ölçütlerin oyunlara uygulanmasının mümkün olmadığını düşünüyor. Happy: Yasaklamaya ilişkin uygu- lamayı en çok eleştiren kişilerden bi- ri de sizsiniz. Hattâ firmanız buna karşı bir dava açmış bulunuyor. Ya- saklamanın niçin karşısındasınız? Goeldner: Biz yasağın genel olarak karşısında değiliz, bugünkü uygula- manın başarısız olduğunu düşünüyo- ruz yalnızca. Federal Denetleme Ku- rulu'nun 1986 istatistiğine göre, 31 adet oyun hakkında ihbarda bulunul- muş ve bunlardan 7 tanesi yasakları- mıştır. Biz bu yıl da yaklaşık 3000 adet yeni oyun yayınlayacağımızdan, insanın aklına yasaklamaların rast- lantı ilkesine göre yapılıp yapılmadı- Bi sorusu takılıyor ister istemez; çün- kü ““Rambo”, ““Commando”, “Who dares mins” türünden oyun- lar ve daha pek çokları ya hiç yasak- lanmamakta ya da farklı tarihlerde yasaklanmaktadırlar. Happy: Bir yapımcı olarak sizin için yasaklama ne anlam ifade edi- yor? Goeldner: Yasaklama belirli bir ürünün reşit olmayanlara ulaştırılma- sına izin verilmemesi, buna bağlı ola- rak da bu ürünün aynı zamanda rek- lamının, gösteriminin sınırlandırılma- sı anlamını taşıyor. Böylece yasakla- ma, bizim için uygulamada teslimatı durdurmayı, bu arada da yasaklan- mış oyunları toptan ve perakende sa- tış yapanlardan geri almayı zorunlu kılmaktadır. Yasaklama satışla bir- likte reklamın da durdurulmasını ön- görüyor. Happy: Sizin oyunlarınızın yasak- lanmasına ilişkin olarak Federal De- netime Kurulu hangi nedenleri gös- terdi? Goeldner: Sözkonusu oyunlara ge- tirilen yasaklara ilişkin temellendir- meler hemen hemen istisnasız aynı- dır. Yani bunların tümü de “toplum- sal ve ahlâki bakımdan yanlış yola sevkedici'', “şiddeti ve savaşı yücel- tici”, “saldırganlığı artırıcı” oyunlar olarak tanımlanmıştır. Happy: Siz ise bunun aksini mi sa- vunuyorsunuz? Goeldner: Benim düşünceme göre, şimdiye kadarki talimatların bilgisa- yar oyunlarına uygulanması pek mümkün değildir. Çünkü bu oyunlar çatışmanın etkin ve bazı durumlarda yapıcı bir çözömüne imkân tanımak- tadır. Denetlemede temel alınan öl- çütleri bir mahkemeye incelettirmek niyetinde olduğumuz için, bu konu- da daha fazla bir beyanda bulunmak 20 istemiyorum. Happy: Simülasyonlar yoluyla sa- vaş eğitimi veren programlar sunul- muş olmuyor mu sonuç olarak? Goeldner: Kesinlikle hayır! Hemen hemen bütün programlar farklı çö- zümlere, bu arada barışçıl olanlara da imkân tanımaktadır. Oyuncunun kendisi için oyunun arka planı ve ko- şulları pek o kadar önem taşımamak- tadır; burada aslolan sadece ekran üzerinde o anda olup bitenlerdir. Bir elmaya okla mı nişan alındığı ya da bir uçağa savaş topuyla mı hücum edildiği uygulamada ve oyuncunun tepkisi açısından farklı bir durum ya- Tratmaz. Happy: Oysa Federal Denetleme Kurulu ve pek çok anne-baba başka türlü görüyor bu olayı. Goeldner: Federal Denetleme Ku- rulu, kullanıcıları sadece ekran üze- rinde bir nesneyi bertaraf etmekle kalmayıp bilinçli bir tarzda bir uça- Bı, özellikle düşman olarak adlandı- rılan birine karşı, kullanmakla ve böylelikle bir insanı öldürmekle it- ham ediyor. O zaman niçin -evlerin çoğunda bulunan- satranç türünden bir oyun olan “Riziko'”' yasaklanmı- yor diye sorulabilir. Happy: “Barbarien” gibi oyunlar- da kan dökmek ve kafaları uçurmak neden gerekli olsun? Yani öldürmek niçin zorunlu olsun? Rushware firmasının pazarlama mü- dür Jurgen Goldner. 13 yıllık memu- riyetten sonra VC20 ile yazılım ola- yına girdi. Goeldner: Firmamız tam da bu ne- denden ötürü bu oyunu sürümden çekmiştir; çünkü biz satışa sunduk- larımızdan dolayı kendimizi sorum- lu hissediyoruz. Happy: Nazi ve porno yazılımı ko- nusunda sorumlu olan kimdir? Goeldner: Bu yazılımın -1987 Tem- muz'unda ARD'nin güncel konular programında sunulmuştu bu- bizim tarafımızdan satışı yapılmamaktadır. Bizzat televizyon yayını bizim üretim- de bulunduğumuz dala yer vermemiş ve oyunlarını özel ihracat ya da kor- san kopya pazarında sergileyen prog- ramcıların veya “Kırıcılar”'ın (Hac- ker) programlarını iletmiştir. Biz bu tür oyunlara getirilen yasağı destek- liyoruz. Ancak, bu bağlamda yasağın nasıl uygulanacağı sorusu gündeme gelmektedir; çünkü bu “yapımcılar'”- ın ele geçirilmeleri pek mümkün de- Bildir ve bu oyunların satışları da or- ganize bir biçimde yapılmamaktadır. Happy: Sinema filmlerinde çok- tandır yerleşmiş olduğu türden bir gönüllü otokontrol mekanizması yazılım-yapımcılarında neden yok acaba? Goaldner: Bu tür bir otokontrol bi- zim tarafımızdan defalarca teşvik edilmiş, ancak gerçekleştirilememiş- tir; çünkü bunun için şimdiye dek hiçbir ölçüt oluşturulmamıştır. Biz alış-veriş politikamız yoluyla kendi firmamızda çoktandır otokontrol uy- gulamaktayız. Happy: Siz Federal Denetleme Ku- rulu üyelerinin yasaklanacak bir oyu- nu yeterince ayrıntılı bir biçimde in- celemediklerini eleştiriyorsunuz... Goeldner: Denetleme üyelerinin kendilerinin sözkonusu bilgisayarlar oyununu bizzat oynamadıklarından eminiz, Çünkü biliyoruz ki, jüri üye- leri önceden hazırlanmış bir vaziyet alışa muhatap olmakta ve daha son- ra bu yönde oy kullanmakıadırlar. Happy: Neden dolayı orjinallerinin değil de, bazı korsan kopyaların ya- saklama listesine alındıklarını düşü- nüyorsunuz? Goaldner: bu noktaya mahkeme kanalıyla bir açıklık getirilmesini bek- lediğimizden, bu konuda hiçbir be- yanda bulunmak istemiyorum aslın- da, ama şöyle diyebilirim: Çünkü teklifte bulunan taraf resmi bir dai- redir ve oyunları yasak listeye koya- bilmek için bir korsan kopyaya sahip olmuş olması gerekmektedir. Happy: Söyleşi için teşekkür ederiz.