| İVERSİTE ÜZERİNE Üniversitenin iyi' mahsul vermeme- sinin sebeplerini Muhtariyetsiz bir üniversite hiç bir vakit, iyi adına lâyık bir üniversite değildir. Çünkü böyle bir İş ve Hedef: Dün ve Bugün Prof. Suphi Nuri İLERİ (*J Eskiden bizde erkekler, İslâmiyetin müsaadesiyle nikâhlı olarak dört kadın- la, nikâhsız birkaç cariye alabilirlerdi. Şimdi ise nikâhlı bir kadından başka bir de metres alınıyor metres hayatı gitgide yeni geleneklerimize girmiş bu- lunuyor * iden evlerimize günlerce, hattâ haftalarca kalmak üzere Tanrı misafir- kiracı kabul ediyot. kadınlarımız kalın kafesler içinde yaşarlar, kalın çarşaf ve peç kullanırlar ve böylece baba, amca, kar- dei oc © dolaşarak erkeklere göstermedik yerleri- nı bırakmıyorlar. Eskiden eski elbise ve ayakkabıları. mızı fakir fukaraya hediye ederdik. Şim- di ise her şeyimizi satmak yolundayız. skiden çocuklarımız (Kısası Enbi- öğrenirlerdi. Şimdi ise sinema artist ve yıldızlarının hayatları- nı dergilerden okuyup ezberliyorlar, * Bskiden büyüklere hürmet, itaat ve itimat bir borçtu. Şimdi ise o mo- diyerek hürmetsizlik, enter ve itimatsızlık bir modadır, Eskiden Allah için, vatan için, mil- let için ve gaye için harbeder, malımızı ve kanımızı edakâr ve ve- fakâr idik. idi ise aşırı sulhcu, uslu, konfor) lu, hasis, hodbin ve gayesiz ol- duk; fedakârlıktan ve vefakârlıktan âde- ta korkuyor ve kaçiyoruz. " Fakat bu hayatta yalnız bugün yok- tur; yarın da vardır. yarını ka- zanmak ve ona lâyık olmak deh midir?. a yarın ne olacağız DI em ei bize verilmiş yazılarından. İİİ üniversitede, profesörler heyetinden zi- yade hükümetin keyfi yürür. O, istedi- gini (rektör), (dekan), par. Bunlarda aradığı vasıflar ibtisaslı bir bilgiden ziyade, kendi partisinin gözdesi olmalarıdır, Bir profesör, ihtisaslı bilgi sahibi olsa'da, iktidar partisini diği yolda yürüyecek olursa, meselâ «si yasetle uğraşıyor» gibi sudan bir vesile ile üniversiteden atılır. (Kariyer) den ol- mıyan adamlar ikdar edilmek istenince, profesörlüğe getirilir. Bunların hepsi üniversitenin ilmi (çalışmalarını buka gılar ununla beraber üniversitenin köt 0, eksik verimi yalnız bu sebeplerden ileri, gelme Üniversite, öğ ERSE Burada ilim SAN diyemesem de, ilmin nasıl yapıldığı öğretilir. Bu son basamağa varıncaya kadar, bizde, onbir yıllık bir öğretim devresi vardır. İlk okullardan tutunuz da liselerin son sıni- fına kadar olan öğretim, yalnız gençleri hayata hazırlamak için değil, üniversite. de hazırlamak içindir. İşte bu hazır- lığın, üniversiteye göre tertiplenememiş olması da verimsizliğin başlıca sebeple- rinden biridir 1927 de ilk, 1932 de orta okulların proğramları yenileştirildiği halde, lise smıflariyle programlarında'hemen hemen hiç bir değişiklik yapılmamıştır. ullah efendi merhum, Sultani. onların, bugün lise dediğimiz üç senelik ikinci devrelerini iki bölüme ayırmış, birine edebiyat, öte- i gretimin son basa- iş Buna ka sinde bu doğu dilleri okutulmaz, biraz Türk edebiyatı ile (matematik), (fizik) derslerine daha fazla zaman verilirdi. İstiklâl Savaşı içinde orta öğretim müdürü bulunduğum sırada, Arapça ile Farsçanın artık kendileri için değil, yai- nız Türkçedeki rolleri için Sultanilerin birinci devrelerinde okunmakla benimse- neceğini görerek, ikinci devre (bugünkü lise) programlarından bu dilleri kaldır. mağa giriştim; 1921 de onuncu (bı i dokuzuncu), 1922 deds onbirinci kü onuncu) sınıflar ai kısaltarak birl 1 2 yılının sina ayında işimden isle ani ayrıl çin vi (bugür onbirinci) Edi edebiyat, en olduğk gibi kaldr. er diller, orta okullara Kor liselerden de kaldırıldı; faka iy öteki G terin progririları değişmedi lerin ünive enici. vet iki son yılda: yepmağı : iikle öğretim yıllarıniın'on nlayan m kib leri bünu üygun bulmadılar, Hikmet Bas yurda düşüncesini tatbika imkân bulmadı. ikiye iatrlğe BAĞLAR Liseler, her yerden gelen istekle üzerine arttırıldıkca arttırıldı; bunlara öğretmen yetiştirmek ödevini üzerinde CI taşıyan Yüksek Öğretmen Okulu, lisele- rin öğretmen ihtiyacını hiçbir vakit sağ- layamadı. Yardımcı öğretmenlere baş vu ruldu. Üniversitenin Edebiyat, Fen, hattâ EE Serin len kai olanlardan a EBastitüsünden çıkıpda az çok ehi yet gösterenler de lise öğretmenliğine, battâ müdürlüğüne alındı. Böyle iken yine boş: luk dolmadı. Bugün dahi öyle liseler var- dır ki, bazı dersleri, kaymakam, hükümet doktoru, savcı gibi hükümet memurları tarafından vekitlikle okutulur. imdi sorarım : Öğretmenleri böyle öm gelen öğrencilerden nasıl bir verim elde edilir? Bu sualin cevabını her yıl bu mev simde gazetelerin havadis sütunlarında okuyoruz: Falan Fakültenin mevcudunda ancak 28 kişi sınıf geçmiştir. Falan Fakültenin şu kadar mevcutlu birinci sıfından da ancak 47 kişi imtibanlarda muvaffak ol muştur Böylece liselerden Üniversite Fakül telerine ge'en çocuklar daha ilk sene s0 nunda müthiş bir fire vermektedir. Üniversiteye muhtariyet verilirken, a öğrenici yetiştirmek ödevinde olan ekler ne olacaktır? Yine böyle temelsiz programlar, eksik, bir kısmıda ehliyet- siz öğretmenlerle mi kalacaktır Görülüyor ki, üniversiteye muhtari- Eğitim Bakanlığından istemesi gerekir. , Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor ki: «Gittim ve gördüm ; milletin, sessiz ve sedasız, köşesinde kavrulan bir sınıfı var ki, ekmek aç Büşka bir şey din- lemek istemiyor / den bahsediyoruz /» onlara seçim-