücum kıt'alan nın kur'a ile seçilmesini emretti. Bahtı yâr olmayıp ta bu yaman işe sürüklenecek neferler, küçük bir şikâyet kelimes mırıldandıkları takdirde çok ağır ceza göreceklerini bildikleri ve hele yerinde kaçmayı da düsündükleri için baskına rıza göstermişlerdi. senelik kongresi 2600 liralık dar bir bütçeye dayanan cemiyet, mütekaidlerin yeni kanuna göre maaş almalarını temin için teşebbüslere girişti I İnegöl köy mekteblerinin açacakları sergi înegöl (Hususî) Her yıl tedrisat sonunda mekteb faaliyetini çocuk ve lilerine tanıtmak için açılan sergilerin |.bu defa toplu olarak Bursada açılma ; sına karar verilmiştir. Maarif müfettişi Şehab kazamızm Bizzat Kont Palâtin Frederik, aziz nefsini tehlikeden uzak tutmayı unut muş değildi, hücuma iştirak etmiyerek kumandayı Ek dö Reyişah'a bırakmışh. Kendinden daha asil bir adama vekil olarak ölüme doğru yürümeği göze al mak mecburiyetinde kalan Ek dö Re Umum Askerî Mütekaidin Cemiyeti kongresinden iki intıba yişah, Viyana ile Türkler arasındak MÜTEFERRtK Umum Askerî Mütekaidler Cemiyeti aş, kırtasiye, telefon, kazanc vergisi, tenhendeklerden, duvarlardan ilham alrp nin yıllık kongresi dün Şehzadebaşında vir ve teshin, borc ve saireye gittikten sonüstüste üç zırh giymişti ve bu suretle Avcılar kongresi tehir edildi ki merkezlerinde, cemiyet başkanı eski ra muhtac mütekaidlere yardım için kala Türk palalanndan süzüle süzüle gele tstanbul Avcılar Kurumunun kon cek ölümle kendi arasma demirden ya gresi dün Eminönü Halkevinde akde Harbiye Nazırlarından General Feridin kala yılda 300 lira kadar birşey kalmakdilecekti. Fakat ekseriyet hâsıl olmadı riyasetinde toplanmıştır. İçtimada, ihti tadır. pılma üç kademeli bir siper koymuştu. Bu para ile de Cemiyet geçen sene ğından kongre önümüzdeki haftaya te yar mütekaidlerin yanında, her ya§ta dulYağmurun, soğuğun, ıhanetin ve azıklar ve minimini yetimler de hazır bulu pek muhtac bir vaziyette bulunan 74 aihir edilmistir. sızlığın elinde boyuna hırpalanan Türknuyorlardı. leye kömür, 109 aileye bulgur, fasulye, ler, şimdi gece karanhğından da düş Idare heyetinin bir yıllık vaziyetini, nohud ve 22 ihtiyara palto verebilmiştir Bursada yeni bir orman manlık görüyordu. Çünkü baskıncı fır mesai ve faaliyetini anlatan rapor cemi ki bütün maddî yardımı da hemen hemen mektebi yapılıyor kaya yürek pekliği veren, kılavuzluk e yet umumî kâtibi tarafından okunmuş bundan ibarettir. den geceydi. Fakat öldürücü soğuğa goBursa (Hususî) Ziraat Vekâleti, tur. Bunda, yapılacak işler arasında; esBunun haricinde hastalara bakmak, ğüslerini açarak, yapışkan ve arsız bal şehrimize nakledilen Orman mektebine ki kanuna göre tekaüd olmuşlann da ye dulların maaş işlerini takib etmek, yetimçıklara dirseklerini dayıyarak, çeşid çe yeni bir bina yaptırmak üzere Çekir ni kanuna göre maaş almalan, mütekaid leri mekteblere yer'.eştirmek, fakir bir vaşid ihanetlere dudak bükerek, azıksızlık gede beş bin liralık bır arazi istımlâk lerin umum vesaiti nakliyede ucuz bir ta ziyette ölenlerin cenazelerini kaldırmak önünde midelerine taş bağlıyarak zafer ettirmiştır. Bu arazi üstünde yalnız rifeden istifade etmeleri ve meccanî bir ve ucuz ilâç vermek gibi bazı işler daha gününü bekliyen Türkler, binlerce bilen mekteb binası değil, teşçir için fıdanlık, spor sahası, bahçe ve diğer tesisat ya muayenehane açılması için teşebbüslere varsa da bunlardan istifade edebilenler miş, keskinleştirilmiş düşman silâhına kıpılacaktır. giriştikleri de kaydediliyordu. de pek mahdud kimselerdîr. lavuzluk eden karanhğa da yenilmediler Ziraat Vekâleti yeni sene bütçesine Bilhassa (er meydanlarında Atatürve geceleşen düşmanı, ansızın uyanan Halbuki her tarafta rasgeldiğimiz gi bu mektebin ınşası için 60 bin liralık kün emır ve kumandasında bulunmak şesert ışıkh bir gündüz gibi karşıladılar. bi, dün kongreye gelen mütekaidler arave diğer tesisat için de 15 bin liralık refine eren bizler, bu ihtiyar halimizle dc sında bile cidden acınacak bir halde buDüşünülen plâna göre baskıncılardan tahsisat kabul etmiştir. Hazirandan sonher zaman, her yerde onun bir işaretile lunanlar pek çoktu. bir fırka Sel kapısından çıkıp Köşk ve ra bu inşaata başlanacaktır. can vermeğe hazırız.) sözleri uzun uzun, Karintiye kapılarına gidecek ve Karmes Diğer memleketlerdeki bu nevi cemi Mekteb üç parçadan ibaret olacak, hararetle alkışlanmıştır. manastınnı çevirecek olan diğer bir fırka birinci paviyon müdiriyet ve idareyi, yetler çoktan hayırlı maksadlarına erişBundan sonra başta Atatürk olmak ü miş bulunuyorlar. ya müvazi cephe almak suretile Türkle ikinci paviyon sınıflar ve yatakhanerin koca bir cenahını çevirmiş olacaktı. leri, üçüncüsü de lâboratuar ve sair zere büyüklerimize, askerî mütekaidlerin Meselâ Fransadaki Askerî Müteka Arkaya doğru sarkacak kuvvetlere Si mesai dairelerini ihtiva edecektir. Ay şükran ve minnet duygulannı bildiren tel idler Cemiyetinin 4 milyon azası ve yüzgismond'Ia Yeser kumanda ediyordu. rıca kışlık bir spor salonu ile büyük ve graflann çekilmesine alkışlarla karar ve lerle şubesi bulunduğunu biliyoruz. Birmükemmel bir konferans salonu yapıla rilerek geçen scneye aid hesab raporları Onun da bütün ümidi gecedeydi ve koçok başka yerler de ayni vaziyettedirler. caktır. Bundan başka Bursa ve cıvarı yu karanhğm kara bir kefen gibi Türk ormanlarının teşçiri işlerine bir hazır kabul olunmuş ve yeni idare heyeti se Eğer askerî mütekaidler için, onlann leri saracağını umuyordu. Fakat her iki lık olmak üzere bina ile birlikte derhal çimi yapılarak hazır bulunanlara bisküvi ve çaylar ikram olunarak toplantıya ni yardımlarına koşmak için bir cemiyete fırka, Türk metrisleri önüne gelince kı bir fidanlık tesisine başlanacaktır. ihtiyac varsa bu cemiyeti hali vakti yermyet verilmiştir. Iavuzlannın kayboluverdiğini görerek şaZiraat Vekâleti, mekteb lâboratuarrinde bir aile bütçesinden farksız olan şırmışlardı, korkudan deliye dönmüşler larına aid malzemeyi Ahnanyadan geAncak eytam ve eramille yüz bine ya 2600 Iirahk bir bütçenin darlığmdan kurdı. tirtecek ve yeni ders senesinden evvel km bir kütleye şamil çok geniş bir sahası tarmak, yok eğer böyle bir cemiyetin vüEvet. Gece, o simsiyah gece ortada bunlar gelmiş bulunacaktır. olması icab eden bu cemiyetin son bir se cudüne ihtiyac duyulmuyorsa, onu lâğyoktu ve her yer ansızın aydınlanmıştı. Yeni orman kanunile meydana çıka nelik faaliyeti gözden geçirilirken haklı vedip muhtac mütekaidlere başka bir Baskmcılann idraklerini karartıp gözle cak olan teknik memur ihtiyacını kar bir teessürle muztarip olmamak elden ge şekilde yardım etmenin yollannı aramak rini kamaştıran bu ışık, vakitsiz bir şa şılamak için Ziraat Vekâleti Orman emez. lâzımdır. Çünkü, ismile bütün Türk efaktan mı, Türk çadırlannda birden u mektebine çok ehemmiyet vermektemeklilerinin manevî şahsiyetini üzerinde dir. Gelecek sene mektebin kadrosu bir Çünkü bu cemiyetin yıllık bütçesi toyandırılan meşalelerden mi, yoksa Türk misli artırılarak bu ihtiyaç karşılanataşıyan bu cemiyetin başındakilerin gaypu topu 2600 liradır. retlerine rağmen bugünkü vaziyeti çok lerin palalanndan mı doğuyordu? Bu caktır. Mektebin bilhassa fidanlık işi Bu 2600 liranın büyük bir kısmı ma acı bir manzara arzediyor. rasını elleri ayakları titremeğe başlıyan ve Uludağ ormanlarının ihya ve imabaskıncı asker de, onların dilleri tu rmda mühim bir rol oynıyacağı düşütulmuş olan kumandanları da anlama nülerek Uludağ ormanlarmdan ayıra Bursa Karaköy yolunda feci M. Kemalpaşada feci bir mışlardı. Fakat geceye güvenen alay a cağı bir sahayı kendisine işletme ve tatbir kamyon kazası cinayet bikat ormanı yapması kararlaşmıştır. ay baskıncı, çölde kılavuzsuz kalmış Bursa (Hususî) Karaköy istasyo Bursa (Hususî) M. Kemalpaşada serseriler gibi dört yanlarına bakınıp ağ Bursa tütüncülerinin vaziyeti nundan buğday yüklü olarak şehrimize feci bir cinayet olmuştur. Ayaz köyünBursa (Hususî) Bursada son gün gelen bir kamyon Kestel civarmda bir den Lâz Bekir, bir husumet dolayısile aşıyorlardı. lerde bazı tüccarlarm müstahsilden yok (Arkası var) virajı dönerken frenleri bozulmuş ve ayni köyden İbrahim ve kardeşi Halide pahasma denecek kadar ucuz bir fiatla raslamıştır. Hükumet binasının karşı ;ütün aldıklarmı, bana vaki müracaat muvazenesi bozularak bir uçuruma yusmda vaki olan bu karşılaşma esnasmr e şikâyetler üzerine, bildirmiştim. İn varlanmıştır. Buğday çuvallarınm üs hisarlar idaresinden öğrendiğime göre. tünde oturan şoför muavini Ahmed da Bekir tabancasını çekerek evvelâ bu ucuzluk, tüccarlarm, mahsulle, gör kamyonun altında kalarak ezilmiş, ka İbrahime beş defa ateş etmiş ve onu mez denilen tütünün fena kısmını ayrı fası parçalanmış, kolları kopmuştur. Şo derhal öldürmüştür. Sonra tabancasını kardeşi Halide çevirmiş, üç defa da oayn satm almayıp ikisini birlikte mü:ör yerinde oturan ve İnegölden Bursa nun üzerine ateş etmiş, fakat Halid ebayaa etmelerinden ileri gelmektedir. Jünkü, bu sene bazı mmtakalarda yeti a bu kamyonla yetişmek istiyen İne linden ve bacağmdan yaralanarak kaç;en mahsulün evsafı geçen seneki kadar göl jandarma kumandanile refikası ve mıştır. Halidm bacağı kırılmıştır. iyi çıkmamıştır. Binnetice asıl mahsul şoför bir tesadüi eseri olarak sağ kur Somalılar pamuk tohumu az, görmez çok olmuştur. İşte bu itibar ;ulabilmişlerdir. istiyor la tüccar müstahsile (çok görmez için Bursada vergi tahsilâtı az para, az mahsul için de çok para verSoma (Hususî) Kazamız ovasın mekte) bunun için de vasatî fıat düşkün Bursa (Hususî) Vilâyetin bu sene dan geçen meşhur Bakır çayı dolayısile görülmektedır. Müstahsillerin, bunun ki vergi tahsilâtı şimdiye kadar görül bu sulak arazide her yıl külliyetli pamuk neden ileri geldiğini bilmedikleri için memiş bir raddeye çıkmıştır. Her vergi zer'iyatı yapılmaktadır. Dİze şikâyette bulundukları söylenmekBu sene Hınd pamuklarının ıslahı için aktinde takib edilmiş ve mükelleflerin ;edir. yerli tohumlann ekilmesi menedilmiş ve /aziyetleri de nazari dikkate alınarak Esas itibarile İnhisarlar idaresi, tückendilerine kolaylık gösterümiş bulun Nazilli istasyonundan 20 ton pamuk :arların durup dururken fiat düşürmeçekirdeği gönderilmiştir. Fakat kazanm erine meydan vermemektedir. Ayrıca masına rağmen tahsilât nisbeti, sene so hakikî ihtiyacı 400 ton olduğundan pau seneki mahsulün tamamen satılması ıuna iki ay kalmışken yüzde doksan mukçular sızlanmaktadır. bütün mekteblermi bir daha gözden ge>eşi bulmuştur. Bu rakam şimdiye ka Pamukçular hiç olmazsa bir miktar çirerek bu hususta muallimlerle görüş çin icab eden tedbirleri de almış buunmaktadır. Hatta öyle ki, icab eder dar görülmüş bir şey değildir. Bursa daha tohum gönderilmesi için hükumete müştür. Gönderdiğim resim kazamızm bif kı /e köylünün elinde satılmadan tütün Defterdarhğı ve memurlarının vergi ci ve Partiye başvurmuşlardır. Halk yeni sım muallimlerini müfettişle beraber salırsa bunların hepsini mübayaa için ayeti hususunda gösterdikleri bu faa tohumlan çok büyük sevincle karşıla ertibat dahi almıştır. göstermektedir. liyet merkezce takdir edilmistir. maktadır. Muharrem Feyzi TOGAY Bir kadına taarruz eden adam mahkum oldu Lüleburgazdan şehrimize gelen Kaai, Sirkecide bir kadma taarrruz eder en yakalanmış ve cürmü meşhud mahîemesine teslim edilmistir. Kadri, yapılan muhakeme sonunda bir ay hapse mahkum olmuştur. Cumhuriyet Nüshasj 5 kuruştur. Abone şeraiti [ Türkiye için Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık 1400 Kr. 750 » 400 » 150 » Hariç için 2700 Kr. 1450 » 800 » Yoktuı