İK HAKİKAT j , : YİNE SAĞLIK - TABABET - DEVA Müslümanlıkta, «mukadder neyse o Mu derde deva aramamak, dini yanlış anlamaktı 156 —!'Hastaya deva ve ilâc da kaderden- dir ve Allahın izniyle faydası dokunur fikriyle Şu e adese e, sade hikmet değil, ta- # babet de hay $ 157— aim kulları, tedavi olununuz; zira Allah biç bir maraz halketmemiştir ki, ona D! karşılık bir de deva yaratmamış olsun... Devası olmayan hastalık, yalnız. ihtiyarlıktar, Veba mıntakasının içinden dışarıya çıkmamak ve rr 10 içeriye girmemek emrinin dini müeyyidesi : 7 — Veba mıntakası içinden My z seki 0 güna- # ha girerler; Veba ii bulnnup sabre- * denler de muharebe meydanında sebat eden- * ler kadar ecr kazanırlar. # En ileri ve fenni mânada bütün bir temizlik miyarı: 159 — Ellerinde et ve yağ kokusundan > eser kaldığı halde yatağına giren adam, bir ; hastalığa ve bir derde uğrarsa, nefsinden baş- & ka kimseye kabahat bulmasın... : İslâmda, kocakarı ilâcı, ve hesabı meçhul hurafe » tababeti yokt ur : # 160 — İlmini bilmediği halde tababete kal- * reyi en elinden e zarar kendisine ödetil Ve yine bütün bir temizlik ve sağlık miyarı : 161 — Yasak fiil: Durgun su birikintilerine tebevvül edilmesi... arzusuna aykırı gitmemek hikmeti, tin varabildiği bir anlayıştır : ö 162 — “Ye ve iç, gibi emirlerle hastaları nızı zorlamayınız; yedirip içirmekte hastanın $ arzusuna aykırı gitmeyiniz ve hasta açlıktan ö e e ağ diye korkmayınız; onu Hak yedirir C ve içir ancak yeni tababe- # Öldürülen bir hayvanın yenir ve yenmez vaziyeti arasındaki bu farika, gerçekten «temiz>»le «pis» in bütün £ eğ çizicisidir : â — Gözünün önünde vurup öldürdüğün ç avı real fakat gözünden kaybolduktan ö sonra ölüsünü bulduğun hayvanı yeme! ; © Evvellerin ve sonların bütün ilimleri ellerine teslim © edilmiş Ümmi Peygamberin bu düsturundaki muhteşem k hikmet ve hakikati kavrar gibi olabilmek için, enileri mer. # sleleriyle bugünün tababeti içinde yuğurulmak lâzımdır: 164 — İnsan, doldurduğu kablar içinde kar- # nından zararlısını doldurmadı. Bir adama ha- © yatını devam ettirmek için pek az vie içmek & “ yeter... Eğer mutlaka yemek zorundaysa mi- ; desinin üçte birine yemeye, üçte birini Hners, K üçte birini de nefes payına ayırsın... Perhizin bu sırrı, hattâ perhizde bile hastanın tabit $ - EEFENDİMİZ KURTARICIMIZ.MUJDECİMİZ den ia ? AHLAK | BORÇ - ALMAK - VERMEK - ÖDEMEK Borcun insana galebesi müthiştir : 161 — Allahım; borcun ve düşmanın gale- besinden ve düşmanların şamata fırsatını ka- zanmasından sana sığınırım am, Fakat hayr yolunda borç kapısı daima açıktır : 162 — Borç alınan şey Allahın sevmediği işler için olmadıkça Allahı borçlu yağ beraberdir ve borçluya ödeme imkânın verir Borçluyu, imdi sonra Nebilerin Sultanr bizzat örnekt 163 — Ben, e Nİ nefslerinden ziyade kendilerinin velisiyim; Sahabilerimden borçlu olarak vefat edenlerin borcunu ödemek bana, ve Pa mal ve mülk Paraya vereselerine aitt Ne mutlu, borcunu seve seve, koşa koşa öde- gi — En DA a ve iyileriniz, borç- Gi kolayen ö eyenlerdir. lerdir... , i er ihtiyaçlının vaziyetini kurtarmak, ne büyük azile çi — Cennete girdim ve kapısında sada- ue on, ve borç vermeğe on sekiz ecr yazılı ol mrk ağa Ve < Ya Cebrâil, niçin sadaka e borç vermege on sekiz ecr Ağ? Ded ikiz Zira sadaka zengin veya fakire rasgelebilir; fakat karz, ihtiyacı olan- dan başkasının eline giremez Almakta izin, ve vermekte ecr vardır ama, borç almayı prensip bakımından çok tehlikeli bilmek lâzım : 166 — Borç, din üzerinde lekedir. Hemde ne kadar tehlikeli : 167 — Borç, öyle bir ilâbi alâmetttir ki, Allah onu dünyada zillete düşürmeği murat et- tiği kimsenin boynuna asar Eyvah, mezara borçlu indirilenlere : 68 — Borçlu ölen adam, kabrinde bağlı kalır; onu ancak borcunun ödenmesi kurtarır. emirdeki vee ve Müslümana lâyık şeref ölçüsünü anlayalım 169 — Bir 8 borç verilmesi, sadaka edil- mesinden hayırlıdır. Alacaklıya düşen ahlâk dap sıkıntıdaki mümkün olduğu kadar hafif tutmaktır; bakın 17 ara ikraz etmekle ŞAN birisi, akan darlık ve sıkıntı içindeki borceluları sıkmaması, onların bu halinden geç- mesi emrini verir ve “belki Allah da bizim gü- nahlarımızdan geçer, derdi. Bu adam öldüğü zaman, Allahına, gün ella geçilmiş ola- rak kavuştu. Biyetandn NUR HARMANI — Tertipleyen : Hikmet Sahibinin — Abdinin — Kölesi 4 0149