6 Eylül 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7

6 Eylül 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TELEVİZİYONDAN| NELER BEKLENİYOR? Teknik hârikaların en yeni ve en şayani dikkat olanlarından biri ad- dettiğimiz televiziyonun, radyo, si- nema ve hattâ fonograftan daha eski bir keşif olduğunu çoğumuz bilmeyiz. 1873 yılında güneşli ve bulutlu hava- larda âletlerinin farklı çalıştığını se- zen bir telgrafçı, bilginleri, ışık ve gölge ile elektrik akımı arasında bir münasebet bulunup (bulunmadığını araştırmaya sevketmişti. Bu üç şey arasındaki münase- betin keşfi, televiziyon prensibini do- gurdu ve bunun taazzuv ve tekâmü- lü için şimdiye kadar 5.000.0000 lira- dan fazla para harcandı. 1912 yılın- da Londrada ilk televiziyon tecrübesi yapılmış ve 1920 de ilk defa radyo ile birlikte neşriyata girişilmişti. (Cenıril Elektrik) in, 1928 senesin- de başkanlığa seçilen (Smit) in nutku- nu televiziyonla yayınlaması, büyük bir alâka uyandırmıştı. Fakat bu yıl- larda televiziyon henüz emekleme devresini geçiriyordu. (Stüdyo) da bü- yük, ağır, hantal cihazlarla çalışılı- yor, şekiller silik ve bulanık gözükü- yordu. ; (Zvorikin) ve (Farnsvort) un kü- çük (katod) şuaı (tüb) lerinden istifade etmek fikrini ortaya atmaları, televi- ziyonun tekâmülü için tam bir hamle olmuştur. 1935 yılında televiziyonun olduk- ça mütekâmil olduğu kabul edilmek- hatlarla (net) liklerini kaybediyorlardı. Aktörlerin çift ve bazan üçüz olarak görünmeleri, bu zamanda da televizi- yonun iptidai kaldığını ve lâyıkiyle tekâmül ettirilemediğini ispat eder. . Bu gün bile televiziyonun ümid edilen mükemmeliyete eriştiğini söy- lemek güçtür. Televiziyonla gösterilen, bir' (ho- key) maçını seyredenler 12 yerine 24 oyuncu görmekten müştekidirler. Televizyonda numara yapan bir aktör sözüne başladıktan bir dakika sonra duraklar ve: «Affedersiniz, de- vam edemiyeceğim, diye numara- sını yarıda bırakır. Bu inkitaa sebeb kaldığını ve kendisini pek yalnız his- settiğini söylemiştir. güne kadar aktörlerin en çok şikâyet ettikleri nokta, stüdyodaki müthiş sıcaklıktı. Göz kamaştırıcı çıl- gın bir ziya tufanı içinde resim çekiliyordu. Bazen mevzu icabı sah- neye konan mumlar eriyip gidiyordu. (Cenırıl Elektrik) in (Şenektedi) deki (stüdyo) su şimdi su ile soğutulan bir sistem kullanmaktadır. Ve bu, aktörleri büyük bir dertten kurtar- mıştır. Televizyon Tecrübelerinden Daha az ışığa lüzum gösteren televiziyon (kamera) ları imaline de başlanmak üzeredir, Hattâ RCA bun" dan bir müddet evvel bir kibrit ışı” ğında bile çalışabilen (bir tele - kâ- mera) nın muvaffakiyetle tücrübesini yapmıştır, Bu (tele-kamera)lar teferru- atı ihmâl edilebilen sahneler ve spor gösterileri için çok elverişli addedil- mektedir. (o Şurasını da kaydetmeli ki, televiziyonun gözü, cisimleri, insan gözünden başka şekilde görür. Alel- âde ışığın görülmez şualarla (enfraruj) tayfını ihtiva etmesi bu farklı görü- şe sebeb olmaktadır. Kırmızı renkte olan eşya televiziyonda umumiyetle Yük. Müh. Muhiddin DİLEGE beyaz görünür. Bir gün (stüdye)lard birinde (Karmen): operası çevriliyor- muş. (Karmen) belinde al bir kuşakla, arkası beyaz bir satha dönük, rak- setmiye ; başlar. Televiziyon . alıcısın- da kırmızı kuşak beyaz göründüğün” den - seyirciler vücudu iki parçaya bölünmüş bir dansözle karşı karşıya kalarak şaşırmışlardır. Renkli televiziyon. sistemi üzerin- deki çalışmalar “hayli ilerlemiş 'bulu- nuyor. Bu iş üzerinde uğraşan mü- , hendisler önümüzdeki iki üç yıl zar- fında muvaffakıyetin tam olacağını ümit etmektedirler. (Kolombiya) sisteminde olan (apa- rat) larda, birbirini müteakip kırmızı, mavi ve sarı renkleri geçiren filitreler kullanılmaktadır. Renkler çok sür'at- le arka arkaya değişdiklerinden bir- birine çabucak karışmakta ve eşya- daki tabii renklerin hemen hemen aynı renkler elde edilmektedir. Bazı lâboratuvarlar daha ileri giderek filitresiz (tele-aparat)lar üze- rinde tecrübelere. girişmiş bulunuyor, fakat bu yolda beş ilâ on seneden önce başarılı neticeler elde edileceği şüpheli görülüyor. Eşyayı mücessem: gösterebile- cek olan son sistem bir televiziyon (aparat)ı meydana getirmek için ince- lemeler yapıldığı bildirilmektedir. Televiziyonun istikbali hakkında nikbin olanlar bu cihazın halk tara- fından rağbet görerek kapışılacağını ve yalnız Amerikada takriben 40 - 50 milyona yakın abonenin kaydedilece- ğini söylüyorlar. Bir alıcı (aparat)ın 100 - 1000 dolar arasında bir fiata *i. | 46 bas 21 l edil ği 5 Pb ler kendilerine yepyeni ve muazzâm bir ticaret ve kâr kapısının açılacağı: na kânidirler. (Stüdyo)yu işletecek mü- teşebbisler ise (abonöman) sayısı ka- barmadıkça zararına çalışacaklarını iyi biliyorlar. ; Her halde insanlığa nimet 'veya .bir. başbelâsı gibi gösterilen televizi- yon, istikbalde lehinde ; bulunanları haklı çıkararak, bir çok: sürprizlere evlerimize sokulaçaktır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: