CUMHURİYET 27 Nisan 1936 VIYANA DONUŞU Tarihf tefrika: 15 [ Ş e h i r ve Memleket Haberjerl *~) Siyasî Avukatlar kanunu Mütekaid Adliyeciler vekâlet yapamıyacaklar mı Yeni avukatlar kanunu Adliye Ve kâletince tetkik edilmektedir. Vekâlett muhtelif Barolardan ve avukatlardan gon derilen raporlar tasnif olunmaktadır. B raporlardan bazılan çok dikkate şayan görülmüştür. Gönderilen raporlarda a vukatların teminat akçeleri hakkında ko nulan miktara itiraz edilmektedir. Diğer taraftan kıymetli Adliye me murlannm yüksek makamlara çıktıklar zaman tekaüdiyelerini doldurmuş bulun malan dolayısile hemen istifa ederek a vukatlığa başladıklan ve bu yüzden Mahkemei Temyiz ve saire gibi yüksek adlî makamata aza bulmak hususunda müşkülâta maruz bulunulduğu noktas gözönünde bulundurularak tedbir aranmaktadır. Binaenaleyh bundan sonra teükad olacak Adliye memurlannın avu katlık yapamıyacaklan hakkında kanuna bir madde konulması pek muhtemel görülmektedir. icmal M. TURHAN TAN Haremağaları, dayak yemiş köpekler gibi uluya uluya huzura çıkmışlardı! Ağlama Biilbül, dedi, beni zıva nadan çıkarırsın, bo§ yere katil yaparsın Sen gül ki ben de saraya gülerek gide bileyim. Ve karısını yaman bir kucaklayışla göğsüne kapadı, uzun uzun sıktı, derin derin kokladı: Haydi, dedi, hoşça kal. Şu yuva nm kurulurken çökmesi kaderde yoksa bir iki saat sonra gene buluşuruz!.. * * * Deli Muradın başına neler geldiğin: hikâye etmezden evvel önce onun böyle gürültü ile saraya çağnlışını intac edcn hâdiseleri anlatalım: Esir hanında sillelenen haremağasile arkadaşı, Azrail elinden can kurtarmış îki insan gibi hayretle karışık bir korku içinde atlannı sürerek saraya vardıkları vakit geniş bir nefes almışlar ve doğruca valide Turhan Sultanm yanma giderek ağlıya ağlıya vâkıayı hikâye etmişlerdi. Onlardan sille yiyenin adı Sıska Beşirdi ve derd yanan da oydu. Beriki Uzun Dilâver adlısı da, hıçkırıklı ağlayışile ar kadaşına refakat ediyor ve ikide bir: «Öyle oldu Sultanım, doğrudur Sulta nım» diye hikâyeyi tevsik etmeğe çalışıyordu. Saraya girip çıkmağa mezun olan Bedestenle ilgili kadınlardan biri esir ha nında güzellikte eşsiz sayılacak bir kız bulunduğunu Valide Sultana müjdele mesi üzerine Sıska Beşirle Uzun Dilâver hana gönderilmişlerdi. Sarayda yedi yüze yakın halayık bulunduğu halde hünkâr, Haseki Rebia Gülnuşun nüfuzun dan kurtulamıyor ve o kiime küme kız lardan hemen hiçbirine göniil veremiyorehı. Turhan Sultan bu vaziyeti kendi nüfuzu, kendi hakimiyeti için tehlikeli buldunğundan aylardanberi entrika çevirip dumyordu. Onun düşüncesine göre bi ricik oğlunun, Avcı Sultan Mehmedin kalbinde bir düzine kadının yeri olrnak gerekri. Ancak o vakit, oğlunun üzerinde kendi nüfuzu mutlaklaşabilirdi. Çünkü on iki kadını birden seven hünkânn onlardan birine bağlanması mümkün olamazdı. Bir padişahın kadın nüfuzun dan uzak olarak yaşaması ise kabil olamıyacağı için Avcı Mehmed, iradesini anasının idaresi altma koymak mecburiyetinde kalacaktı. Vaktile Kösem Sultan gibi saltanat hırsı uğrunda öz oğlunu öldürtmekten çekinmiyen kudretli bir kadınla mücadele ederek galib çıkmış olan Turhan, Haseki Rebia Gülnuşun tahakkümüne elbette boyun iğemezdi. Ne yapıp yapıp o tahakkümün önüne geçmek lâzımdı. Bunun için de ya saraydakilerden bir kızı Rebiaya rakib çıkarmak, yahud taşradan yeni bir güzel kız bulup onu şu işte kullanmak icab ediyordu. Turhan Sultan, bu lüzumu duyduktan sonra ilkin Gülbeyaz adlı bir halayığı ele aldı ve ileri sürdü. Bu kızcağız, gerçekten beyaz bir güldü, tepeden tırnağa kadar renkti, ıtırdı. Haseki Rebiadan, iki şehzadenin anası olan o Giridli yosmadan bir türlü uzaklaşamıyan hünkâr bile, anası tarafından kendine sunulan Gülbeyazm muattar güzelliğine bir aralık dayanamadı, kendisini gözdeler arasına soktu ve birkaç hafta bu gülün şeyda bül bülü olur gibi göründü. Fakat Rebia, ne yapıp yaptı, bir köşeye atılmaktan ve unutulmaktan kendini kurtardı, Gülbe yazla galibane mübareze etmek fırsatlarını yarattı. Şimdi onlar, sarayın birbir lerini söndürmek istiyen iki yıldızı vaziyetinde bulunuyorlardı. Avcı Mehmed, bazan Gülbeyaza meclub, bazan Rebiaya mağlub oluyordu ve onun rakibelerden birine temayül ettiği gün saraym da bütün kudreti o kadının eteğine iğiliyor du. Vaziyeti gözden kaçırmıyan Valide Turhan Sultan, bu mücadeleden Rebianm galrb çıkacağını anlıyor ve üzülüyordu. Kendinin himaye ettiği Gülbeyaz, verilen öğüdlere rağmen, bir türlü gebe kalmıyordu. Halbuki Rebianın iki oğlu vardı ve bu, hünkân kazanmak davasında Giridli güzeli kuvvetlendiriyordu. Saraya yeni bir güzel kız getirmek fikri işte bundan dolayı Turhan Sultanm kafasma yerleşmişti. Yedi yüz halayığa karşı sırtını çeviren, Gülbeyaz gibi gerçekten müstesna bir mahlukun cazi besine bile kalbini tamamile kîfptırmıyan Avcı Mehmedi mağlub edecek bu gü zelin ise pek yüksek bir hilkat bediası olması gerekti. Bedesten kumusyoncusu kadının and içerek verdiği haber, Turhan Sultanı büyük ümidlere düşürmüştü, esir hanına gönderdiği haremağalannm dönmelerini dörtgözle bekliyordu. Fakat onlar, şen bir yüzle ve iyi bir müjde ile gelmemişlerdi, dayak yemiş köpekler gibi uluya uluya huzura çıkmışlardı. Turhan Sul tan, semere vurulan kamçının eşeğe de alâkası olduğunu düşünerek kölelcrin vaziyetine karşı kayidsiz kalamamıj ve heyecanmdan esir kız işini unutup dayak hâdisesini incelemeğe koyulmuştu. Sıska Beşir, hıçkınklı hikâyesini bitirince Turhan Sultan sordu: Size el kaldıran, dil uzatan bu küstahların kim olduklannı öğrenmedi niz mi? Uzun Dilâver cevab verdi: Onlar övüne övüne, böbürlene böbürlene söylediler sultanım. Yoldaşımı silleliyen Serçeşme Deli Murad. Arkadaşı da Sipahi Kara Mehmed! Tam bu sırada odanın perdesi açıldı, Haseki Rebia Gülnuş içeri girdi, ağlıyan kölelerle somurtan Valide Sultanı süze süze yürüdü: Sultanımın, dedi, eanmı sıkmışlar. Bir münasebetsizlık mi var? Kaynananın yüzü biraz daha ekşidi, kaşları çatıldı, dudaklan titredi. Geneliğinin debdebesine ve iki oğlunun be şiğine dayanarak kendi kudretini çiğne meğe kalkışan, başka kızların eşiğini uzaktan öperek geçtikleri şu odaya sor gusuz giren, uluorta yürüyüp sorular yapmağa girişen şu genc kadın, hele şu kızgın dakikada gözüne süslü bir yılan gibi soğuk görünüyordu. Hiddetine biraz daha yenilse onu şu kölelere tutturacak, kana kana ve kanlannı akıta akıta dövecekti. Fakat oğlundan korkuyordu. O oğ undan ki belki yüz kere: «Gülnuşuma yan bakan göz kimin olursa olsun mut lak kör olmağa mahkumdur» demiş ve onu ilişilmez bir vücud haline getirmişti. Böyle bir tehdid de olmasa Turhan Sultan, kadın mücadelelerinin nasıl ya pılacağını çok iyi bilenlerdendi. Bu bilgiyi ona, kendi emrile öldürülen Kösem vermişti. Telli Haseki gibi bir zamanlar Topkapı sarayının güneşi kesilen bir kadmı güle güle ve güldüre güldüre zehiretip bir yığın kömüre çevirten, herbiri padişahın kalbinden birer parça yaka ıyarak bu ganimetin verdiği kuvvetle «ne oldum delisine» dönen düzinelerle kadını iz bırakmadan, ses çıkartmadan çuvallara koydurup denize attıran Kö sem, bu gibi vaziyetlerde unutulmasına mkân olmıyan bir örnekti. [Arkası varl Yusuf îzzeddini Enver Paşa mı öldürtmüs? Bulunan bir çanta etrafında şayialar Bazı gazetelerin verdikleri malumata göre; yanan Adliye sarayının emane dairesinde mühürlü bir çanta bulunmuş tur. Bir heyet marifetile açılan bu çanta muhteviyatı tetkik edilince, eski Osmanl Veliahdi Yusuf îzzeddinin esrarengiz ölümüne taalluk eden bir takım vesikalar ve zabıtlar ve saire bulunmuş.. Çanta içerisindeki bu vesikalann ve diğer evrakın muhteviyatı gizli tutulmakta imiş.. Bu kâğıdlarda Yusuf îzzeddinin yirmi senedenberi esrannı muhafaza eden ölümünün mahiyetini aydınlatıcı malumat bulunduğu da bu haberlere ilâve dilmektedir. Adliye emanet ambanna ne suretle geldiği anlaşılamıyan bu çantada, Yusuf îzzeddinin kendi el yazısile bir mektubu, bu mektubun fotoğraf makinesile çekilmiş müteaddid kopyalan, bir çakı, ölüm tahkikatına aid zabıtlar ve bir doktor raporu da çıkmış.. Yusuf îzzeddinin el yazılı mektubunda, o zamanki îttihadcı kabine erkânile arasındaki ihtiâflardan bahsettiğini ve Veliahd bulunduğu sırada uğradığı ağır muamelelerin padişah olduğu zaman ne şekil alacağını düşünmekle müteellim olduğunu ve bu üzüntülü düşüncelerle bir gün ölüp gideceğini kaydettiğini söylemektedirler. Bulunan doktor raporuna gelince, bu raporda Veliahdin seretan illetine mübteâ olduğu, bu illetten ye'se düştüğü yazıîı imiş. Aradan yirmi sene geçmiş olmasma rağmen mürekkebi uçmadığı ve renkleri bozulmadığı söylenen bütün bu vesikaann tetkikinden ve neşrinden sonra Enver (pasa) tarafından öldürüldüğü veya kendi kendini öldürdüğü ihtimallerinden bahsedilmis olan sabık Osmanlı Veiahdinin ölümünün mahiyeti tamamen anlaşılacak imiş..* Tekrar mühürlenerek Adliye Vekâleine gönderildiği haber verilen bu çanta etrafında çıkan bu şayialar umumî bir asnif ve tasfiye ameliyesine tâbi tutulan Emanet ambarında Yusuf îzzeddinin iniharına aid tahkikat dosyalarının tekrar elden geçirilmesinden çıkmıştır. Yoksa bu ölüm hâdisesinin mahiyetini amamen değiştirerek ve onu yeni bir vaziyette aydınlatacak deliller ve emmareler elde edilmiş değildir. Eğer böyle bir de Şeker ithalâtı Haricden şeker ithal etmenin sebebleri nedir Memlekette millî bir şeker sanayii kurulduğu ve mevcud fabrikaların memle ket ihtiyacını temin edecek istihsal kabiliyetinde bulunduğu halde haricden şeker ithal edilmesi birçok kimselerin nazari dikkatini celbetmektedir. Bu husus hakkında biz de tahkikat yaptık. Aldığımız neticeyi kaydediyoruz: Millî sanayii olan memleketler her ihtimale karşı muayyen bir şeker stoku bulundurmaktadırlar. Bizde de muayyen bir miktarda bir şeker stoku bulundurulmasına lüzum görülmüştür. Şeker fabrikalarımızın istihsalleri bu güne kadar yaptıklan satışlarla istenilen stok nisb«tine düştüğünden yeni istihsal başlaymcıya kadar bu stoku muhafaza etmek üzere haricden şeker ithal edilmektedir. Son aylar içinde haricden 5000 ton şeker almmış olması bu vaziyetten ileri gelmiştir. Esasen, hükumet son şeker kanununu çıkanrken şeker ithali hususunda meclisten salâhiyet almış bulunmaktaydı. Bu ithalâttan kendileri için kâfi miktarda satış yapmış bulunmalan dolayısile fabrikalanmız mütessir olmadıklan gibi devlet te gerek takas işlerini yoluna koymak ve gerekse gümrük varidatı noktalarmdan bu ithal keyfiyetinden istifade etmektedir. ehistan Başvekili Kocyalko ^ viski Macaristan Başvekili Ger neral Gömböşün ziyaretini i * ade için Peşteye geldi. Üç gün burada" misafir kalacaktır. Bu ziyaret Avrupa t nm ve bilhassa orta Avrupanın ve Bal kanlann politika cihetinden gayet kanşıls ve dalgalı bir devrine tesadüf eylediginden bütün Avrupa siyasî mehafilinin fevkalâde nazari dikkatini celbetti. Zaten îtalya ve Macaristan ve Avusturya Başvekillerinin Romada yeni protokollar im* za ederek Küçük îtilâf ve Balkan An laşmalan gibi siyasî bir ittifak züm " resi vücude getirmiş olmalan orta Av •* rupada yeni bir vaziyet doğurmuşru. Peşte ziyareti de bir başka vaziyet doğuracak mıdır endişesi Avrupa diplomaN larmı düşündürmektedir. Macaristan î « talya ile dost olduğu kadar Almanya ile de dost olduğundan ve Lehistanla daha eski ve an'anevî dostluk bağı bulundu • ğundan Macaristanın ortaya girerek yeni üçler zümresile Almanyayı ve Lehistani yakmlaştıracağına ihtimal verilmektedir. Bunun için bu devletleri birleştirebi lecek müşterek alâka ve menfaatleri a raştırmak icab ediyor. Bu müşterek düşüncelerin en ziyade göze çarpanı, Fransa ve Çekoslovakya ile ittifak etmek suretile Sovyet Rusyanın orta Avrupa sa hası üzerinde askerî ve siyasî mevcudiyet gÖstermesine karşı beş devletin gösterdigi endişelerdir. Hitler Almanyası, Sovyet Rusyanın hasmı olduğundan onun Çekoslovakya ile askerî ittifak etmek suretile Almanyanın cenub hududunda nüfuzunu hisset « tirmesine tahammül edemiyor. Filvaki Çekoslovakya ile Sovyet Rusya arasında müşterek hudud olmadığından bir harb vukuunda Sovyetlerin askerî ve hava kuvvetlerinin Çekoslovakyanm yardımı na gelebilmesine ve Almanya hududun da görünebilmesine imkân yoktur. L Lehistan Macaristan VÎLÂYETTE Vilâyet memurları hakkında bir lâyiha Istanbul vilâyeti memurlannın memur adedile maaşlannm artırılması hakkında yeni bir kanun lâyihası hazırlanmıştır. Lâyiha bugünlerde Meclise verilecek ve alâkadar encümenlerde tetkikine başla nacaktır. İstanbuldaki adlî teşkilât değişecek mi? Antalyada yeni bir lise binası yapılacak Antalya (Hususî) Antalya lisesi binası, mübadeleye tâbi Rumlardan kalma iki bakkal evine inhisar etmekte idi. Yedi yüzü geçen mevcudile tedrisat müşkülâta uğramakta idi. Bu yıl yeni gelen müdürün yazdığı müteaddid ra porlarda lüzumu kat'î olarak gösterilen lise binası, alâkadar makamca nazari dikkate alınarak, önümüzdeki yılda inşaatına başlanmak üzere 90 bin lira tahsisat ayrıldığı, mevsuk bir membadan anlaşılmıştır. Akdenizin müstesna bir memleketi olan Antalyada yedi yüzü geçen tale besile cenub vilâyetlerinin kültür merkezi olmak istidadını taşıyan liseye gösterilen bu gayret, bütün Antalyalıları sevinc içinde bırakmış ve Vekâlete te şekkür yapılması kararlaştırılmıştır. îzmir Vilâyet meclisinin güzel bir kararı Deniz Lisesinde dünkü müsamere Deniz Harb lisesi üçüncü sınıf talebesi tarafından son sımftan ayrılan ar kadaşları şerefine dün saat 15 te okulda güzel bir müsamere verılmiştir. Müsamerede Donanma Kumandanı Ami ral Şükrü Okan, mekteb Komutanı albay Ertuğrul, talim ve tedris heyeti ve birçok davetliler bulunmuştur. Deniz mızıkasınm çaldığı İstiklâl marşile müsamereye başlanmış, mfit« Deniz Lisesi müsameresinde bulunanlardan bir kısmı akiben okul marşı söylenmiştir. Muvaffakiyetle temsil edilen (Bir azizlik) komedisile (Stroyer) ve (Ça panoğlu) piyesleri, davetlilerin takdir lerile karşılanmıştır. Bu arada, mızıkanm çaldığı güzel parçalar da dinlenilmiş talebenin yaptıkları diğer mütenevvi numaralar alkışlanmıştır. Davetliler, hazırlanan büfede ağırlandıktan sonra müsamereye nihayet verilmiştir. İzmir (Hususî) Vilâyet meclisi, Emrazı sariye hastanesine bir paviyon daha ilâve için tahsisat kabul etmiştir. Memleket hastanesi kadrosu da (300) yataktan ibarettir. Halbuki bu hasta ne, şehir ve vilâyetin değil, bütün mıntaka halkının, hatta muhtelif şekillerde il ve emmare elde edilmiş olsaydı, bugelip geçici olmak üzere mmtakaya gel nu bittabi haber verecektik. Nitekim, miş vatandaşların baş vurduğu bir mü imdiden sonra hâdisenin alacağı şekli essesedir. Gün gelmiştir ki, hastane, bildireceğimiz de gayet tabiîdir. koridorlarmda hasta yatırmak mecburiyetine düşmüştür. Tabiî mevcud adeMÜTEFERRÎK di, daima 300 rakamınm üstünde dur maktadır. Meclis, buraya da 25 yatak mniyet müdürümüz Berlinde kadro zammı vermiştir. Viyanaya giden Istanbul Emniyet müdürü Salih Viyanadan Peşteye, ora îzmir vilâyet bütçesi dan da Berline gitmiştir. Emniyet mü İzmir (Hususî) Bu yıl vilâyetin dürü yakında Bükreş yolile şehrimize masraf bütçesi, biraz dar tutulacaktır. dönecektir. Çünkü tasarruf zarureti vardır. Sebeb de, bina ve arazi vergilerinin indirilmiş ve vilâyete düşecek hissenin azalmış olmasıdır. Fakat bütün bunlara rağmen, vi lâyet köylüsünde kalkmmayı kolaylaş tırmak, köylünün yaşama, başarma kabiliyetini arttırmak için her tedbire baş vurulacaktır. Bu, bir n«»n:, '^k kabul edilmiştir. Köylünün, bazı masraf lar ve köy bütçeleri yüzünden zaruret çektiği de anlaşılmış bulunmakudır. Köy bütçelerindeki masrafların bir kısmı, vi lâyet bütçesine ahnacaktır. Bu suretle, köylü, daha geniş nefes alabilecektir ve verdiği para, tamamen köy sandıklarında ve köy işlerinde kalacak, başka sahaya geçirilmiyecektir. Köy işleri, ikisi mer kezde, on dördü kazalarda olmak üzere 16 kâtjblıkle idare edilecektir. Bunlann maaşlan da tesbit edilmiştir. Hususî muhasebede çalışan diğer memurların ücret ve maa; işleri de karara bağlamnıştır. Dün fehrimize gelen Rumen koro heyeti ve artistleri Bu yıl, maaş zammı hiç yok gibidir. NeGalata Rıhtımında karşılamrken ticede vilâyet varidat bütçesi 2,316,000 Şehrimiztle konserler vereceğini yaz detli alkışlarla karşılanmıştır. Heyet azalira olarak kabul edilmiştir. dığımız Rumen koro heyeti dün Roman sından bir kadın ve bir erkek Türk musiya vapurile şehrimize gelmiş ve Galata kisinden bazı parçalar söylemişlerdir. Güzel iş böyle olur nhtımında samimî merasimle karşılanmışKonsere gene heyetin söylediği îstik İnegöl (Hususî) Halkevinin her cu tır. Gelen heyet 80 kişiden mürekkebdir. lâl marsımızla nihayet verilmiştir. Misamartesi akşamı verdiği bilgi konferans Rumen koro heyerile birlikte Avrupada firlerimiz ikinci konserlerini salı günü aklarına vaki tehacüm ve bunun doğurdubir turneye çıkmış olan Rumen artistle şamı vereceklerdir. ğu yersizlik nazari itibara alınarak kasabanm umumî yerlerine radyo tesisatı rinden bir grup ta şehrimize gelmiştir. Rumen koro heyetî azalan ve artistleri Rumen koro heyeti ilk konserini dün kurulmuştur. bugün Çamlıca ve Adalara götürülecekBu tesisat ilk defa Mimar Sinan için gece Fransız tiyatrosunda vermiştir. Misatir. Misafirler yarın Yerebatan sarayını yapılan merasimde kullanılmış ve hal firlerimiz, konsere İstiklâl marşımızı söykımız nutukları kahvelerden, meydan liyerek başlamışlardır. îstiklâl marşından ve müzeleri gezecekler, çarşamba günü lardan ve radyosu olanlar evlerinden sonra Rumen millî marşını söylemişlerdir. de Eyübe giderek Piyer Loti kahvesini dinlemişlerdir. Koro heyetinin dün geceki konseri şid ziyaret edeceklerdir. Rumen koro heyeti geldi, ilk konserini verdi îstanbul Adliye teşkilâtında bazı değışiklikler yapılacağı söylenmektedir. Bu dcğişiklikler meyanında îstanbul kaza lanndaki asliye, sulh, ceza ve yahud hâkimi münferidlikler ihdası suretile mah kemeler kazalara taksim edilecektir. Bu takdirde her kazada bir veya iki mahMaahaza hem Çekoslovakya, hem d« keme bulunacaktır. Bu şekil şimdiki halSovyet Rusya ile hududu bulunan Ro de yalnız Üsküdar kazasmda tatbik e manyanın da Moskova ile askerî bir ittidilmektedir. fak akdetmesile vaziyetin büsbütün değiBu takdirde şimdiki Adliye binasın şebileceği daima Berlinde gözönünde tudaki mahkemeler kazalara aynlmış ve tulmaktadır. Lehistan ise gerek şark miyeni teşkilâta göre hâkim ve memur ta sakı tasavvuruna, gerek müşterek emni * yin edilmiş olacaktır. Alâkadarlar, bu yet düşüncelerine, gerek iki taraflı itti » şeklin halk için daha iyi olacağını söyle faklara karşı sırf Lehistan toprakların • dan Sovyetlerin asker ve hava kuvvet * mektedirler. Mahkemeler, bu suretle lerinin geçeceği ihtimaline binaen muha* mmtakalara tevzi edildfkleri takdirde lefet etmiştir. Adliye sarayının da inşasına lüzum kalLehistanm Sovyetlere karşı hudud!armıyacaktır. Maamafih, mahkemelerin bu da almış olduğu müdafaa tertibatının uretle kazalara taksim edilmekle bera yandan çevrilmemesi için Romanya ile ber bunlann bir bina içinde toplanmalan akdedilmiş askerî bir itrifakı vardır. Bu ve yalnız kendi mıntakalanna aid dava ittifakla Baltık denizinden Karadenize kadar Sovyetlere karşı müşterek bir müarı görmeleri ihtimali de vardır. dafaa seddi kurulmuştur. Fakat Romanyanın garbî Avrupadaki müttefikı FranMenemende bir günde iki sa ile Küçük îtilâftaki müttefikı Çekoscinayet ve bir kaza oldu lovakya Sovyet Rusya ile askerî ittifak îzmir 29 «Hususî» Menemenin Ulu akdettikten sonra Lehistanm Romanya cak köyünde Omer, kardeşini dövdüğü i ile olan askerî ittifakının devam ve bekaçin Demir isminde bir adamı tabanca ile Bindan pek az olsa da şüphelenmeğe başlamıştır. jldürdü ve zabıta tarafından derhal yaBu ittifakı bozmamakla beraber L*e • alandı. histan daha geride ikinci bir sed ve hattî Gene Menemenin Türkeli köyünden müdafaa kurmak için Macaristanla ya Emin isminde bir şahıs başı taşla ezilmiş kınlaşmağı tasarlamıştır. Macaristan hâIduğu halde ölü bulunmuştur. Failler lâ Sovyetlerden çekindiği gibi Macaris iddetle aranmaktadır. tandan birçok yerler ve halis Macar nüfusu alan Çekoslovakyanm şimdi Sov Gene Menemenin Seyrek köyünde un abrikasında çalışan Said AIi isminde yetlerle ittifak etmiş olması üzerine Macar devlet adamlan millî hududların ve ir amele kendini makineye kaptırmış ve zoraki muahedelerin değiştirilmesi eme • ölmüştür. line karşı Moskovayı yeni bir engel sa « yıyorlar. îtalya ise Habeşistanı istilâ teşebbüsune karşı bütün dünya sosyalistlermin harekete getirilmiş olmasını Sovyetlerin tcş" vikı eseri saymaktadır. Avusturyada bugünkü rejim ise nazilerden ziyade komünistlerden ve sosyalistlerden korkmaktadır. îşte beş devleti birleştiren böyle bir müşterek düşünce karşısında Lehistan Başvekilinin Peşteyi ziyaret ederek si yasî, ve belki de askerî müzakerelerde bulunması yeni bir vaziyeti derhal do • ğurmasa da bunun yolunu hazırhyabilir. Muharrem Feyzi Togay Erdekte Hakimiyeti Milliye bayramı Erdek (Hususî) 23 nisan Hakimi yeti Milliye ve Çocuk bayramı Erdekte çok güzel bir surette kutlulanmış, canlı tezahürat yapılmış ve çok güzel nutuklarsöylenmiştir. Selik Senelik 1400 Kt Altı ayhk 750 Ûç ayhk 400 Bir ayhk Abone ı şeraiti i Nushatı 5 Kuniftnr «700 Kr. 1450 800 yoktur