23 Ağustos 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

23 Ağustos 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“OĞAZLARIN son günlerde ka- zandığı ehemmiyet, onun tarihine bir göz atmaya değer: Türkler, Akdeniz Boğazını İstan- buldan bir asır kadar evvel ele ge- çirmişlerdi. e Onyedinci Asır ortaları- na kadar da, Boğaz dışından gelecek bir tehlikeye karşı dünyanın bu namlı - geçidini tahkim etmek ihtiyacını duy- madılar. Dalmaçyadan başlıyarak Mora, Adalar Denizi, Anadolu, Suriye, Fi- . listin, Mısır, Libya, Trablus ve Ceza- yire kadar, kesiksiz bir sahil zincirine sahip olan ve Doğu Akdenizi bir iç deniz haline getirmiş bulunan 'Os- manlı İmparatorluğu için, Kıbrıs, Ro- dos, Girit ve Malta adaları, evvelâ Şarki Akdenizde ecnebi tecavüzlerine karşı güveni temin edecek müstah- kem birer karakol olmak dolayısiyle; sonra bağlılığı temin eden birer tica- ret istasyonu sıfatiyle, zaptı ve İm- paratorluğa ilhakı lâzım gelen nokta- lar oldu. Rodos ile Kıbrıs, daha ev- vel zaptedilmişti. Onaltıncı Asrı dol- duran Şark ve Orta Avrupa istilâ seferleri de, İmparatorluğun bütün harp kudretinin kullanılmasına lüzum gösteren bir Girit seferini geciktirdi. Türkler, Giridin sahibi Venediklilere karşı azametli bir Akdeniz muhare- besi yapmak fırsatını ancak Onye- dinci Asırn ortalarında bulabildiler, Sultan İbrahim devrinde, bir sa- ray entirikasiyle Mısıra sürülen Kız- “ larağası Sünbül Ağanın bindiği ge- mi, Rodos ile Girit arasında Malta korsanları tarafından çevrildi. Kanlı bir korsan cenginde Sünbül Ağa ve gemideki erkekler kılıçtan geçirildi. Bu büyük saray nazırının hazinesi, cariye ve iç oğlanları ve kıymetli at- Geçmiş zamanın mizahı: 38 yıl ew- vel (Cem), Moskof ruhunun her zamanki tecellisi yolundu yaptığı bu harikalâde (ka- rikatür) le herşeyi anlatmiş bulunuyor : Zabit: — “Elimi selâm verir gibi kal- dırdığım zaman, sen pusudan şunul..,, basarsın kur- a HELIA Ea DEMEKTİR Çanakkale hn. ları Maltalıların eline geçti. Adalarına dönerken Giride uğradılar ve Kan- diyedeki umumi valiye Türk atların- dan birkaç tanesini peşkeş çektiler. Babıâli, Malta korsanlarının kabulünü, Venedik Cumhuriyeti için kâfi bir si- yasi suç saydı. Akdeniz emniyetin- den mesul tuttuğu müstemlekeci İtal- yan Cumhuriyetine harp açtı, büyük bir donanma ile Girit topraklarına asker döktü. Yirmibeş yıl sürecek ve parlak bir Türk zaferiyle bitecek olan Girit topraklarında muvaffakiyetli bir mü- dâafaa harbi yapmak imkânsızdı. Ve- nediklilerin tek ümitleri, asrın en iyi gemicileri tarafından kullanılan do- nanmalarında idi. Venedik donanması, büyük Türk donanmasiyle açık de- nizde bir harp kabul edemezdi. Zafer ihtimalleri uzak olan böyle bir tesa- düften kaçınmağa mecburdu. Fakat, Çanakkale Boğazını abluka edebilir, Türk gemilerini dışarıya çıkartmaya- bilir ve Giritteki Türk ordusunu müş- kil bir duruma düşürebilirdi. Venedikliler, harbin daha ikinci yılınden itibaren Boğazı ablukaya başladılar. Ve tam oniki yıl, mun- tazaman, deniz seferleri mevsimi baş- larken, kuvvetli bir Venedik filosu Boğaza geldi, Türk donanmasının çıkmasına engel olmağa çalıştı. Türk- lerle Venedikliler arasında, Boğaz su- larında bir sıra deniz cenkleri yapıl- dı. Türklerde «Büyük Amiral - Kap- tan Paşa» olmak için deniz çocuğu olmaya lüzum yoktu. Büyük amirallık için, tersane masraflarının bir kısmını kendi kesesinden kapatabilecek bir servet sahibi olmak kâfi meziyet ve ehliyet sayılırdı, Rus Kenan Paşa ile Çerkez Osman paşa birer yıl ara ile, iki büyük donanmayı, Çanakkale Bo- gazı “içinde korkunç bir ölüme attı- ar. İki defa muzaffer, çekirdekten yetişme deniz kurdu olan Venedik amiralı (Lazarra Moçenigo) ikinci za- ferinden sonra, çok cür'etkârane bir hücuma hazırlandı Boğazın ortalarında, Fatih dev- rinden kalma eski kaleleri gemileri- nin çok üstün toplariyle susturduktan j Reşat Ekrem KOÇU sonra, ' Marmaraya girmek, İstanbul önüne varmak, Türk başşehrini teh- dit ederek padişahı Girit cenginden . vazgeçirmek!.. Fakat Kara Mehmet adında bir Türk topçusunun attığı bir tek gülle, koca bir imparatorluğun şerefini kurtardı. Kara Mehmedin gül- lesiyle (Moçenigo) gemisinin bir ateş kütlesi halinde fırlayan kıç tarafı da, * arkasından gelen ikinci amiral gemi- sinin üstüne düştü, bir saniye sonra ikinci korkunç infilâk işitildi. Bu iki geminin tarakaları arasında, Venedik Cumhuriyeti, Girit adasını kurtarmak ümitlerini ebediyen kaybediyordu, Bu vaka, Çanakkale Boğazı ağzı- nın tahkimini, hayati bir mesele ola- “rak ortaya atmıştı. opçu Kara Mehmedin güllesi 1656 da patlamıştı; yeni Boğaz hisar- larının temelleri de 1658 de atıldı ve iki yıl içinde, sür'atle bitirildi. Zama- nin hükümdarı, Dördüncü Mehmet, henüz ondört, onbeş yaşlarında bir çocuktu. Boğazın tahkimi, ihtiyar Köprülü Mehmet paşanın himmetiyle tahakkuk etti. Vakanüvis şair Abdi Paşa, Akdeniz Boğazının tahkimine şu tarih beytini düşürdü: Budur bu kalenin her yerine tarih ey Abdi Kilidi bahri İstanbul seddi pâki Sultani © Deniz Ne boynu büyük bir balıkçılın, Ne insanoğlunun ayaklariyle çiğnen!.. Renginden kaybedip böyle sürünme Deniz... Seni sevenler sende boğulabilir, Aşkın için de olsa sen etme tenezzül... Seni gönlüm hür, Seni engin görmek istemiş nedense, Lâzımsa eğer bir sahile sevgi Topraktan daha katı fakat daha da mert; Kayalara çarp başını, Benim gibi zelil olma deniz!.. Rıza BEŞER

Bu sayıdan diğer sayfalar: