AMIGA’nın içindeki “Paula” adlı ses çipi C64'ün ya da Atari ST'nin ses çipinden büyük ölçüde farklıdır. Se- sin tınısı tümden değişik bir tarzda meydana geldiğinden burada dalga formları olarak üçgen, dikdörtgen, testere dişi ve uğultu yoktur artık. Bu büyülü formülün adı ancak son za- manlarda yaygın ve ucuz bir tekno- loji halini almış olan “*Soundsamp- ling”'dir. Sesler artık sentetik olarak üretilmemekte, doğadaki sesler bir mikrofon aracılığıyla elektriksel tit- reşimlere ve “Soundsampler” ile de sayısal (digital) verilere dönüştürül- mektedir. Eğer bu sayısal bilgiler uy- gun bir devreye gönderilirse, başlan- giıçtaki ses yeniden duyulmaya başlar. Bir sesin nasıl oluştuğunu incelemek gerekir ilkin. Her sesin farklı frekans- ta ve genlikte sayısız sinus titreşim- lerinden meydana geldiği bulunmuş- tur. Bununla birlikte insan kulağı an- cak yaklaşık 16 ilâ 20.000 Hertz ara- sında kalan sesleri duyabilmektedir, yani yalnızca bu frenaks alanının dik- kate alınması gerekmektedir. Resim 1'de sayısallaştırma olayı ve bu yol- la elde edilen ses bilgilerinin repro- düksiyonu kabaca ve kuşbakışı bir tarzda gözönüne serilmektedir. Sesin mikrofon aracılığıyla kaydedilmesini (soldaki resim) “Sampler”'deki sayı- sallaştırmaya ilişkin ilk evre izlemek- tedir: — “Kalın sesleri geçiren filtre”” yal- nızca daha sonra reprodüksiyonu da yapılacak olan frekans alanının Sampler'a ulaşmasını sağlamaktadır (resim 2). Filtre olmadığı takdirde çarpıklıklar meydana gelebilmekte- dir. — Artık dalga formu da belirli bir oranda (Sampling-oranı) test edilebil- mektedir. Zincirleme yapılan test iş- lemi sırasında dalga formuna ilişkin bir gen değeri bu modülün çıkışında sabit tutulmaktadır. “Sample&Hold” (örnekleme ve tutma) adı da buradan gelmektedir. — Bunu izleyen “Analog-sayısal-çe- virici” modülünün bu değeri sayısal bir değere, yani bir sayıya dönüştür- mesi için bir ritm döngüsü boyunca bu değere gerek duyduğundan değe- rin sabit tutulması zorunlu olmakta- dır. Üretilen değerler sistemin çözü- nürlüğüne bağlıdırlar. AMIGA'da bu çözünürlük 8 Bit'tir, böylelikle de sa- yı 256 değişik değer alabilmektedir. — Sayı işlemci tarafından alınmak- ta ve belleğe yazılmaktadır. Bunun- la “Sample'' (örnekleme) işlemi ta- mamlanrmış olmaktadır. Artık ses kodlanmış gen değerleri olarak bel- lekte yerini almış bulunmaktadır. “Kalın sesleri geçiren giriş filtresi”', Sample&Hold ve Analog-sayısal-çe- virici mevcut olmadığından, AMIGA ancak ses donanımla sesleri sayısal- laştırabilecek bir duruma gelmekte- dir. Seslerin önceden seslendirilme- sinde ise durum farklıdır. Bu konu- da gerek duyulan her şey içeriye yer- leştirilmiştir. Zaten AMIGA'da her değerin tek tek sayısal-analog- çeviriciye (Analog-sayısal-çeviricinin karşılığı) iletilme zorunluluğu yoktur. Ses çipi “Paula” bunu kendiliğinden yerine getirmektedir. DMA (Direckt emory Access-Doğrudan Bellek Erişimi) aracılığıyla işlemci, ona sa- dece hangi bellek alanını hangi hız- da (Sampling-Rate) göndermek zo- runda olduğunu bildirmek zorunda- dır. SÜPER ÇİP: PAULA Ama gene de sayısal-analog-çevi- rici'nin arkasında bir “Kalın sesleri geçiren filtre''nin devreye sokulması gerekmektedir. Çünkü bu yapılmadı- ği takdirde, ““bölümleme uğultusu”” tabir edilen olay çok rahatsız edici ol- maktadır. Bu uğultular, bir Samp- ling-değeri kendinden önceki değer- den çok farklı olduğu zaman ortaya çıkan yan seslerdir. Anılan filtre sa- yesinde bu durum dengelenebilmek- tedir. Ne yazık ki bu filtre AMIGA”"- da sabit bir şekilde ayarlanmıştır ve (en azından Alman AMIĞA-model- lerinde) devre dışı bırakılamamakta- dır. Buysa, yüksek Sampling-oranın- da çalışılmasına rağmen, sesin bazı durumlarda boğuk çıkmasına yol aç- maktadır. Paula'nın bu türden dört adet sayısal-analog-çeviricisi vardır ve bu çeviricilerin çıkış kanalları iki- şer ikişer iki bağlantı üzerinde toplan- mıştır. Bundan dolayı AMIĞA ger- çek stereo-sesi üretebilecek konumda- dır. Her kanal bir yazmaç (Register) sayesinde ses yüksekliği bakımından ayarlanabilmektedir. Bu kanallardan her biri gerek ses yüksekliği gerekse seslendirme frekansı yönünden bütü- nüyle modüle edilebilmektedir. Gen- liğin modüle edilmesiyle uzun, sürekli bir modülasyon-dalga-formunda ge- leneksel ses-üreteçlerinde olduğu gi- bi genliğin üst bölümlerini gösteren eğrinin (zarf'ın) yönlendirilmesi mümkün olmaktadır. Frekansın mo- dülasyonunda dalga formlarının ve frekanslarının ustaca seçilmesiyle ola- ğanüstü sesler üretilebilmektedir. Bütün bu özellikler “DeLuxe So- und” programı ile rahatlıkla ayarla- |-nabilmektedir. Gerekli ek donanımı da içeren bir Sampler-yazılımıdır bu program. Bu yazılımda yukarıda de- ginilen genlik ve frekans modülasyon dalga formlarının grafik olarak giri- şi mouse aracılığıyla yapılabilmekte- dir. Seslendirme hızının iletim sırasın- da değiştirilmesi imkânının yanısıra sesin bir yankı (echo)-efekti ile dona- tılması da mümkündür. AMIĞA-SAMPLER Bütün bu modülasyonlar gerçek- zamanda da, yani doğrudan doğru- ya sayısallaştırma sırasında uygula- nabilmektedir. Bu arada, sayısal sin- yal, seçilmiş olan ““efektler” tarafın- dan anında işlenip gönderildiğinden, AMIĞA'yı süper-efekt aygıtı olarak kullanma imkânı ortaya çıkmaktadır. Bir “Sample”' dosdoğru disket üze- rinde de depolanabilmekte ve sonra yine doğrudan disketten seslendirile- bilmektedir. Tınısı aynı forma sahip bir ses, örneğin bir org sesi üretilmek istendiğinde, bu durumda tüm ses sü- resinin kaydedilmesine gerek kalma- makta, yalnızca başlangıç bölümü ile aynı formdaki sesten küçük bir par- ça yeterli olabilmektedir. DeLuxe So- und'da (ve yüksek değerli diğer her Sampler'de de) kaydın sadece bir bö- lümü belirlenebilmektedir. Başlangı- cın seslendirilmesinden sonra bu bü- lüm sürekli tekrarlanmaktadır. “Lo- oping” diye de adlandırılan bu yön- tem sayesinde çok değerli bir yığın bellek alanından tasarruf sağlanmış olmaktadır. Ancak, “Loop”un ba- şında ve sonunda bir sıfır-akışın (ya- ni Ö değerin) mevcut olması önemli- dir, çünkü aksi takdirde akışı bozan çarpıklıklar meydana gelmektedir. Bu bağlamda, Sample'in grafiksel çıktısı gerekli olabilirdi, ama DeLuxe Sound'da bulunmamaktadır bu. Sampling tekniğinde ortaya çıkan bir problem de şudur: Doğal koşul- lar içinde meydana gelen bir ses, ör- neğin bir piyanonunki, her tonlamâ- da kulağa aynı sesi vermemektedir. Geleneksel bir sayısallaştırıcı ise, 35