Ermeni meselesi 11 Mart 1333 ay evvelki gün fransızca küçük bir kitap getirde Adı ( (Pi. yer Kiyar — Pierre Guillard'ın hatı- rasına) dır. Medhiye ve hicviyelerden müteşekkil bir eseri mensur. Methe- > Piyer Kiyar'dır. Hicvedilen de (Piyer an ı ismen bilirim: Yir. mi üç sene evv 1 İstanbula gelmişti. Ermeni Ve fesad muallimi idi. Üç, dört sene kaldıktan sonra def olup gitti. Tuhaf!.. Bana (Kızıl hayvan—Bâte- Rouge) lâkabını veren (Piyer Kiyar) imiş, Sözü bilirdimse'de kaili meçhu- lüm idi: Hamil olduğum ecnebi nişan- ları kadar, yine o ecanib tarafından tevcih olunmuş böyle birçok unvan. larım .vardır. Ben bunlarla iftihar et mekte haksız değilim. 'Ve'öğreten de Aharonyan ve Çobi namındaki iki Ermeni hatibinin hararetli nutuk- tarıdır. : Müsahibimin getirdiği kitapta, meş- hür, nâmşuhur birçok Fransiz üdeba- sının da nutuk tarzında hicviyeleri varsa da (Kızıl hayvan), kendisinin! ni- çin kudurmuş olduğunu; âdâyı harici. yesinden değil, hüsamai dahiliyesinden işitmek ve öğrenmek ister. Bu daha ziyade haizi vüsük ve daha ziyade lâyıkı itimattır :Aharonyan efendide, mösyö Çobanyan da yeklisan' olarak tekrar betekrar diyorlar ki : (Piyer Kiyar) Ermeni mekteplerine muallim sıfatiyle bin sekiz yüz dok san üç senesinde İstanbula gelmiş. Ermeni gençlerine felsefe, tarih, ede biyat ile birlikte (Türklerin boyundu- ruğundan kurtulmak için çalışmak) talim etmiş. Ermeni talebesinin felsefe ile tarih ve edebiyata ne kadar müs- tefid oldukları malüm değildir. Fakat ihtilâlciliği talim ve telkin etmekte o kadar muvaffak olmuş ki, Sason meselesinde, Zeytun meselesinde, Ban- ka meselesinde. hasılı Ermeni kanı- nın dökülmüş ve Ermeni ocağının sönmüş olduğu her meselede (Piyer Kiyar)'ın nam ve himmeti takdis ve şükran ile yâdolunmak, Ermeni cema- atine mukaddes bir vazife olmuş. Za- bıta bir aralık Ermeni hesabına çalı. şan bu Fransızdan şüpheleniyor; ve tevkif ediyorsa da Fransız Sefareti. nin müdahalesi üzerine ben tahliye ediyorum. Filvaki böyle bir mesele ve müdahale hatırıma geliyor. (Piyer Kiyar) mahpustan çıkmakla beraber nefsini emniyette göremediğinden - ye- min ederim ki; şahsı için bizim ta raftan hiç bir tehlike melhuz değildi ve bunu kendisispek iyi bilirdi - İstan- bulu terkediyor, O kadar sevdiği Ermenileride, demek ki, evvelâ Ce- nabi Hakkın hıfz ve siyanetine, sonra benim merhamet ve şefkatime tevdi edip gidiyor Bunu söyleyenler birçok Fransızlarla beraber mösyö Aharonyan ve Çobanyan efendidir Abdülhamit devrinde Sürre alayı Mazlum Ermeni milleti namına te- heyyüç etmiş, kıyam etmiş olan bu mücahit fedakâr, yâni (Piyer Kiyar), İstanbuldaki - miktarı her halde çok olmıyacak - maaşını terk ile Avrupa. ya avdeti ihtiyar ediyor. Ve Ermeni katliamlarını haber veriyor. O vak. te kadar koca Avrupa bu fecayiden bihaber imiş, Ve hükümetler de ilti- zami bir sükütile telâkkii vekayi ediyormuş. Bunu söyliyen ben deği. lim, birçok Fransız ve Ermeni ude- Rİ Abdülhamit Tezimiz Etrafında |— ülhamid hakkında Tihalğilerin ve Miölerin (Abdülhamidi Sani ve Devri Sal- tanatı) ismiyle e al yalan ve ipi. a dolu eserden «Abdülhamid şehzadeliğinde para yı gayetle sever, idaresini bilir bir adam olduğu için diger şehzadeler gibi borcu yoktu. Hesaplarını kendisi tutar, emlâkinin idaresine, nakdinin sureti tasarrufuna, çiftliklerinin vari- datına müteallik işleri bizzat kemali dikkat ile tetkik ederdi.» baştan başa eKbdülhemid'in paraya muhabbeti hisset derecesine varmış, bu hali sonraları bir kat dâha artmıştır. Ab- dülhamid. muhafazai nefsi için bol e girl argın ER basiyle muharririnidir. Hattâ İstanbuldaki rasimei tekri- me iştirak edenler arasında Hüseyin Cahit bey bile bulunuyor ve işidiyor. (Piyer Kiyar) Avrupaya gittikten ve Ermenilerin macerayı dilhiraşını lâkayt ve menfaatcü insaniyete haber verdikten sonra da Ermenilere olan mühabbetini tatmin edememiş. Bu aşkın sevkiyle (İllüstrasyon) un *mu- habirliğini deruhde ederek gittiği Yunan ordusunda gönüllü sıfatiyle bulunmuş. Türklerle harbetmiş, da o kitapta yazılı Şimdi (Kızıl hayvan) namiyle tez- lil etmek - istedikleri insan, her beni newinden sorar ki, meselâ iel Ubeydullah efendi, kalkıpda..... gitseydi ve orada ekalliyeti değil hattâ ekseriyeti de değil, külliyeti ve umumiyeti teşkil eden Müslümanların bizim Ermeniler kadar da hukuku si- yasiyeye malik olmadıklarını görerek rikkat ve teessürden bu biçare müs- lümanlara (Sizin de mahrum olma- mak, mazlum olmamak, makhur ol. mamak gibi bir hakkınız vardır!..) deseydi ve ısrar etseydi, ...... en ziyade insaniyetperver ve hakşinas eazımından addolunan rüesayı vüke- lâsından ...... bizim Türk hocasının sarığına teşekkür mi ederlerdi? 12 Mart 1333 Dün yağbiyi satırları bugün bir daha okudum. (Gladeston)un (Kızıl Sulan)ı sahnei tarihten çekileli sekiz sene on bir ay oldu Acaba Ermeni vatandaşlarım hallerinden daha mem- nun ve âtilerinden daha emin midir- ler ?.. bol paralar saxfetmekle berâber ken- disi gayet miskinane bir hayat ge- çirmiştir. e bir gün kendij kümesinden birkaç yumurta alıp bi- raderinin haremine götürdğüü için, kâbyası Musa Ağayı iyice haşlamış, birkaç tavüğunun kaybolması üzerine eski bir hizmetçisini koğmuş,. hesap- ta birkaç para yanlışlık yaptığı için....» Bu eser bile, yukarıki satırlarla, mec- |: buren : Abdülhamid'in meziyetlerini ikrar etmiş ve devrinde Düyunu Umamiyeye ai kuruş borç edilmeyen, yalnız borç ödene Padişahın millet parasına olan izmaği zorla teslim etmiş oluyor. aş