ASIRI Ze hk © VE ii V RE Sümerbank Yerli Mallar Pazarları Bursa Satış Mağazası sabık (enspek- tör) ü emekli malül subay Aziz Kan- maz'ın (1) numaralı vesikasını geçen sayıda gördünüz. Malüm hâdiseden sonra şef muavini (M) Bursadan alı- nıyor ve orada birbiri arkasından bir kaç kere şef değiştiriliyor. Bu yazıda en yaman (sürpriz) noktası olarak, gerdek vakasının kahramanı şef mu- avini (M) nin Bursadan kaldırıldıktan sonra ne gibi bir muameleye tâbi tutulduğunu bir ân için haber ver- yelim. Evet, Bursa mağazası üstüste üç şef değiştirmiştir; (enspektör) Aziz Kanmaz, yine yerindedir. Aziz Kan- maz, son şefle de münakaşa ve an- laşmamazlık içinde... yüz binlerce liralık emtia ihtiva eden deposu, müessese talimatına göre, birkaç memur ve şef muavini huzu- runda açılıp kapanmak, kilit üzerin- deki balmumuna basılan mührün her defa muayenesi yapılmak gerekirken bunlardan hiçbiri yerine getirilme- mekte; ve işin en feci noktası, bütün depo, salâhiyetsiz bir memurun eline bırakılmış bulunmaktadır. Bu memur, maaşı 120lira iken nafaka vesair borçlarından dolayı eline yalnız 28 lira geçen bir şahıstır. (İsmi mahfuz) Ağabeyisinin üç çocuklu karısını bo- şattırarak almış ve kendi üç çocuğu ile karısını, memleketinde : terketmiş bir şahıs... Ayda yalnız 28 lira kaza- nan bu memur, 25 lira hizmetçi pa- rası vermekte ve hemen her gün sabah ve akşam günde 3 şişe rakı içmektedir. Yâni, şöyle bir ânlık bakışa göre ayda en aşağı 400 - 500 lira masraf etmektedir. Aziz Kanmaz, gayet aziz bir vazife olarak bu 2 rumu da raporlarla müessesesine ber veriyor, fakat hiçbir aksülâmel göremiyor. Yerli Mallar Pazarlarının NE duğu vilâyet etrafındaki civar mahal- lerin (kontenjan) a dahil tüccarlarına, o vilâyet mağazasından, ihtiyaca gö- re, üç ayda bir tevziat yapılmakta- dır. Bu emtianın tevziat tablosu İs- © tanbulca gönderilir ve tevzi günleri, tevziatın ne kadar devam edi yine bu tabloda gösterilir. Böyle bir münasebetle (enspektör) Aziz Kan- maz, bir de bakıyor ki, Bursaya ge- len : tüccarların boş yere otellerde sürünüp beklememesi ve masraf et- memesi gibi bir bahaneyle, tabloda gösterilmiş tevzi zamanı dışında, ge-. cenin en geç Saatinde ve sabahleyin 4 Zira, mağazanın İ rını yakından görmek işi, işler şafak vaktinde alelâcele ve karma- karışık tevziat yapılmaktadır; ve ga- yet tabii olarak bu tevziat kontorolsuz olmaktadır. Ayrıca, vilâyet merkezi- nin dar ve sabit gelirlilerine yapıla- cak beşer metrelik pamuklu mensucat tevzii hususunda da fazla izdihama meydan vermemek ve halka kolaylık temin etmek için birkaç tuhafiyeci esnaf ve tüccarla anlaşmak, malı bunlara tevzi ettirmek ve beherine (5) şer kuruş ölçme hakkı vermek, usüldür, ret odası kayıtlarına göre bütün hafiyecileri celbetmek, onlarla aleni Bunun için de mahalli tica- Bir hafta (Nefs Muhasebesi), bir hafta (Edebiyat Muhakemesi) , bir hafta (Bu Kanunu İstiyoruz!) ve bir hafa ( Büyük Doğu Aka- demyası) na ve arada bir ( Boz- gun ) isimli her parçası müstakil büyük tarih ölçüsüne tahsis etti- ğimiz bu sahife, görüyorsunuz ki, son haftalarda (Sümerbank) mev- zuları tarafından işgal edilmekte ve bütün diger işlerimiz, hepsi dosyalarında hazır, nöbet bekle- mektedir, Aslında büyük hareket- lerin sahifesi olan bu sütunlar, böylece büyük hareketler arasın- da belki en büyüğüne kavuşmuş olmakla beraber, bizi asıl hedef- lerimizden bir müddet ayıracağı için müteessiriz. Fakat Türk hak ve kaza ölçüsünün baş mâörcii Temyiz Mahkemesi reislerinden, Türk hak ve himaye hedeflerinin son ferdi Ağrı Dağındaki çobana kadar ve gömleğinden kefenine- dek bütün milleti içine alan bu iktisadi mekanizmanın bütün ida- ri, hesabi, ruhi, içtimai maktâla- içinde en lâzım olanıdır. bir anlaşma yapmak lâzımdır. Hal- buki, mağaza şefi, yukarıdaki tevzi hatasına ilâve olarak Bursa tuhafiye- cilerinden yalnız üçüyle anlaşmış, on- larla şef odasına kapanarak uzun uzun görüşmüş, aralarına mahut (23) lira kazançlı memuru katmış, bütün tevzi maddelerini yalnız bu üç tuha- fiyeciye vermiş, diger tüccarlar bu halden fena halde alınmışlar, hattâ (Tasvir) gazetesinin Bursa muhabiri- ne vaziyeti anlatmışlar, muhabir de olup biteni gazetesine bildirmiştir. Bütün bunlardan başka da depodan “çıkan malın muhasebe ve kayıtlarına ait bipiir husus yerine getirilmemek- te ve muameleler el kâğıtlarından ibaret bir takım pusulalar üzerinde cereyan etmektedir. Artık Aziz Kan- maz,. vazifesi icabı mürakabesiyle memur olduğu işlerin bu başı boş azgınlığı önünde, kendi nefsine de teveccüh edecek mesuliyetlerden ür- - küp en sert raporlarla bir kere daha müessesesine müracaat ve gayet acele tarafından bir NEN: yek ten başka bir şey yapamıy İşte (sürpriz) okka “geldik! Müfettiş geliyor ! Kimdir tahmin edebilir misiniz? Bundan evvel . gördüğünüz, mağazada gerdök vakasının kahra- manı eski şef muavini (M)... O vaka- dan sonra terfi ettirilmiş, (kontrolör)- lüğe yükseltilmiştir. el tahkikat neticesinde, yeni mağaza şefiyle (28) lira kazançlı memura iş- ten el çektiriliyor. Fakat ya Aziz Kanmazın vaziyeti? O da Bursadan kaldırıldığına ve Malatya mağazası (sürveyyan) lığına- tayin edildiğine dair acele bir telgraf alıyor. Bir müddet sonra da Aziz Kan- maz, hasta olmasına, doktor raporu müstafi addedilecektir. Kendisine ve- rilen (340) lira harcırah avansı da, Aziz Kanmazın bu miktardaki temet- tü hakkına rağmen bu memurdan is- tirdat edilmek istenecek ve hakkında haşmetlü Sümerbank Yerli Mallar Pazarları tarafından dâva açılacaktır. Aziz Kanmaz, (Büyük Doğu) ya “yazdığı mektubunu şu satırlarla biti- riyor | <Her türlü riya ve tabasbustan eden güzel yazılarınızı kiymetli mec- muanızda okuyorum. Maruz kaldığım haksızlığı ve 16 aydanberi çektiğim tahammülfersa ıstırapları, Sümerbank teşkilâtının büyük şahsiyetlerine dinle- temediğimden, günlerdenberi göz nuru sarfederek kaleme aldığım vesikalara müstenit yazılarımın kiymetli mecmu- anızda neşredilerek bilhassa memle- ketimiz büyük kurtarıcılarının dikkat nazarlarını celbetmenizi saygılarımla rica ederim!» 15 Mart 1946 Kızıltoprak, Hamdibey soka- ğında 6 numaralı Şefikpaşa köşkünde, İstiklâl Harbi ma- lülü emekli kıdemli yüzbaşı Aziz Kanmaz