CH3vdda Bülük rüzgârlar, mleketler, Şairlerin yıldızlar, meçbül m disi bile hafif kaçıklığına emin... Bu adamın köpekle şiki insanları sevdiği halde onlarla konuşmamasından, hattâ ruhi alışverişinde kşlalaplndan, insanları mera dam hakkındaki nelim daha' iyi : dedikodularımıza dö- Şehirde iki dükkânı varmış; kiralarını alırmış, Nerede olduğu, ne iş yaptığı bilin- bir de «Allaha ısmarladık !» akşam kızcağız gider, iki arkadaşının yanına oturur; köpekli adam da bir müddet öralarda gezi- ider, -tuhaf şey!- çalar, türkü mı- rıldanırmış. Kimselere selâm vermediği halde kıza selâm verir, garibi, o da alırmış... ttâ iki kelimede, «Nasılsın iyi misin, ne var ne yok?» kabilinden konuşuyorlar- d mış.da... İşte ele. adam hakkındaki dediko- dulardır. Bunlar herkes bilir. Adamın asıl burada bir vasıta olarak kullanıyorum. Yoksa köpek, tamamen değilse bile oldukça hayali- dir. Sebebi de; zavallı bir adamın hayatını, kuruntülarını, düşünce kırıklarını, dünyada tek başına kalışını, bir köpeğin asla anlata- Y mamasıdır. Köpekler sevgisini, bizim gibi e anlatmak, nede yazmakla belli eder. Köpek koşar, kuyruğunu sallar, > eli- ni yalar: Hayali köpeğimi dinley — O sabah erken uyanmış. Hafif bir ıslık in yanına koştum. Köpeği anlatmağa iri sanırım, hikâyemin fena halde tadı kaçacak... Onun için akşamları seddin üstünde cigara tüttü- ren, kimsenin sevmediği, konuşmadığı, çekin- diği adamla ahbaplık etmök üzere yanına ben yanaşı — Bayfandiş diyorum, müsaadenizle... — Rica ederim efendim, buyurun! Cigaramı yaktım. Yanına oturdum. İlk MEYER konuşması lüzumunu duydu her kşarken mırıldandı : iniz? halde ki, li Arma — Hay “. 5 a pek seve . Köpek öldü. ği” köpek dişiyi. Bu erkektir. Bu yavruyu o günlerde birisi istemiş, vermek üzere idim. Hayvan ölünce yadigârını lela ettim... kili şu yukarıkı derin daha in li bir şey e . İkimiz de si- yasi hâdiseleri ya hiç iyor, ya anlamak e yahut KT bahisler üstüne her fikrimiz tasvip edilecek mahiyette birbirine sunuluyordu : Yâni siyasetten konuştuk. Ak- gam evime döndüğüm zaman şu posta müvezzii- adamdan kat kat daha (enteresan) bir ha- yatı vardır. Değil mi ya canım? Hiç o hiçbir şeyi saklamıyor. emeğim zeytin- yağ. fasulya, un, nohut malamış; dünyalığını düzmüş, çebi büyük, me möreğ lere gidiyor, dansediyor, şık mı şık giyini- Tefrika: 2 ROMAN Sait Faik (Kolej) mezunu, boru değil! Babası bundan ne memnun! Ne gurur yi kızıyla!.. Sa- kızdan yi geldiğini, bir bakkala nasıl çı- rak olduğunu, sonra nasıl aim bütün işi eline aldığını, ustanın dükkâna ala bir uğradığını, bir gün de m el tutu; “” Pp kendisine nasıl verdiğini anlatsa... Haya- tının en hareketli zamanı — mi Nasıl düğü Balıkpazarının ağın yalnız küçük dükkânın büyük ardiyesi hakkında hiç fikir- ilir? daki Kürt, Bu korkunç Bizanslı efendi mürekkep yalamış bir adamdı. Oğlu. na bayılırdı, Kızını sever ve onun ingilizce- sinden gurur duyardı. Ondan öte Yunanis- tanda açlıktan ölürlermiş. Kahvede üzülür, evde karısının yanında, ağlamaklı gibi olur. Kahve içerken «Alalım, beş on kilo, bir ke- atalım, Eleniçamu, derdi, günün günü undan öte Yani efendinin hayat bikâ- yemi ü zınk diye duruyor miyor- dum. Kal nde!... Biraz yorgunlukla (Balak) bir ıtriyatçının hayatını nasıl adım adım valamışsa, ben de Yani efendinin evinin a girip daha birçol ediğim yerlerini yazar, kocaman bir roman yapa- ımaz mıydım sanki? Yani efendi ka uğraştığım bu sıralarda kın herkesin mera 4 herkesin içinde evvelce e dahil olup da sonradan çıktı. bana ven, gülen, bağıran mahlükat ilzımi Bu a yaşamıyor ki... hmm yok. ven onunla kon r, insanları sev- miyor; yine posta kilde müşabedelerine geçelim : — Beyim, bu adamın bir kişiye bir kahve ısmarladığı görülmemiştir. Buyurun, şu girelim. Birer kahve içelim. Size ona dair Köln ne havadislerim var?.. — ka zaman, başka zaman! (Arkası var) ———— — Ben onu muayyen bir yer- de sanırken o meğer hiçbir yerde değilmiş. Belki zih- se bir yerde yok. Mahdut de- gil, yaygın... a hakikatı çok geç an- ladım. «Kurtârın benil» di- ye e sümme geçmi- o Hep uşla Doktorlar diyorlar ki, ben büyük bir sarsıntı mişim (Bazan hekimli kikate ne kadar yaklaşır!). Ya bir ruh sarsıntısı, ya bir dima; e İn yam Güç iyileşecekmişim. Bense, hiçbir zaman iyi- leşemiyeceğime, beninı için kurtuluş olmadığına kaniim. aynı şeyi düşünmek yorlar... Kızı ne güzel ingilizce konuşur İbole! şim. Beni orada baygın insanı yavaş ediyor. eçir- ha- o si ağım itap edeyim, bir teselli bu.) ihtimalidir. Ve emin SİZ 265 yavaş yok Fakat tamamen a e) li neler eceğim? O sip na- Aziz dostum! a bu kadar yakın bir dostluk ok ama, bırakın zn ie Geriye — lan tek ihtimal bir > bu satırları ei ben kazaya Sai bulu- . nacağım.» Adamın m biti- rirken bir ses duydum: — Yürüyeliml.. ur kalkmak üzereydi. Anla Fakat ei vap atlarcasına kısa kes- İçimden,