23 Mayul*35 Çumbuıiytt Kamutayda bütce müzakereleri başladı LüüüzeHnde çaiışmaiar J (Baş tarafı birinci sahifede) I Maliye Bakanı mütevazin olarak tan ' zim eüılmiş olan bütçenin 195,011,052 liralık bir yekunu ihtiva ettiğini işaret etmiş ve demiştir ki: muvazenelerinin gidişiyle ve hatta bu mevzulann lehimizde inkişafile olan gidişinde alâkadar olan döviz vaziyetimiz alınan tedbirlerle anormal addedilmiyecek tarzda devam etmektedir.> Yeni bütçemiz 214 milyon « Şunu da ilâveten arzetmek isterim ki cumhuriyetin büyük eseri olan demiryollarmın inşası için yüksek meclisin kabul ettiği muhtelif kanunlarla çizdiği prograrrtın aynen tatbikını temin maksadile, bu bütçenin içindeki rakamlar haricinde olmak üzere fevkalâde membalardan tedarik olunacak varidattan verilmek üzere 8,5 milyon lira nafıaya, kezalik memleketin yüksek müdafaa ihtiyacının istilz/m ettiği fevkalâde masraflar için de ğene ayni fevkalâde membalardan tedarik olunacak miktardan verilmek üzere 6,200,000 lirası da müdafaaya, nâzım hesablardan temin olunan 3,5 milyon lira da iskân, maarif, iktısad, ziraat hizmetlerine tahsis olunmuştur. Binaenaleyh bu paraların da esas yekuna ilâvesi halinde 1935 senesi bütçesi 214 milyon liraya baliğ olmaktadır. Gümüş paralar Maliye Bakanı sözlerine devam ederek kanunî salâhiyete istinaden gümüş para darbına başlandığmı bunun 4 milyonluk kısmınm mayısta ikmal edilmiş olacağını, önümüzdeki sene içinde de 50 ve 25 kuruşluk aksamınm Büyük Önderimizin resmile müzeyyen olarak tedavüle çıkarılacağını söylemiş ve diğer taraftan da 10 ve 5 kuruşluk nikel paraların bastırılarak çıka » rılması için lâzım gelen tedbirlerin alındığını ilâve etmiştir. şekle getirilmesini söyledikten sonra f bütçe yekunile tedavülde bulunan paramız arasındaki farka işaret etti. Ve bu hususta Maliye Bakanının ne dü şündüğünü sordu. Berç Türker, enflasyon taraftan olmadığını kayderek alınması lâzım olan bazı malî tedbirler hakkmda mütaleasmı söyledi ve sözlerini memlekette başarılmış olan büyük işleri anmakla bitirdi. Afyon saylavı kısa bir zamana sığdırılan bu büyük işlerin kendi yağı mızla kavrularak başarılmasındaki muvaffakiyeti de şükranla kaydederken bilhassa heyecan icinde idi. tetkik seyahatleri bilmem ne seyahatleri yalnız Istanbula mı münhasırdır. Bizim Denizliye neden gelen giden yok? Bunlardan ne çıkar demiyelim, son söz olarak söyliyeyim ki arkadaşlar, on paranın kıymeti bilinmedıkçe mütevazin bütçe yapılamaz.» Bundan sonra Ekciomi Bakanı Celâl Bayar kürsüye gelerfk Ekonomi Bakanlığını alâkadar mütalealara ayn ayrı cevab verdi ve izahatta bu lundu. Emin Sazak (Eskişehir) Mazhar Müfidin vergileri ağır bulmaması ü zerine söz almak lüzumunu duyduğunu kaydettikten sonra sayım vergisinin indirilmesi tuz meselesinin halledilmesi lüzumunu anlattı. Köylü bizden bunlan bekliyor. Hiç olmazsa önümüz deki sene için bunlan tamamen halledeceğimize and içelim, dedi. Maliye Bakanı Fuad Ağralı kür süye gelerek tenkidlere cevab verdi. Berç Türkerin Merkez Bankasın da mevcud altınlara müstenid olarak kombinezonlara girişilmesi mütale asını ele alarak «hem, bunu söylüyor, hem de inflasyonun en büyük düş manıyım diyorlar. Anlıyamadım» dedi. Bizim kanaatimizce bir tedavül darhğı değil bilâkis genişliği vardır. Maliye Bakanı, Refik Incenin gayri mübadil bonolan hakkında söyledik lerine de cevab olarak vaziyeti anlatb. Ve elden gelen yardımın yapılmış olduğunu söyledi. Berç Türker, tekrar kürsüye ge lerek evvelki sözlerini izah etti. Me selenin etüd edilmesini istediğini kayderek şanj stablize ve şanj dirije usullerinden bahsetti: «Ben bu saçı değirmende ağırtmadım., 40 senelik tecrübelerim vardır. Kötü bir maksadla değil memleketin iyiliği için söy lüyorum» dedi. Ve inflasyon taraf • tan olmadığını tekrarhyarak dedi ki: « İnflasyon şudur: Devlet mat baası Maliye Bakanının emrinde bu lunur ve ihtiyaç oldukça banknot tabeder.» Kılavuz için dersler 12 Sevki tabiî, insiyak = îçgüdü Fikri muzmer = Gütge Emri vaki = Olut Sevki tabiiyi uzun bularak, veya anlammı zayıf sayarak sonraları şu «insiyak» kelimesini çıkardılar. Çünkü bizim medrese filozoflannın kalemi ve dili bir türlü türkceye gitmez. Kılavuz bunlar icin içgüdü sözünü bulmuştur: «Bunun böyle olacağını içgüdümle sezdim.» Yahyd: «Hayvanlann içgüdüsü, enikonu insan zekâsının yerini tutar. «... Bu adamm bana böyle davranmakta bir gütgesi var ama, ne oldu ğunu bir türlü anlıyamıyorum» cümle sinde gütge, eskiden arab yazısile belki doğru bile okuyamadığımz fikri muzmer'in karşılığıdır. Emri vaki! Her gün gazetelerde geçen bir deyim! Bunun fransızcası da iki kelimeden yapılmıstır. Kılavuz türkçe olarak kısaca olut karşılığını öne sür müstür. «Almanya, birdenbire silâhlanmakla, komsulannı yeni bir olut kar şısındâ bıraktı. *** Viche = Yönerge Bu karsılık Basbakanımız îsmet lnönü'nün, Parti Kurultayını kaparken vermiş olduğu söylevin bir yerinde kullanılmışte: «Gelecek yıllar için Bü yük Partinin verdiği yönergeler çok değerlidir.» Bu misallerde geçen yeni kelime: Deyim = Tabir Tahlil etmek = Çözemek Tahlil ^ Çöze Tahlilî = Çözel Tekitler meselesini çözeyen dünkü söyleviniz pek kanıtkan değildi. Avrupa durumu üstüne en doğru çözeyi sizin son yazdıklannızda buldum. Bu misallerde geçen yeni kelime ler: înhisar = Tekit Inhisar altma almak = Tekitmek Mukni = Kanıtkan Vaziyet = Durum •*• duğunu söyliyenler bir an duruksaya * caklardır. Ongörüsü ohnıyan, büyük devlet adamı olamaz. Bu meselede sizin uzgörünüz bizi birçok zorluklardan kurtarmıştır. Yalgörü melekesi kolay kazanılmaz. Dün İsmet Inönünün söylevini din lerken, büyük devlet adamınm gengörüsüne bir daha derinden hayranhk duvdum. Bu misallerdeki yeni kelime: Duruksamak = Tereddüd etmek Hüsnü Kitabcımn sözleri Dıf borclarımız Varidat hususundaki programımızı Kredimiz günden güne yükseliyor * Hazine işlerinin tutumu, tedida iki üç kelime ile arzedeyim. îstihyatın intizamı devlet kredisini gün salâtı tazyik etmemek, istihlâkâtı azaltacak mertebeye varmamak ve ver den güne yükseltmiştir ve günden güne yükselmektedir. Geniş nafıa proggileri iktısadi hayatın zarurî bir uzvu ramımızm tatbikatı böylece kredilere halinde telâkki ederek bunların fevistinad ederek normal şeraitle temin kinde bir nisbet tahmil etmemeği heolunmaktadır. Bunlar için evvelce tadef ittihaz etmekteyiz. Bu maksadla libler yüzde 10 derecesinde faiz ister çimento vergisini kaldırmayı teklif lerken, hazinenin taahhüd ve tediyaettiğimiz gibi haviyici zaruriyeden tında gösterdiği intizam bunu yüzde gördüğümüz bazı mevaddm vergile 5,5 haddine kadar indirmiştir (Bıravo rini azaltarak fiatlerini ucuzlatmak sesleri). Yüksek heyetinizden alınan imkânını araştırmaktayız. thtiyac niskuvvet ve direktiflerle devlet kredibetinde bazı mevzular üzerinde de sinde husule gelen bu ferahlı vaziyetenzilât yapılması mukarrer bulun ti memnuniyetle arzederim. maktadır. Bu münasebetle dahilî istikrazlarıBütçe ve hazine muamelâtma dair mızdan da kısaca bahsedeceğim. muntazaman yapılan neşriyatımız, 2436 sayıh kanunla yüzde 7 faizli 30 mütevazin olarak tasdik edilip veri milyon liralık bir istikraz akdine salen bütçelerimizin, tatbikat neticesinde dahi ayni tevazünü muhafaza et lâhiyet verdiniz. Buna istinaden geçen sene iki milyon liralık bir emisyon mekte ve hesabatm normal ve tabıî membalardan tedarik edilen vergilerle yaptık. Bu sene de dört milyon liralık emisyona ihtiyac görülmektedir. Aykapatılmakta olduğunu sarih olarak ni suretle bunu da yapacağız. gostermektedir (Bıravo sesleri). Ergani için yüzde 5 faizli ve ikraFuad Ağralı bu hususta uzun mumiyeli olmak üzere 12 milyon liralık kayeseler yapmıyacağını işaret ede rek iktıaodf vaziyete temas etmiş ve •verdiğirjİH mesuniyoi tamamile isti Varidat prögramımız Fuad Ağralı bütçe münasebetile vaki bu izahatı dolayısile dış borcları mıza da temas ederek, düyunu umu • miye bütçesi, istikrazlar faslı, imparatorluktan Türkiyenin kendisine isabet eden kısma aid olup ta itilâfna me mucibince tediye edilmesi lâzım gelen mebaliğ 700 bin altının mukabili olarak tamamen bütçeye konmuştur, demiş ve ilâve eylemiştir: şunları sövlemiştir: Harici ticaretimiz « Harıc pazarlarımızda kliring karşılıklı menfaatlere dayanan mukavelelerin ihracat mallanmızın değer fiatle satılmasında ve ihracat miktarının artırılmasında mühim bir amil oldukları muhakkaktır. Dahilde de ziraat ve hayvan mahsulâtımızın fiatleri 934 senesinde 933 senesine nazaran bir yükselme göstermiştir. Buğday fiatinin korunması hakkmda alınan tcdbirler, sanayi programımızın tatbikatı ve ihrac pazarlarınm bulunı .ısı ve kıymetlenmesi de birinci derecede nazan dikkati celbetmektedir. HUSUMİ kredi vaziyeti ve tasarruf işleri Hususî kredi vaziyeti yani banka larımızın vaziyeti bankalanmızın 934 senesinde neşrettikleri bilânçolara nazaran, bunlardan Ziraat bankası haric olmak üzere, sair bankalar Cumhuriyet Merkez Bankası, İş Bankası, Sümer Bank ve Emlâk Bankası bi lânçolarını kârla kapatmışlardır. Ziraat Bankası yabıız terakki gösterememiştir. Adapazan Türk Ticaret Bankanının bir milyon 200 bin liradan ibaret olan sermayesi geçen teşrinievvel 1934 te vuku bulan fevkalâde bir içtimada yeni hissedarlan olan hazine, Sümer Bank, Ziraat Bankası, îş Bankası, Emlâk ve Eytam Bankasınm iştirakile 2,200,000 liraya iblâğ edilmiştir. Hazinenin ve millî bankalann yardımlarile bu banka düş müş olduğu sıkmtıdan kurtarılmıştır.» Bundan sonra bankalardaki mev duat etrafmdan Maliye Bakanı §u izahatı vermiştir: « 933 senesindenberi mevkii meriyette bulunan mevduatı koruma kanununun halkın tasarrufatını vikaye hususunda kâfi bir teminajı haiz olduğunu ve bu kanunun neşrinden sonra seneden seneye halkın tasarrufatı nın artması için lâzım gelen teşvik edici mahiyette olduğunu meydana koymuştur. mal edilmiştir. Bu suretle verdiğiniz mezuniyet tamamen kullanılmış oluyor. Antalya hattı için istikrazata mu racaat etmiyoruz. Bunu fevkalâde meJ nabiden elde edilecek varidatla yapa I cağız.» j Finans Bakanı sözlerini şöyle bitir ! miştir: j «Arzettiğim gibi gerek vergiler ve 1 gerek diğer hususta maruzatımı kongreye açık olarak arzetmiştim. Bu itibarla yüksek heyetinizi uzun ma ruzatımla tasdi etmemek için sözü mü burada keserken diyorum ki, bitirmek üzere bulunduğumuz malî yıh yüks«k meclisin isabetli irşadlan ve kararlan sayesinde nasıl muvaf fakiyetle geçiriyorsak, girmek üzere bulunduğumuz seneyi dahi gene yüksek heyetinizin çok yerinde ve daima hadisatı gözönüne alarak verdiği yanılmaz kararları sayesinde de mu vaffakiyetle başaracaçımız tâbiidir.» Bundan sonra Hüsnü Kitabcı (Muğla) mütalealarını söyledi. Bu arada hükumetin buğday işi hakkmda da malumat vermesini istedi: « Muamele hacmi ne kadardır. Ne kadar masraf edilmiştir? Bir buğday suiistimali vardı. Nedir? Hüku met bunu daha mazbut bir şekle al mak niyetinde midir, değil midir» dedi. Masraf kalemlerini tetkik ederken açık maaşlannın çokluğundan şikâyette bulundu. Bazı müfettislerin iş olsun diye bazı memur vatandaslann ve aile lerinin perişanlığına sebebiyet veren muameleler yaptıklarından, bu işlerde daha temkinli davranmak icab ettiğinden bahsetti. İhracat fazlalaştığı halde memleket ticaretinde görülen cansızlığın tetkik edilmesini istedi. Köylünün borçlan meselesinin derhal halledilmesini iliri sürerek dedi ki: « Geçen sene bu borçlann mutIaka tecil edileceği kanaati vardı. Fakat Ziraat Bankası buna imkân bırakmamak üzere derhal harekete geçti, kövlüyü yıprattı. Darlığın bir sebebî de memur ve ücretli vatandaslann kazanc, buhran ve müvazene vergilerinden kurtulmama landır. Arkadaşlanm; bir kısım vatandaşlar vardır ki gecinmekten âcizdir. Büyük memurlar hakkında bu kaide varid değildir. Fakat küçük memurlar ellerine geçen bütün parayı piyasaya verir. Bu para kesildiği için iş hacmi da ralmaktadır. Ben bu mebdeden başlıyarak hü kumetten^ bir dilekte bulunacağım.„ Barem mucibince bir kısım vatandaşlar 10, bir kısmı Î50 lira maaş alryor. Demek ki bazılan için 40, bir takımının da 600 lira ile geçinmek imkânını kabul ediyoruz. Bu büyük bir farktır. Küçük tabaka ekseriya daha kalaba lık ailelerdir. Maişet derdile zihni tarümar olmuş bir arkadaş bizim işimizi nasıl görebilir? Haklar arasında bu kadar fark göstermek doğru değildir zannındayım. Yalnız hizmete değil biraz da memurun geçindirmeğe mec bur olduğu aile efradının miktanna ve bulunduğu mıntakanın iktısadî va ziyetlerine bakılmalıdır. Bu hususta hayırlı bir netice alınırsa nüfus siyasetine de tes>ri olnr. Hergün beş kelime karşılığı Sekizinci liste 1 İdare etmek = Yönetmek. Örnek: Devlet yönetmek ko lay değildir. İdare (administration) = Yönetim. Örnek: Türk devletinin yönetim şekli Cumhuriyettir. îdare (idare yeri anlamma) = Yönetge. Örnek: Dün tütün yönetgesine gitmiştim. 2 tstikamet = Yönet. Örnek; Ekonomik siyasamız yeni bir yönette ilerlemekte dir. 3 Cihet = Yöa örnek: Bu meseleyi hangi yönünden düşünürseniz kolay olmadığını görürsünüz. Viche (direktif) = Yönerge. 4 Sevk (T. Kö.). Sevk ve idare = Güdüm, gü dem. Sevk ve idare etmek = Gü demek. Sevki tabiî = îşgüdü. Örnekler: 1 Güdümlü ekonomi = Economie dirigee. 2 Istanbula gelen uçak bir Fransız pilotunun güdemi altında idi. 3 Türk Kuşunda uçak güdemeği öğreniyorum. 4 tnsanlar akıllarile, hay vanlar içgüdülerile hareket ederler. Fikri muzmer = Gütge. •* • Ziraat Bakanı izahat verdi Bundan sonra Ziraat Bakanı Muhlis kürsüye geldi. Sorulanlara cevab verdi ve «Ziraat Bankası 300 mil yon kilo buğday almıştır. 100 milyon kılosu dış ellere gönderilmiştir, yüz milyondan fazla da stok vardır. Buğday yolsuzluğu tahkıkatı bitmiş, fez lekesi idare heyetine verilmiştir. Şu rayı Devlete gönderilecektir» dedi. Bundan sonra Maliye Bakanı tekrar izahat verdi. Müzakere kâfi gö riildü. Kanunun heyeti umumiyesi reye konarak maddelere geçildi. Meclis yarın da toplanarak büt çe müzakerelerine devam edecektir. Ölümden 8 ay sonra meydana çıkan zehirlenme Aydın (Hususî) Burada enteresan bir muhakeme geçmektedir. Maznunlar 25 vaşmda Ayse ile Nazilli hükumet tabibi Tahsindir.. Ayşe evvelce Nazillinin Dalca köyünden 65 yasmda Süleymanla evlenmistir. Süleyman, 8 ay evvel ölmüstür. Tabib, gömülmesine izm vermiştir. Bilâhare, bu adamm zehirlenerek öl dürüldüğü hakkmda bir süphe hasıl ol mustur. Çünkü, bir tavuk, ölü yıkan dıktan sonra cıkan pisliği yemiş ve Öİmüştür. İhtiyann cesedi, aradan ay lar gectikten sonra çıkanlmıs ve ah şası, Tıbbıadlî müessesesine gönderil miştir. Verilen raporda, zavallının «sıçanotu» denilen zehirle öldürüldüğü bildirilmistir. Mahkeme heyeti, son celsesinde Tıbbıadlî müessesesinin yeni mütaleasmı almak üzere evrakı, bu müesseseye göndermeğe karar vermiştir. Refik Şevketin izahatt Halil (Izmir) in söylevi Halil (îzmir) memleketin beynel milel siyaset ve buhran karşîsmdaki vaziyet ve ihtiyadannı mahallî cephelerden değil, umumî cepheden noktai nazara almak lâzım geldiğini uzunuzadıya izah etti. Bu izahat sırasında tarihten misaller verdi ve dedi ki: « Bu çerçeveyi gözönüne alınca Atatürk insanın gözünde o kadar yükseliyor ki bütün yüksekliklerin iistüne çıkıyor. Çünkü Atatürk tarihin bütün bu hakikatlerinden mülhem olarak büyük murahhası General İnönü va sıtasile devletlere kapitülâsyonlann ilgasmı kabul ettirdi.» Halil yeni lâik devletin bütçelerinin imparatorluğun inhilâlini mucib olan bütün amillerden âri olduğunu kaydettikten sonra emniyet meselesinden bahisle bütün vesaitin yol ve şimendifer üzerinde teksifi lâzım geldiğini işaret etti. Mütaleaları sırasında içpazarlannı canlandınnak lüzumunu da ileri sürdü. Gerek hayvanat, gerek çiftçi için çok mühim olan tuz meselesi üzerinde de dnrdu. Bundan sonra Refik Şevket Ince mütalealarını söyledi ve sözünii biti rirken; hicbirimizin hatmndan çıkmamahdır ki biz sene sonunda bazan üç dört milyon liralık münakaleler yapıyoruz. Çok temenni ederim ki bundan sonra hükumetten gelen bütcelerin heyeti umumiyesi bizi münakalelerle uğraştırmıyacak surette hesablanmış olSUP dedi. Mazhar Müfidin mütaleası Paramıztn vaziyeti Millî paranın filî istikrarından bahsetmeği lüzumlu görüyorum. Paramız bugünkü iktısadî rejimlerin normal geraitine dayanarak kıymetini muhafaza etmektedir. Dünya para işlerinin gidişini ehemmiyetle, alâka ile takib etmekteyiz. Bizim para hakkmda takib ettiğimiz gaye müteaddid vesile lerle mevzuu bahsolduğu üzere sarihtir. Bizim para işlerinde tutumumuz bütçe muvazenesine, ticaret ve tediye muvazenelerine istinad eden emin esaslar üzerindedir. Ticaret ve tediye Mazhar Müfid, vergilerin ağır mı hafıf mi olduğu meselesini ele alarak aihr bulmadı. Ağır olduğu farzedilse tabiî ve zarurî olduğunu söyledi. Yangm yeri halinde bir yurdun dışardan on para ödünc almadan kuruluşunu anlatarak zevk ve sefaya harcedilmiyen bir parayı vermekten vatandaş şikâ yet etmez dedi. Ve şöyle devam etti: « Barem kanunu yapılırken memurlar eline geçen parayı bilecektir denildi. Halbuki şimdi meselâ maaşı baska, eline geçen para gene başka. Bu nokta düzelemez mi?» Mubayaatm tevhidi lüzumuna da işaret eden Mazhar Müfid resmî devair mefruşatından bahsederek: « Bugün evlerde bile duvara halı asılmazken bazı resmî devairdeki duvar hahlan nedir? Mükellef avizelere ne lüzum var? Resmî devairde kübik tabloların işi ne? Bunlar dairelerin mehabetile ve ciddiyetile münasib değildir. Bunlardan pekâlâ tasarruf eBerç Türkerin mütaleaları Berç Türker (Afyon) vergilerin tar dilebilir.» dedi. Mazhar Müfid harcirah meselesini hından evvel memlekette inceden incede ele aldı ve: «Açık olarak söyliyeye tetkikat yapılarak mükellefin bu yim. Bilhassa İstanbulla alâkası olan vergiyi verip veremiyeceği hususunun memurlar üç dört ayda bir Istanbula anlaşılması doğru olacağını, memle giderler. İzin alsınlar, gitsinler. Bir diketin emniyet ve müdafaasına dair kıyeceğim yok. sımlar haric olmak üzere bütçenin diFakat bir de bu gezintiye tetkik seğer fasıllannda tasarruf yapılabilece yahati ismi verip te üste harcirah ta ğini, küçük memur maaşlannın bu sıahnmamalıdır. Bayanlar; baylar, bu mfın ihtiyaclarını karşılıyabilecek bir Müvazene = Denklik, denge Tevzin etmek = Denklemek, değiştirmek Mütevazin = Denk, dengeşik Merkezi siklet = Dengey Ismet İnönü hükumetleri için hakikiğ bir bütçe denkliği finans siyasasında esas tutulmustur. O * Denge'si bozulan adam düşer. Birkaç yıldanberi Türkiyenin dış teÖrnek: Bu adamm bir türlü cimi, dengesiktir. anlıyamadığım bir gütgesi var. Denk bütceden şaşan, çok geçmez \ Not: Gazetemize gönderilecek ne vapacağını şaşırır. yazılarda bu kelimelerin osmanlıKomisyon üç gündenberi evkaf bütcaları kullanılmamastnı rica ede çesini dengeştirmeğe (denklemeğe) çalışıyor. nz. Harb sonrasında geniş ölçüde ekonomik kınavlann dengeyi Amerikaya Bir mavna battı gecmiştir. Dün Yekta kaptana aid Ordu va Bu misallerde geçen yeni kelime: puru Kumkapı önünden geçerken bir Kınav = Faaliyet mavnaya çarpmıştır. Çarpışma netı Kınay = Faal cesinde mavna parçalanmış ve bat Kınmak = Faaliyette bulunmak mıstır. Mavnadakiler kurtarılmıştır. *•• Liman başkanlığı çarpışma hâdisesi Öngörü = Basiret hakkında tahkikata baslamıştır. Dün Yalgörü = Vuzuhu nazar alâkadarlann ifadeleri ahnmıştır. Uzgörü = İsabeti nazar Kaçakçılık komisyonu Gengörü = İhatai nazar • kuruldu Karsılanna osmanhcalannı yazma mış olaydım, bu yeni türkçe kelimelerle Kaçakçılık işlerile uğraşmak üzere ne anlahlmak istendiğini kendiliğinden Istanbul Emniyet Müdürlüğünde Emkavrardınız. (Ön), (yal), (uz) ve niyet Müdür muavini Hüseynin reıs (gen) kelimeleri (görü) nün başma öyliğinde bir komisyon teşekkül etmiştir. le güzel yapışıyor ki türkçede örnek buBu kumisyon üyeleri anlaşıldıkta» sonlunmadığını ve yapmak ta imkânsız olra toplantılarına başlıyacaktır. Izmirde önemli bir köycülük hareketî daha Îzmir tlbayı General Kâzım Dirikle arkadaşları ve köy muhtarlart bir arada İzmir «Hususî» Vilâyet merkezi etrafındaki köy muhtarları ve kâtiblerinin üdevlerine aid bilgilerini artırmak için Halkevi salonlarında bir kurs açılmıştır. İlk dersi, Vali General Kâzım Dirik vermiştir. Kursun zengin bir programı hazırlanmıştır. Bu programa göre, birçok salâhiyettarlar ve daire müdürleri, kendi şub»leri üzerinde muhtar ve kâtiblere düşen işleri izah etmiş ve etmektedirler. Bu kurs, esaslı bir köycülük cereyanı içinde bulunan vilâyetimiz için çok faydah görülmek tedir.