Ömer Hayyam: Eğer şehvet, hava v» heves peşinde koşacaksan, ben sana şimdiden haber vereyim ki, biça- re ve bedbaht gideceksin mişsin ; anla nereye gideceksin? yapıyorsun ve ... bmıza uygun ve vefalı dostlar aramızdan ayrıldılar ve altında birer birer hepimiz aynı şaraptan içeceğiz; ama onlar bizden iki üç daha evvel kendilerinden geçtiler. devre '... k sabah rüzgârı gülün -ete- ğini yarmış. Bülbül gülün eema- lini seyrederek sevinç içinde. Git, gül ağacının gölgesine otur; ve düşünki, bu güllerden şinidiye kadar bir çoğu eg çıkmış ve yine toprağa girmiştir ... ki, ümit sermayesi el- ların be halde bulunduklarını sorayım! Bu dünyada kalıp yaşlananlar ve yine giderler. ... Ey gafiller! Gördüğün bu vü- cut biçtir ;'bu dokuz katlı sema- nin pakışlı ve yildizli kubbesi de her teda uğradığı bu dünyada biz bir nefese bağlıyız ve o da bir hiçtir. ... Farzet ki, dünyada istediğin gibi yaşamışsın, sonu nedir? Yi. ne farzet ki, bu ömür kitabını baştan başa okuyup hatmetmiş- şayacaksın, yine, sonu nedir? Bak, dünyadan ne hayir gör- dün, biç! Hayat mahsulü olarak elimde ne var? Hiç! Ben bir neş'e şulesiyim; lâkin bir kere kırı'acak olursam neyim, hiç | ... 10 ii olurdu dinlenecek bir yer ve ne wlurdu bu uzun di bi. tarafa çıkaydı! Ne olurdu, üzbin likler gihi yeniden bitmesi ömidi mevcut olaydı! ... Arzı, semaları ve ellâki ya- radan * bizim gamlı “gönlümüzü çok - kırmıştır. O, nice Ka dudakları yer mahfazasına göm müş vs miee misk, gibi liği toprak hokkas' ri ezmiştir. Ey felek! Bütün bu harabeler senin kininden ileri geliyor; za- limlik senin ötedenberi bilinen bir âdetindir. Ev toprak | Senin bağrını deşee>k olsalar, kim bilir nice değerli eevherin orada gö- mülü ve mahzun olduğunu göre- ceklerdir. ... zamanlar biz dünyada alel halbuki dünya Yine yok olduğumuz zaman da yine öyle olaca ... Bu uzun yolun yolcularından bir geriye dönen var mı ki, gör- düklerinden bize haber versin? tekrar buraya gelecek değilsin. ... Ben bu gafil gönülden usan- dım, bu esfakeş canımdan feryat ediyorum. Mademki benim mev- cut olup olmamam dünyanın umurunda değil, öyle ise ben acaba/ne yapmak için -gelmişim; unu bir öğrensem ! Eyvah ki, boşu boşuna yıpra- dıp gittik. Başaşağı çevrilmiş bir biçkıya o benzeyen gökyüzünün cefa darbeleri altında doğrandık ve ezildik. Yazık ki, gözümüzü açıncaya kadar geçen zaman içinde kendi arzumuza göre yaşayamadan yok oluverdik. ... Ben üyurken ri bir ha- kim bana şöyle dedi : «Uyku ile kimsenin neşe gülü ük lâme muadil olan bir işe den teşebbüs edersin? Kalk, çüv. kü daha toprağın altında da yatacaksın. RUBAİYAT Prof. $Ş. Ü Fdebiyat tarihi: (Sofokl) Atina iye mp (Kolon) şeh- rinde doğdu. 4 Doğduğu de- vir, > pes A kaplı olduğu çığır... (Sofokl) onu ta- mamlamıva geliyordu. (Sofokl) daha 15 yaşındayken, (Salâmin) zafer alavlarında kasideler oku- 7 gençler korosunu idare et- meğe başladı. (Sofokl) wn yi başla- ması (468) dedir. 16 nın vâ- dettiği büyük ski bu tarihte birdenhire ( gözlei amaştırdı. (Sotokl) (468) de yi mükâ- fatını (Eşil) in elinden aldı. Bu tarihten O itiharen (Sofokl) un, tiyatroda uzun devresi açıldı vs (Sofokl): bu devre için- de, kendisinden 30 -yaş büvük dâbi rakibi (Eşil) le lü reka- betlere girişti, Üstüste birçok zaferlerle (Eşil) i gölgede birak- ve meşut tığı oldu. Tracedya mükâfatını tam yirmi kere k N ai kere şer elengi Bir edebiyat bsr in un bahtiyarlık dolu meslek devresi “için «Sandet (Selek) un adımla» rına bağlıydı» diyo (Sofokl), (Eşil) e İN 10 se- pelik rekabet hayatında birçok galebe temin etmiş olmakla bera- ber, kazanamadığı zamanlar da, rar kıldı. (Eşil) in (Sofokl) u kıs- kandığı için memleketini, evini barkını terkedip yollara düştüğü mayan saf ve mük rini mi “ellerde pile mz geçirdi e Atinaya çok bağlı ve Atinalıla- rın çok bağlı olduğu haşmetli bir *sanatkâr sıfatiyle ivicaçaız, inişsiz ve çıkışsız bir muvaffak yet hayatını doldurdu. (Sofokl) nu sanat hayatı, hemen hiçbir sa- natkârda görülmemiş bir tarzda, başından sonuna kadar, muvaf- fakiyetle başlayıp muvaffakiyetle biten bir hayattır. Yarış başlar başlamaz öne düşüp yarışın so- nuna Er e önde giden cins bir at gibi (Safeki), ak saçlı kafasında en Mn gri hâlesini taşır- EE (405) de doksan yaşında ö rakiplerinin en ateşlisi ve iie (Öripid), (Sofokl). den evvel ölmüştü, (Sofokl) ra- kibinin ölüm haberini tracedya- larından biri oynanırken duydu. bine olan hürmetini gösterdi. ESERLERİ VE KIYMET HÜKMÜ (Sofokl), 60 senelik tracedyacı hayatında 100 den fazla eser yazmıştır. Eserlerinden yalnız 7 tanesi mahfuz kalabilmiş ve gü- nümüze ulaşmıştır : Aja ks) - (Antigon) 3 — (Elektr) 4 — (Kıral Ödip) 5 — (Ödip Kolon'da) olursak, onun (Eşi icat ve hayalde eksik olduğunu görürüz. Büyüklük ve ulvilik ba- kımından (Sofokl), muhakkak ki (Eşil) den noksan; muhakkak yüks (Sofokl), dün nya ve sanat te- lâkkisi bakımından, (Eşil) e* na- zaran başka bir Yunan neslini temsil etmiştir. (Sofokl), Şark hücumlarını püskürten ve bu yüzden mütekâmil bir hürriyet ve demokrasya rejimine kavuşan ut ve e er nes- tini temsil etti, Gerek zaman, gerek fikir Derde eni) © naza” a bir merbale farkını ifade ediyordu. (Eşil) in tesadüf ettiği devir- he ıstırap, karanlık ve korku ri geçmişti. oOBu bakımdan pa de büküm süren korkunç felâket | telâkkilerine (omukabil (Sofokl) da mütemadi bir insan seciyesi, durulmuş ve olmuş in- san mimarisi göze çarpar: (Eşil) in insanı, İçten ve dıştan fevkalâde şartların cehenneminde çalkalanırken, (Sofokl), nisbeten tabii gelen rikles) asrının ruhunu t siyle canlandırmış ve (Eşil) de ol- duğu gibi, deha bahasına da olsa miş, dehasını tabii hayat âhen- ginde aramıştır. Salih Zeki AKTAY