AİIE HÜLÂSA Netice şudur ki: 1 — Eski kaynaklara ve bazı iştikak delâletle- rine göre, bir dile yeni aşılar tatbik etmek müm- olsa da, bunu, bir vücuda tatbik eder gibi, son eni büyük bir dik- kat, hassasiyet ve te driç usuliyle yapmak lâzımdır. Her şeyden evvel bu ke- limeleri hakiki edebiyat- çılara, sanatkârlara be- nimsetmek lâzımdır. Yok- sa gökten kar yağdırırca- sına bir dilin üzeride, o- ıllık mefhum elime- nün kırk seslerine uymıyan ler serpiştirilemez. 2 — Dilimize girmiş, sarf ve nahiv 'mimarimiz için- de şekil almış, asli kay- nağiyle alâkasını kesmiş, ayrıca milli hançeremize göre de ses değiştirmiş Arap ve Fars malzemesi, bizim öz malımızdır. Bun- ları içimizden kovmak manevi bakımdan bütün topraklarımızı bırakıp yal- nız Haymana çölünde dev- let kurmaktan farksızdır. 3 — Dilimize, aslını ve tâbiiyetini muhafaza ede- rek giren her Garpli keli- me; bir beşinci kol unsu- rudur; ve mutlaka içimiz- den sökülüp atılmalıdır. 4 —Istılahdâvamız, an- cak, bir taraftan Türk, Arap ve Fars malzemesi e “ again aranır- rafta öbür Garp e er leştirdiğimiz — şekill kii Türçeleştirmek (o yoluiyle halledilebilir. Dial LEE DÂVA Bir okuyucu Necip Fa- zıla yazdığı bir ie «Sükütunuzdan yım!> gibi bir gi Di lanıyordu. Necip Fazıl, (Sizinle başbaşa) *sütunu- nun muharririne : — Kuzum, dedi, bu zat- rica et; başımdaki er bittikten sonra açsın dâvasını... O zam kendisine a ka: rım | İstanbullu Şefik AKSOY, Çandarlı — Mektubunuzu, muhata- bınız, rikkat ve hassasiyetlerin en deriniyle okudu; ve bu satırların muharririnden . «minnettarlık ve ebedi bağlılık» kelimelerinden başka bir cevabı olmadığının bildirilmesini rica etti. Mehmet OKUL,. Beyazıt — ( Bestami) Hazretlerinin duası, başka bir İslâm Büyüğüne de atfedilmekten birşey çıkmaz. O duanın, aslında Hazreti Ebubekir'in olduğunu söyleyenler de vardır. Muayyen makamlara yükselen ruh, başka başka insanlarda da ayni makamın hususiliklerine erer ve ayni ifade içinde buluşur. Haldun HASIRCIOĞLU, Feneryolu — Bize gönde- rilen hikâyeler üzerinden Son tetkikimizi yakında bil- direceğiz. Tayfun BORA — O yazıdaki imâyı yanlış A ; sınız. İmâ, (Franko) ya zıt cereyanın meşhur pala bığık tipine aitti. Şimdi anladınız mı? «Saçmalamak» tâbirini kullanmakta acele buyurmayınız. Refet KÖRÜKLÜ, Ankara — Yazınızı ( Dâvanız- Dâvamız) sütununa göre kaleme almanızı rica ederiz. İsmail ÖZBULUR, Beşiktaş — Takıldığınız nokta- lara ait cevapları her halde mecmuanın diger sayıları size vermiştir. Alâkanıza teşekkürler. Şinasi KUTLUTÜRK,”Malatya — Bir t talebeye, an- cak bilgi kifayetsizliği ve ahlâk dışı hâdiseler dolayısiyle mecburi tasdikname verilebilir, Şekillerini saymağa lüzum görmüyoruz. Tam «demokrasi» tam mânasiyle halk hâ- kimiyeti demektir; bu hususta”Amerika örnek gösteri- lebilir. «Menfaat» ın dünyadan “kalkması ihtimali olsaydı onunla beraber daha nelerin “kalkağağı düşünmeğe değerdi. Ali SEÇMEN: ve arkadaşları, Antakya" — Alâkalan- dığınız şair yakında şiir kitabını neşredecektir. İkinci sua- linizin cevabı; aynı fısıldayışla bilirelim ki, ortalığı saran malüm ahmaklıklarla izah edilebilir. ŞIKÂYET Nedir bu korku içimize dolan? Baktığımız her yerde 'düşüncenin körlüğü. Bilir. miyiz, beklemediğimiz yollardan Geri getir hâfızamızın ördüğü? Nedir bu üzüntü gözlerimde düğümü, Adını veremediğim bir iç sıkıntısı mı? Kilitli mi kalacak zamanın kapıları, Resimlerde mi göreceğim güldüğümü?- İzlerini kaybettim alnımda kaderin, Savrulun çılğın endişeler kafamdan! Dostlarım; bana bir çare, da gözlerin Talihim gelemesin ardımdan ; Hüseyin ÖZKAN Na Ü “ Sahib ve U. Neş. Md: Necip Fazıl KISAKÜREK B YUK Yazı ve teknik işleri müdürü: Fethi KARDEŞ D O ĞU İdara yeri: Acrmusluk 8o. No. 15 Cağaloğlu Telefon: 21722 — Matbaa: İbrahim Horoz Yılık Abone : 12'lira — Altı aylık : 6 ira — Üç aylık : yok İLÂN KABUL ETMEZ Va MUAŞERET EDEBİ ÇOCUKTA GİYİM Erkek veya kız çocukta giyim, şu esas içinde izah edilebilir : Ancak çocuğu maskara- laştırmayacak © derecede bir takım (fantezi) hadle- rine geçebilmek şartiyle son derece temiz, son de- son derece Z Bir samasiihii çocuk- larında paşa elbiseleri, işte “maskaralaştırmak,, tâbiriyle kasdettigimiz şeyin tam mukabilidir. Çocuğu sevimli kılmak için gülünç hale getir- mekteu; ve sıhhi olacağı fikriyle alışılmamış biçim- lere sokmaktan çekinmek lâzım... İnsana basit gibi gelen çocuk kıyafetiyle bütün bir şehrin fevkalâ- de girift ifadesi arasında hiçbir zorluk veya kolay- lık farkı yoktur. Neslihan KISAKÜREK TANZİMATTAN EVVEL Tanzimattan (o evvelki Türk evinin tefrişinde mükemmel bir şahsiyet belirttiğimizi tesbite de- ğer mi? Bugün Avrupa- ının şark odası, şarkkâri salon, şark köşesi diye isimlendirdiği tefriş tar- zının kasdettiği, işte yal- nız bu şahsiyettir. Değil Avrupalı, biz bile, bazı çeşni meraklısı züppele- rimizin dilinde, evlerimiz- deki muayyen köşelere aynı ismi veriyoruz. Ne gülünç!.. Rüya kadar harikulâde sedirleri, kısa boylu (ta- rinliğine girift ve çok şekilli tez- yinleriyle bu tefriş, ak- settirdiği ruh bakımından negüzel ve ne tezadsız bir ıklirhi yaşatır!. : Neslihân Kısakürek