6 Eylül 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

6 Eylül 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mide Recep Peker Hü li prog- nda, mahdut baci dediğimiz memür sınıfını rinde ehemmi- yetle durulmak. takdır, Devlet ve memleket işlerinin sevk ve idaresinde memurlârın başta gelen 8 rolü gözönüne alınırsa, bu hususta alına- ça Ls DENİLEN küçümsene- İş ve Hedef: Hepsi birden!.. eçen ak Ke Savaşı yıl- ları bize iki tip ada yi zeeşinlik, ie in için- de eğe dk karnı tok, sırtı pek iken açlığa, yoksulluğa düşenler... Umulmadık zenginlikle beklenmedik yoksulluğun her ikisi de, zayıf seciyeleri ahlâksızlığa götürür; bizde de öyle oldu. Ben,. ahlâksızlıktan bahsetmek iste- yince, cinsi ahlâkı düşünmüyorum. Bir milletle içtimai bünyesindeki sağlamlığı sarsıcı umumi ruh zaafından gelen ei sızlıklardır ki, bana daha kötü, pek kö rünüyor. Bol bol kazananlar, zenginliklerini İlarında savaşıyor- riyorlar. Elinde her hangi bir kudret bulunduranı, şeytan gibi, igvaya çalışı- yorlar; az çokda muvaffak oluyorlar. Kimsenin kimseye inanı, güveni kalmadı. Çoğu kimsede yalan, dolan ikinci bir tabiat oldu. Burnu Kafdağına varanlar, halkın adalet duygulariyle bile alay ediyorlar. Cemiyetin şirâzesi bozul- mek, en, namustan kaybetmek bir dliğkanlık lime girdi. Elle değil, dille bile (kötülüğe isyan etmek, Müslümanlık, Türklük icabı iken, susmak, “ne olur, ne olmaz, belki yerimden olurum,, diye ürküntü içinde ülmek, her gün, her saat olagan işler sırasına girdi. e içi, bir ruh birliği, bir vatan, miliet aşkı ile dolu olanların bugün “ahlâksızlık,, diye şikâyet ettikleri, ede- cekleri haller bunlardır. Biri açıktan açığa ahlâktan bahsederse, “Vay! Hair, vay! Ele verir telkını, kendi yutar salkı- mil, ile karşılanıyor. Halbüki, bu türlü söyleyenlerin dahi içini ahlâksızlık kemi- riyor. Ne yapmalı? Netürlü bir yol tutmalı ki, halkımız, bu ahlâksızlık bataklığ için- de yuvarlanmaktan kurtulsun? dam sehpası mı, falaka mı, terbiye mi, iman mı, yoksa hepsi de birden mi? Evet, hepsi de birden!., Kâzım Nami DURU eçim zorluğunun bilhassa, ruh ü rindeki tesiri büyüktür. Bu vaziyette vi insanın ahlâk ve seciye salâbetini muha- dan dolayı, memurların hayat az nin emniyet altına alınması Zar te i, kat'i surette halledilmesi lâzım gelen mesele olarak kendini ymeirmektetr Ancak, mesele ugünkü ziye- tinde memurluk vasifedike ait husu ha bir mahiyet arzetmeyip, pahalılık: denilen, memlekete şâmil hâdisenin bir © â Bunun için, geçim m halledilmesi icap eden bu anın umumi kadr sin mütalea Direkler başka çare v. vanın asıl kökünü teşkil eden pa- çe bütün satvet ve ihtişamiyle orta- lUuğı kasıp kavururken, birbirine bağlı yüzlerce neticelerinden biri bulunan memürlar meselesi, bu umumi vâkıadan tecrit 2 müstakil bir hâdise olarak yi vg ve ndan ayrı olarak, kendi dn Ale gerek teşkilât, kem. iyet, hayat ve maişet noktasından, gerek zihniyet, emniyet ve (kalite) bakı- mından Türkiyede ötedenberi tetkik ve halledilmesi icap e bir memurlar rdır. Binaenaleyh, meseleyi, biri, kendi hususi çerçevesinde, digeri, umumi mâ. hiyette olmak üzere iki me bir dâva Hayat pahalılığı yüzünden memur BU AE çektiği muhakkak ol- makla aâber, kabul etmeliyiz ki, bu, alnız ki münhasır bir hâdise değildir. Kazancı yerinde, mahdut bir kısım bahtiyarlar zümresinin dışında, bu- günkü vâziyetten memurlar kadar müş- vi onlar derec gen slklöari Hâdisenin şümul ve ehem- miyetine binaen mesele, bir memurlar işi olarak değil, ALİR mecbür olduğumuz Meselesi bir memleket dâvası mahiyetinde karşıI- mıza dikilmiştir. u vaziyette artık memurlar için istisnai bir muamele bahis mevzuu olamaz. Ayni durumdaki vatandaşlar arasında, devletin tefrik ve tercihler yoluna git- mesi, bazılarını himaye, bazılarını red- detmesi, vatandaşlar arasında ayrılık hislerine, inkisarlara yol açabilir ki, bu, prensip: itibariyle (demokrasi) esas'arı- düşmez. sen bu bahiste, şimdiye kadar alınan Mi yardım tedbirleri- faydası görülmüş m ğrei Yüzde Sirdiibiğ maaş Zi lim dımlarla, arada Sırada gayri nta söle surette yapılan, devede alak yakirlğan tevziatın bu derde çare olmadığı anla. ee ei tecrübenin tekrarından bir fayda bek çe dai eri için maaşlara bir ğ dur: kısmen hafifletecek bir çare SİRLek Sügünüledlür Fakat, kadro halal üçyüz yirmi bini ktan EN mur alabalığını şekilde r enin müşkilâtından başka, alli bütçenin bu muazzam yükün altından kalkıp kalkamıyacağı ayrı bir F. . .. halde yegâne çıkar yol, hayatı n yüzde elliden fazla ucuzlatmanın çaresini aramaktır, Ancak bu suretle memleketin üstüne ta bü ag şa? bir kâbus gibi çöken yaşa luğu bir Da hafifliyerek, hEYaE Geniz bir hale gel Bir “ie ayin ciddiyetiyle birinci pilânda ele alınması ve behemeha! dilmesi icap eden en mühim memleket 1 bu derece çekilmez bir yük haline getiren. hangi yanlış ve düşüncesiz siyaset ise, artık bu tamamiyle terkedilmeli... Miyatibr ve (realite) nin icaplarını gözden ıstırap ve sefaletini önliyecek, onların emniyet ve huzurunu PERİ bir yolda yalapakı çalışmalara başlamak zarureti olan çete kadar kabi bir mahiyet almıştır. Demokrasya prensipleri üzerinde gerek iktidar partisi hükümetinin, gerek muha- lefetin muvaffakıyet talii bu dâvaya sıkı sıkıya baği esenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotograf- çısı diyor ki: şamata âdetimiz peydahlandı.,, He gi saki Ke el Bez ir “Nebat ve kanto ile toprağa tevdi ettiğimiz ölülerin başında, bir de, ahmakça

Bu sayıdan diğer sayfalar: