3 Mavıs 1 O 9 5 Cumhuriyet Ankarada büyük bir Trabzonda ateş saçan fırtına konservatuar kurulacak Hararet 35 derece olarak Mütehassıs M. Hindemîng bu hususta hazırladığı raporunu Kiiltür Bakanlığına verdi devam ediyor Lehistanda ise lapa lapa kar yağmağa başladı Ankara 2 (Telefonla) Kültür [ keb üç şubesi olacaktır. Tamamen yenilerin yetişebilmeleri için bu müBakanlığı tarafmdan mütehassıs olaessesede eski tiyatro mekteblerinden rak getirilen Berlin Yüksek Müzik mektebi hocalanndan profesör Hin kimsenin bulunmamasına da itina e dilecektir. Maamafih şimdilik devlet deming hazırlamakta olduğu rapo tiyatrosu için herşeyden evvel bir birunun orkestra ve konservatuara aid na lâzım olduğu fikrindedir. Profe kısımlannı Kültür Bakanlığma ver sör, Avrupadan rejisörler de getiril miştir. Rapora göre konservatuar 13 mesine taraftardır. şubeden mürekkeb olacak ve her şuProfesör, Kültür Bakanlığına, Av be için ayn ayrı mütehassıs hocalar rupaya reji tahsili için istidadlı getirtilecektir. gencler gönderilmesini tavsiye et Musiki Muallim mektebi de kon mektedir. Raporda filârmonik orkesservatuarın bir şubesi olacaktır. Hindeming konservatuar için ec tranın da zaman zaman dünyanın nebi mütehassıs ve müzik müdürü ge büyük şef dorkestralan tarafından idare edilmesi faydalı olacağı ve da tırtilmesini lüzumlu görmektedir. Raimî bir orkestra mualliminin de celpora göre tiyatro mektebi ve opera ibi lâzım geldiği zikredilmektedir. çin aynca bir temsil akademisı teş Her saz grupu için de ayn ayrı bikili lâzımdır. Bu akademi devlet tirer baş getirilmesi ve tesis edilecek yatrosile bir müessese halinde ola kütüpaneye de dünyanın büyük mu caktır. siki repertuvarlanndan hepsinin geAkademinin gramatik tiyatro, lirik tirilmesi tavsiye olunmaktadır. tiyatro ve bale kısımlarmdan mürek»nımııınunilinmilllllllllllinnilllIllllinilllHUIHHIIHinnınımn.nn.^ TELGRAF HABER LERI 1 Tiyatronun geçirdiği buhran ebedî mi? Bugünkü tiyatro kansere tutulmuş Yazan: Türkiye Türklerindir! Alman olmak için, Alman doğ » mus olmak kâfi değildir!. Alman camiasının kalkınmasını, kudretli bir hamle ile, az bir zaman içerisinde temin eden Hitlerin bu sö zünü gazetede okuyup ta, düşünceye daldığım bir sırada, odamdan içeriyr iki yurddaş girdi. Karşıma geçip, oturdular. Içlerin den biri bana dedi ki: « Biz, Türk san'atkârlanyız. Nakkaşız. İstanbulda, son zamanlar da, yerden bitercesine yükselen yüz lerle, binlerle yapı bulunduğu haWe, biz çahşamıyoruz. Bizi çalışhrmıyor lar. Mimarlarımızın çoğu Türk, fakat inşaat müteahhidlerinin çoğu yabancı dir. Bu yabancılar, milliyet gayretilc, din gayretile gene hep kendi gibilerini kayınp, bize gelince iş vermek istemiyorlar. Yabancı işçilerin bizden fazla hiçbir meziyetleri yoktur. Ayni i§i, ayni şartlarla, hatta daha da ehven olarak görmeğe hazır olduğumuz halde. onlan bize tercih ediyorlar. Hükume timizin, yabancılan bu gibi işlerden meneden kanununa rağmen, 21 ni sanda memleketimizi terketmeğe mecbur olan bekâr yabancılar daha hâlâ iş başmda tutuluyorlar. Yapı sahiblerile, mimarlar bizim bu vaziyetimizîe alâkadar değillerdir. Şikâyetlerimizi dinlemiyorlar. Müteahhidlere gelin ce, onlar da, dediğimiz gibi, kendileri için galiba daha clverişli, daha uysal görülen yabancılan kayırmakta de vam ediyorlar. Bu yüzden, biz, ba yurdun öz evlâdları, işsiz ve pcrişan, oturup duruyoruz.. Ne yapalım?.» Bu haklı şikâyeti dinledim; ve Hit« lerin Almanya için koyduğu düsturla kar;ılaştırdun. Ben o kadar ileriye gitmiyeceğim. Fakat, bu memlekette, bu halkın yüzünden avuç dolusu para kazanan müteahhidlerin, devletimin koymuş olduğu yasalara riayetkâr olma lannı istiyorum. Türkiye Türklerindir. Burada on lar iş bulmadıkça, yabancılar iş ala maz. Tnrkün karnı doymadıkça ya bana kursaklar düşünülemez. Bunu iyice bellemek gerektir. Maatteessüf, hâlâ bir kısım halkı mız bu hakikati, bu lüzumu idrak et memektedir. Kurdurduğu yapıda çalışanlann, kendi yurddaşları olup olmadığını aranbrmak ve aralannda yabancı, sığıntı kimseler bulunduğunu görüncc bu gibilere yol verdirmek, yapı sahibinın ulusal bir borcudur. Sonra, Belediye namına yapılaıı kontrol eden mühendısler de bu cihete bakabilirler. Türk işçi yerine yabancı kullanan müteahhidlerin yolsuz edil meleri mümkündür. Zira devletin buna dair elde bir yasası vardır. Ulusseverlikte, kıskanc ve n'tiz olmalıdır. Ufak bir gevşeklik, yıllarca süren emeklerle vücude getirilen kuru mu sarsabilir. Buna meydan venne meliyiz. Türk işçisinin, Türkiyede çahşmak, hakkıdır. Yann, öbürgün, yurdu mü dafaaya koşacak odur. Onun hakla nnı korumak hususunda en ufak bir fırsau ihmal etmiyecek, ettinniyece g»z. Yapı sahiblerine, mimarlanmıza, bunların ank yurd duygulanna hitab ediyorum: Türk işçisinden iş esirge meyin; ve esirgeyenlere öğretin ki, Türkiye Türklerindir! Ercümend Ekrem TALU bir vücudden hiç te farklı değildir? Marx Reinhardt DOnyanın ett tanmtntf sahne vazıı (Türkiy*d« ı «şri haklcı yalnız "Cumhuriyat,, c aiddir. ğildir. Fakat sade onun yardımile yaşaması da doğru değildir. Diğer taraftan bir gün gelecek. şu anda masraflarını pekâlâ koruyan «hafif tiyatro» ismini verdiğimiz «müzikhol», «operet» temsillerinden, «bulvar komedileri» nden de halk bıka cak, onlar da müşkül vaziyete düşe ceklerdir. Çünkü filim rekabeti on lan büsbütün ortadan kaldırmasa bile hayli zedeliyecektir. Fakat asü en sonunda buhrandan kurtulacağı hakkında ümid besledi ğim hakikî tiyatronun istikbalile a lâkadar olmamız lâzımdır. Onun is tikbalini temin etmek için başlıca şart ta yukanda söylediğim gibi onu tam serbestlik ve istiklâle kavuşturabilmektir. Bugünkü serbest ve müs takil tiyatrolardaki uyuşukluk onu kısa tâbirle ölüme sürüklemekten başka birşey yapamıyacaktır. O halde harekete geçmek lâzımdır. Evet.. Harekete geçmek.. Bazan geçiyoruz da.. Fakat arasıra gene şurada burada dayanacak bir istinadgâh arıyoruz. *** Meselenin nazari ciheti böyle.. Tatbikat cihetine gelince, o da nazarî şekildekinden pek iyi değildir. Her memleketteki vaziyet birbir tetkik edile cek olursa görülür ki tiyatro hemen her yerde tam manasile müthiş bir malî buhranın en hâd devrelerini geçirmektedir. Yahıız bundan Avrupa kıt'asuıda Ingiltere kısmen istisna edilebilir. Çünkü îngiltere dünyadaki malî buhrandan en az müteessir ol • muş olan bir memlekettir ve orada birçok müesseseler gibi tiyatrolar da tam bir faaliyet gösterebilmektedir ler. Maamafih îngılterede de bugün en ziyade revac bulan, rağbet gören ti yatro şubesi operettir. Operetin de yukarıda söylediğim gibi hakiki ti Atinada muhalif liderlerin davası Diin suçlular müdafaalarını yapmağa başladılar Atina 2 (Hususî) Muhalif parti liderlerinin muhakemesine devam e dîlmektedir. Dün eski Hariciye Ba kanı Maksimosla Meb'usan Meclisi Reisi Vozikis müdafaa şahidi olarak dinlenmişlerdir. Her ikisi de Papa nastasiunun iki muhalif cepheyi birleştirmek için sarfettiği gayret ve faaliyeti anlatmışlar, Venizelosun ina dı karşısında uzlaşmak mümkün ola madığı, gerek Papanastasiu, gerekse diğer liderlerin isyan hazırhğmdan haberlerl olmadığı kanaatinde bu lunduklannı söylemişlerdir. | ' Müdafaa şahidi olarak dinlenenJTene'r Paftikhanesi Yunanistah mümes^ sili Trabzon Metrepolidi Hrisantos ta Papanastasiunun papazların kıyafeti meselesinde efkârı yatıştırmış oldu ğunu, Sofulisin de Sisamda evin den dışan çıkmadığı cihetle isyan hareketile alâkadar olamıyacağını söy lemiştir. | Meb'uslardan Çiçarasla Sakalis te takkiperver fırka lideri Kafandari sin parlmanterizm esaslarına merbut olduğunu ve böyle hareketleri kabul etmesinin imkânı bulunmadığını bildirmişlerdir. | Son müdafaa şahidi olarak dinle nen eski diktatör General Pangalos yenizelosla Gonatas arasındaki nok tai nazar ihtilâflarını anlatarak isyan hareketinde alâkası bulunmak ihti mali olmadığını söylemiştir. Bugün suçluların müdafaası başlamıstır. Atatürkün dünkü gezintileri Ankara 2 (Telefonla) Atatürk bugün öğle üzeri Çubuk barajına inmişler ve bir müddet kaldıktan sonra dönmüşlerdir. Fransız Sovyet andlasması Misak dün akşam Pariste imzalandı Paris 2 (A.A.) M. Potemkin Fransız Sovyet andlaşmasını imza etmek üzere, dün akşam saat 9,30 da, Hariciye Nezaretinde M. Lavalle buluşmuştur. Hitler Türk gazetecilerini kabul etti Paris 2 (A.A.) Fransız Sovyet andlaşmasınm ikinci maddesine gö re, Uluslar Kurumu ittifakla karar vermediği takdirde, Fransa ile Sov yetler, derhal birbirlerine yardım e deceklerdir. Beşinci maddeye göre, yardım mükellefiyeti yalnız Avrupaya şamildir. Üçüncü madde, yardımm Uluslar Kurumunun tavsiyesini müteakıb hemen yapılacağını ve Uluslar Kuru mu tavsiyede bulunmadığı takdirde yardım mükellefiyetinin gene baki kalacağmı beyan etmektedir. llişik protokol, bir takım devletle rin henüz iltihak etmemelerinden dolayı tahakkuk edemiyen daha geniş bir emniyet sistemine imkân hazır lamaktadır. Parti Kurultayında görüşülecek işler Son dakika Sovyet Fransız misakı imzalandı Ankara 2 (Telefonla) Büyük Paris 2 (A.A.) Fransız Sovyet miParti Kurultayı hazırlıklan en son sakı bu akşam imzalanmıştır. devresine gelmiştir. îlk Habeş elçisi Ankarada Kamutay pazartesi gününden son Ankara 2 (Telefonla) îlk Habeş ra, Kurultayın nihayetine kadar top Elçisi M. Ato Berkas Markos bu sa lanmıyacaktır. Parti Kurultayında memleket işlerinde çok mühim ve bah buraya geldi. şümullü kararlar almacaktır. Haber Yeni nüfus sayımı hazırlıklan aldığıma göre, görüşülecek meseleler Ankara 2 (A.A.) 18 ilkteşrinarasında köylünün daha geniş mik de yapılacak olan umumî nüfus sa yasta okutulması için almacak yeni yımı programı hakkmda mütalealan tedbirler vardır. Programm ana esaslan içinde bir ta nı beyan etmek üzere bütün devlet teşkilâonuı mümessillerinden mürekkeb kım tasrihler ve üâveler yapüacak heyet dün îstatistik Umum Müdürlütır. Büyük kurultaya, tabü üyeleri oğünde toplanmıştır. îçtimada Umum lan Parti saylavlanndan başka iki yüze yaMn üye iştirak edecektir. müdür sayımın gaye ve maHiyetile tecrübelerden alınan neticeleri izah ey Telefon Şirketile lemiş bundan sonra sayımda sorula müzakereler cak sualler hakkında uzun münaka Ankara 2 (Telefonla) Aydın Deşalar cereyan etmiştir. Umum müdür miryolunun satm alınması işini bü lük sayım programı hakkında serde yük bir muvaffakiyetle başaran Ba dilen arzulan tetkik ederek yakmda yındırlık Bakanlığı yakmda İstan kat'î bir karara bağhyacaknr. bul Telefon Şirketinin de satın alın ması işini halledecektir. Bayındırlık Bakanlığı bu hususu Telefon Şirketine bir yıl evvel haber vermiş ve aynca bir heyet tarafmdan şirketin hesablan üzerinde uzun uzadıya tetkikler yaptırmıştı. Dört ay süren bu tetkilerin neticesi Bakanhk tarafmdan inceden inceye gözden geçirilmiş ve îstanbul Telefon Şirketi nin satın alınması yolundaki müza kerelere başlanması sıraa gelmiştir. Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya bu husustaki sualime cevab olarak dedi ki: € Evet, îstanbul Telefon şirketini de yakında bizimle görüşmeğe davet edeceğiz.» Hakikî tiyatro, dünya üzerinde Trabzon 2 (A.A.) Dün başlıyan şimdıye kadar kıble rüzgârı, bugün artmış, ateş sa görmediği çok acı çan bir fırtına gibi sabaha kadar sürbir buhran dev müştür. Kremitler düşmüş, telefon resi geçiriyor. Getelleri, direkleri, bazı ağaclar devrilçiriyor, demekle miş, birkaç dam çökmüştür. însanca bilmem, fazla nik zayiat yoktur. Sıcaklık, kuvvetini kay bin mi davran betmemiştir. Elektrik, gece beş da dım? Çünkü «ebekika sönmüştür. Hararet, 35 tir. Ge diyen bu buhran ceki rüzgâr fındık ağacı dallarını hıriçinde kalacak» palamış, yeni mahsule zarar yapmışdemeğe dilim var tır. İki üç gün devam ettiği takdirde madı. Evet, müt fındık mahsulünü büsbütün harab hiş bir buhran o Marx Reinhardt edeceğinden çok korkuluyor. nu her tarafından bastırmış, ruhuna Trabzon 2 (A.A.) Bu gece iki nüfuz etmiş, boğmak üzeredir. Bu hafif zclzelc olmuştur. Gümüşane ile na rağmen herhangi bir cepheden Bayburt arasındaki Vavut dağında kendisine el uzatümak şöyle dursun, lüzumundan fazla fena muameleye devrilen kamyonette 15 kişi yaralanmaruz kalıyor. Ekonomik cepheden mıştır. hali berbaddır. Fiati çok düşmüş bir Adanada dün mfithif tıcaklar mal vaziyetindedir. Soysal cepheden başladı de hali hiç iyi değildir. Gitgide halk Adana 2 (Hususî) Bugün sı kütlesinin alâkasını kaybediyor. San'at cak 37 dereceye kadar yükseldi. Sıcephesinden de müthiş bir sükuta ugcağın. hububata ve pamuğa zarar ramıştır. Edebî mahiyetten günden güne uzaklaşıyor. Diğer taraftan asiras etmesi ihtimalinden korkuluyor. rm herşeyi bozan, dağıtan havası o Şehirde buz sarfiyab görülmemiş bir na da nüfuz ederek kemiriyor, bina şekilde arttı. Sokaklarda ve evlerde enaleyh tiyatronun bugün kansere tubayılanlar var. Halk bahçelere ve tulmuş bir vücudden hiçbir farkı yokırmak kenarlanna kaçıyor. tur. Varşova 2 (A.A.) Burada ve yaŞu birkaç satır içinde çizdiğim çok kınlarda büyük bir fırtına vardır. Kar hazin bir tablo, değil mi? Fakat ta 20 sartimetroya çıkmıştır. mamen hakikat.. Zaten ben, bunu se Şehrimizdeki yağmur nelerdenberi tekrar edip duruyorum. Evvelki gece başlıyan yağmur buSık sık mevzuu bahsetmiş olmakla güne kadar hâlâ dinmemiştir. Kan bu endişelere bir teselli bulmak is dilli Rasadhanesinin verdiği malu tiyorum. Heyhat.. Endişelerim gün mata göre dün sabah saat 7 den ge dengüne artıyor. Maamafih bu hususne dün öğleden sonra saat 2 ye kadar ta yukarıda da söylediğim gibi tamayağan yağmurun miktan 14 milimetmile ümidimi kesmiş bir vaziyette dereyi bulmuştur. ğilim. Tiyatronun bu müthiş buhra Yağmurun bugün öğleden sonra nı bir gün atlatacağına kaniim. dinmesi muhtemeldir. •*• Tiyatro demekle neyi kasdediyo rum? Evvelâ bunu tahlil etmek lâzım. Çünkü bu tabir çok defa fena kulla nılır ve onun hakikî roahiyetinden Eerlin 2 (AA.) Anadolu Ajanbaşka taraflara da şamil olduğu hissi sının hususî muhabiri bildiriyor: verilir. Tiyatro derken hakiki tiyat On gündenberi Alamanyayı gezen rodan, serbest ve müstakil tiyatrodan Türk gazetecileri evvelki gün Berli bahsetmek istiyorum. Buradaki «ser ne geldiler. Dün mayıs şenliklcrinde best ve müstakil» tabirini de çok gebulundular. Bugün de Hitler tarafın niş bir şekilde kullanıyorum. Yani tidan kabul olundular. yatronun klâsik kaidelerle tahdid edümesine, yahud halkm zevkine uy Hitler gazetecilerimize çok büyük durulmağa kalkıhnasına veya malî iltifatlarda bulundu. Gazetecilerle pek mecburiyet ve an'anelerin tahmil etaz mülâkat yapan Hitlerin bu kabulü tiği esaslar dahilinde vücude getirilTürklere olan muhabbet ve dostlu mesine taraftar olmadığımı söyle ğun bir nişanesidir. mek istiyorum. Maamafih hakiki san'Her tarafta ve her vesile ile dün atin yukarıda zikretmiş olduğum e ya tarihinin en büyük adamı olan Kasaslarla sıkı alâkası olmamakla on mâl Atatürkten bahsolunmakta ve olardan kat'î surette kurtulması im kânı da yoktur. Çünkü ciddî surette nun yaratuğı şeylere hayret edilmek düşünülecek olursa asrî bir piyes, aytedir. ni zamanda hem klâsik, hem an'aneDünyanın en asrî hava filosu ye uygun, hem halkın zevkine hitab Almanyadadır! eder, hem de fazla hasılât getirebilir bir eser de olabüir. Berlin 2 (A.A.) Havas ajansı bildiriyor: Fakat dünyanın en büyük şehirle Yabancı ve Alman gazetecilerinin rini de gözönüne getirecek olursak ziyafetindeki söylevinde M. Herman ciddî bir eserin, devlet tarafından demiştir ki: masrafı temin edilmiş olan tiyatrola rın birinin sahnesinde yer bulama « Hava filomuz dünyanın en modığım söylemekliğimiz icab eder. Devdern filosudur. Almanya, askerî ha let tarafından masrafı temin edilmiş va filosunu teşkil hususunda bugün olan tiyatrolara gelince bunlar, yu mevcud bütün teknik imkânlardan karıdaki esasların hemen hemen hiç istifade etmiştir. Alman hava kuvvetbirile alâkadar değillerdir. Ekseriya leri bugün herhangi bir mütecavize repertuarları senelerdenberi takib etkarşı zorluklar çıkarabilecek kabili mekte olduklan bir programdan ibayettedir.» rettir. Sahne tertibatları evvelden hazırlanmıştır. Maddî ihtiyaclan kafî surette temin edilmiştir. Tiyatro ta rihi bize gösteriyor ki devlet tarafın(Baş taraft birinci tahifede) dan masrafı temin edilmiş olan ti pılacak yardım tedbirlerini yakmdan yatrolar hangi memlekette olurlarsa takib etmek üzere Digor nahiyesine olsunlar ancak millî bir cKonserva hareket etmiştir. Yıkılan evlerin sa tuar» rolünü oynamışlardır. Bir kon yısı 300 400 ü bulmaktadır. servatuarın vaziyetini tabü biliyor İç Bakanlığına gelen ilk resmî ma sunuz. Programı muayyen şekilde teslumat, ölenlerin ve yaralılann sayı bit edilmiştir. Faaliyeti gayet mah sının yüzleri geçtiğini bildirmekte dud bir sahada çok defa bizzat dev dir. Zayiatın hakikî sayısı henüz tes letin çizmiş olduğu hududlar dahi bit edilmemiştir. linde cereyan eder. Felâketzedelere doktor, sıhhiye heHiç şüphesiz tiyatro, devlet yardıyetleri, erzak, çadır ve her nevi levamı olmadan yaşıyacak bir san'at de zım gönderilmiştir, Karsdaki zelzele yatro ile pek büyük bir alâkası yok tur. Londrada heyeti umumiyesile tiyatrolarm iyi iş yapmakta olduklannı gördüm. Fakat orada ciddî piyesler eskiden de olduğu gibi, serbest sahnelerde, kulüb tarzında vücude getirilmiş hususî tiyatrolarda oynanmakta devam ediyor. Geriye Rusya kalıyor. Yalnız ora da serbest ve ciddî tiyatro rağbette dir. >myorum. Sanıyorum, diyorum, çür. a şimdiye kadar Sovyet Rusya yı ziyaret etmedim. Bunun için ora nın tiyatro san'ati ve içtimaî vaziyeti hakkmda çok kat'î bir fikrim yoktur. Yalnız diğer birçoklan gibi ben de turneye çıkmış büyük ve maruf Rus sahne vazılarile görüştüm ve onların faaliyetlerini çok takdir ettün. îş yalnız o kadarla kaldı. Sovyet Rusya smda tiyatro hayatmı yakından tet kik etmek fırsatını bir türlü ele ge çiremedim. Fakat birçok dostlanmın oradan memnun ve şaşkm döndükle rini gördüm. Moskovada on beş gün evvel bilet alınmazsa hiçbir tiyatroda yer bulmak imkânı yokmuş. Diğer taraftan Rusyadaki sahne tertibatı büyük muvaffakiyetler temin ediyormuş. Bütün halk tiyatro faaliyetile alâkadarmış. Tiyatro san'atine aid en küçük bir hâdise bile halk arasın da, gazetelerde, uzun uzadıya günlerce mevzuu bahsediliyormuş. Işte san'at böyle yükselir. Halk arasındaki soysal muvaffakiyetle.. Yoksa daima münakMd, yorgun ve herşeyden bıkmış güzideleri alâkadar edeceğim diye uğraşmakla değil.. Serbest tiyatro nun tekâmül ve inkişaf edebibnesi tıpkı Rusyadaki gibi halkm alâ kadar olmasına vabestedir. Bununla beraber Sovyet Rusyada da tiyatronun tamamile serbest olduğu hükmünü veremeyiz. Siyaset noktai nazanndan hududsuz bir istiklâ le sahib değildir. Fakat bu malî bir mecburiyettir. Bu malî mecburiyete Japonya ve Mançuri Tokyo 2 (A.A.) Mançuko împaratoru, neşrettiği bir beyannamede, Mançukonun Japonyaya çözülmez bağlarla bağlanmış bulunduğunu kaydetmekte ve bu bağların Uzakşarktaki barışı muhafaza etmek için daha ziyade sıklaştınlacağı ümidini izhar etmektedir tebaiyet neticesidir ki şaşılacak ti yatro eserleri vücude getirilebilmektedir. Bir kere sahne vazu hiçbirşey düşünmeden sükun içinde çalışmaktadır. Üç senede hazırlanacak bir eseri iki ayda hazırlamağa onu mecbur edecek bir vaziyet yoktur. Onun ye gâne düşüncesi sahnede tam bir mü kemmeliyet temin etmektir. Halbuki bir de gelin, Avrupa tiyatrolarmda sahne vazılannuı biran evvel kazanc yapabilmek için ne hızla ve ne süratle çalıştıklarını görün! O halde, bütün bunlardan çıkanlacak netıce şudur: Bizim de Sovvet Rusyadaki şerait içinde değilse de oradaki tiyatro havasma benzer bir hava içerisinde çalışmamız icab edi yor. Tiyatronun bugünkü buhrandan kurtulup bütün kuvvetile yeniden doğabilmesi için muhtac olduğu soy sal muhiti bulması lâzrmdır. Şalyopin çok hasta! Havre 2 (A.A.) Meşhur şarkıa Şalyopinin sıhhî vaziyeti ağır laşmıştır. Şalyopin Parise gönderil miştir. Yumurta ihracatımız çok iyi gidiyor Inebolu 2 (A.A.) Yumurta ihracatı bu hafta mühim bir miktara çıkmıştır. Bugün Italya Kapoarma va purile îspanyaya sevkedilen yumur ta 120,000 lira değerinde 11,000 sandıktır. Bu seneye kadar bir partide bu kadar ihracat yapılmamışür. Vapur kumpanyası yumurtalann şerefine dün akşam vapurda yüz kişilik bir vr yafet yermiş.tir.