CUMHUBİYET 27 Nisan 1936 [ Dil üzerinde çalışmalar Ek zamirleri • ^ Habeş cephelerinde kanlı boğuşmalar IBaştarafı 1 inci sahifede] medoyu baskın suretile işgal etmiştir. General Verne 24 nisanda düşmanın şiddetli hücumunu kanlı bir muharebeden sonra defetmiştir. İtalyan zayiatı millî yerli kıtaattan yirmi ölü ve elli kadar yaralıdan ibarettir. rini en ziyade yoran şey İtalyanlarla mücadele olmamıştır, zayiatın en mühim kısmını ne bombardımanlar, ne de gaz hücumları yapmıştır. Fakat bütün bunlann en mühim sebebini Rayaarebu ve Galla vahşî kabileleri teşkil eylemiştir. Bu vahşî kabileler, muharebe esnasında, daima Habeş karargâhlannı soymağa koyulmuşlar ve Habeşleri bu suretle iki ateş arasında bırakmışlardır. İtalyan tayyareleri bu vahşi kabilelere mütemadiyen mühim miktarda para göndermiş, kendilerini silâh ve mühımmat bakımm dan teçhiz etmiş ve ayrıca vazifeleri hakkında kendilerine talimat ta vermiştir. Bütün soygunculuk vak'alarının âmili bu vahşî kabileler olmuştur. Dessienin Italyanlar eline geçmesine de bu vahşi kabileler sebeb olmuştur. Dessienin düşmesinden üç gün evvel geceleyin bu vahşî kabileler muharibleri bir takrib şehre yaklaşarak benzin ve mühimmat depolarını bulmuşlar ve buralarını ateşlemek suretile berhava etmişlerdir. .umhuriyet Hafl Unkapanı Salihpaşa mahallesi Bostanhamamı sokak 1618 numaralarda Ibrahim ve Avni imzalarile aldığımız mektubda denıliyor ki: «Mahallemiz ve civarı sivrisinek belâsından bizardır. Önce hamam olup hâlen sabun fabrikasının arkasında bulunan büyük sarnıçla yanındaki bostan kuyusu sivrisineklerin çoğalmalarına sebeb olmak. tadır. Bu iki membam ortadan kaldırılması için aid olduğu makamların dikkat nazarlarmın çekilmesini istirham ede rim » GÜNÜN BULMACASI 1 1 2 i * 6 6 1 8 Ö Unkapanında sivrisinek bolluğu Güneş Dil teorisine göre tahlil İM «Güneş Dil» teorisine göre bu ek zamiri iki türlü analiz etmek mümkündür. Bunlardan biri, dilin bugünkü haline ve bizim lehçemize göre bu «im» i düz ve basit bir ek gibi alarak yapılan en kolay bir analizdir: Malum olduğu üzere «M» ve onun kategorisinden olan «b, v, p, f» konsonlarile «v = ğ» olduğundan dolayı bunların yerine geçebilen «ğ, y, g, k, h» konsonlan, doğrudan doğruya «ego» yu, yani ana kök mefhumunun süje veya objesini ifade ederler. Bu halde «im» ekini basit bir ek olarak sonuna yapıştığı kelimenin «ego» ya aid ve ona bağlı olduğunu anlatır bir ek diye alabiliriz. Bu halde «im» ekinin analizi, bağlı oîduğu kelimenin etimolojik analizi içinde yapılmak lâzım gelir. Meselâ «evim» ve «geldim» kelimelerinin etimolojik sekillerinde bu «im» in manası şöyle tesbit olunur. (1) (2) (3) 1 I. Evim: (eğ ev j im) (1) Eğ: Ana köktür. «Güneş» ten çıkan manalar arasında «hareket» ve «ateş» manalarına gelir. (2) Ev: Ana kök anlamını kendinde tecelli ve temessül ettiren elemandır. (Eğ f ev = ev) : Ateş ve hararetin tecelli ettiği yerin adıdır. îlkel insanın içine sığınıp ısındığı yer anlamından bugünkü manasına sümul peyda etmiştir. (3) İm: Yukarıki (ev) mefhumuna temellük eden süjeyi gösterir. Bu süje (ego) nun kendisini gösteren mıntakada bulunduğundan söz söyliyenin kendisi olduğu anlaşılır. (I) (2) (3) (4) II. Geldim: (eg J el + ed + im) (1) Eg: Ana kök yerine geçerek onun anlamını kendinde temessül ettiren birinci derece prensipal köktür. «Hareket» anlamına gelir. (2) El: Kök anlamının mutlak ve gayrimuayyen bir şümule malik olduğunu gösterir. (Eğ 4 el = gel) alelitlâk bir hareket demek olur. (3) Ed: Yapıcılık. yaptırıcılık, yapılmış olmaklık anlamile mefhuma dahil olur. «Gelmek» işinin yapılmış olduğunu gösterir. (4) İm: Gelmek isinin yapılısına temellük eden, yani bu isi yapan süjeyi gösterir, ki (ego) mıntakasında bulunusundan gene söz söyliyenin kendisi olduğu anlaşılmaktadır. İm M en Simdi bir de bu «im» ekinin dildeki asıl kaynağını aramağa çalışalım: Doğrudan doğruya sözü söyliyen kimsenin adı yerine geçen zamir «ben» dir. Bu «ben» bir çok Türk lehçelerinde «men» diye de telâffuz olunur. Dillerdeki eklerin hep tam manalı birer kelimenin aşmarak küçülmesinden doğduğu artık dilciler arasında bir «mütearife» hükmündedir. Bu hale göre şu «im» ekinin bu «men» sözünden asınma olduğuna süphe yoktur. Bu noktayı şöyle izah edebiliriz: (Ev + im) demek, (ev + men) demektir. Yani burada ayrı ayrı iki mefhum vardır: Birisi haricde bir obje olan (ev), öteki içimizde kendi benüğimizi anlatan (ben) veya (men) dir. (Ev) in (men) e aid, onun malı olduğunu anlatmak üzere bu iki kelime biribirine bağlanmıştır. Bu hale göre (evim) kelimesi şöyle iki mürekkeb kelimenin birlesmesi olmak lâzım gelir: Baştaki ana kök kendisini temessül ettiren elemanla ve ortadaki (3) numaralı (eğ) süjeyi gösteren elemanla kaynaşarak ve sondaki (eğ) de düşerek kelime son morfolojik ve fonetik şeklini alır: Evim. Demek oluyor ki analizin en son haddinde (im = men) olarak ekin doğrudan doğruya manalı kelime şekli elde edilmektedir. Eski eserlerde «gelirim» yerine «gelirmen» gibi sözler çoktur. Mevlâna'nın: Hem men deyiş bilirmen Hem men kopuz çalarmcn mısraında bu şekilleri görüyoruz. Mon Not: 1. Ek zamirin aslı böylece (men) şahıs zamiri olduğunun anlaşılması, fransızca mülkiyet zamiri olan (mon) un da başka bir şey olmadığını göstermektedir. Bu kelime ile «me» ve «moi» sözleri hakkında «Dictionnaire etymologique de la langue Française» den ju satırlan okuyalım: I. «Mon. eki fransızcada müfred olarak fail gösteren bir de «mes» şekli vardı ki hâlâ «messire» kelimesinde izi görülmektedir. Bunun cemi şekli daha orta çağlarda kaybolan «mi» idi. lâtinceleri «meus, meum, mea (fransızca müenneslerde yalnız bir şekil muhafaza ettiğinden meum'a mukabil olan meam kaybolmuştur, mei, meos, meas» tır ki daha ilk zamanlarda aksanlannı kaybederek «mus, mum, ma, mi, mos, mas» şekillerini almıslardır.» II. «Me, moi. lâtince me, vokalinin uzunluğunu bir aksanla göstererek moi seklini de almıştır. Italyancası mi, ispanyolcası ve eski provansalcası me dir.» Şu ifadeler, yalnız (men = mon) olduğunu ispat etmekle kalmıyarak, bunların da asıl bir (meğ) den ibaret olduğunu göstermektedir. Bu da yukarıdaki analizde B Italyanların verdiği muharebe tafsilâtı 10 Belediyenin nazarı dikkatine Okuyucularımızdan Ş. M. imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Tophanede vapurlardan kesilmiş olarak çıkarılan hayvanların nakil şeklini görenler herhalde bir muddet et yemezler. Bu hayvanlar hamalların pis ve türlü mikroblu arkalıklarile gübre, toprak, demir küfü ile sıvanmış olan araba ve kamyon. lar içine atılıyorlar. Araba veya kamyonlar bazan üzerleri açık hareket ediyor veya etler sokak kaldırımından daha pis bir hasırla ortülüyorlar. Ecnebîlerin şehre girip çıktıkları bir yerde hâsıl olan bu çirkin manzaraya mâni olmak ve umumun sıhhatini korumak vazifesile mükellef olanların dikkat nazarla. rının çekilmesini istirham ederim.> İB ! B| I 1 1 •1 B 1 1 1 İB m\ 2 8 4 6 6 7 8 t 10 > B B B BB B B B B B m m B (1) (2) (3) (eğ 4 cm + en) yerine (eğ 4 em 4' eğ) almamızın ne kadar yerinde olduğunu ispat eder. Em Not: 2. Fars dilinde «evim» yerine «hangi men» ve «kitabım» yerine «kitabı men» yollu terkibler kullanılır. Bu (men) kısaltılarak ve kelimeye bağlanarak doğrudan doğruya ( em) eki halini alır. «Kitabem = kitabım» ve «sinidem = işittim», «güftem = söyledim» sözlerinde olduğu gibi. Yukarıki (evim) analizinden anlaşılır ki Türk dilinde de ekleşmelerden önce (ev 4" men) diye bir mürekkeb kelime şekli vardı. Sonradan bu (men) kaynaşarak (im) olmuştur. Farsçanın (men) i doğrudan doğruya türkçe olduğu gibi (em) in de (im) olduğu meydandadır. \İ Not: 3. Arabcada (im) anlamına olarak isimlerde (iğ) ek zamiri kullanılmaktadır. (Evim = dâriğ), (kitabım = kitabiğ) gibi. Isimlerdeki bu ek zamir, türkçe (men) in etimolojik aslı olan (em4eğ) den birinci elemanı da kaldırarak yapılmıştır. Roıra 26 (A.A.) Mareşal Badoglio, bugün karargâhı umumiden gönderdiği bir telgrafında ezcümle diyor ci: Canagoleo muvaffakiyetinden sonra eneral Graziani kuvvetleri Sassabaneh müstahkem hattına yeniden hücuma geçmiştir. Cephenin sol kısmmda, 23 nisan öğ leden sonra bir motörlü İtalyan kıt'ası Daggamedoyu ele geçirmiştir. 24 nisan abahı Habeş motörlü kıt'alan Dagaburdan kalkarak Dagamedo önündeki Italan mevzilerine hücum etmişlerdir. Şiddetli bir muharebe olmuş ve bu muharee de İtalyanların galibiyetıle neticelenmiştir. Habeşler bir çok zayiat vermişer ve mühim miktarda silâh ve cepane bırakmışlardır. Bu ana kadar tesbit edien italyan zayiatı 20 ölü, 50 kadar yaalıdan ibarettir. Merkezde, 24 sabahı General Prusci kuvvetleri, Hamanlei önündeki kuv etli Habeş mevkilerine hücum etmişlerdir. Mücadele bütün gün devam etmiş ve Hamanlei 25 sabahı ele geçmiştir. talyan kıt'aları süngü hücumu ile Habeşeri Faf vadisinden kaçırmışlardır. Habeşlerin zayiatı bin kadar ölüdür. İtal anların bu iki gün içinde verdikleri za iat 10 zabit ölü, 2 asker ölü ve 10 zabit, 9 asker yaralı ve nihayet 600 kadar yerli asker ölü ve yaralıdır. Sağ cenahta General Agostini kumandasındaki bir kol 20 sabahı Gunagado müstahkem mevkiine hücum ederek saat 14,30 da bu mevkii işgal eylemislerdir. Dağlık arazide boğazlara çekilen Habeş kuvvetleri, yok edilinciye kadar siddetli bir mukavemet göstermislerdir. îtalyanardan 1 zabit, 5 asker ölmüs, 3 zabit, 4 küçük zabit, 300 asker ve 20 yerli asker yaralanmıştır. italyan kolları şimdi, hareket mevkierinden 200 kilometro ileride bulumnaka ve »imale doğru ilerlemelerine devam etmektedirler. Hava kıtaatı faaliyeti ile bilhassa kendisini göstermistir. Yedi tayyareye müteddid kurşun isabet etmiş ve iki pilot, biri dumdum kurşunu ile olmak üzere yaralanmıstır. Soldan sağa: 1 Arabistanda Musevîlerin tecavüz^ uğramakta olduğu yer. 2 Sinirli, dilek. 3 . Hakikî, göze iyi görünmiyen. 4 Vaktile Yunanistanda yaşamış eski Türklerin reisleri, nota. 5 Taraf, denizdeki büyük küçük kabarcıklar. 6 İlişik, öz türkçe «giizel san'at». 7 Kaba adamların işitmedikleri sözleri tekrar ettirmek için kuL. landıkları tâbir, bir şeyi anlatma. 8 . Aptal, mastar edatı. 9 «Dahi» nin kısaltılmışı, Karadenizin şimali şarkisindekl küçük deniz, fiillere gelen bir sorgu edatı. 10 Eczanede satılan şey, fransızca «göl». Habeş Imparatoru ve Imparatoriçesi bütün servetlerini orduya sarfettiler Deyli Ekspresin Habeş ordulan nezdindeki muhabiri, AdisAbabadan gön dermeğe muvaffak olamadığı aşağıdaki havadisi Londraya döner dönmez neş retmiştır. Megüs, servetinin bakiyesini Londraya nakletmiştir. Bu servet ancak 35,000 İngiliz lirasıdır. Para çocuklarının na mına yatırılmıştır. Gerek Imparator, gerekse Imparatoriçenin harbın başında büyük servetleri vardı. Haile Selâsie babasından iki milyon İngiliz lirasına yakın bir servet tevarüs etmişti. İmparatorıçenin de bir milyon îngiliz lirasından aşağı olmamak üzere serveti mevcuddu. Babasının ölümile bu miktarın daha çoğalmış olması lâzım gelir. împarator Menelikin hazinelerine de tevarüs etmişti. Fakat bütün bu paralan memleketin inkişafı için sanayie yatırmış bulunuyordu. Harrarda çıkan Habeş kahvesi dünyanın en meşhur kahvesidir. Imparator kahve ıhracatını elınde bulunduruyordu. Harb çıkar çıkmaz împarator şah sına aid paralarla memleketi müdafaa içın silâh, mühimmat, makınelitüfek, tayyare topu ve saire mübayaa etmiştir. Hatta askerlere bile kendi cebinden para dağıtmıştır. İmparatoriçe de askerlere büyük meblâğlar vermiştir. İmparatoriçenin parası bilhassa askerlerin beslenmesine gitmiş tir. İmparatorla İmparatoriçe harbin çok çabuk Habeşlerin zaferile biteceğini u muyorlardı. Bir ay evvel harbin sonu belli olmıya başlayınca artık Imparator da bu âkıbete hazırlanmış bir hale gelmistir. îtalyanlar tarafından «Beyaz Zenci» ismi takılan Amerikalı Evertte Colsonun (Evertte Colson Habeş împaratorunun son derece candan dostu ve malî işlerde müşavırıdir) bana kat'î olarak temin ettiğine göre İmparator «kat'iyyen esarete razı olmıyacak ve esir düşmektense kendıni öldürecektir.» Buna mukabil zavalh İmparatoriçe, oğlu Veliahdi ve ingilizce konuşan kızı Prenses Sahaiyi büyütmek ve terbiye etmek üzere hayatta kalacaktır. Bu iki çocuktan maada beş yaşındaki Prens Sahle Selassie ve kardeşi Asfan Wosen de ana şefkatine muhtac bir haldedirler. İmparator kaç aydır İmparatoriçeden çocuklaıtnı alıp Londraya gitmesini rica etmekte idi. Fakat împaratoriçe, «ben memleketimi terkedemem» cevabile bu teklifi reddediyordu. Şimdi ise yalnız İmparator değil, imparatorluk ta mah volmuş bir haldedir. Kaybolan İmpara torluk meteliksiz bir haldedir. İşte bu parasızlıktır ki İtalyan muvaffakiyetlerini son zamanlarda bir kat daha kolaylaş tırmıştır. Bu nasıl iş? Yukandan asağıya: Yedikule, Hacıevhaddin caddesi 93 nu1 Afrikanın şimali garbisinde bir îsmarada seyyar sigorta müfettişi Kemal im lâm memleketi, Almanyada ve Fllistinde zasile aldığımız mektubda deniliyor ki: Mensub olduğum Foniks Sigorta Şirketinin aleyhlerinde hareketler yapılan millet. 2 * bağlı olduğu Hocapasa subesinden 932, 933, Hiristiyanlarm Peygamberi, mükemmel. 934 ve 935 senelerinin karnelerini alarak 3 Bir kış sebzesi. 4 Horozun başmdaki, kazanc vergilerini tamamen verdiğim hal çobanın çalıp gönlünü eğlendirdiği şey. de şimdi 934 935 senelerinde guya vergi vermemisim diye ikinci defa ve cezalı ola. 5 Nota, etrafı su ile çevrilmiş kara parrak vergi istiyorlar. Muvafıkı adalet olmı çası, üye. 6 Eczanede satılan şey. 7 Büyan bu hali alâkadarlarm dikkat nazar yükçe, boş lâkırdı. 8 Mısırdaki meşhur larına vazeylemenizi istirham ederim.» nehir, kilonun binde biri. 9 Tahtaya parlaklık veren madde, satranca benzer bir Bir Tapu memuruna oyun. 10 Çalım, pirzolaya ekilen kokulu teşekkür ediliyor bir ot. Bafranın Gazipaşa mahallesinden ReEvvelki balmacantn halledilmiş çekt' cebzade Idris imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Kazamız mıntakıasına yer6 4 n 6 7 s 9 u iestirilen mubadillerin senelerce devam > •den ve içinden çıkılmaz bir hal alan Ta 1 ŞİE N|B|K|A|D|lTN|B| pu muamelâtı artık hiçbir sruretle sona er•i U|S B İ K ! A | M | U | S fl|P dirilemiyeceği kanaati herkeste kökleşmişken Edib adında bir yeni Tapu memuru i H ||Y|A|N|E|T|B|D|O ;eldi, ve geceyi gündüze katarak, tatil, 4 • R|O|L|«|L •|S|A|T bayram, seyran dinlemeden beş yüzden fazla mübadilin Işjerini yoluna koydu. Gat Ş|B KİAİBİI L|B|D|B ) :eteniz vasıtasile kendlsine âlenen teşekkür etmeği bir vicdan borcu büir ve bu 6 A D B|B|A|B|A|C|I K hususta tavassutunuzu istirham ederim.> 7 K|A|B|A|K|B H|A|B O • Bir köy halkının ricası Şilenin Uvezli kariyesinden bir okuyucumuz gazetemize gönderdiği mektubda di yor ki: «Köyümüzde 60 tan fazla ev var. Burada oturanların içecek temiz bir suyu yoktu. Araştırmalar yaptık ve köyde 800 metro me.safede bir su bulduk ve bunun 000 lira ile koye getirilmesi mümkün ol duğunu anladık. Bütün iktidarımızı ortaya dökeret 800 lira tophyabildik. Şimdi 200 liramız eksiktir. Hayrı seven insanîar çoktur. Bilhassa su işl olunca dayanamazlar. Bize yardım ederek 200 llra ekslkliğl. mize bir çare bulmalarını gazeteniz vasıta.sile rica ederiz.> Samatyanın Etyemez, Sultansuyu mahallesi sakinlerinden M. F. imzasile aldıımız mektubda deniliyor ki: «Mahllemizde açıkta akan bir lâğım vardır. Bunun pis sııları sıcak zamanlarda mide bulandı. racak derecede fena kokrtuğu gibi yakındaki çeşme suyuna da karıstığını kuvvetle tahmin ediyorum. Bu iki katlı gayrisıhhi vaziyetin bertaraf edilmesini aid olduğu makama bildirmenizi rica ederim.> R 9 10 A|B|A|L|B|S|A|B|A N C A|CI I IK|»|N|E|M A IİŞIKUI» SİAİRİHK Belediyenin nazarı dikkatine 15 mayısta harekât hitama erecekmiş Asmara 26 (A.A.) Dessiedeki italyan karargâhı umumisi, simdi AdisAbabaya doğru ileri hareketi hazırlamakla mesguldür. Birinci kolordu, yerli as ker kolordusu ve ayni zamanda hava kıtaatı Dessiede müctemi bir haldedir. Makalle ile Dessie arasındaki yol vasıtasile harb ve iase levazımı nakliyatı yapılmaktadır. Simdiye kadar üç bin otomobil Dessieye gelmistir. Bunlar AdisAbabaya doğru yola çıkacaktır. Persembe günü Dessienin 70 kilometro cenubunda Varrailu mevkiini elde eden yerli İtalyan askerlerinden başka, ikinci bir İtalyan yerli asker kolu bugün cenuba doğru hareket halindedir. Sanıldığına göre, 15 mayısa doğru muhasamata nihayet verilebilecektir. Müzeler idaresinin nazarı dikkatine fnhlsarlar muhasebe memurlarından İz. et Kutucu imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «İzinli olarak Istanbulda kaldığım zamanlardan istifade ederek tarihi ve millî abidelerimizi bir daha görmek hevesine kapıldım, Bu maksadla Ayasofyanın müze olduktan sonraki halini de görmek Istedim. Adliye yangın yerinden dolasarak caminin garb cihetinde hamama bakan taraftaki müştemilâta göcmen veya hademe ailelerinin yerlestirildiğini oralarda oynıyan çocuklardan anladım. Bu arada cami bahcesinin bir kısmının da bakla tarlası haline getirildiğini hayretle gördüm. Söylediğim manzarayı parmaklık önünden gecen herkes görebilir Buraları ziyarete gelen seyyahlar da bunu gormektedirler. Bakla da seyyahlara gösterilecek mozaik gibi bir nesne midir, anlıyamadım. Alâkadarlar bu hale bilerek mi müsaade ve müsamaha ediyorlar?> Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısî Pazardan başka günlerde ögledefl sonra saat (2% tan 6 ya) kadar îstan* bulda Divanyolunda (104) numaraü hususî kabinesinde hastalannı kabul eder. Sah, cumartesi günleri sabaH <9 Vz 12> saatleri hakikî fıkaraya mahsustur. Herkesin haline göre muamelö olunur. Muayenehane ve ev telefonj 22398. Kıshk telefon: 21044. Arab dilinde fiil tasriflerinde kullanılan birinci şahıs ek zamirleri mazi sıygalarında (tü) ve müzari sıygalarında baş tarafa getîrilen (e) sekillerindedir. (Keteptü = yazdım), (Ektübü = yazarım) gibi. Bu ikinci şekil yanına kon(1) (2) (3) (4) (5) sonu konulunca gene (eğ) olur. I. (eğ '{ ev Mazi sıygalarındaki (tü) şekli ise, II. J" eğ f em '}" en) En sondaki (en) elemanı da saha (üt 4 üğ) dür ki (üt) yapılmış olmakmanasının burada lüzumu olmadığına lığı ve (üğ) süjeyi gösterir. Görülüyor ki Arab dilindeki (eğ), göre (eğ) yerini tutmustur. Şu halde (iğ) ve (üğ) ek zamirleri de türkçe (evim) in tam etimolojik şekli: ek zamirin bir cüz'ünden başka bir şey (1) (2) (3) (4) (5) değildir. (eğ + ev + eğ 4 em + eğ) olur. /. N. DILMEN Habeşistandaki vahşî kabilelerin yaptığı vahşet AdisAbaba 26 (A.A.) iki gündenberi, yaralı Habeş askerleri, 700 kilometroluk bir yolu cebrî yürüyüşle katettikten sonra bitkin bir surette AdisAbabaya vâsıl olmaktadırlar. Bu yaralı askerlerin miktarı 2 ilâ 4 bin tahmin olunmaktadır. Bunlann şimaldeki muharebeler hakkında verdikleri tafsilâta göre, kendile Salih Zekinin ziraat kitabları 100 kurır raat Muhtırau (Eski harflerle) Cildsiz 100 » tün Ziraat ve Ticareti (Eski harflerle) Cildsiz 150 » . ^srî Tavukçuluk «Birinci cild» • Mücelled ' ı 150 » Asrî Tavukçuluk «İkinci cild» 200 » Ziraat ve Ticaret Gazetesi (Yirminci cild cildli) Yukarıda isimleri yazılan ziraat kitabları hizalarındaki fiatlarla Ikbal Kitaphanesinde satılmaktadır. Muharriri adresine ısmarlanırsa posta ücreti alınmaz. Adres: Istanbul Kadıköy Salih Zeki Ekimci Maltepe Lisesindeki dünkü müsamere Anamurda büyük bir köprü tamir edildi BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir YENİ TERT1B PLANINI GÖRÜNOZ TÜRK HAVA KURUMU 1 nci keşide 11 MAYIS 936 dadır Anamur (Hususî) Şehrin yirmi dakika şarkında 75 bin liraya mal olan köprü 931 yılında suların taşmasile harab olmuştu. Mühim münakale mer kezlerinin Ozerlnde olan eski köprünün ayakları takviye edilmiş ve üzerine 2 ton sikletine dayanabilecek ardıç ağa cmdan yeni bir köprü yapılmıştır. Gön derdiğim resım bu köprünün yeni va ziyetini göstermektedir. Maltepe Askerî Lisesi son sınıf talebeleri tarafından evvelki gün talebe velilerine bir müsamere verildiğini yazmış. tık. Bu müsamere dün de diğer davetliler huzurunda tekrar edilmiştir. Dünkü müsamerede şehrimizdeki erkânı askeriye de bulunmuş ve mekteb talebesi çok takdir edilmiştir. Yukarıki resim erkânı askeriye tarafından talebenin teftişini göstermektedir. Büyük ikramiye 2 5 . 0 0 0 üradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikmariyelerle «20.000» liralık bir mükâfat vardır