. ISLAM NASIL BOZULDU? 3 — TANZİMAT DEVRİNDE © Tanzimatta İslâmın bozuluşu, Müslümanların umumi bozgunu ve bunu tahteşşuurlarında kendi anane ve köklerinden bilmeye başlamaları şeklinde, en vahametli safhasına girmiştir. © Denilebilir ki, İslâmın, gitgide bütün çareler- den uzaklaştırılarak, gözden ve itibardan düşürül- mek metodiyle bozulduğu ilk ve katil devir, Tanzi- mattır. © Tanzimat, İslâma zıt dünyanın maddeye hâki- miyeti ve fenni terakkileri önünde, bu dünyayı İs- lâm gözüyle muayene ve tefahhus edip onun bütün marifetlerini İslâma mâletmek yerine, ona körükö- rüne teslim ve mahküm olmak, sonra da hâlâ İslâ- miyeti i#tibarda tutmaya pe yeni makale . tenmek gibi, beşeri şaşkınlık v büyük âbidesi olarak kuruldu; ve öğe era, her gün tesiri biraz daha şiddetlenecek ve zehirli eserini bir iki devir sonra verecek tarzda bütün kre- dilerinden mahrum etti © Böylece İslâm, Mi güya hissiyle dini- ne bağlı olduğu halde fikriyle rakip dünyanın bütün tasallut vasıtalarına karşı teslim bayrağınt çekmiş, mahkümiyetini kabul etmiş, üstelik yegâne müdafaa Necip Fazıl KISAKÜREK AZIZ,, dinlemeyi sevmez. Nabzına göre şerbet veren dalkavuğun kısa ve (komprime) nüktelerinden başka iş birşeye, hele fikir ve tahlile 1001 ÇERÇEVE “NEFSİ ON çeyrek asır. idare, ikti- S dar, ticaret, iş adamlığı, tek kelimeyle muvaffakiyet sahasında, karşımıza sonderece (standardize) bir tip çıkardı : “Nefsi aziz,, tipi. se, onun kadar cahil, onun ka u tip mr Gi göbeklidir, nin ki k K | bakk dar irfan züğürdü olam Ye aklınca şıktır. Karamanlı bakkal- meğini, yediği mahlükun “katili lar gibi her haliyle kaba ve gör- güsüz bir servet iddiasındadır. Aman, ne müteazzım ve ne küs- tahtır! Suratı kasvetli ve asık ir. Bütün gibi yer; alâkalandığı ve belki pek kolay temin ettiği kadınlar- da, kana ve haysiyete susamış bir sülük intibaından ve bir mik- bir kefareti halinde lütfettiğini gizleyemez. Nazarında, kendisine ret edildiğini âdeta bilir. Zira eyi İnme vk sadece nefret memurdur öz meğe Gö bebe rma en kü çük vecd, en | miskin. aşk, en basit iman, en kırıntı samimiyet, en biçare mer- met, en mahzun şefkatten eser aramayınız ! Sinirli ve tahammül- süzdür. Uzun uzadıya lâf ve dert mesamesinden, ber her işinden yalnız şumâna tüter: — Herşey “nefsi aziz, için- dir ve ben bir “nefsi aziz, hey- &eliyim ! Son çeyrek asrım nafiz adamı budur, kadir adamı budur, reisi budur, müdürü budur, tüccar budur, baş muharriri budur; bu- dur oğlu budur! Evet, budar oğ- lu budur ve bu mücerred tipin başlıca müşahhas karargâhların- dan biri, Ankar (Karpiç) lo- kantasıdır ! Kısacası o. © elin de şimdi, bu tipin ağ- em “inkılâp,, kelimesine da- yanın edi inkılâp m fonun- daki canhıraş kar . Budur : “Nefsi aziz, çaresini mahkümun hâkimi körükörüne taklidinde bulmuş ve buna rağmen kendi eski dünya görüşünü ve ruhi tamamlığını muhafaza edebileceğini sanmış, sözde münevver, sarsak ve pinpon politikacılar elin- de, ta can evinden vuruldu. Ve yine böylece, evvel- ki ham ve kaba softalık, aynı çapta, fakat kendi kendisine ters istikamette bir başka hamlık ve ka- balık doğurarak zehirli yemişini verdi; ve artık İs- lâm, tavan aralarında haline ağlıyan haminnelerin münzevi hassasiyet pihânından daha ileri bir zemin olmak haysiyetini kaybetmeğe yüz tuttu. o Nasıl, şekiller üzerinde, o şekillerden hiç biri- nin ruh ve gayesini bilmeden ısrarcı ve inatcı hem ve kaba softa tipine karşı İslâm, kendisini, büyük ya yap olmak yüzünden müda- yse, mdi de yine kendi kendisini be- a tarafından yakin dünyaya teslim ederek kökü». nü baltalamaya kalkan Tanzimat hareketine karşı, yine büyük mütefekkirini er olmak yü-' zünden mukavemet edemedi. Tanzimatın, olmaması değil, an İsdlâmlık em- rinde ve çok daha geniş ve köklü bir hareket şek- linde olması lâzımdı. © Halbuki Tanzimat, kekeme bir eda ile, İslâmı mahküm ve garp dünyasını hâkim tanıdığını “söyle- hı yemeden söyleyen, kısır ve korkak bir hareket şek- linde oldu. dani. kendi içinden, lâyık ve âmir olduğu te- rakki servetlerinden mahrum etmek suretiyle, 1 nu- maralı şahsi anlayışsızlığımız bozmaya başlamıştı. © İslâmı, kendi dışından da, lâyık ve âmir oldu- ğu terakki servetlerine kavuşturmak için rakip dün- yanın teftişsiz ve murakabesiz kopyacılığına sevke- en 2 numaralı şahsi anlayışsızlığımız bozdu ve bu katil çığır, ilk defa Tanzimatla tamel attı. İdeoloeya örgüsü — BÜYÜK DOĞU Bekleyiş Dinmiyen hasretin: sesi içinde Kimsesiz insanlar yalnızlık duyar. Sevgiye cevap yok, sesler derinde, Yollarda beklenen hâlâ kimler var ? Geceye karışır dua sesleri, Bunaltı içinde kimsesiz yolcu. Biri var, ümitten daima geri, Daima göklere açık avucu. Ufuklar dolusu savursun çığlık; Hâlâ sussun yollar büyük inatla. Bomboş kovalarla dönmede çıkrık, Bir şeyler beklesin şu dünya hâlâ. Hasretle parlasın gözlerde havuz; Karanlıklar korkunç, fakât ne çıkar? Alın yazısını düşünmüyoruz; Düşündüğümüz bir büyük sabah var! Hüseyin ULAŞ SE