Cınuhurijvt 10 Mıyu 1935 Tıbda yeni inkılâplara doğru.. Miknatisî ve cazibe kuvvetile hastalık teşhis edilebilir mi? Bu usulü bulan ve kullanan doktorlar ayni kuvvetle devasız denen birçok hastalıkları ivilestirdiklerini de iddia ediyorlar Samsun tütünleri çok rağbette Inhisarlar İdaresile tacir ler bunu paylaşamıyorlar Tütün tnhisar idaresi yurdun için de satılanlarla harice gönderilen si garalarımızm harmanlanm ıslah et mek için memlekette yetişen en yüksek kalitede tütünlerden fazla mik tarda kullanmağa başlamıştır. Bunun için de bu sene Samsun, Bafra çibi yüksek kıymette tütün yetiştiren mmtakalardan her senekinden daha fazla tütün almaktadır. înhisar ida resinin Samsun, Bafra tütünleri üzerine fazla alâka göstermesi bu mıntakada evvelce, batmanı 8 liraya satılan tütünleri 20 liraya kadar yuk seltmiştir. Bu vaziyet ekicileri çok sevindirmiş, fakat buralardan tütün almakta olan tütün ihracat tüccar larmı müteessir etmiştir. thracat tüccarlan, tnhisar idaresi nin en yüksek kalitede tütünleri tamamen aldığı için harice iyi ve de ğeri fazla tütün sevkederek döviz geürmek imkânı kalmıyacağını ileri sürerek hükumete müracaat etmişler dir Tütün ihracatçılan namma Anka raya giden Ticaret Odası reisi ve îsveç Tütün rejisinin memleketimizde mubayaacısı Midhat Nemlinin înhi sarlar Vekâletile yaptığı temaslar üzerine keyfıyet tnhisarlar idaresin den sorulmuştur. Inhisarlar idaresi tütün ihracatçılarının bu iddialarına karşı verdiği bu cevabda; Idarenin halkı memnun etmek maksadile harmanlarda yaptığı ıslah ameliyesınde yüksek tütünlere ihti yaç olduğunu, Mısır fabrikası için de bu tütünlerden bir miktar ayrüdığını ve bu mıntakadaki mahsulün tüccarların da ihtiyacını tatmin edecek bir miktarda bulunduğunu, Mısırda piyasaya çıkarılan Türk sigaralarile memlekete gelecek paranın ihracat tüccarlarınm alamıyacakları mahdud bir miktar tütünün temin edeceği dövizden pek fazla bulunduğunu bil dirmiştir. Bunun üzerine vaziyet tekrar hep birlikte tetkik olunmuş ve umumî ihtiyacın mevcud mahsulie temin olunacağı gorülmüştür. Şımdi înhisarlar idaresile Ameri kan girketleri, Avusturya ve Isveç rer jjjeri hesabına yüksek k&Utedeki tütünlerin mubayaatına hararetle de vam olunmaktadır. İRAN ATEŞGEDELERI Azerbaycanlı Zerdüştün kurduğu mabedlerin meraklı tarihi San'atkâr arkadaşımız heykel tıraş Zeynel Ak koç, Azerbaycan güzel san'atleri dolayısile eski a teşgedeler hak kında güzel bir yazı hazırlamış tır. Makaleyi ay nen neşrediyoruz: Bakunun Suraham köyündeki San'atkâr Zeyn'e Akhoç ateşgede, kend içerisindeki Kız kalesi ve körfezde su alhnda kalmif bulunan Bayıl şehri en eski eserlerdendir. Bunlardan başka islâmhk çağından kalma Han Sarayı, camiler, türbeler gibi birçok eserler daha bulunmaktadır. Surahanı ateşgedesi hakkında bugüne kadar birçok gezginler tarafından birçok yazılar yazılmıştır. Bu araşbrmalann çoğunun birbirine pek aykın olduğu görülmektedir. Bunlann birleştikleri biricik nokta, girileceğinin (medhal) üzerinde ateşgedenin 18 inci yüz yılda yapıldığını bildiren sanskritçe yazının bulunmasıdır. Bundan başka burada ateşgedeyi yapbranın Daravantcabardan gelen Kancanahar adlı bir ziyaretçi olduğu açıkça söylenmektedir. Bizim düşüncemize göre Kancanahann bu zamanda ateşgedeyi yaptırmayıp yalnız tamir ettirdiği daha doğru görünen bir ihtimaldir. Belki Sanskritçede (tamir etmek) ve (yapmak) karşılığı olarak tek bir söz kullantlması araşnranlan yanıltmif olsa gerektir. Şurası gerçektir ki, islâmlığın en güçlü ve hâkim bulunduğu Hind tesirlerinin bütün bütün gücünü kaybettiği bir devirde böyle bir atesperest mabedinio yapılması asla düşünülemezdi. 1557 den 1571 e kadar Antoine Jenkison adlı bir îngiliz, îngiltere bayrağını taşıyan bir gemi ile Hazer deniztnde «eyahat yapmış ve Ş*« mahaye felip Şirvan Şahı Abdullah Hafd* Kraliçe EHzabet namma bir ticaret anlaşması yapmis.br. Jenkison yazılannda Surahani atefgedesini habrlatmaktadır. 1735 de Hanwayadh bir îngiliz Surahanıyı gezmiştir^ve seyahatnamesinde buradaki mabedlerde gördüğü sönmiyen ateşlerden bahsetmektedir. 1770 de Akademi azasmdan Himelin Surahaniyi ziyaret etmiş; ve ateşgede ile burada bulunanlar için birçok malumat vermektedir. Ateşgedenin 1810 da yapıldığı hakkmdaki iddianm asla doğru olmadığını bildiren yukanki deliller gibi daha birçok tarihi deliller vardır. Bunlardan başka, ateşgedenin taşIan Hind mimarisinde olduğu gibi yontulmuş, dizilmiş ve en çok gözümüze batan hususiyet kubbesinin de tamamile eski Brahman mabed kubbelerinin ayni olduğu açıkça göze çarpmaktadır. Ateşgedenin hangi devirde yapıldığı bilinmediği gibi, ateşperestliğin de Azerbaycana geçb'ği zaman karanlıklar içinde bulunmaktadır. Yalnız Zerdüşt adile tanınan Azerbaycanlı (Azhön) ün çıkıp (Belhde) de ateşperestliği ve «îlkbahar» yapmağa başladığını tarihler yazmaktadırlar. Ateşperestlik dünyanm en eski mezheplerinden olduğu için, ilkönce Brahmanistler (Hintliler) ve Gebir (Parslı) lar arasında yayılmışbr. Ateşperestlik insanın aşağı yukan hayvanlara denk bulunduğu kurunlarda çıkmışnr. ateşin karşısmda bîiyük bir korku En ve eski kurunlarda msan da hayvan gibi ürperişle dururdu. Birçok yüz yıllardan evvel Azerbaycanın Salyan şehrinde kızıl balık avcılığı yapmak ve getirdikleri ipekli mallannı satmak için gelen Hintlilerin burada ateşperestlik yaptılan gerçektir. îşte, gene tarihi bilinmiyen bir sırada Hintlilerden büyük bir kalabalığın Baköye gelip Surahanı ateşgedesini yapbklannı birçok tarihler de yazmaktadır. Elbette taşı, toprağı, suyu gaz ve ateşi olan Bakuyü dünyanm en eski ve en koyu ateşperestleri olan Hintlilerin tanımanJasına imkân verilemez. Baküdeki Surahanı ateşgedesi son defa olarak 1894 te bir defa daha yakıldı ve sonra.... Ateşgedenin Gabir (Pars) lerce değil, Hintliler tarahndan kullanıldığına şüphesiz bakılabilinir. Gerek Hintliler, gerekse Parslılar olsun bugüne kadar yaşıyan ateşperestlik dinine bağlı olup hep bir mabuda ateşe tapmaktadırlar. Fakat bu eski dinin hükümleri birbirine uygun değil, tamamile aykındır. Parslılar, canlılığı ve kımıldamayı severler ve ateşte canm kendilerinı çağınşını göriirler. Onlar kendilerine işkence ebneyi doğru bulmayıp ölüme, karanlığa lânet ederler. Buna karşılık Hintlinin en yüksek ülküsü üzüntü ve işkence içinde, inildeyip ölmektir. Parslar ölülerini, ateşi kirletecekler korkusile yakmazlar. Onlan yüksek ve üstü gelir ve beraberlerinde getirdikleri ölö» lerini burada yakarlardı. Geri dönerken mukaddes gazi dağarcıklanna doldururlar ve bunlara birer kamış geçirerek bayram günlerinde mabudlannm karşısmda yakarak ateşgedenin habrasmı canlı şekilde muhafaza ederlerdi. Ateşgede Bakunun 12 çağınmlığında, Surahani köyile deniz arasındadır. Beş köşeli bir avlunun ortasında bulunur. Dört tane dört köşeli ve birbirine kemer halinde bağlanmış kalın sütunlanndan ibaret olan ateşgedenin her köşesi üstünde birer baca ve Muortasında da bir kubbe vardır. kaddes günlerde bu bacalardan mavi intn casiherinin fuutanm Bzerindeki fena tesirini tadil etmek için, elektrik ve miknatıt masajı yapılıyor Hayatta karşılaşbğımız hâdiseler «rasmda bize mucize gibi gelcnlcri de vardır. Asnmız mucize asn değildir. Şu halde bize mucize gibi görünen şeyleri iddia edenler birer yalancı mıdır lar? Böyle düşünmek te doğru değildir. Çünkü bugün ilim ve fen o kadar ilerlemiş, o kadar dağınık şubelere aynlmışbr ki bunlann hepsi bAkında bir • *»nun malumat sahibi rlmasına im kan yoktur. Bu itibarla bize şaşkınlık veren h&dise karşısında «yalan!» diye bağırmamız biraz ftzla safdillik olur. Madde ve kurvete inanmıyor mu lönuz?. Her maddenin bir kuvvct ve her kuvvetin bir madde olduğuna emin değil mi'inız? Buna inanmazsanız evrendrict yıldızların bir zamanlar buhar Halinde iken sıkışa sıkışa bizimki giKi birer dünya olduklanna, sonra tek rar gevşiye gevşiye eski hallerinc geldiklerine nasıl itikad edeceksiniz? Buna itikad etmezseniz bjzim dünyamı zın mevcudiyetini ve hayatını ne ile izah edecekîiniz? Ayın dünyamızda ki hayata tesiri olduğunu iddia eden İlim doğru mu »öylüyor? Doğru söy lemiyorsa yalnız aym tam on dördü, on beşi olduğu zaman denizlerin diblerinde çoğalan, iireyen balıklardaki bu tenasül temayülüne ne diyeceksi • niz? Röntgen şuaile hastahklann iyi olduklannı görüyorsunuz; güneşin ziyasınm bütün hayvanlara, nebatlara hayat verdiğini tecrübe ile biliyorsu nuz da, ona niçin dudak büküyorsu nuz? Bu misaller, yüz, ıyı yüz, hatta üç yüz, bcj yüze çıkanlabilir. Bunun için ber gün meydana çıkan ve önce bize inanılmaz birer harika gibi görünen iddialan teker teker tetkik etmek icab eder. Bunlar akla, tecriibeye ve bugünkü mUsbet ilme uygun şeylerse doğru olabileceklerine ihtimal vermek, akıl dan, tecriibelerden, bugünkü müsbet dnnlerden pek aykrh nazariyelerse daha ziyade kuvvetlenecekleri zamanı füphe ve tereddüd içinde beklemek en İyi harekettir. Işte bugün bahsedeceğimiz tıbbi hâdise de yukanda sayıp döktüğümüz sınıfa girebilir. Bazı doktorlar ve âlim ler şu anda tıb esaslarının daha ilen •ine giderek hastalıklann teşhis veya ledavisinde o esaslan gölgede bıra kacak bir takım usuller keşfettiklerini ileri sürüyorlar. Meselâ gözün mua yenesile vücuddeki bütün hastalıklan, aksakhklan anlamak.. Buna dair iki üç ay evvel uzun bir makale neşret miştik. Yahud belkemiğinin bir hkrasımn ileri itilmesile hicabı haczin daha alisnki bir hale gelmesini temin ve bunun neticesinde hastanm teneffüs kabiliyetini ziyadeleştirerek vücudünde ki birçok zâflan ve hastalıklan ıyileştirmek.. Bunu da geçen gün yazdık. Şhndi bir takım doktorlar cazibe ve mıknatıs kuvvetile hastalıklan teşhis ve mıknahslı âletlerle birçok derdleri tedavi edebileceklerini ileri sürüyor lar. Mıknatıs kuvvetile hastalıklar şöyle teşhis edilebiliyor: Doktor eline bir rakkas alıyor. Bu rakkası muayene olunacak hastanın ba§ı üzeriude serbest »urette sallanmağa bırakıyor. Tabii rakkas harekete baş lıyor. Fakat bu iddiayı ileri süren doktorlann ifadesine nazaran artık rakkasın orada tâbi olduğu kuvvet arz ca zibesi değil, yalnız hastada mevcud cazibe kudretidir. Rakkasm duruncı ya kadar yaptığı sallanma adedi o hastanın yaşım igösteriyor. Lâkin iş yanlış anlaşılmasın. Rakkasm harekebnin gösterdiği o adamın doğduğu ta Athten itibaren o ane kadar geçmis o Surahanı atefgeden (san'atkâr Zeynel Akkoç taraftndan yapdmtştur) düz kalelerin (dahme) üstüne bırakırlar. Burada kuşlar gelip ölülerin etlerini yedikten sonra kemikleriniderin bir kuyuya atarlar. Hintliler ise ölülerini kırmızı gaz alevleri çıkıyormuş Ateşgedenin ön yüzünde ve büyük kapmın üzerinde bir misafir odası bulunuyor ve bunun üstünde de bayram günlerinde ateşler yakılıyormuş. Bunlardan başka ateşgedeyi çeviren drç duvarlann boyunc» dizilen odacıklann üzerinde dç ateş yakılacak yerîer vardır. ' 1843 de ateşgedeyi tabiat bilgini K. Kol ziyaret etmiştir. Kol küçük odalann 2 2 olduğunu, girileceğin üzerinde yazı bulunduğunu ve o zaman Moltandan gelen beş Hintlinin ateşgedede ibadet cttiklerini söylüyor. Bundan sonra ateşgedeye tapınanlann ve rahipîerin sayısı gittikçe azalıyor. 1894 de üçüncü Aleksandnn Bakuyu ziyareti münasebetile ateşgede yeniden tamir edilmiş ve üzerinde ateşler yakılmışbr. içinde o zaman artık tek bir rahib kaIan tarihî Baku ateşgedesinin mukaddes alevleri böylece son bir defa olarak yanmış ve bir daha ışıldamamak üzere sönmüştür. Bugün gaz fabrikalan ateşgedenîn duvarlanna kadar dayanmış ve bütün hayatlannı kendisine taparak eriten ve çile çeken Hintli rahipler gibi bu Dünya gemi inşaah îngiliz Loyid idaresinin raporlarına göre: 935 senesi martının sonuna ka dar Ingiltere ve îrlândada umum tonajı 302,584 e baliğ olan 64 vapur inşa edilmiştir. Geçen sene yapılan vapurlann adedi 73, tonajlan 305,237 idL Bunlardan petrol ile müteharrik olanlan 251,942 tonluk 4 3 vapurdur. Geçen sene yapılan petrolla işler vapurlann adedi 3 2 tonajlan da 175,687 idi. Yelkenli gemiler de dahil olduğu halde bu sene 555,615 umum tonajı olan 116 gemi yapılmışbr. Geçen sene ise 481,440 tonluk 107 vapur yapılmıştı. îngiltere ve îrlândadan maada bütün diğer memleketlerde yapılan vapurlann adedi 209, tonajlan 713,719 dur. Bunlardan 247,645 tonluk 6 0 vapur kömürle, 464,499 tonluk 142 vapur da gazle müteharriktir. 1935 senesi martının 31 ine kadar bütün dünyada yapılan vapurlann adedi 325 tir. Umum tonajlan da 1,269,534 tür. Bunlardan 124 vapur 550,229 ton olarak kömürle ve 716 bin 441 tonluk 185 vapur da petrol ile müteharriktir. 1935 senesinde yapılan vapurlann tonajı 1934 te yapılan vapurlardan 18,000 fazladır. Bütün dünyada inşa edilen vapur • lann ^c43,8 i îngiltere ve îrlândaya, mütebakisi diğer memleketlere isabet etmektedir. Azerbaycanlı Azerhan bırakırlar. (Zeraüşt) mukaddes mabed de unutulub gitmişb'r. Fakat, unutmamah ki, bu rahiplerin uzak Hintte yaşıyan çocuklan bugün de gene ateşe tapıyor, ve mukaddes ateşin karşısmda Surahanı mabedinin hatırasını atalannın ruhlarile beraber anıyorlar. Bugünkü ttbbın esaslarından ileri gitmiş doktorlardan biri bizzat icad etmiş olduğu bir cdın bağile baş ağrılarım iyi etmektedir. lan seneler değildir. Hayır.. Vücu dünün muhtelif uzuvlannın ve kalbi nin ne derece ihtiyarlamış olduğudur. Onun için rakkas bazan bir adamın hakikî yaşından fazlasını, bazan da eksikliğini gösteriyor. Meselâ rakkası 38 yaşmda bir adamın başmda tuttu nuz. Neticede 5 0 rakamını buldunuz. Bu aded, o adamın 38 yaşında olma sma rağmen vücudünün azasının, kalbinin 5 0 yaşmdaki bir adamın uzuv lan ve kalbi kadar eskimiş olduğuna delâlet ediyor. Fakat bunda korkula cak birşey yok. Bu şekil teşhis usulü nü icad edenler o vaziyetin ıslahı ça relerini de ileri sürüyorlar. Nitekim tedavi neticesi, bakıyorsunuz, rakka sın sallanma adedleri gündengüne, haftadan haftaya azalıyor. Hatta o hasta daha ziyade gencleştirilebiliyor. T e davi sonunda başma rakkası tuttuğu nuz zaman meselâ ancak 3 0 adedini bu'jyorsunuz. İnsanlardaki cazibe ve mıknatıs kuvvetinden istifade ederek rakkasla onlann vücudündeki hastalıklan, za'flan keşfeden doktorlann iddiasına göre insanlann hastalanmalanna sebebiyet veren âmılin başlıcası da gene cazibe ve mıknatıs kuvvetidir. Fakat bu kuvvet arzdaki cazibe ve mıknatıs kuvvetidir. Binaenaleyh arzdan o vücude fazla miktarda geien cazibe şualaruıı tadil ' inek yagı ile yağlayıp ateşin üzerine Gezginlerin ve bilginlerin yazdığma gore, ateşgede eski devirlerdenberi Bu Hintlilerin elinde bulunmuştur. ateşgedeyi bütün Hintliler bilip yüce saydıklan için her yıl binlercesi buraya adlı bir ateşgedeyi kurduğunu birçok Zeynel AKKOÇ Adesemize çarpanlar Peynir fiatleri yükseliyor Trakya Umumî Müfettişliğinin Trakyanın arsıulusal bir şöhrete malık bulunan peynirlerinin ıslahı için aldığı tedbirler peynirlerimiz üzerinde tesirini göstermekte gecikmemiştir. Son günlerde Trakya peynirleri pi . yasaya ayni tipte ve standardize e dilmiş bir vaziyette gelmektedir. Bu sebebden peynir alıcıları daha fazla fiat vermeğe başlamışlardır. etmek lâzımdır ki bu da bir takım elektrikli masaj âletlerile kabil olmaktadır. Bu usul bugünkü ilme ve fenne u yuyor mu? Hayır.. Maamafih birçok iyi olanlar var. Belki bu tatbik olunan usul neticesi, belki de telkin dolayısile!.. Hakikati zaman meydana çıkaracak! Geçen gün Hıdırellezdi. Gazete fotoğrafçılan Kâğıdhanede ta rihe tatlı bir hatıra kalmış olan eski Hıdırellez âlemlerinin son ba kiyelerini araştırmakla meçgul olurlarken komik ve garib manza ralarla da karşılaştılar. Şu resimde görüldüğü veçhile baharın ta dını çıkarmağa çalısan başka cinsten canlılar gibi..»