23 Ağustos 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11

23 Ağustos 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yU harp, İkin. ci Dünya Har- bi ddec sözel eşsiz ZA feri imi ri kında mıs akine ve madde la ker 19 un. cu rın ikinci yarısında dere. hal, bir aralık, büyük cemiyet reh. berlerini, yüksek sanat v adamla. rını yıldırdı. Öyle ki, çe dünya, tavla zarı kadar küçük v rt köşe bir madde görüşüne ein is- t felsefenin en muğlak dâvası in ve ebedi senelerce yaşadı, İncelik Beni bırakıp giderlerken Ne haltedeceğimi düşünmediler | ktü le Yalnız, piekms ii Çekmeden odü. Ne olur, bana e “Oğlum 1,, deyişle Adımı seslenişleri in Ve en'son gülümseyişlerini / Böyle mi olda ya? Birinden “Emekli cüzdanı,, kaldı; Birinden naftalin kokulu sandık, Birinden bir omuz nazarlığı!.. Velhasıl, evimize döndürdüler mezarlığı. Yıllardır mektap yazmıyorlar ; Her bayram el öpmeğe gidiyorum, IN #nbl, h 1 1 Stürl, p Kapıyı bile açmıyorlar / Me) işden değil. Ne isim, e resim İnsani ğa eder Ne de arl., ” Bu işte e çer var /.. Fahri ERDİNÇ ala ei Hem de en koyu Necip Fazıl KISAKÜREK eee daha karanlık bu telâkki, endisine öz nikbin ondurma. yı ihmal etmedi dar ricat ettiren maddeci ni hakiki istikbal diye geri kalmadı. Maddeci telâkkinin gözün- de, asıl bedbin, marazi, eski ve geri olan, senin gibilerdi ; yâni ruhçular... Ruhçular ki, maddecilerin, düne ve hattâ bütün geçmiş güne yapışık görmeğe ma kadar ileri bir yarının şafağını kele da taşıyorlardı, ihayet makine ve madde terakki. bir üremek dei göste Ma ve madde terakkilerinin, Vr cevheri karşısında im Kğ ee male Ayaz hil kadrosu, bir hi rdi? Ran ihmal e hakküm hakkının kime olduğunu ancak bir har; tarakki haddine Ruhçuluk ve bu'Harp ap eni baştan dizgin- lerini ruha ve ruhçulara teslim etti. Onu henüz nazariye vasıtasiyle fikir ve ruh fethetmeden, bizzat makine, biz- zat kendi e ameliyede ru- hun ği olduğunu ifade ve ispat etti. dâvayı, artık aene levha- sında pala ihtiyaç duymıyalım erce kilometreyi aytiktağı sonra m ln zırhlıların güvertesine mıhlana ayyareleri; karşısındaki or- an, dağ, kay ve deniz mania. Z arı tün ki 74 esiyle toslıyan iL. ğ > çi ipne ne çap- ta ruh kud- ai idare ede- bileceğini, deli- er, ahmaklar ve çocuklar bile kavrar. Yalnız maddeciler müstesna... ? Evet, madde bir derece daha terak- ki etmekle ruhun e mrine geçmiş; ve ruh büyük zafer meydanını fethetmiştir. — Sadece bunu anlamak ve tam mâ- nasiyle çe helme ğl ondan bir tatbik dersi çıkarmak, milli bir kurtuluş ifade edecek kadar pi Fakat nerede biz, nerede bu nasip?. Bize, hârbin ene a oku- mak, onun ruh ve fikir cephesini hece- kann çok daha zevkli geliyor. rp iş ve tecrübe "sahasında ispat edecekti, Gitsin bri gelsin tecrübe! yapıldı; ve rnhu il müflis; hmal eden yer ve gökyüzüne hâkim o k ehliye- tinde bulunduğu meydana çıktı. Senin, komünizmayla beraber, Nazizma ve Faşiz- demokrasyalar önünde de perişan oldu. Yeni e (lâboratuvar)ından alına- cak ilk aza metli ders şu. ur : e bu eliş yüzünden, ruh, tekrar zafer mey- danını fethetmiştir, Ruh, e, şa nin ve maddenin sırtına bini ve idare etmek hakkını, mi si i 4) Di ARA il 2b 4 Düşünce Beni düşünceler taşıyor sana, “Güzel elleriyle, temiz ve sıcak; Sen müjdelerle yüklü bir ağaç, Ben beyaz gölgene serilmiş toprak. Ne güzel geceden sonra bu gündüz, Yemyeşil bir sükün içinde hayat! Ülkemde yalnız senin adın ve hükmün; Ben mağrur bir köle, mesut ve rahat. Düşünen göllerde durulmuş yüzün, Sesini paylaşan kuşlar bahtiyar. Yolları elimden aldı yolcular Alnımda nur gibi senden bir hüzün. Refik Fikret SAĞNAK nl

Bu sayıdan diğer sayfalar: