6 Mayıs 1935 A3L ÂHK I Yeni Çin elçisi General Hu bugün şehrîmize geliyor Rusyada buhrm! aptf&lpt Franw ile ] Rusya arasındaki anlaşma. dünya siyasasmiB değişmelerinde ne büyük bir safha gösteriyor. Daha üç beş yıl evveline geryıciye kadar Rusya ile Franşa arka a.rkaya vermiş Simonun kabahatt ne? Dün akşam Aoadolu Ajansı şu haberi verdı: «Star gazetesine göre M. Henderson, aılâhlan bı rakma konferansı başka • nı «fatile görmüş olduğu hizm.eUeîVen ötürü ve kralm 25 mci yıldönümü şerefinç lordluk payesine yükseltilecektir.» Hatiflarsınız, üç scne evv^l amele r\rkau reislerinden ve MakdonaldiB oski arkadaşı ve Mahye Nazm Saovd*n millî kabinede açıkta kahp partiainden de aynlıaca hemen kendisine lo/diuk verilerek kamaraya ahndt. Geçenlerdc ahnan bir haber 25 inci yJı münasebetıje kralm Makdonaldı da lord yapacağuu bildiriyordu. Şimdi sıra Mister Hendersona gelmiş olacak! Tabit biliyorsunuz ki Henderson Makdopalddan sonra Iagüiz araele partisi r«İ»J\gîne getirîlraifti. Anlafüan »raele partisinin yıllarca içinde banodınp büyüttüğü devlet adamlan ahîr omürlerinde başlanna konan dev^etî eski kJyellerine feda edip çerin gecmiş bö»ön bip kayatm y«rgun]ukJaFwı Şeyh Bediüzzaman Said Kürdî îsmi kadar iridali, örürpcekagı k v dar düğümlü bir kafanın, ortayş, d,dkr tügü SQQ zehir Milâstaki irfcad^, trtka ejderinin, arkasına saklandıgı k»L kan dindir. Din, papazların, sjyasile rin, sennayedarlann zaman zaman kuîlandıklan bu bayrak, asagıda açhktan kıvrananlara ean vermek için değil, ba.vra§ı »alhvan'ann keseıini deMurmak içindir. Şeyh Bediüzzaman SakJ Kürdinin arkasma takılan han sahibi. manifaturacı, saatçi, «a^ngoz, hatib, kaputçu, hapisane gardiyanı.. Şeyhm»» zia elindeki bayrak. «V.i kurtarmak i c ^ degil, sizi ag yaparak bulajıık suda ba. lık avlamak içindir. Ta, on dördüncü asırdan, bugöne kadar sallanan bu ba.ytak, hep sizia tep^nize dikilmiş, fakat e f e f l l i ceblerini, kiliselerini, medreselerini dunnustur. #•• Tarihin ortaçağı.. Ingilterenin şehupr ler büyüklü^ünde malikânçlerine, Alt manyanm, Prusyanın g3klçi"e başvurmus şatolanna sahib derebeylerî.. Ynzl«rco, binlerce, miryonlarca esir köy % hinün enıe^inden biriktirdikleri alt» 1 Wla., kr^Uanaa, preaslerine kafa tu^lan zaj^n, köylü Uvan ettl £ lünün başına Şeyh Bediüzzarpan Niçin geçinemiyoruz? Âileler arasuıdaki kavgalara hakem oltnak üzere açtığımıs ajle. mahkcmcsine, ilk gelen dava budur. Davacılann gönderdikleri mektuplajn aynen ya« zıyonım: <Cumhuriyet MÜtunlartnda ne« • nttiğiniz ilânı gSrdük. Arkadaşımla beraber sizin hakemliğinize mür«h cooti kararlaştırdık, Ihimiz de davalarımızı ayn ayn yazıyoruz. t$mim: Ahmed Hulâti. tfimt Bir çorab fabrikan işteti • yorum. Kazancun ayda beş yüzü geçiyor. Yaştm: Ktrk *«fcis. Davam şudur; Kanm egtencey* ptk düfkün. Evde hizmetçim, ah • çwn var. Onun iş görrntsini ittşmi « yorum, fakat hiç olmazsa evin iş * lirini kontrol etmcnni utiyorum. O, gundüz geziyor, doymıyar gr«e« • leri de bir mazeret çıkartp kadtn qr« kadaşlarile buluşup gidiyar. Bu yÖJh den aramızda kifyük bir geçimriz. lik var. Ben akşamlart işimden yorgvm dSndökten sonra, soyanup e vimdt dinlanmek nmvkimdi*. Onun saadeti için ben bu htıittr fedmkâr* lığa katramrken, ornt yammda gör* mek hakkırn değil midir? Ahmed Hulusi Hcinc! mekhıbî tArkadastmtn mektubana bahtp hükmünüzü vermeyin. Madalyontm bir de öteki taraftnı tmvirlnia. Adım: Belhia. tsim: Yok, Eode aftçun, hi*met • fim var, çocuğum yok, Yastm: Yirml iki. Pçıkir bir atte~ de buyudum. Paramn her turlâ aaodeii mere • eeğinî stmdım, Artnnızdaki ya« farkma bakmahıtzm evlendim. O, «ön» müs bir yanardaü gibi. Benim da • marlanmda gencliğin bütün kant kayntyor. Ask, nes'e, htralt heye • ctmlar istiyorum. O, gecelerİ yor • gmum dly dtştm eıkmak İstetni yor. Ben yalm* bagvna gvmdv* hm eğlencty» gidemem. Gec« hayatı, •ifc«#f« 1*1 eünttÜM hayatına üftün " • dür. Bv gene ytıatmda eve hapamp oturmak bir tel&ket, bent oturt mak irtemek bir haknaltk değil dadır. Bu iki kulbu bîrlejtîrecek arada bir k&prü de yoktur. Bu vak'ada olduğu gibî, gcnc luz evlenirken paraya, lükse hasrçttir, ihtjyarljga göz yumar. hasrettir, Ya§ farkın kat yıllar bq yumulan gözleri açtı}ı zoınwı, orUya g«çim»zhk dtneo kasırga çıkar. Bu fırtına ailenin içiaddD neleri süip götürmez.. Bu kasırganın ilk haml««i yuvayı yıkmıştıp. Eg«r fırtınaya karşı koyacak başka sebcplçr var»a yuvanm çabsı çökmez. Fakat içinde kınlmadık bir şey kalmaz. Erkek k«dı ihtiyacma karji gclemiyecc^iııi sa, o da kendine başka eğlenccler arar, kadıq da, a|k, ?<vk, eğlesç* avuıa çıkar, Bir nikih mukav«]«file kendine mencdilen aşkı. mukavelcaiz aşklarda arar. Bu iki taraflı bozgun, goçimsizligi 5OB hadde eriştirir. Hergün gazetelorde gördüğümüz aşk einayetlcri, bu fırtınanıi) yıktığı evlerden çıkv. Injanlar bazan. aciz ve iradesîzliğin elinde oyuncaktırlar. Bu, camlan kınlmı$, dÖ5«p«ni iğrilmij evin »çinde de, kalmağa razı olurlar. Talihe küteı, hay»ta boyuıt bükerlcr,, iki bcdbaht insanın yaşadığı evde saadet olur »u)« tki m«nH elekrrikteıı ı*ık çıkar mı> Kaaun bu büyük farklı iıdivaeUn menetmcı. Fakat tabiat ta affetmez. Bir kanser gibi, yuvalann içine giren bu afet, çabyı çÖktünnezse, kalplcri. saadeti, yçr, tfldürür. Bu davanıp iki hal yolu vardjr: Biri, yirmi iki yaşında, ötekisi kırk sekiz yaşında bu yuvayı kuran iki inlan. bıı cünnU beraber i$lcmişlerdir, Para, lüks tamaile ihtjyar bir adamla evlenmeği kabul edejı kız, bu oeticeyc katlanmahdır. KatUnamadığı zaman yapacağı i? aynlmakbr. Genç bir luzla evlenmeği kabul edert yaşlı adam bu netlfeye katlanmahdır. K,atlanam»clı~ iki ülke halinde idilçr. Biri %a|dan. yüze, hatta kucak kucağa gehniş bulunuyorlar. Acaba bu sıkı dostluk ar\lasması Ruşjrajfa da bjraz buhrajı gçti^ççk mi) Bu. bir hikâyedir ki bundan üç dört yıl önce meşhur Radek tzv«*tiya gaz&tesind« yazıyordu: Moskova mekteblerinden birinde hoca Yoldaş komünist yujnurcaklanoa k l natıl kıvfandtklarıpı yt muş. tagiltere bir kapitalist dtvUttir. buhran atbnda şöyl* eziliyor, böyle ezjliyor, kapitalist Fransa bubran ateşleri içinde, $Qylç yanıyoj, böyle kavruluyor, (a»i»t ttalyaja gelipcç o da Çin ElçLİ Qenercl Hu Çin hükumetinin ilk Ankaro elçiai Gcncral Hu bugün aohrimU« gelecektir. General Hu burada bir iki giin kaldıktan sonra Ankaraya gide » cektir, Generalın gazetçmizç türkç« yasarak Hodiy« «ttigi bir i ni koyuyoruz. bh TalîhUçocuk! Küçüklerden biri iki elini birden ehrarak e hoea yoldaşm SOZÜBÜ kesmis. ve r Lenin a.şkma Hoç* mwnloketlerind«lü m vakit geleseJb> Radek mtalekdaş çocuk agzil* e vakît garbdeki buhranın Rusyaya nisbetje Sdeta refah demek, oldugunu anUtma.k istiyotdu, Rus • Fraasısı aal»?wasj karysuv4« bu kikâye kendiliğinden aklunıza f«ldi ve gözlerimizin öaünde taklak atarak »öyle bir reamigeçitçik yapmıj ol > hayyh yojrlaj. ŞÜ^hJarı bAfakma konferansu dü nvenşiz gemi gjbi hâ.lâ bocalayıp durdyğuna göre Henderson bu lordluga hak: kazanjmış olşa bar\! Bu vesile ile zavalh S\r Con Simona edilen naksızhk gSzümüze battı. Biçare adam birkaç senedır büyök BriiaRyaıu» »iyase| \*t tanna «föndü v« Avrupa haritaa ü rinde dört dönüyor. Lofdluk »a»da,lvt« AH»k ku Hew4eMen>da« d a U ççk yaf^rdal id Küıdî gibi pa.pazlar ge<$. Kövlü ile beraber malikâşeleri yağma ettiler, at bu yağma^ın ganimetleri, pa» kiliselerine, lordlanq altaU< W papazUrın cebjne indj. Din , papazlapn. kir kokan •f aç Prosyadja auı sene büyüyeı, köyler köçülüyov. Fabrikalara kunılan makineler, el !•»• gâhlannı boş, tezgâhlanmn üzertBde aç kıvrananlan işsiz bırakıyor. Istırabra nereden geldigini bilmiyenler gene papazlann siyah ctibbelerine yapışıyor, şehre akıyorlar. Ellerinde d>n bayTa. J U 6*Urya.i| papazlar, fabrika kapı ^H Jajı ÖAÜnde, {ahrika lordknna el verj... Asasuu kaybeden Vçan bebekİ Rüzgâr alıp havalandırmış şanmaym, bi?zat keodu» uçmuş; tayyareyle.. Yaşıtlan arasında, uçmakta ve tayyareylc 7500 kilemetro yol abnakta rekor yapan bu minımmi henüz 6 ayhk bir adam minyatüıüdür v» AvustTalyalı Aleksandr Mebbümün oglu dur. Babası y« «nneaiU befahej Mel Klemamo ve DeH Ycmi Fransız nazırlanndan biri kendisinden oğlu için bir metmıriyet istemekte ısrar eden müzic bir adama nazır Klemansaya atfolunan }u hikâyeyi »öyle • miş; Bir gön bir gene Klemanseya ınüracaatle bir memuriyet ktemiş. Kle manso: Adam kaynlaeak bir tembol hane mî istiyorsun, Syle çey yekl Omür isimîi bu mini nupi y Bcyoğlunda t»tanbıtlmı «o Uİihli cuğu diye tanınmıştır. Buna da sebeb kendisine birkaç defa Tayyare piyan» gosundan ikramiy* çıkmış Bunun üzerine kendisini olmatıdır. tanıyanlar lir P«rs«mbenjn felisi ^ b«Ui Qİur, deılv. Kimbilir bu yumurçak t» ya.pnın Undberg veya Molisonlanndan biri oîup çıVacaVtv. i ne*U neredeyse kunda.klarile. beuçacak! midir ? Bolki* Bu davada geçjmsîzligin »ebebleri Jneydanda. Fakat balli. iki tarafın bü» yük fedakîrlıkUr* katlanmasın» bağbdır. Yaı farkı, «vlenecek çiMerin en çok düsüneeekleri bir şeydir. Büyük y»ş UrkUriU lcrin »âadetlcri, yiizde doksan dokuz gortaıu bir taadettir. Her gelcn bu iki kafadaki düşünüşleri, kalpletdeki duygulan biraz değiftirir, çiftleri birbirlerinden uzaklaştınr. Genç bir kacbn için kendinden çok y»şU bir »damla evlenmek, büyük bir tehlikcye ablmaktır, Gençlikle ibtiyarhk arasın» da Himalâya d*ğlan kadar büyük duygu, ve düçünüı aynhklan vardır. Yaş, sulh v« »ükun, dinlenmç »ter. Cençlik harçkct ve zcvk »rka»mda koiar. Y*8, maziye bağlanır, geni* y»lU* rm arasmda bir kânunusani soğuklugile, e»ki maceralan hatırlar. Gençlik ileri bakar, çiçekleri koklamak ister. Biri yolun başmdra, ötekisi orta veya »onun Jı zaman yapacağı i; aynlmaktır. Eğer aynlmak istemiyorlarsa, bhbirlerine göz yummak, bu yanlı; yapıliıdivacm zarurî bir neticesidir, N c ihtiyarhğa can verir, ne ihti» yarhk gençligia kaynıyan kanını durdurablir. Geçimsizliğin s«n basamağt, devlet raahkemesîdir ki, onun da verecegi son karar aynhktır. tayyare piyango biletj alırken Omürü götürcrck büetlcrini kcndisiae çcktir * roi?lerdir. lyi ve garib bir t«sadüf oiaeak, O mürün başkalan hcsabına da ramiye çıknmtır. îşte bu suretle şohret sahibi olan ö mür jimdi Tayyare cemiyeünb Gaktataraydaki ı»tış çube»inde güzel Uİi hinden herkese de birer parça dagıt • mak için isteyenlerin bilctlerini çekmek üzere angaje edilmi|tir, Tayyare cemiyetinin Galatasaray satı? şubesi bir piyango dolabı yaptır » mışhr, Bu küçük dolabın içinde mev cud bilet numaralanm tafiyan fifler bulunmaktadır. Işte Omür piyango bi> leti almak isteyenlere bu dolabm i çinden bir fiç çekmekte ve bilet alacak olan da bu fifin içinden çıkan radaki bileti almaktadır. çektiği hcmcn her bilete ufak büyük bir ik • > Bir yavrunun f eci ölümü Muallim doktor Mehmed Refigio oğlu îstanbul 44 üncü ilkm«kt«b üçün» cü sınıf taUbesinden Haluk merdivcn* den düjerck sakatlarunı; ve mcnenjit olarak ölmüstür. Zavalh çocuğun ce« nazesine bütün arkadaşlan ve muallira* leri gözyaşlan içinde iştirak «tauşlerdir. Demiş. Gene: Ya varsa, ya bulur getîrineml Dîye tebelle^ olma^a başlaymea: Bulur getirirsen derhaj ilga çderim. CevabOe kua kesmis^ Halbuki eşki Yunan BasvekiK De15 Yaninin hikâyesr daha komiktir. Deli Yani hiç kimseye iyilik yapmamagı meslek edinmiş bir adanunış. Bir gün kendi köyünden Baba Yanînin pek eski bir bildiği geUrek: Bizim oğlan, bana bir i$! Diy* sopli bonli bir ricada bulun • rin ganimetleri ki\is* k§pdaruun önüae bo^amyo?* Bîr devîrden, blr devire geçen bütün tarih, sizin başınızm üzerine ba • san, dîn kalkanı altmda keselerinl dolduran, papjazlann, mörtecilerm hikâyelerile doludur. Şeyh Bediüzzaman Said Kürdinin arkasma ta.kılan, han sahibi, m.arufaturacı, saatçi, marangoz, kapvrtçu. hapisane gardiyam» Şeyki*i;İ« flindçki bayrak, buUwk suda evU lizi bofma.k, »izi SABtHA 30 mart J nisan 192Î de. 4 Jftıdanya mütarekest h«ngi jfün C II teşrinievvel 19*2 de 5 Âşar musibetinden Târk lüjsü hanşi tarihte kurtuldu? C 17 çubat 1925 te. Ç TflrJe medenî kanunu hanşl gün kabul edildi? Ç 17 çubot 19?8 rfs7 1? Bonkast hangi §ün aq\ldı? C 28 ağustos 1934 te. \ atölyenin geniş pencerelerinin cagyzel V« muni» bjr ahenklc döğür, Kahn bulutlarile çok çabuk kararmış gökten dökülen gümüş bir ışık ince perdelerden odaya korkulıj bir gece nin iîk zulmetlerini taşıyor. *** înee Japon vazolanndaki beyaz kamtlyalar sömineden dökülen i|tkta mmtııtuı t 3 îstanbuldaki bu odt kimâen aldt? <7« 3 «• 4 » 5 • t f (Ccvablcm muv Deli Yani buna; Git, dolaf« haljn* mîjnasib bir i; bul da seni tayin ettirçyim. Deraiş. Herif AHna içinde iş afa yarak doUşırken bir orkestranm ba çmda dcğne.k »alhyao maystroyu görmüş. Olanca marifeti sağa sola değn«k sall»mak,tan ibatet sandığı bu vazifeyi pck kolay ve kendi haline de uygun bularak Deli Yaniye anlatmtş. Deli Yani ona verdiği eevabı hayatmra »onuna kadar ikid« bir tekrar edip durmuştur; Kırk yıîm başı bir iyilîk yapmağa karar verdim, ona da henf hak çıkmadı! rryim. Bu kuvvete istersen istidadım, san'atim, deham diyelim. Anlıyor musun, bilmiyorsun, anhyamazsın. S»z sade insanlar, bir san'atkâr olmanın ne demek olduğunu, ne güç olduğunu anhyamazsın. ö y l e dakikalar olur ki, fazla hissetmekten alelâde bir insamn hissedeceğinden çok daha fazla his setmekten yonılmu; asabın elinde kablasan, takallui edcn bir vücud her şeyden iğrenir... Vç insan wbebsiz. hain, sebebsiz, zalim ve fena olur, Sana »nlatamıyrum Nihad. »ana »nlatamıyorum, hissetmekle hissettiklenm tas vir etmek arasında öyle büyük farklar var ki... *•• Dünkü sorgular ve karşıltklan 1 r AtatürY hangi yitda doğdu? C ~ (18S1) de. 2 r Iptanhula mlh yoltte, Jdkçt bir fatih yibi merasimle yircn dti^man kumandam kimdir? C General Franşe Despere, (1418) 3 Birinci ve ikinci înönH myharebeleri hangi ytf ve günde yamldı? Ç 9/10 ikincikânun 192 î de ve Konyada ağnam sayımı Kopya (Husutî muhabirimiz den) Ağnaro »ayu» yoklamMi y» • ptldL Elde edilen netice ikbsadî du rumumuz hesabma çok ryi görülmek tedir. Geçen senenin Baynnma gore bu tene % I 2 nisbetinde fazlaltk vardır. ~EdebUefriko: 16 Diye tahassürle inliyor. Eskîden seni »everdim Nihad. Solgun yüzü kızarıyor... Gözle rinin içine kadar. Kalbimde duyduğum bu acı nedîr.. Merhamet mi? Vicdan azabı mu yoksa sevgi mi? Bu dakika bütün samımiyetimla onu mes'ud etmek, mes'ud edemediğim için sızlamak, paralanmak. parçalanmak istiyorum. Ona şimdıye kadar yaptığım fenalıklan silmek, ona şimden sonra hiç, hiçbir fenalık yapmamak. #*• Sokulgan, mükedder, sıcak bir 8««le yalvanyorum. Sana çok fenalık yapıyorum Nihad beni affet. Yüzümü ipek pijamasmın gögsünde saklıyonım. Seni seviyorum, hiçbir kabaha tin yok, niçin seni affedeyım... Ben zavalh bur kadımm Nihad ah biUen. bir bilsen ben nekadar za v»lh bir kadın, ne hasta bir kadınım... Hayır beni anlavamazsın, sus içimi bilmiyorsun, sana fenalık yapıyorum, seni bedbaht ediyorum, Nihad bunun hicbirini iradi olarak yapmıyorum.... Beni elinde bir oyuncak gıbi çevıren. bana düfünrnedığnn şeyleri yapüran bir kuvvetin, mej'um bir kuvvetin e«ı asıl sm beni affet. ^ Nö»ad... Büyük... Büyük stvgilım. N e o Suzan hıçkınyer ınusun.., Niçin. Ncn var, bana söyle yavnım, bana söyle nen var... Ağlıyorum, onun göesünde, sükunetle, zevkle, kederle ağlıyorum. Neye> Niçin > Neden? 14Beyaz. İs gömleğımin bol ceblerine çllçrimi sokuyorum, Ağzımda uzun kehlibar ağızlıgım... Odanm içinde hızh, hızlı dolaşıyorum. Sakaklanm sızlıyor... Sırtimda bir ürperme var, alnım, avcum ateşler ı çinde... Bugün çok çalıstım... Cok yorgunum.. Fakat ben böyle çalıs mağı, böyle hareb olurıejya kadar Kıs(t^ertV efth*m.ağl ne çok »eviyonım. Bu n« tatlj ne zevkli bir»ey, Bütün ruhunu vererek, bütün kabiliyetîni, istidadım, dehasını vererek bütün benlîSini, şahsiyetini, varlığmı ve rerek çah«abilmek, hayatından, sıhhatinden vererek herşeyi unutarak, W»utabilerek çahşmak ne saadet. Bunun kıvmetini, zevkini takdir etmek ne güzel. ••» Yazm Beni bırakbğma razı olamam. Sendcn ayn, sensiz bir hayat tasav • u edemem. Seninle beraberken sen vr benim kanıdım, benim kanm, benııa Suzanımkcn her şeye. her «eye katla • mnm. Fakat lentiz kalmağa taham mül edemem. *** Yerimden yava?, yavaj dogrulu < yorum. Kırmızı tüllerden çıkan ince kollanm boynuna parlak bir alev gıbi dolamyor, başım gögsünde sakh onun lormızı iri küpeli kulaklanma fuılda dıgı, inledigi sözleri dinliyorum, Seni öyle seviyorum, o kadar çok jKviyorum ki... Seni benden çok, benden fazla kimse sevemez, sana yemın ediyorum Suzan tnez. kimK kimse seve • Sııad Derviş som*a omuzlanmı ok»uyor... *•* Benim »ana verdiklerirni kimse sana veremez... Hiçbir kimse... Benim senden baska bir scyle alâkam yok. Bende ne mazinin bir hatırası, ne de istikbalin lezzeti var.., Bütün eskideu yaptığım şeylerden utanmıyorum... Sana irişmek için (ena bir baba, fena bir koca olduğumdan utanmıyorum... Kalbimi görsen yahud sen de benim gibi »evmeğe muktedir olsan, Ancak o zaman çok doğra çok temiz bir surette harcket etüğimi anlardıo *** Cetıemden tutarak baftmı kendine doğnı kaldınyor... Gözlerime bak küçücügüm..» Daha yavaş bir «e«le yalvanyor, Ne olur gene eski zamanda bakbğm gibi bir kere daha gözlerime sevgiyle bak Suzanım... Sönen »e«iî' Eskıdco öyle güzel baluurdıo kl. Yüriimek artık b U i l gitmiyqr Başın atesler çînde yanıyor, titreyrsun, biraz daha sakin ol. Vallahi. billâhi Nihad. ben çok fena bir kadın dcğılun, beni affet, beni anla. Ben sana hiç kınlmadım Suzan... Seni anhyorum... Hem anlamasam bile seni seviyorum, seni muhakeme etmek istemem... Seni affedecek bîne yinrj yok .. Sana karsı yalnız müte««kkirim. Bana böyle herşeyın fevkınde •evmegi öğretUğın için bana hayatm hakikî sevıncini, kederini, hakikî çıl gınhk ve mantığım öğrettigin içın sana mütesekkirim... Sana kadar yüksel mek küstahlığında buluoJ^gum i Bu akşam »abırla sozlerini dinledi * gmn için biraz rnütehayyir, fakat çok memnun. Boynuna dolaoıaif koUanou ç Ağızhğımı tabUya bırakıyorym. Beyaz gömle^imi cıkanyorum... A hyorum. Havada dönüyer... Şfandi yansı sezlenîçun üzerinde, yansı yerde yatıyor. I|iîio çahsmaktan yorulmuş omuzlanm. bılhassa tağ omuzum ha İ\i hafıf «|7İpvar. Açilanmı geçirmck içm geriniyo rum, Şqnra ilçrliypruıjı.,, E,nd4TQ aynpsının ka.rşjsmdayjm, Aynamn içinde eteği beyaz kürklerle süslenmış san şarmöz elbisemin vucudüme nekadar yaraştığım seyrediyorum. Boynumdaki bir dizi kehlibanmla nekadar güzelim. Kulaklanmın arkasmda toplanmış saçlarile, başım ne harikulâde... Alaea karanlıkta müphemleşen bütün renklerimın. butün çizgilerimi» a*aba ir kudreti var. Dı>anda yağao y»|muruD iri