8 Cumfcuriyet *28 Mayis İ935« ASKERLİK BAHİSLERI Evvelki geceki söylevin akisleri Fransızlar M. Hitlerin söylevini beğenmediîer (Baçtaraft 1 inci tahifede) lak sözler dızen söylevci, hükumet adamının önünde silinmiş, Hitler, Dış Işleri Bakanlığınm politikacı zihni yeti önünde kendi şahsiyetini bırak mıştır. Bu bakımdan söylev, iyi kar şılanacaktır.» Popüler gazetesi de şu fikirde bulunuyor: «Almanya, Rusyanın Fransa ve İngiltere gibi bir emniyet unsuru ol duğunu kabul etmedikçe, Avrupa durumunun istikrarı, mümkün olamı yacaktır. Hümanite gazetesi, M. Hitlerin söylevinin, Sovyet Rusyaya ve komünizme karşı hakikî bir savaş ilânı oldu ğunu yazmaktadır. Atina mektubları Şehirler hava hücumlarına karşı nasıl muhafaza edilebilir? Ya geniş sahalarda dağınık binalardan mürekkeb yeni şehirler yapmalı, yahud mevcud şehirlerde 2,000 metro irtifamda müdafaa kuleleri insa etmeli Yunanîstanda rejim meselesi nasıl çıktı? General Kondilis «Metaksas belki eski Osmanîı Imparatorluğunda olduğu gibi getireceği Kralın Sadırazamlığını yapmak istiyor» diyor [Atina hususî muhabirimizden] Atina 20 Bugünlerde* bütün Atinayı, bütün Yunanistanı işgal eden iki mesele var: Bunların biri muhaliflerin seçime girmeleri, diğeri de rejim meselesidir. Bu iki meseleyi ayn ayn tetkik edelim: Muhaliflerin seçime girmesi henüz tamamile takarrür etmemiştir. iki taraf ta hem istiyor, hem istemiyor gibi davranıyorlar. Ta Venizelos zamanmdan beri bitip tükenmek bilmiyen pazarlıklar, projeler birbirini takib ediyor. Insanın adeta «muhalif liderler beraet ettikleri gün başka türlü düşünüyorlar dı, şimdi başka türlü düşünüyorlar» diyeceği geliyor. Fikrimce eğer Metaksas ortaya çıkıp ta rejim meselesi gibi memleketin hayatî bir meselesini ortaya atmasaydı, hükumetle muhalifler çoktan aralanndaki son rabıtayı da kesmiş olacaklardı. Metaksasm çok gü rültülü bir şekilde ortaya atılması her iki tarafı da itidalden ayırmadı. Siyasî mehafilde ümid az olmakla beraber gene önümüzdeki iki üç ^ün zarfında iki taraf arasında bir uzlasma çaresi bulunacağı zannediliyor. Muhalefet partilerinin hepsi eski cumhuriyetçi partiler olduklarından rejim meselesinin mevzuu bahsolduğu şu sırada bunların seçimden uzak bulunmalan hoş görülmemektedir. Maamafih Venizelistler böyle düşünmüyor, hükumete mümkün olduğu kadar müşkülât çıkanyorlar. Ikinci daha mühim olan rejim meselesine gelince bu mesele vahameti ve ağırlığile hükumetin de, halk'n da omuzlarına çökmüş bulunuyor. Aklı başında olan kimle temas etseniz bu meseleden mütevellid teessür ve endişeyi yüzlerinden anlarsmız. Krallık taraftarları isyan hareketinin akabinde bt meselenin ortaya atılması millî bir vazife idi diyorlar. Geçen hareketlerden bezgin olan halk ise başma yeni bir belâ gelmemesi temenni«inrl» Atinanm meslekleri malum gazeteleri bile şaşırıp kaldılar. lşin tuhafı maruf kral taraftarı matbuat Metaksa sm aleyhinde, Metaksas ise kralı getirmek sevdasında... Bu gazeteler kralın gelmesine değil, onu Metaksasın gehrmek istemesine itiraz ediyorlar. «Onun maksadı kralı getirmek değildir. Memlekette parti denemiyecek bir hale gelmiş olan (hür fikirliler) parti&î~î yükseltmek, demagoji yaparak halkı aldatıp külâh kapmak maksadmı güdüyor» diyorlar. Delil oîarak ta cumhuriyet ilân edildiği zaman o vakte kadar bulunduğu Avrupadan gelıp rejim için savaşacağım diyerek kral taraftan ve Antivenizelist partilerin hepsinden evvel cumhuriyeti kabul ettiğini ileri sürüyorlar. İki gün evvel buradaki hükurnet taraftarı gazetelerden birisi Metaksa sm isyan hareketi bastırılmca yaptığı teklıfler meyanında Reisicumhurun salâhiyetlerinin tevsii talebi de bulunduğunu yazdı. Bu haberin doğru olduğu tahakkuk etmiştir. Yani iki ay evvel tngiliz gazetelerinin neşriyatı Londra 22 (A.A.) Muhtelif partiler gazeteleri, M. Hitlerin söylevinin barışçı olduğunu ve Avrupa sorum larınm kotarılmasma doğru atılmış bir adım teşkil ettiğini yazmaktadır lar. Gazeteler, söylevin îngiltereye karşı dostluk ve uzlaşma duygularile verilmiş olduğunu kaydetmektedirler. Deyli Meyl diyor ki: «Ferahlık ve umud veren bu söy levi hararetle karşılamak lâzımdır. Diğer devletler ve bilhassa îngiltere, M. Hitlerin söylevine ayni düşünce ile cevab vermelidir. Bu söylev, yuvarlak masa konuşmalarma bir başlangıç olmalıdır.» Deyli Herald gazetesi diyor ki: c M. Hitlerin söylevi derin bir tetkike değer. Manası ve esas ideleri oldukça açıktır. Hiç kimse «bu ideler bir konuşma temeli olarak alınmaz ve bunlar üzerinde hiçbir uzlaşma ihtimali yoktur» diyemez. Führerin barışa yardımı çok önemlidir. Ko nuşmaların yeniden başlaması için iyi bir temel teşkil ettiği muhakkak tır. Yalnız M. Hitler, Sovyet Rusyaya elini uzatmağı ihmal etmiştir. Bu, silâhsızlanma meselesinde bir zaaf tır. Hitler, her ümidi geçmiştir. Öyle bir silâhsızlanma mukavelesi taslağı çizmiştır ki bu mukavelenin îfnzası silâhsızlanma konfearansı için mühim bir muvaffakiyet teşkil eder.» Tski Yunan Kralı Yorgi cumhur riyaseti makammın salâhiyetlerinin artınlmasını istiyen General Metaksas bugün ateşli, şiddetli bir kral taraftan kesilivermiştir. Dün akşam gazetecilerle h\r konuşma yapan General Kondilis Metaksasın fikirlerini bu kadar süratle değiştirmesi meselesi mevzuu bahsolunca gülerek demiştir ki: Ey kimbilir belki Metaksas eski Osmanlı imparatorluğunda olduğu gibi getireceği kralın sadrazamlığını yap mayı kuruyor. Başbakanın Patrastaki söylevinden sonra rejim meselesi olanca ehemmı yetile baş göstermiş oluyor. Başbakan Patrasta evvelce «böyle bir mesele yok tur, egemenlik milletindir» demışken halkın şiddetli tezahüratı karşısmda reyi âma müracaat edileceğini söyle mek mecburiyetinde kalmıştır. M Çaldaris buraya döndükten sonra da gerek kendisi, gerekse Harbiye Bakanı General Kondilis taraflanndan verilen beyanatta hükumetin bu mesclede bitaraf kalacağını, milletin arzusu nc suretle tecelli ederse öyje pj,a,çftğı, söyl<mJi. Cvvcia «ıcjım mcscicnnhı cvgın Süel hücum vasıtalarınm müte madî surette gelişmesi ve ilerlemesi, bilhassa havacılığın durmadan te rakkisi yeni bir harb vukuunda nüfusu kesif büyük şehirlerin tehlikede kalacağına şüphe bırafcmıyor. Paris, Londra, Berlin gibi büyük beldeler bombardıman tayyarelerile birkaç saat içinde mahvolabilir. Son zamanlarda yapılan manev ralar ve tecrübeler en müessir ve en mükemmel müdafaa vasıtalarının bile düşman hava fılosunu bir şehrin üzerinde uçmaktan ve buraya ölüm saçmaktan menedemediğini ispat etmiştir. Bundan çıkarılacak netice ihtimal biraz garibdir. En iyi ve mükemmel müdafaa çaresi şehirlerdçki nüfus kesafetini izale etmektir. Bu netice şu suretle de ifade olunabüir: Binalan ve evleri yanaşık olma mak, aralarında geniş fasılalar bı rakmak şartile geniş sahalar üzerine yeni şehirler yapılmalıdır. Nakil vasıtalarınm sürati mütemadiyen artmakta olduğundan geniş sahalarda yeni şehirlerin yapılması imkân haricinde değildir. Şehirlerin böyle olması yalnız havaca emniyet noktasından değil, sıhhat noktasından dahi birçok fayda lar temin edecektir. Fakat bu fikir acaba kabili tatbik midir? Bu şekilde müdafaa tertibatı almak için mevcud şehirleri yeni baştan yapmak icab edecektir. Bunun icab ettireceği büyük masraflara girmeğı şimdilik kimse gözüne aldıramaz, hatta yeni şehirler yapmak mevcud şehirleri düşman tarafından tahrib olunduktan sonra bayındırmağa (i mar etmek) şayanı tercih görülse de bu inşaatın muhtac olduğu büyük masraflara katlanmak kabil değildir. Kesif nüfuslu şehirleri hava hü cumlarından korumak için başka bir müessir müdafaa çaresi daha vardır: Gayet büyük kuleler yapmak. Bu kuleler hem düşman tayyarelerinin yakınlaştığım mükemmel surette haber verir, hem de müessir müdafaa vasıtası olurlar. Büyük ve kuvvetli toplarla teçhiz edilecek bu hakikî kaleler şehri müdafaa ettikten başka bizzat en şiddetli bombardımanlara karşı mahfuz olacaktır. îlk nazarda bu tasavvur gayrikabili tahakkuk gibi görünür. Fakat Pa riste 1889 senesi sergisi için kendi namına izafe edilen kuleyi yapan mühendis Eiffelin elindeki iptidaî ve zayıf vesait, bugünkü fennin yarattığı harika nevinden vasıtalarla muka yese edildiği zaman tasavvurumu zun imkân dahilinde olduğuna hükmolunabilir. Bu kulenin temeli betonarmeden olacak, dört yüz metro kutrunda ve yetmig bej metro derinliğinde buîu Yazant Maruf Fransız mimarlanndan (Türkiyedc n«şri hakkı "Cuıtıhurty«t,, • aiddif, • L Faure Dujaric J Bugün bütün dünyayı düşündü ren en büyük mesele kesif nüfuslu büyük şehirlerin hava hücumlarına karşı müdafaasıdır. Bunun için iki şık vardır. Ya nüfus kesafetini da ğıtmak yahud mümkünmertebe mahdud ve dar bir sahaya toplamaktır. Havadan yapılan bir bombardıman nekadar şiddetli olursa olsun tesiri o kadar azalır. Hedef asgarî hadde indirilip pat Düşmanın zehirli gaz hücumu es layıcı maddelere karşı mahfuz ol nasında bu kule bir buçuk mılyon duktan başka gayet kuvvetli toplar halkı koruyacaktır. Gaz tabakaları j ve düşman pilotlarmın daima gözü asla otuz metrodan fazla irtifaa çıknü kamaştıracak büyük projektörler maz. Bir buçuk milyon halk yani büile teçhiz edilirse düşmanın hücum yük bir payıtaht halkı kulenin muhteşebbüsünde bulunmasına imkân telif katlarına yerleştirilebilir ve kalmıyacaktır. müthiş ölümlerden kurtarılır. Velhasıl bu kule gerek harb gerek Böyle bir kulenin tıbbî ve sıhhî cisulh zamanında hadsiz hesabsız fayhetten temin edeceği faydalar mada temin edecektir. kalenin dar çerçevesine sığdırılmı yacak kadar çoktur. < Erdekte kiraz seyranı Kulenin zirvesi büyük dağların eErdek (Hususî) Her sene kirazbedî karlarla mestur en yüksek ta ların olgunlaştığı zamanda memlekebakasma muadil olacaktır. Burada tin çok güzel bir yerinde yapılmakta emsalsiz bir sanatoryom ve hertürlü fennî tecrübelere mahsus fevkalâde olan kiraz seyranı bu sene 31 mayıs bir laboratuar tesis olunabüir. cuma günü yapılacaktır. Bu kulenin dünyanın en mühim Bu seyran, on sene önce mahdud telsiz merkezi olacağını söylemeğe birkaç yerli ailesi tarafından yapılhacet yoktur. Kulenin tepesinde gaması âdet iken seneden seneye inkiyet faydalı tetkikatı cevviye yapılır. şaf etmekte ve o gün Erdeğe bütün Böyle bir kulenin inşası yirmi bin kişilik" bir işçi ordusunun istihdamı yakm kazalardan, Bursa ve Balıke nı icab edecektir. Şimdiye kadar ta sirden sırf kiraz yemek ve eğlenmek rihte böyle bir muazzam eser vücu için binlerce halk gelmektedir. Daha de getirilmemiştir. Mısırdaki ehram kirazlar beyaz iken o mevkide bululann inşasında kullanılan işçiler kunan kiraz ağacları pahalı pahalı kilede kullanılacak amelenin miktarma nazaran pek ehemmiyetsiz kalacak ralanır, erkenden seyran yerine kayıklarla gelinir. O gün kasabanın içi tır. otömobillerle, liman kayık ve motörKule yükseldikçe işçi ordusunun lerle dolar. Seyranın başka bir hu dahi yükselmesi ve iaşe ve iskânlan için tertibat alınması icab edecek susiyeti de gününün ihtiyar bir kadıntir. Kulenin genişliği ve büyüklüğü cağız tarafından tayin edilmesi, o müamelenin mesken bulmasını kolay saade vermedikçe bunun yapılama laştıracaktır. masıdır. Böyle muazzam bir binanın inşası nacakür. trtifaı iki bin metro olacaktır. Kulenin kutru kaidesinde iki yüz metro iken zirvesinde kırk metroya inecektir. Üç büyük şerefesi olacaktır. Birinci şerefe 600 metro, ikincisi 1200 ve üçüncüsü 1800 metro irtifada bulu nacakür. Şerefeler kulenin asıl gövdesine nazaran yüz elli metro çıkmtı teşkil edeceklerdir. Betonarme kulenin madenî aksamı çelikten olacafttır. Asansörlerden başka on metro genişliğinde halezonî merdiveni bulu nacaktır. Her şerefe kuleyi düşman tayya relerinin bombalarmdan muhafaza edecek betonarme tavan Ue mestur olacaktır. Duvarlan on iki metro kalmlığında yapılacaktır. Her kat tayyarelere karşı kullanmağa mahsus toplarla mücehhez olacaktır. gayet masraflı olacağından yatırıla cak sermayenin itfa olunamıyacağı hatıra gelebilir. Fakat mevcud mi sallere nazaran bu doğru değildir. Çünkü kule Nevyorkta Arnerikalıla rın yaptırdıkları Empire State Building binasının altı misli yüksek o lacaktır. Böyle bir kulenin Fransa için te min edeceği maddî faydalar pek çok olacaktır. Kule Fransaya her sene milyonlarca seyyah celbedecektir. Bundan başka kulede vücude ge tirilecek sanatoryomlar, prevantor yomlar, oteller, kış sporu istasyon ları, laboratuarlar, sahneler, .müze ler, apartımanlar, türlü eğlence yerleri pek çok varidat getirecektir. Fakat kulenin asıl değeri harb zamanında görülecektir. tngiliz kabinen toplandı Londra (A.A.) Dün akşam, Bakanlar Kurulu toplanmış, M. Hitlerin söylevi etrafmda görüşmeler yapıl mıştır. Bu söylev, çarşamba günkü toplantıda da konuşulacaktır. Bu vesile ile kabine, M. Baldvinin Avam Kamarasında yapacağı diye vin metnini tesbit edecektir. Amerikalılar nutku nasıl karşıladdar? Vaşington 22 (A.A.) M. Hitlerin söylevinin, Almanyanın durumu nu iyice tesbit etmemesi ve Avrupa nın siyasal yapısı için hiçbir pro gram teklifinde bulunmaması tees süfle karşılanmaktadır. Memel sorumu Avrupa durumunu karıştıracak mahiyette olduğu için, Almanyanın Litvanyaya karşı takındığı durum da doğru bulunmamaktadır. Kimyevî savaşın kaldırıLmasma dair olan teklif, silâhsızlanma konferansında konuşulacak olursa, dikkati çekebilir. Fakat M. Hitler, bu tek lifin konferansa verilmesi hakkmda da hiçbir söz söylememiştir. bir şçkilde ortaya atılmaşı do^rıj de ğildir. Bu sular iyice durulduktan sonra düşünülecek şeydir» diyen Kon dılis bile şimdi «mademki bir partı rejim meselesini ortaya attı, artık sıyasilerin, parti reislerinin halkı tenvir et mesi lâzım geliyor» sözlerini söylemektedir. Bu arada muhalif gazete'er, yani eski Venizelist ve cumhuriyetçi gazetelerle müstakil gazeteler de reiim meselesi hakkında baklayı ağzmdaq çıkarmasını istemeğe başladılar. Bu gazeteUr «memleket rejimini en evvel koruyacak olan hükumettir. Böyîe olunca hükumet, ben bu işte bitarafım dıyemez^ Cumhuriyet idaresi aleyhinde yazı yazılmamasmı temin için isHsnaî kanun bile neşretmişken «bitarafım» sö zünün manası var mıdır? Bundan başka Başbakan Çaldaris ayni zamanda memleketin en büyük bir partis:n'"n lideridir. Bu partinin rejim meselesinde kanaati, programı yok mudur? Runu neden söylemiyor?» şeklinde şiddetH yazılar yazıvorlar. *** Sarıyer cinayeti failleri bulunuyor Sanyer cinayetinin failleri tamamile anlaşılmıştır. Bu cinayeti yapan iki şahıs şimdi kaçaktır. Yakalanmalan için civar vilâyetlere telgrafla müra caatte bulunulmuştur. Diğer taraftan maktul kadınm cesedi de Morga nak ledilmiştir. Telefonla para havalesi Bursa (Hususî) Ziraat Bankası Bursa şubesi havale muamelesinde bir yenilik yapmıştır. İzmir, İstanbul, Ankara, Balıkesir, Yalova gibi tele fonla birbirlerine bağlı şehirler için telefonla havale kabul etmeğe başlamıştır. Altnan gazetelerinin neşriyatı Berlin 22 (A.A.) Bütün gazeteler, Hitlerin Rayştağdaki söylevi et rafında geniş mütalealar yürütmek tedirler. Alfred Rosenberg, Volkischer Beobachterde şunları yazmaktadır: c Bu tarihsel dakikalara şahid o lanların hepsinin, başka partiden de olsalar, söylenen hakikatler karşısında düşüncelerinden geri dönmüş ol duklarına inanıyoruz. Bu demir gibi kuvvetli mantık karşısında, Almanyanın hakikî bir barış korumak uğrunda iş birliği yapmak için olan çalışmasını hiçbir devlet inkâr edemez. Almanyanın kurucu bir programı olduğunu ve barış ihtimalleri hakkmda açık bir görüşü bulunduğunu hiç kimse inkâr edemez. Dün Almanya bütün dünya devlet adamlarma zamammızm en önemli sorusunu sordu. Buna karşüık verecek olan adamlar, gerek bugünkü, gerekse yarmki nesillere karşı üzerle rine karşılığın soravını alacaklardır. Hitlerin söylemiş olduğu gibi başka türlü hareket etmeğe imkân olmadığma inanan Alman ulusu, karşılı ğı rahat bir vicdanla beklemektedir. Berliner Rosen Zeitung gazetesi Kızcağıza çarpan araba Dün bir arabacınm dikkatsizliği yüzünden küçük bir yavru yaralanmıştır. Sabah saat 9,5 ta Nişancadan geçmekte olan Vangelin araba sürücüsü Hayreddinin idaresindeki araba, so kakta oynıyan iki yaşında Suade çarpmış ve çocuğun varalanmasma sebeb olmustur. Kücük kızcağız Haseki has tanesine kaldırılmış, arabacı yakalan mıştır. başlıca şunları yazmaktadır: « Şimdi bütün dünyanm devlet adamlarile bütün uluslar, Almanyanuı ne istediğıni biliyorlar. Hitlerin söylemiş olduğu düşüncelere bağlı olarak tutmuş olduğu yoldan asla dönmiyeceğine kanaat getirmişlerdir. Barış, Almanya politikası için bir özek olmuştur. Versay anlaşmasile en derin temellerine kadar sarsılmış olan dünyayı tekrar kurmak için Hitler ilerı i kurucu isteklerile en bü re en müsbet yardımı yapmı§ I tır.» Bursada idare teşkilâtı Bursa (Hususî) Şimdiye kadar Bursa Belediyesi şehri; tahsilât, zabıta, ve mahalle teşkilâtı itibarile ayrı ayn mmtakalara ayırmış bulunu yordu. Bunlardan zabıta (3) ayn mmtakayı, tahsilât (5) mmtakayı ve mahalle teşkilâtı da (7) mmtakayı ihtiva ediyordu. Böyle birbirlerile irtibatı bulunmıyan ayni müessesenin muhtelif teşkilâtı arasında bir birlik yapmak için son Belediye Kurultayı yeni bir karar vererek hepsinin birleştirilmesini kabul etmiştir. Yani şehir ayni sayıda mmtakalara aynla cak ve her mmtakada hem tahsilât, hem zabıta, hem de mahalle teşkilâtı ayni yerde çalışacaktır. Aydında bir otomobil kazası Aydın (Hususî) Koçarlıdan Aydına gelen şoför Abdurrahmanın idaresindeki 65 numarah otomobil dev rilmiş, yolculardan sekiz kişi hafif surette yaralanmıştır.