27 NİSAN 1936 PAZARTESİ Beşiktaş, Ankara gücü ile Beğve Güneş, Hakova ile 2 © berabere kaldılar Dün, beşiktaşlılar, Muhafız Gücü a. ha oda, ikinci maçlarını Ankara Gücü tak o vimızla yaptılar ve 3 - 3 berasere kaldılar. Birinci maçtaki et rüzgör, iki üç Bün devam eden yağmur yoktu. İlik bir bahar havası, spor meraklılarını, alana toplamıştı. BB. Şükrü Saracoğlu, Ali Rönâ Tarhan, Recep Peker, general Hik- et Ayerdem ve daha bir çok büyükle. rasında imiz de maçı görmeğe gelenler idiler. Maç, çok güzeldi. Seyirciler hakika- ten tatlı bir heyocanın tesiri altında kal. dılar, Beşiktaşın zaman zaman göze çarpan üstünlüğü ve ustalığı bir baki. kat olmakla beraber bu maçtan çıkan ne- tice şudur: Ankara Gücü, maçın başın. dan sonuna kadar kendi oyununu tat- bik etti. Yılmadan usanmadan kazanmak için çalıştı ve her halde, metodlu bir ça. dışmanın temin ettiği bir teknik göster. di. Buna, futbol gibi, cem'i oyunlarda başlı başına bir kuvvet teşkil eden ener- jiyi de ilâve edersek, dünkü maçta An- kara Gücünün niçin berabere kaldığını anlarız. Maçtan çıkan ikinci bir netice de: bulda da gün —Ankara — futbolu kadar küvvetlendi. Fakat ülkümüz, her türkün sporcu, her türk — şehrinin bir #por kaynağı olmasıdır. Her fırsatta yz bancı takımlarla karşılaşmak süretiyle, bir çok şeyler öğrenen İstanbul kulüble- ine karşı iyi neticeler alan ankaralılar, buyünkünden daha çok çalışmalıdırlar. Çünkü, yakın zamanda, E:lâşehiri, Kon- yayı, İzmiri... bütün şehirlerimizi, kar. şelarmda kendileri gibi yetişmiş ve iler. demiş göreceklerdü M Hakem, Gençler Birliği umumi kap- — ganı Mithat, tam 16 da alana çıktı. Yan Abduş ve Necdetti. Alana ilk önce Beşiktaşlılar çıktılar. Ortaya sıralanarak halkı selâmladılar ve alkışlandılar. başlıyan Gücü onları” taki kuüvvetli ve sörekti etti. ir alkış t taraf birihirine bayrak ver- di. Para atıldı ve kaleler seçildi Beşiktaş: — Mehmed Ali, Hü Feyzi, Hasan, Faruk, Hayati, - Hakkı, Nuri, Nazım, Şeref, Fund. — Natık, Ali Ri Enver, Orhan, Semih, Nazmi, Abdi, Bi- rine Sulhiyi koydu. Başka bir değişiklik olmadı. llk on beş dakika: Oyuna Beşiktaş — başladı. Akınları taçla son buldu. Güçlüler - sağdan taç atışı yaptılar Abdi aldığı pasla dört beş metre ilerledi ve topu ortaladı. - Fahri bu birinci dakikada ayağının ucuna ka- dar gelen firsatı kullanamadı. Nuri ye- Tetrika: No: 44 Evlilik ve Ötesi kendilerini Yazan: Jak ŞARDON Yalnız babasını düşünüyor ve kara tişti ve topu vazklaştırdı. Top, beş da- kika, haf batları arasında gitti geldi. I. ki taraf, üdeta biribirini deniyorda. dakikada, Nazmi, topu Beşik- taş kalesine doğru havadan attı. Yaşar ileri fırladı. Kaleci Mehmed Ali de karşısma çıktı. Yaşar topa dokunsa gol olacaktı. Fakat, Beşiktaş kalecisi bu muhakkak golü kurtardı. Lükin 10 dakika oyuna devam edemedi dakikada, Hakkı, sağdan aldığı bir pasla sıkr bir şut çekti. Na. tık, bu sert şü sefer, Şeref koştu ve o da di Natık bunu da uzaklaştırdı 10 uncu dakikada Güç kal yakın bir yerde, Güç aleyhine, firikik gekildi. Nazımın bir favulü gölden kurtardı. 12 inci dakikada Hakkı dri ilerledi. Nazıma pas verdi. Top ondan Şerefe geçti. Şerefin yakın bir yerden attığı şüt avuta gitti. Beşiktaşın birinci golü; Beşiktaşlıların on / dakikadanberi devat'eden bir üstünlüklerigöre cüf- piyordu. Oyun Güçlülerin yarı sah sında oynanıyordu. Haflar çok ger 14 üncü dakikada, n ortaya doğru karşılaştılar. Bu kem penaltı verdi. Yan hakemi Ab- düş ceza sahası dışında (hend) ol duğunu söylüyordu. Güçlüler de bu iddiada idiler. Hakem kararında 1s- rar etti ve neticede Hakkının çektiği penaltı ile Beşiktaş birinci gölünü yaptı. Gollen sonraki dakikalar: Oyun tekrar başladı. Herkes biraz kırılan güçlülerin fena oynuyacakları- ni zannediyordu. Halbuki ankaralılar umulanın aksine açıldılar. Çok ser- best ve güzel oynamağa - başladılar. 20 inci dakikada, ortalamıyacağını anlayınca topu Nuriye atarak takımı 'na bir korner temin etti. Fakat arka- daşları bundan istifade edemediler. Abdi ve Bilâl çok iyi oynuyorlar. ovalayan akmlar ne Madam Dögr Bert'i elbise - Dünkü maçta tribür lerden bir görünüş işitiliyordu. Bert, ken; 'Fırtına sinirlendiriyor. Hepsi bu sabah bahtsız hissediyorlar.” dedi. her zamankinden daha Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Sarsak ve sürünen adımlarla salona - girip yanına oturdu. Hortans'la kavga ve- silesi arıyan hizmetçi kızdan şikâyet etti; güzel bir pasına Hakkı b mağa hazırlandı. Natık buna 'on beş dakikalık devresinde iki taraf müsavi idiler. Be- şiktaşın yerden oyununu güçlüler bo- zuyor, topu havaya / kaldırıyorlardı. Her iki takımın müdafaası da durma- dan sıkıştırılıyordu. Ankara Gücünün birinci goli 32 inci dakikada Hakkı karçılaştı ve yere düştü. 2-3 dakika oyuna devam edemedi. Hakem Güç a- Teyhine favul verdi. Güclüler bunu bir kornerle kesel 'ner boşa gi Enverle topa ayağında tutmadan sıkı ve güzel bir şütle Gücün beraberlik sayısını yaptı. n sötira güçlüler Beşikti 'tan daha iyi oygağlılar. Beş dakika Fkağ defa gol/atacak vaziyet- meden devre 1-1 bitti. İkinci devre Hakknın ayaklı kârlıkla kurtardı mesini menedeme, 10 uncu dakikada Hayati bir fır- sat kaçırdı. Beşiktaş taraftarlarının gol sesleri, yükselmeden kesildi. Ankara Gücünün üçüncü golü Maçı zevk ve heyecanla seyrettiğimiz bu zamanlarda Ankara Gücü de seri ve kıvrak paslarla bize değerini gös- teriyordu. 17 inci dakikadayız... Hamdi ile '“Yaşar güzel bir paslaşma ile Beşiktaş kalesine kadar indiler ve Yaşar ye- rinde bir şütle üçüncü golü attı. eşiktaşın son golü Beşiktaşlılar iyi bir. çalışmadan #sonra, Haklının cidden güzel, bir vu- ruşt ile üçüncü sayılarmı yaptılar. Bundan sonraki on beş dakika, tarafın karşılıklı çalışmalariyle neti- geçti. Ve le berabere kalarak alandan çıktılar. Ankara Gücü takımının hepsi can- gay retli oynayan Natık, Enver, Abdi, Bi- İâl ve Yaşarı bilhassa tebrik ederiz. Beşiktaş da bize güzel bir oyun gösterdi. Eğer Ankaradan kazanmış olarak gidemedilerse, bunda kendile- rinin kabahati yoktur. Ankara Güçlü- ler onlara denk bir kuvvette oldukla- rını göstermişlerdir. Mehmed Ali, Hüsnü, Nuri, Faruk, Hakkı, takımın bu maçta en muvaf- fak olan oyuncuları idiler. Hakova-Güneş maçı İstanbul, 26 (AA.) — Viyananın profesyonel Hakova takamı ikinci maçını bugün Taksim stadında Güneş takamiyle yaptı. Stadyomun mikdarı 9 - 10 bin sanılan büyük bir kalabalıkla dolmuştu. Sahaya önce Avusturyalılar çıktılar. kısa bir fasıla ile de güneşliler gözük. tüler. Merasim kısa sürdü. Viyanalıların birinci maçtaki kadrolarını muhafaza et. tikleri görülüyordu. Buna karşı Güneş töyle bir takım çıkarmıştı: Sefa - Faruk, Yusuf - Daniş, Rıza, İsmail - Melih, Refü, salâhaddin, İbra. him, Nebii, Hakem Galatasaraylı Sadi Karsan. Oyuna Güneşliler başladılar. Parayı Viyanallar kazandıkları halde rüzgüra karşı eynamayı. tercik etmişlerdir. Tlk dakikalardan itibaren, Viyanalı: Prüfesyonelleri ham bir oyun kurdukları| görülüyor. Orta muavinin idare ettiği hücumlar, kâh sağdan kâh soldan, bir. denbire inkişaf ediyor. Ve güneş mü. dafaası tehlikeye karşı koymak için bü- 'tün enerjisini kullanmak mecbüriyetin- de kalıyor. Güneşliler yavaş yavaş açılıyorlar. Yedinci dakikada Güneş — muhacimleri sağldan bir inişle Hakova müdafaasını zorladılar. Hakova'nın ilk sayısı Sekizinci dakika: Viyanalıların gene sağdan bir inişi sağ açık İsmail'i rine çektikten sonra topu gene 5ı avine verdi. Uzun bir vuruş, sol açığın fırlayışı, ve övole bir şut.. Top bu se- fer kalecinin solundan köşeyi yalıyarak ağlara takıldı. Fakat, Güneşi tikçe artan yretlerini — Viyanalı - profesyonelleri hada âdeta silik bir vaziyete düşürdü. kendi- tağa girmişti. riyorum. Müş bir kâğıdı açtığı zaman Bert henüz ya- — Ev sahibine gene yedi yüz frank gönde- — Burada kira vermiyorsun. İster Pari- se gidelim, ister Nuvazik'te kalalım, iki se- 'ne bu masrafa katlanacaksın. Yerden ve havadan, topa het hâkim olan Güneşliler, biri — Halbuki annem Nuvazik'te - otuz yıl oturmuştur, dedi. Emma cevab verdi: — Eskiden annem, Nuvazik'te kendi! Paris'teki apartımanını görmek istemesi peki —— 'eden hücumlarla Viyanallarrı bir hale soktular, Güneşin birinci golü 16 ancı dakika: İbrahim sağ açık Me. lih'e uzun ve ileri pasını — kesmek içiz fırlayan Hakovanın sol muavini - topu kaçırdı. Melih, ani bir fırlayışla - topur kaptı ve Hakovanın bütün müdafaasını arkasında sürükliyerek kaleye girdi. —| Hakovalılar Güneşin taşkın enerji deki — hizin ” geçmesini” bekliyorlar, veş oyuncularıher imkâna baş vuranı profesyonel rakiblerinin karşısında, yıl: madan ve yorulmadan oynuyorlar. Bi. rinci devre, 1 - 1 beraberlikle bu şekil: de bitti. ç gaşırmış | İkinci devre Viyanaklar ikinci devrede rüzgüri da Tet yüzünden yorgun düşen Güneşi, ka. Tn SAA dılar ve çok sert bir başlangıç oyuuna girdiler. Fakat hakem bu — tabiyeyi lâx zım geldiği şekilde karşıladı. Güneğin ikinci golü İkinci dakikada Melih güzel bir iniş yaptı. Sol maavinin tırpanından kurtu. Tarak topu ortaladı. İbrahim topa girer« ken, bu sefer de sağ muavin, İbrahima tekme ile karışık bir şarj yaptı Fakat hakem bâdiseyi gözden kaçırmadı va hemen penaltı verdi. Salâhaddin sikı bi şutla 2 - 1 takımını galib vaziyete ge- girdi. 4 Yedinci dakikada Viyanalı orta mu. bacim güzel bir şatla beraberlik sayrsı| ni çıkardı. Takımlar beraber vaziyette Güneşliler yeni bir gol daha çıkarı| buna imkân vermemek için bütün gaye retleriyle uğraşmaktadırlar. — Devreniz bundan sonraki kısmı sayısız ve muvas | zenesiz geçti. Hakemin düdüğü çaldığı| zaman takımlar 2 - 2 berabere vaziyette, idi. Lik Maçları İstanbul, 26 (A.A.) — Bugün-| ik maçlarımın neticeleri şun Topkapı galib, Beylerbeyi - Orta- köy 6 -0 Beylerbeyi galib. Dünyaca tanmmşı / ve İsviçrede 80 — senedenberi mevcut olan en mühim sa- at fabrikalarır meyanında mevki —alan REVUE Saat Fabrikaları, saatlerinin Türkiyede de taammümü için, İstan. bulda bir satış şubesi açmıştır. Bir sene gibi az bir müddettenberi saatlerini Türkiyede satmaya başladı. ğrna rağmen, saatlerinin, zarifliği, hase saslığı, dakikliği, asriliği, ve kendi dex recesinde bulunan saatlerden misbeten ucuzluğu sayesinde, Türkiyede de em müşkülpesent müşteriler tarafından bir e memnuniyetle karşılanmıştır. REVUE Saatlerini - saatçilerinizde arayı Şehrinizde bulunmadığı — takdirde, REVUE saat Fabrikalarının ” Türkiye Satış Şubesi bulunan İstanbul Bahçee kapı Taş Han'l nci kat No, 19 a müras caat edilmesi rica olunur. — 1—1300 i. Aradan bir yıl geçtikten sonra | ler giymiş bulunuyordu. Fırtına gece yarısı Bert'i uyandırdı. Rüz- gâr boğuk darbeler ve ıslıklarla evin üzerine Atılıyor ve zaman zaman susüyor. ve eski €vde, sarsılan bir kapının titreyişleri, merdi- ven gıcırtıları ve bir ipek elbisenin hışırda- yışları gibi acayip ve inleyici sesler işi yordu. , Ertesi sabah, yağmur halinde hemen dö- külecek gibi görünen kalım bulutlar hizlı hızlı geçiyordu. Bert, devrilen bir gül ağa: mı desteğine bağlamak üzere bahçeye çık: Rüzgâr elbisesinde ve saçlarında esiyor ve ellerini buz gibi donduruyordu. Koşarak sa- Tona döndü. , Gürültü ile bir kapt kapandı. Tavandan bir takım ayak sesleri ve ağlıyan bir çocu- Zun bağırışlarını gölgede bırakan Emma'nın sonra iyi beslenmiyen küçük Kler'den, ken- disini yormakta olan çocuklardan, herhalde şimdi toz içinde olacak olan Paris'teki apar- tımanından bahsetti. Tasalı bir tavurla ve heyecanının sebebi bir türlü anlaşılmaksı- zın bir mevzudan ötekine atlıyordu. Bert sordu: — Parise mi gitmek istiyorsun? Madam Dögüi, Bert'in sualini isitmemis ece kendi düşüncesine bağlı imiş gibi halifçe kaşlarıı çatıp pencereden bakarak: — Çok tasarruf lâzım. dedi. Janı alıkoy- makla hata edivorlar. Bahce onlara pahalı- ya maloluyor. Bostanın masraflarını hatır- liyorüm! Bert sualini tekrarlamaktan çekindi. Madam Dögui, elinde bir mumla odasına girip kızının yanına oturarak dörde bükül- — Her şeyi orada karmakarışık bıraktık. Bert sabırsızlıkla: — Sualime cevab vermiyorsun, dedi. — Bu ev cok soğuk. Madam Dögui susarak odadan çıkarken Bert yatağında biraz kalkıp tekrarladı: — Bana cevab versene! Dögui'nin Parise dönmek - için bahaneler altında, sık sık müşa- i aynı mizaç çizgilerini gören Bert sebebleri tahmin ediyordu. Madam Dögui, aynı yerde uzun zaman kalmaktan hoşlanmaz ve Parise gitmek tans'ın tesiri altında kalırdı. Bert anasının bu hallerini göz önüne getirdikçe Paristeki apartımanlarının üzücü hayatının hatırasını daha şiddetle hissederdi. istiyen Hor- Ertesi gün Bert bunları ablasına anlatır- ir. Daha sonra gelir, burada yerleşirs! siniz... ben de gider, önümüzdeki sonbahar«! da sizi görürüm. & Bert, Emma'nın izahlarmı ânlıyordu. Fa- kât anasma Parise gitmeğe sevkeden se-' bebleri düşündükçe bu kararını manasız bu-' luyordu. —P * v * N Parise döndükten birkaç gün sonra Bert ? öğle yemeğine Kastanye'lere çağrıldı. — — Odet, arkadaşını sarrlıp öperken: — Pek iyisin. Halbuki bizi ne korkute) — muştun! Ah bu korkunç hastalık, dedi. Bert etrafına bakmarak: Ni dedLJ — Şimdi, dediğin gibi, pek iyi Birak da etrafımı seyredeyim: - evinde het gey güzel. E (Sonu var)