ON YEDİNCİ YIL. No 5296 ADIM[Z ANDIMIZDIR 27 NİSAN 1936 PAZAR'IFSiİ VA Son haberler ürüncü sayfamızdadır Heryerde 5 kuruş - Bogazlar hakkında -Fransız cevabı prensip itibariyle “isteğimizin kabulü mahiyetindedir Paris, 26 (A.A.) — Lö Tan ga - zetesi yazıyor: Fransa'nın türk notasına cevabı gayet dostça ve uzlaşıcı bir ifade ile yazılmıştır ve bu cevab, Fransanın 1923 Lo - zan andlaşmasını imzalamış dev- letler arasında görüşmeler yapıl - ması prensipini göz önüne alma - ğa meyilli bulurduğunu göstermek tedir. Fakat Fransa, meselenin esası için ihtiraz kayıdları koy - maktadır. Çünkü Fransa kati ha- reket tarzını, ancak türk isteğinin, boğazların askerileştirilmesi ile alâkalı büyük menfaatler üzerin- deki doğrudan doğruya veya bil - vasıta tesirlerini gözden geçirdik- Mektuplar: Gündelik FETİHÇİ TERBİYE z F.R. ATAY 17 Nisan “Karakter, bilgiden daha ehe- rhiyetlidir. Vazifenizi, düşünme- den ve münakaşa etmeden, ekipe hizmet fikri ile, ve şefe itaat ede- rek, yapacaksınız. Fedakârlık ve Feragat prensiplerinden ayrılmı- yacaksınız.” Bu satırları okuyan- lar, faşist dikta'larından bir- kacını istirisah ettiğime hükmede- ceklerdir. Büyük imparatorluğu kuran ingili>z nesiHerinmin—evder mektehte, aldığı terbiye Ybu idi.—. - Eski Roma lejyonlarında, ame- rikan pivonyelerinde, — İngiltere- nin hind alaylarında hep bu kah- ramanca hayat telakkisi hâkim idi. On dokuzuncu asrın sonlarıma doğru, imparatorluğun sesi addo- lunan Rudyard Kipling, bütün e- serinde, bu telakkideki aksiyon a- damlarını övmüştür. Kurucu kahramanlar, - fetihçi terbiye ile yetişen aksiyon adam- larıdır. Bunları köprü yaparken, açlığa karşı mücadele ederken, cehennem sıcakları içinde pamuk tarımı hazırlarken, veya zabit o« larak görürsünüz. Ne aşk, ne aile düşüncesi onun işine sekte verebi- Hr. Vazifesini kendinden gayri, ancak, daha genç, fakat kendi cin- sinden olanlara emniyet eder. Ak- siyon adamı, daima, kâinatın mu- kavemeti karşısındadır. Bir köp- rü tasarlamak, resmini yapmak, bunlar nisbeten kolay işlerdir: Lâ- kin inşa başladığı vakit, her biri insanı ümidsizliğe düşüren bin türlü arızalar, tehlikeler ve kaza- lar olur. Hiç biri fetihci gencin şevkini ve azmini kıramaz: “Eğer Bozgundan sonra Zafere rast- lar da bu iki valancıyı aynı çehre ile karşılıyabilirsen; cesaretini ve aklını - başkaları kaybederken - sen muhafaza edebilirsen; o za- man, Kırallar, İlahlar, Tali ve Ga- lebe, sona kadar, sana baş eğmiş esirlerin olur ve sen, Kırallardan ve Şandan çok daha değerli ola- rak, insan olursun, oğlum.” Genç, ne şan, ne de para için iş görür. Ne yaparsa hizmet şerefi içindir: “Scott, sulama işinde se- kiz yıllık memurdu ve Devlete, yir- mi iki sene kadar daha sadakatle hizmet edecek olursa, her ay dört yüz rupya (1) alarak tekaüd edil- mek vadiyle, ayda sekiz yüz rupya kazamıyordu”. — Büyük efendiler Londra'nın (Sonu 2. inci sayfada) (1) Bir rupya 64 kuruş kadar bir şey. | A LA ve | || lerinin toplan-” ten sonra, kararlaştırabilecektir. “ Tamamiyle bilinmiyen” - ital- yan görüşü hakkında ihtiraz ka- yıdları ileriye süren Lö Tan gaze- (Sonu 6. ıncı sayfada) Fransada seçım başladı Kadınlar da kendi araldrında rey toplamak işiyle uğraşıyorlar Seçim Fransanın her tarafında sükün içinde Filistinde vaziyet Araplar yahudi qöçmenlerinin dıırdurulması için ısrar edıyorlar Kudüs, 26 (Ğ —- Hazia vas ajansı mu- habiri, Kudüs şehrinde - şid - detli bir yan- gin — çıktığını.. haber vermek-. tedir. Z Arab -lider-. , tisı - eşnasında e. açık- kalacak ğ dükkânla- ,rrn yağma e- î dılmesıne engel olmak üzere' istisnai” Kıral Fuadın sıhhi vaziyetinde değişiklik yok , _-___v Mısır Veliahdı Prens Faruk Kahire, 26 (A. A.) — Din saat 22 de neşredilen son sıhhat Lülteni (Sonu 6. ıncı sayfada) ; Tmilli komit | . Yakalanan şüpheli arabların hüviyetleri tesbit ediliyor. ! tedbirler alınmıştır. Gerekirse mekteb. ler kapanacaktır. Bı; müftünün reislik ettiği yüksek ” arabların aşağıda yazılı as. gnrı isteklerde 1srara kat'iyetle ızmet— miş olduklarını söylemiştir. sâ I— Yılıudı hx-—tetmııırhemen ve ta.; -ıı——_—ıuk edilmesi, — , 2 — Gayri menkâl mal satışlarının yaıak edilmesi, 3 — Milli bir arab hükümetinin ku- rulması. - Yahudi telgraf ajansı yahudı alemı- ne bir hitabda bulunarak Filistindeki siyonist eserini müdafaa etmiş ve bu e- serin bütün tazyiklere rağmen devam e- . ! deceğini söylemiştir ; Kudüs, 26 (A.A.)- — Havas ajansı muhabırı, yeni karğaşalıklar çıkacak 0- - Ilursa askeri kıtaların ciddi sürette işe karışacaklannı resmi makamlar tarafın- dın büyük arab şeflerine haber verildi- gînı bildirmektedir. -Bu sebeble, müslümanlarla yahudiler larasında bir çarpışma ihtimali şimdilik ibertaraf edilmiş gibi görünmektedir. — * himdir. Ve Buna rağ vaziyet umumi grev önce sanildığından fazla sürmektedir. ' Grev devam edecek Kudüs, 26 (A.A.) — Arap par- tileri liderleri, yaptıları bir top - (Sonu 6. ıncı sayfada) cereyan ediyor Paris, 26 (A.A.) — Bu sabah baş- lamış olan umumi seçim bütün Fran- sada sükün içinde devam etmektedir. Paris, 26 (A.A.) — Parisin muhte- lif noktalarında seçmenlerin sayısı sa- at ondan itibaren duyulacak derece- de artmıştır. Seçmenler gitgide artan bir kalabalık halinde birikiyorlar. Ha: ber verildiğine göre saat ona doğru, “Sufrajet” lerin - Monj sokağına ve Sen Mişel bulvarına yerleştirdikleri gayri resmi iki seçim yeri etrafında epiy hareket görülmeye başlamıştır. Şapka kutuları rey sandığı vazifesini ( Sonu 6. ıncı .vayfada) B. Menemencıocrlu yarın Moskov_aya gidiyor Bukreş, 26 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildi- riyor; - Dış işler bakanlığı genel sekre - teri büyük elçi Numan Menemen- cioğlu bugün öğle üzeri -Başba - kan B. Tataresko tarafından bul edilmiştir. Yarın da Kıral h#ret findan kabul edilecek olan maâan Menemencioğlu salr sabahı - Varşova yoluyla Moskovaî ya hare- ket edecektir. Fıkra Türkiyeyi ogreten kitablar Milli ekonomi ve Artlırma Ku- rümu Marmara günü'nü de neşr- etti. İlk kitab Ege günü idi. Sıra- sı ile orta yayla, Akdeniz, Kara- deniz, yüksek yayla, Fırat - Dicle günleri'ni okuyacağız. Almanya'nın en büyük elektrik endüstrilerinden birinin başında bulunan zat, bize müessesesini do- laştırırken, büyükharbtan önce Türkiye'de bulunduğunu anlattı. O vakit Ziraat Nazırı Ahmet Ne- simi imiş. Mütehassıs ilk - fırsatia Anadoluyu görmek istemiş. Yanı- na umum müdürlerden birini ver- mişler. Mütehassıs tren sâatında, külotlu at ve yolculuk esvablı Hay- darpaşa'ya geldiği vakit, umtum müdürü nezaretteki esvabı ile, ya- ni redingotlu bulmus: — Nasıl? Bu esvabla mi yola çı- kıyorsunuz ? — Trenle dolaşmıyacak mıyız? — Arabayla bile değil.. atla, . katırla gezeceğiz. Köyü anlama - - — Başlıca hastalıklarımızdan biri memleket meraksızlığı idi. Otur-> | duğumuz yerde, Avrupa ithalâtın-. -dan, yapma fikir'lerle, “hüküm yürütür, dururduk. İstih- - toprak ernekçisi idi. Ondan sonra türk olmıyan tüccarlar ve araçcı -* lar, fabrikacılar ve ihraççılar ge- lirdi. Babadan kalma saray. bah-' (Sonu 6. ırıcı sayfada) —— — - !;'(..î KA Bit '..' z . “Büdee ençümeni ! Bügün saat 10 da toplanacaktır. ' “Ulı'ıs_,f, un Dil Yazıları — - L IETMAR 'Sozuyle benzerlerinin «Giümeş - Dib —- esaslarına göre analizi DL ARRİVER (Var) sözünün (varmak) ta ol- 'duğu gibi bir yere erişmek mana- sına Fransızcada tekabül eden kelime (arriver) dir. Fransız eti- moloji lügati bu kelimeyi şöyle izah ediyor: S «Arriver. — Lâtincede — mef- ANKARA VE İSTANBULDA DÜNKÜ FUTBOL MAÇLARI Besiktaş, Ankara gücü ile 33 ve Güneş, Hakova ile 2«2 berabere kaldılar Solda Ankara Gücü kâlecisinin bir kurtarışı - Sağda: BB. Şükrü Saraçoğlu, Recep Peker ve Ali-Rânâ Tarhan maçı seyrederlerken (Yazısı 5. inci sayfada) «ruz (1) “arrıpâre” den gelir ti « “sahile yanaşmak” anlamına ol- «mak lâzım gelirse de bu mana | «16 ncı asırdanberi yalnız deniz- «cilik tabirlerinde kalarak başka «yerlerde colarak - “arrivare”, lıpanyolcan « - hakiki ve mecazi manalara «şamil olarak - “arribar”, eski pro- «vansalcası “aribar” dır.» (2). — Burada kelime “sahil” manası- * na olan “rive” den gelmiş gibi gös- terildiğine göre bu “rive” ve “ri- ver” - yine aynı eserde - arıyalım: «Rive. — Lâtince “ripa”, İtal- «yancada diyalektal (3) 'olarak « “riva”, İspanyolca ve eski pro- «vansalca “riba”. Orta çağlarda «deniz kıyısı manasına da kulla- «nılırdı ki şimdi bu anlam, yalnız «şiir dilinde kalmıştır». (Sayfayı çeviriniz) IZ) Bu “mefruz” sözünden mak- ; sat, Lâtin metinlerinde bu keli- meye tesadüf edilmediğini ve bu şeklin ancak etimolojik aslı tayin için dilcilerce tahmin edildiğini anlatmaktadır. (2) Dictionnaire &tymologigue de la langue française, par Oscar Bloch, T. I., P. 44. B1 Diyalektal demek, bir lehçe- ye has olarak demektir. dıkça ziraat tetkikinden ne çıkar ? * salde, türk, basit bir rençber, bir . hissedilmemektedir. İ- <<talyaııcası -F ranıızcadan alınma — sözlerinin de etimolojilerini — MA