r Şehir ve Memleket Haberlerı ) Siyasî icmal Tarihi roman : 1OB Yazan : M. Turhan Tan CUMHURÎYET 13 İkinciteşrin 193S Türkler, kendileri için kazılan kuyuya, o kuyuyu kazmış olanları düşürürler! Fakat karşısına, çöl çocuklanna benziyen bir biçimle sabahki kızların çıkbğını görünce şaşaladı: Bir yaşıma, dedi, daha girdım. Benimle savaş üzerine, barış üzerine bunlar mı konuşacak?.. Ve sonra kendini topladı, yapılmak istenilen oyunu sezdi, gülümsedi ve tam bir Türk gibi davranmayı tasarladı. Türkler, tarih şahiddir, düzene ve dü zenbazlığa karşı iki türlii davramrlar: Ya iğreniler, titizlenirler, kızarlar ve bu sebeble zora daynarak sezinsedikleri oyunu apaçık bozarlar, oyun yapmaya yeltenenleri kepazeye çevirirler. «Zor oyunu bozar» sözü de dilimize Türkle rin bu çeşid davranışlanndan girmiştir. Yahud aldınş etmezler, karşılanndakinin niyetini anlamamış gibi görünürler ve bu cnJrumda güclerini değıl, zekâlannı kullanırlar, kendileri için kazılan kuyuya o kuvuyu kazmış olanları düşürürler. Mustafa da, kadın elile tuzağa düşürülmek istenildiğini anlamıstı ve kadına karşı kol kuvvetile davranmak elinden •gelemezdi. Onun için zekâsını kullanmak yolunu tuttu, soğukkanh davrandı, kızİara güler yüz gösterdi: Buyurun, küçükler, dedi, oturun. Onlar, babalarile kararlaştırılan biçımde hareket ediyorlardı. Sağ ellerıni selâm veren eski Romalılar gibi ileri uzatmışlardı, beyaz ipekten işlenmiş canlı bir heykele benziyerek adım adım ilerliyorlardı. İleri uzanan kol, üzerlerindeki toğanın kıvnk ucunu açmış ve iç kostümleri açığa vurdurmuştu. Bu suretle heykelliğe belâgatli bir ifade kanşmış bulunuyordu. Kendine nasıl bir tuzak kurulmak istenildiğini oranlamaya çalışan Mustafa, yakalıyacaklan yüreği arar gibi uzana uzana yürüyen beyaz ve çıplak kollarda, toğa altından beliriveren taşkın güzelliklerde o tuzağın tellerini gördü, kendini biraz daha ağırlaştırdı. Ayni zamanda o kolların ve o güzelliklerin boyunu, derinliğini de ölçmekten geri kalmadı. Şimdi kızlar selâm vaziyetini bırakmışlar, reverans durumuıid geçmisîlerdı. Toprağa doğru ağan birer kuyruklu yıldız gibi saçlarını döke saça ve enselerinden kalçalarına kadar süren beyaz uzunluğu seyrettire seyrettire iğiliyorlardı. Mustafa, kelimelerin belâgatıne sığmıyan şu billurî ifadenin de hazzını aldı, fakat ses çıkarmıyarak bekledi. Kızlar, şimdı topraktan gene göke dönen bir çift ziya kümesi gibi yavaş yavaş doğrulmuşlar ve Mustafanm gözlerine kadar yükselerek orada durumlarını beğenen bakış'.arla karşılastıktan <onra dizüstü çökmüşlerdi. Dağınık bir kol gibi ayaklarının dibinde kümelenen toğalarının icinde ve bürümcük ışömleklerinin zaptedemedığı bir güzellik tufanı arasında anlatıyorlardı: Size hizmet etmek istiyoruz, sizi hoşnud etmek istiyoruz, size kul olmak istiyoruz. Bu sözleri şiir okur gıbı söylüvorlardı ve kelimeler, o Dek eüzel dudaklardan bırer sesli incı gibi dökülüyordu. Dılmaç, Türk dilmac, eözüne carpan bedenî belâsatlerle kulağına akan siir dolu teraneleri hakkile anlatamamaktan korktu, telâsa düstü ve haykırdı: Vallahi Bey, bunlar konuşmuyorlar, efsun okuyorlar. Içime ürküntü geldi. Mustafa, kaslannı cattı: Gevezeliğin, dedi, yeri değil. Yüreğini pek tut, kulağını aç, kızlar ne diyorsa yanılmadan bana söyle. Dilmaç, tercüme değil, şerhetti, tefsir etti, izah etti ve birçok ilâveler yaparak kızların oraya gönül zorile geldiklerini anlattı, üstelik bir de mülâhaza yürüttü: Bunlar, herşeyi gözlerine almışa benziyorlar. Şu pencereden atıl desen kosacaklar, tavana asıl desen sıçnyacakIar. Beni dinlersen kendilerini yürüt, yoksa bastan çıkarsın. Mustafanın bir bakısı, dilmaçın dilini köstekledi, çenesini titretti. Artık kızların bedenî belâgati de, ağızlarında cıvıldıyan bülbül ruhu da adamcağızın gÖzünde sıfıra düsmüştü, Semendere Beyinin bakısından ürkerek önüne bakmaya koyul muştu. Kızlar, kendi adamını bile bir bakışta süt dökmüş kediye çeviren Elçi Pasanın heybetini bir kere daha anlamışUr, karmakansık bir hazzm ıliklerine kadar vavılmasile sarhoslayıvermislerdi. Mustafa, dilmaçm geTezeliğine gem vurduktan sonra gene yumuşak görünmeğe çalıştı, şu emri verdi: Kızlara sor. Benden ne istiyorlar, açık söylesinler. İki kardeş, kendi dillerine çevrilen bu soruya karsılık vermekte tereddüd eder gibi göründüler. Gerçi yaldızh at heykellerinden bahsedeceklerdi. Lâkin sözü, o heykellerden kendi ülkülerine, emel lerine geçirmekteki güclüğü düşünerek yutkunuyorlardı. Mustafa, bu tereddüdün dilmaca açılmamaktan ileri geldı ğini sandı, sordurdu: Bu yavrular başka dil bilmezler mi? Sözgelimi ulahça, sırbca, rumca... Büyük kız, Macar payitahtında elçilik yapan amcasile birlikte Budapeştede birkaç vıl kalmıstı. Bu sebeble macarca biliyordu, bunu sevine sevine haber verdi. Bustafa da dilmaça kapıyı gösterdi: Haydi, dedi, senin burada işin kalmadı, ben bunlarla kendim konuşurum, kendim anlaşınm. Adamcağız, cennette olsa bu emir üzerine candan teşekkür edersk dışarı fırlıyacaktı. Çünkü Semendere Beyınden papara yemek korkusu ona cenneti zından gösteren bir şaşılık getirmişti. Bu sebeble hemen odadan çıktı, aşağı avluya indi ve orada küme küme oturan Türklere müjde verdi: Venediği ya aldık, ya alıyoruz. Hep birden meraka düşüp sordular: Nereden anladın? Şehrin anahtarları Beyin yanında. Ters davranmazsa işimiz iş. Fakat mubarek adamın ne anahtara, ne kılıde değer verdiği yok ki. Ev sahibi kızlanmn ağzma Venediğin teslimi müjdesini koymuş, gizli yollamış. O, vurdumduymazlığa geliyor, hâlâ, ne ister bunlar, dıyip homordanıyor. Işın aslını nihayet anlıyan Türkler, dönme bir yoldas olan dilmaçm kurun tusile uzun uzun eğlendiler ve sonunda kendine öğüd verdıler: Dil bilme başka, iş bilme başka. Semendere Beyi, yaman kişidir. Attığı adımı bilir. Sen başından büyük işe dil sokma. Ya dilin kesilir, ya başın!.. Türklerin görüsü yerinde idı. Çünkü Mustafa, siyaset gergefini çoktan kurmustu, o devrin belki hiçbir diplomatının elinden çıkmasına imkân olmıvan yaman bir kumas dokuvordu. (Arhaai oar) Lâğımla bostan sulamak yasak! Şehir Meclisi bir talîmatname kabul etti Şehir Meclisi dördüncü içtimaını dün ikincı reis vekili Tevfığin başkanlığmda yapmıştır. Otedenberi Belediye ile Evkaf arasında mevcud olan ve son teşkil edılen hakem heyeti tarafından da halledılemiyen mukataa ve avarız meselelerınden mütevellid ihtılâfh işlerin sureti halli hakkında Şarbaylık makamı tarafından yapılan teklif tetkik edılerek kabul edilmistir. Ondan sonra tenezzüh kotralarından, ton başına senevî bir hra resım alınması ve Ambarlı ile Avcılar köylerınin birleştirilerek Avcılar köyü adı verilmesi hakkmdaki Mülkiye encünıenı mazbatası kabul edilmistir. Lâğım sularile bostanların sulanma ması için alınan tedbirler hakkında Sıhhiye encümeni mazbatası okunmuştur. Bu mazbata mecliste uzun münakasalara yol açmıstır. Encümen, müvellidülhumuza mıkroblannı taşıyan lâğım sularıle bostanların sulanması, umumî sıhhat noktasından çok tehlikeli bulunduğunu ve bostancıları böyle bir hareketten menet mek için hıfzıssıhha kanununa uygun olmak üzere hazırladığı iki maddelik bir nizamnamenin kabulünü teklif etm'ştır. Encümenin teklifi aynen şudur: Bostanların lâğım suyu ile sulanması veya gübre olarak lâğım muhteviyatını kullanmaları vasaktır. Gübre yapmak veva sulamak için kullanmak üzere uzaktan geçen lâğım sularını hususî kanallarla bostanlarına alanların ve yahut bostanların içinden geçen mecraların muhtevivatından her ne suretle olursa olsun istifade edenle rin bostanları kapaftılır ve bütün sebzeleri zaptedılir. Yarım saat devam eden münakasada azadan İsmaıl Şevket, Etem Akif, R v şid, Halil Hilmi ve Hasan Fehmi söz aldılar. Neticede lâğım sularile bostan sulamayı meneden talimatname kabul edildi. Inkılâb Enstitüsü Mahud Peyami Sabah koleksiyonu da konuldu Edebiyat fakültesinde yeni olarak ku rulmakta olan Türk İnkılâbı enstıtüsünün kütübhanesinın kurulmasına başlanmış tır. İnkılâb kürsüsü profesörlerinin şim diye kadar verdikleri biblivografiler ü zerine Türk inkılâbını tetkik eden Avrupa mütefekkirlerinin birçok dillerde yazılmış kitablarile profesör Hikmetin is tediği kitablarm ekserisi dün gelmiş vf kütübhaneye konmuştur. Bundan başka İstiklâl Savaşınm en hararetli ve buhranh zamanlarında sal tanat rejimini müdafla ve ulusal kuvv *ler alevhine siddetli ne^riyat yapan mahud Peyami Sabahm birer ihanet örneği olan makalelerinin bütün koleksiyonlan da bulunmu^ ve bunlar da yeni nesle bir ibret 'sun dive kütübhaneye konmuştu' Buğday fiatleri bîrdenbire durdu Bazı mallarda 10 para yükseklik bile görüldü Uzak şarkta harb tehlikesi \ I [ Maslak faciası Muhakeme bitti, şoför 2 seneye mahkum oldu iki sene kadar evvel Maslakti, kul landığı otobüsü son süratle sürerken d» viren ve bu yüzden Dişci mektebi direktörü Kâzım Esadın kızile otobüs bilet çisinin ve müezzin Alinin ölümüne sebebiyet veren .otobüs şaförü Hakkı hakkındaki muhakeme dün Ağırceza mahkemesinde sona ermiştir. Otobüs soförü Hakkı neticede 2 sene hapis ve 200 lira ağır para cezasına mahkum olmuştur. [ ' . '" zakşarkta işler çok kanştı, çok fenalaştı. İngilterenin ve hatta dünyanm en büyük gazetelerinden biri olan Deyli Meyl son nüshasında Dün borsada buğday satışlan daha «Uzakşarktaki ahval pek yakında bütün dünya için İtalya ile Habeşistan arasınsayanı dikkat bir şekle girmiştir. Gün lerdenberi devam eden fiat dü=aklüğü daki ihtilâftan çok daha fazla ehemmiyet bu defa durmuş, hatta fiatlerin yüksel alacaktır» diyor. mesi ihtimallerinden bile bahseöilmeğe Son günlerde Şanghayda bir Japon başlanmıştır. Dün Ziraat Bankası ilk bahriyelisinin öldürülmüş olması bu vadefa fiatleri evvelki günkü fiatlere göe hameti büsbütün artırdı. Bunun ehemmitesbit etmiş ve hatta söylendiğine gbre yeti cinayetin tahrik maksadıle yapılmış bir parti için beş para yüksek fiat iste olmasmdadır. Geçenlerde Çin Başvekimiştir. Şu vaziyete göre bankanın şim line karşı yapılan suikasdde güdülen gadilık buğday fiatlerinde görülen düşük yenin son cinayete dahi saik olduğunda lüğün un fiatlerine tesir etmesini bekled şüphe edilmiyor. Yani Asyanın en büyük ği ve ikinci hareketi bundan sonra yapv iki devleti Japonya împaratorluğile Çin cağı umulmaktadır. Şimdilik buğday f Cumhuriyetinin arasını açmak ve son zaatleri 1 kuruş ve un fiatleri de 70 80 manlarda beliren dostluk ve uzlaşma tekuruş düsürülmekle kalmıştır. mayüllerini akim bırakmak için her yolda Dün borsaya muhtelif yerlerdin 392 tahrik ve teşebbüsten geri durulmuyor. ton buğday ve mühim miktarda un gelmişÇin Reisicumhuru ve Başkumandanî tir. oldukça mühim olan bu muvaredata Mareşal Çan Kay Şek evvelki hadiselerrağmen fiatler sabit kalmış ve hatta bir kısım muamelelerde on para bir yüksek de olduğu gibi Japon bahriyelisinin öldürülmesi vak'asında dahi bizzat Japonya lik görülmüştür. devletine teessür ve teessüfünü beyan eDün piyasada yaptığımız tenaslara göre alâkadarlar hükumetin Ankarada derek tarziye vermek suretile meselenin olduğu gibi ekmeğin 12 kuruş üzerinde büyümemesine ve iki devletin arasının atesbitine kadar buğday fiatlerinin ban çılmamasına çalışmıştır. Japonyanm hâka tarafından düşürüleceğini ummakta dise mahalli Şanghaya bir harb gemisî göndermiş olmasına rağmen hâdisenin dırlar. dostluk ve sulh havası içinde tasfiyc olunacağı ümid ediliyor. . . Fakat bu hadise fena neticeler dogurmaksızm bertaraf edilmiş olsa bile Uzakşarktaki gerginliğin zail olması beklenmi' yor. Bilâkis sulhu tehdid eden ve tanhin Üniversite bahçesinde yapılan Rasadkaydettiği en büyük harblerden s«yılacak hanenin kubbesinin montajına başlan bir harbe zemin hazırlıyan tehlikelerin mıştır. Bundan başka astronomiye aid kuvvet bulacağı muhakkak sayılıyor. Üniversitesinde nekadar kitab varsa bunÇünkü mesele Japonya ile Çin ve Japonlar, yeni getirilenlerle beraber Rasadhaya ile Sovyetler arasında muayyen ve neye yerleştirilmektedir. mahdud şu veya bu anlaşmamazlık ve Rasadhane üç hafta sonra hazır ola ihtilâftan çıkmış değildir. Ortada görücak ve profesör Freundlichle doçent nen Mançuri hududları, Dış Moğolistan* Gleissberg derslerine burada devam e Şimalî Çin, malî ve ticarî münasebat gibi deceklerdir. meseleler ve Asyanın nüfus ve mesaha itiIhtısas Mahkemelermdebarıle üçte ikisine şamıl muazzam bir meselenin küçük cüzlerinden başka birşey Şeker kaçakçılığı muhakemesi değildir. Göçmenlerin özel durumundan istifaMesele bütün Asya, ve bilhassa Çitf de ederek şeker kaçakçılığı yapmaklan üzerinde Japonya İmparatorluğile Sovı suçlu Karabekir ve şeriklerinin duruşmayet Rusya arasında girişilen büyük bif sına dün sabah sekizinci ihtısas mahkesavaştan başka birşey değildir. mesinde devam edilmistir. Dünkü duruşDünyanm en büyük iki askerî devlerî mada evvelce Gümrükler Bakanlığın dan istenen Ziyaya aid bulunan arasında beliren ihtilâfın şümul ve ehem< ve kaçakçılığın vukuile beraber tafsilâ miyetini kavrıyabilmek için gene Deylı tını bildiren mektub gelmiş olduğundan Meylin Uzakşarktaki gerginliğe dair ora ahvaline vâkıf ve mütehassıs bir muhar» bu okunmuştur. ririnin yazdığı mütaleayı nakledelim: ; Eroincilere dair karar «Çinle Japonya arasındaki gerginlilc Istanbulda bir eroin şebekesi kurmak, hâd bir safhaya giriyor. Japonya Çindekaçak eroin fabrikası işletmek ve sat ki Sovyet faaliyetini ve bilhassa Mançu* maktan suçlu Dimitri Aslanidis ve ar koya karşı olanını çoktanberi endişe ile kadaşlarının kararı Temyizden nakzen takib ediyordu. Japonya şimdi Çin büsekizinci ihtısas mahkemesine gelmiştir. kumetini Sovyet devletile gizli müzakereDün bu duruşmıya tekrar başlanacaktı. de bulunmakla itham etmektedir. Çin Fakat 4JU şahıslara aid ceza mahkeme hükumetinin Japonyaya karşı Rusyanın sinde de bir duruşma yapıldığından bu askerî muzaherette bulunmasına mukabil nakzın duruşmasına başlanamamıştır. Şarkî Türkistam ve hatta Kansu eyaletini Sovyetlere bırakmağa muvafakat ettii Mimarlar sergisi ği hakkında musırrane şayialar deveran; Mimarlar Birliği yakında bir sergi aediyor. î çacaktır. Bu sergide mimarların şimdiyeÇinde guya Şarkî Türkistandaki Sov^ kadar yaptıklan eserler ve tarihsel e serler resim, plân, proje ve maket halın yet ajanlarının telsizle idare ettikleri ko< de teshir edüecektir. Birlik sergi bina münist faaliyeti son zamanlarda hayl| sının Beyoğlunda açılmasını kararlaş artmıştır. Buna karşı Japon askerî me* tırmış ve simdiden hazırhklara başlan murlan şiddetli tedbirler alınması için mıştır. Japonya hükumetini şiddetle iltizam ediyorlar. Japonya Harbiye Nazırı M . Kavaşima son beyanatında Japonyanm Mançukoyu komünist faaliyetlerine karşı korumak için (müsbet tedbirler) almag^ hazır bulunduğunu söyledi.» 1 ~^tlA VMVERStTEDE Rasadhanenin eksikleri tamamlanıyor | ' ADLİYEDE cezasmdan 19 seneye Adam öldürmekten suçlu ve evvelce idama mahkum olarak bu mahkumıyeti Temyiz Mahkemesince nakzedilen Eınınin muhakemesi dün Ağırceza mahkemesinde netıcelenmiştir. Neticede Emimn ölüm cezasının 24 sene ağır hapse teb dılıne ve af kanununun dördüncü maddpsi mucibince beş senesinin indirilerek 19 sene hapsine karar verilmiştir. MÜTEFERRih Çini sergisine yollanan eşya Londrada bu ay zarfında açılacak ve üç ay kadar devam edecek olan çini sanayii sergisine hükumetimiz de iştirak edecektir. Kültür Bakanlığı sergiye muvaffaki yetli bir iştirak temini için Müzeler Genel Direktörü Azizin 'başkanlığında bir komisyon teskil etmiştir. Komisyonun seçtiği eserlerin fotoğrafileri ve aid oldukları zamanlar tesbit edilerek Bakanlığa gönderilmiştir. Ayrı lan eserler porselen kâse, tabak, vazo gibi şeylerdir. Bunlar sersiye'yetiştirilmek üzere Londraya sevkedilmiştir. Şeyh Musa mahkum oldu Yenicamide halkı teşvik eder mahiyette vaız vermekten suçlu şeyh Musanın duruşması Ağırceza mahkemesinde netıcelenmiştir. Bundan evvelki celsede, ıddıa makamı, suçlunun suçu sabit olmadığı için beraetini istemişti. Mahkeme iddia makamının bu isteğine uyarak suçlunun beraetine karar vermiştir. Yeni hâkimler İ Yeni bir Dumlupınar (Basmakaleden devam) mızı yakmak gibi bir faciadan bizi kurtaracak, Anadolunun içinde fabrika bacalannm yükselmesine, tütmesine hizmet edecektir. Kömür yolu, Filyostan öteye de uzaiılmaktadır. Bu yol 15 haziran 1936 da Çatalağzına, 10 mayıs 1937 de Zonguldağa, oradan da Ereğli limanına uzanacak ve Ereğli modern bir kömür lımanı haline konulacaktır. Birinci defa «Samsun Sıvas Kayseri Ulukışla Mersin» hattile Karadenizi Akdenize bağlamıştık. Simdi «Filyos Çankın Kayseri Ulukışla Mersin» hattile bu iki merkezi bir daha birbirine bağladık. Yann, «Afyon Antalya» hattı vasıtasile ücüncü defa Akdenizi Karadenize baslıyacağız. Bu medeniyet ve bayındırlık Dumlupınan karsısında iki his duyuvorum: Hürmetle iğilmek ve iftiharla dimdik durmak. DAVER MW m ABİDİN Hukuk mezunlarından Saadet U'.usoy Istanbul hâkim namzedliğine, Hukuk mezunlanndan Memduha İstanbul hâ kimliğine, Ankara Hukuk namzedîerinden Handan îstanbul hâkim namzedhğiTecim Odası yardım sandığı ne, İstanbul Hukuk mezunlarından Kemeselesi mal İstanbul hâkim namzedliğine tayın Tecim Odası memurlarının Yardım edılmışlerdır. Sandığının mevcudu olan ve kendi pa KVLTVR İSI.ERİ ralarından biriken 16,000 liranın iadesi için kâtibiumumiliğe verilmek üzere bir Meccanî imtihanında kazanan talebeler istida hazırladıklarını yazmıştık. Oda memurları bazı mülâhazalarla bu istidaBu sene liselere alınacak meccanî tayı vermekten vazgeçmişlerdir. Maama lebe için açılan müsabaka imtihanına fih Oda riyaset divanının gördüğü lü 1,000 kişi girmişti. Bunlardan 27 sı erzum üzerine bu paranın memurlara iade kek ve 5 i kız olmak üzere yalnız 32 kişi edileceği anlasılmaktadır. imtihanı kazanmıştır. Bunlar muhtelif Diğer taraftan söylendiğine göre bir liselere yerleştirileceklerdir. tekaiid sandığı yapmak için tetkikat yapan Hayvan Borsasma da Ekonomi Bakanlığı Odanın talimatnamesinden isti Galatasaray talebesinin fade edebileceğini bildirmiştir. Bunun üzerine Borsa bu talimatnameyi tetkik kongresi etmis, fakat talimatnameyi birçok nok Galatasaray talebesinden Müfid Hasan, Ekrem Refet, Mehmed Abid, ayın talard^n iyi bulmamışhr. 1 7 inci pazar günü saat üçte mektebin Dayinler VekiU çeldi konferans salonunda bir konser verecekDüyunu Umumiye Türk Dayinler lerdir. Gene müzisiyenlerin programmda Vekili Zekâi Paristen şehrimize gel Haydnin münî»hab parçaları vardır. mistir. Zekâi Ankaraya giderek Maliye Bakanma Davinler meclisinin konuşmaları hakkında izahat verecektir. Sıvasta pancar mahsulü Sıvas (Özel) Bu sene de şehrimizde. evvelki sene olduğu gibi şeker pancan ekilmiştir. Yağmursuzluğa rağmen Sıvas pancarlan çok iyi olmuştur. Bi rincitesrinden itibaren sevkivata baş lanmıs. buçüne kadar Turhala 120 vagon pancar gönderilmiştir. Halen de pancar tarlalarından arabalarla istasyona pancar cekilmektedir. Sonbahar vagmurlan burada da mevsiminde vağdığından güzlük ve don durma denilen tohumlar saçılmıstır. Daha simdiden ovalar vesillige bürün müştür. Gelecek rökoltenin çok iyi o lacağı tahmin edilmektedir. Gönende köy sandıkları teftiş ediliyor POLİSTE îzmir Şarbayı Moskovada Moskova 12 (A.A.) tzmir Sarbayı B^hçet TJz, vanında Moskova Sovyet sekreteri ve Sovvet •Rııvanın İzmir kon solosu clduğu halde Stalin otonıobil fabrikasını gezmiştir. Gümüşanede peçe kalkıyor Gümüşane 12 (A.A.) Uray Kurulu dünkü toplantısında çarşaf ve peçelerin kaldırılmasma karar vermiştir. Bunun icin bir mühlet kabul edilmistir. Bu mühletın sonunda çarşaf ve peçe tamamüe yasak edüecektir. BİR KUMARHANE BASILDI Be yoğlundaki gizli kumrhanelerın meydana çıkarılmasına polis önemle devam etmektedir. Dün Beyoğlunda Kuloğlu sokağında Fesçizade apartımanmda oturan Münirenin kumar oynattığı haber alınmış ve ikinci şube memuriarı anî bir baskm yaparak kumar oynıyan Avram, Fransuva, Mustafa, > Muzaffer adındaki kimseleri Münire ile herabcr suc üstünde yakalamışlardır. SARHOŞUN MARİFETİ Evvelki gece saat 22 de Kadirgada Artinm kahvesine Vizad adında sarhoş bir adam gelmiş ve kahvede oturan Kumkapılı Artinin üstüne atılarak elindeki ustura ile yaralamıştır. Artin tedavi altma a lınmış, surlu vakalanmıştır. Polis sarhoşun neden bu işi yaptığını araştır maktadır. Yukandaki sözler Japonlann Sovyeî Rusyaya karşı bir tedbir olmak üzere Şimalî Çinde yeni bir hükumet kurmaM istediklerine şüphe bırakmıyor. Halbukî son posta ile gelen Moskova gazetelerî Japonyanm askerî ve iktısadî istilâ daire^ sini genişletmek için Çini ve Moğolistanî zorladığmı yazıyorlar. Hulâsa iki taraf birbirine itimadsızlıkla bakmakta, teca *• vüz emelleri atfetmekte ve buna görd hazırlanmakta olduklanndan Uzak|ark< ta harb tehlikesi çok büyümüştür. **•" MUHARREM FEYZl TOGAY llçebay ve Jandarma kumandam köyleri teftiş ediyorlar Gönen (Özel) Gönen ilçebayı Aslaner yanında ilçenin köyler bürosu şefi İsmail Arabacıoğlu olduğu halde ilçeye bağlı köylerin bayındırlık jşlerini ve köy sandıklannı teftiş etmiştir. Gönene bağlı köylerden Keceler köyünün baym dırlık işlerinin yapılmadığı gibi karar lann da muhtar tarafından infaz edilmediğini ve köyün sandığmda 40 lira ek sik çıktığını ve bu eksik para yerine köy muhtan tarafından bir beşibirlik altın konulmuş olduğunu ilçebay görmüştür. Keçeler muhta.rının zatî sarfiyatının ge lirinden fazla olduğu ilçebaym nazan dikkatini celbetmesi üzerine Keçeler muhtan hakkında etrafh tahkikata girişilmesı için köyler bürosu şefi Arabacıoğluna emir vermiştir. Yapılan tahkikatta muhtann birçok kimselerden makbuzsuz para alarak köyün varidat defterine geçirmeyip cebine indirdiği ve bu suretle köy sandığmdan zimmetine para geçirdiği sübut bulmuştur. Köy sandığı zaranna çalışıp zimmetine sandık parası geçiren Keçeler köyü muhtarı Halid hakkmdaki tahki kat devam etmekte ve daha birçok kim selerin ifadeleri muhallefen alınmaktadır. MÜZELERDE Bağdad köşkü tamire muhtac Topkapı sarayındakı tarihsel binalardan Bağdad köşkünün dış yüzündekî nefis çiniler gündengüne bozulmakta olduğundan dün Müzeler Genel Direktö"* rünün başkanlığında toplanan Eski E * serleri Koruma encümeni azaları ve Topkapı sarayı müzesi direktörü ve muavi « nile müzeler mimanndan müteşekkil heyet mahallinde tetkikatta bulunmuş, ve bu güzel binanın muhafazasına dair bir karar hazırlamıştır. Rapor yakında Kül" arzedilcccktir.