çıkmış durumda. Bilgisayar destekli suçlar alanındaki yarışmayı acaba kim kazanacak? Suç ortağa bit mi, yoksa dedektif Byte mi? , olması yasak değil ve bu alet bilgisa- yar mağazalarında rahatça satın alı- nabiliyor. Bu durumda kasalar, ge- ride hiçbir iz kalmadan gizlice boşal- tılabiliyor. Geriye kalan tek şe bom- boş hesapları oluyor. SORUŞTURMACILARIN İŞİ ZOR Bu noktada polis suçlularm çevir- dikleri dolapları ortaya çıkarmakta güçlük çekiyor. Çünkü suçlu, par- mak izi, ayak izleri ya da suç mahal- linde unutulmuş nesneler türünden hiç bir iz bırakmıyor arkasında. Bu nedenle polisi başarıya ulaştırabilen tek etken raslantılar oluyor. Bunu sağlayan da, suçluların kendi başarı- larından ötürü aşırı gurura kapılma- ları ya da tedbiri elden bırakıp hata yapmaya başlamaları. Buna da ol- dukça sık raslanıyor. Zürih'li bir elektronik ve bilgisayar ı, yoksa dedektif mi? uzmanı olan 32 yaşındaki Franz K.'nın başından da böyle bir olay geçti. Bay K. bir raslantı sonucu so- kakta yürürken, İsviçre bankalarının “*mavi kart” (Carte Bleu) olarak ad- landırılan bir kredi kartını buldu. Kartın asıl sahibinin gizli kodunu bil- mediği sürece bu kart onun için hiç bir değer taşımıyordu. Kartın üzerin- deki isme telefon ederek kendisini banka memuru olarak tanıttı. Kartı kaybeden talihsiz adama, en kısa za- manda yeni bir kart verileceğini bil- dirdi. Bu arada, kartın gizli kod nu- marasını sormayı da ihmal etmedi ta- bil. Böylece Franz K. gerekli gizli ko- du ele geçirmiş oluyordu. Artık haf- tada bir kez banka otomatında 500 Frank çekebiliyordu. Ama bu yön- tem ona sıkıcı gelmeye başladığından, Franz K., kartın üzerindeki manye- tik şeridi manipüle etmeye başladı. Böylece artık her gün 500 Frank çe- kebiliyordu. Polisin onun çevirdiği dolabı seze- bilmesi tamamen Franz K.'nın tem- belliğinden kaynaklanıyordu. Çünkü Franz K., para çekmek için hep aynı şubeye gidiyor ve bunu her gün ya- pıyordu. Kart sahibinin limiti hafta- da 500 Frank iken, Bay K.'nın her gün gelmesi bir banka memurunun dikkatini çekti ve Bay K. yakayı ele verdi. Cinayet gibi çok ağır suçlarda, fa- illerin bulunabilmesi için çok sayıda personelin seferber edilmesi gereki- yor. Bavyera'da 1986 yılı içinde işle- nen suçların /o 57.40ünde failler be- lirlenebildi. Aynı yıl için Federal Al- manya ortalaması ise 74 45 dolayın- da. Dolayısıyla Bavyera, suçların ya- rısından çoğunun faillerini belirlemiş bir eyalet olarak, Almanya ortalama- sının üzerine çıkıyor. Kırsal kesimde, büyük şehirde egemen olan ananim- lik pek varolmadığı için, polisin za- ten az sayıdaki ağır suç failini orta- ya çıkarması göreli olarak daha do- lay oluyor. Çünkü köyde herkes bir- birini tanıyor ve herhangi bir yaban- cı,i tıpkı birdenbire Jaguar kullanma- ya başlayan bir komşu kadar dikkat çekiyor. 271