MAM İPUCU:1 Görülüyor ki halk, (fabrik) kelimesini fabrika, a ke- limesini antika, (Amerik) ke- mesini Amerika, Gedik ke- limesini entrika, (Afrik) keli- mesini Afrika, (politik) keli- ıstılahlara tatbik edebiliriz : say teknika, taktika ve- saire v yaparken, yine esas wiberiyle bunları halkın bir cevherin, halktan alınarak yine halka teklifi vazifesinin- de bize terettüp ettiğini dai- ma şuur ve İrademizde muha- faza etmek şartiyle... Dilci MERE (FALLUS) Mimar (Prost), meşhur pi- olacak bir fener... Pilânda fenerin üstüne de Fransızca fener Omâna- sına (far) kelimesi yazılmış... Bu fener sayesinde (!) Sultan Ahmet camiinin minareleri kibrit çöpü kadar görünecek- miş... Tarihçimiz bize bunu anlattıktan sonra ilâve etti: — Evet; ölü bir medeniye- tin, (Bizans) ın mütefessih vü- cudünde bir noktayı zorla harekete getirip kendi mede- niyetimizi güya kibrit çöpü halinde göstermek dâvası!.. Buna (far) değil, (fallus) de- mek lâzımdır. Zira, zorla aya- ğa kaldırılmak istenen mâna, takma Roma (fallus) ları kadar bullu Artık cenup ve yağmur kokmuyor bahçeler, Hicret etti uykumdan tılsımlı rüyalar; Samanyolu yok gökte, parlak değil geceler, Doğru fal göstermiyor bembeyaz papatyalar. u Bulutlar taşımıyor defne rayihasını, Kayboldu kuşların kanatlarında nakışları. Sen gittin gideli sevgilim, tomurcuklarını Açmuyor çiçekler; benizler sapsarı. Mevsimi buğulu dudaklarından tatmak Ve gözlerinde seyretmek için baharı... Alâimisemaları yaptık sevgilim adak; Kartal kanadına yazdım bu mektupları. Rüzgârdan haber bekledim boşuna, Postacıdan mektuplarıma cevap... Sabih Şendil MEZARLIKTA Dal ve dal, seçiliyor Rüyası servilerin.. Rüzgâr ey dön Duası ölüleri SANA Geceleri suları öpmek isteyen yıldızlar Ve ışıklı perdelerde gölgeden kızlar, Geceleri; uykularda boğulmuş arzular, Sükün, toprak, taş ve mezarlık var. Gündüzleri; hareket ve renk ihtilâli, Karışık saçlar gibi ai Gündüzleri; bulutlar, iii Daki ve “— Dünya bir gün daha yaşatır hevesler Muzaffer ESİN” Gecenin sükününu Görüyorum ân ve ân... ZAMAN ÜZERİNE Boncuksuz beşiklerde uyuyakaldı Vehim mi? iğ değil ! K eğişen zaman. Yıllar gözlerimde maviliğine dala Penceremden yıldızlara açılan yalnızlık, Yeşilin ifadesi çizgiler gibi derin Hâfızam saadetimi ararken geceleyin, Anlaşılan tepraktan!.. ; Kitaplarım zamana oluvermiştir âşık. Gündüzümde başka, gecemde yeri Gök ve gece yarıldı; Pe Bir söz geliyor, işte). © Tahhayyül edemediğim şiir bele güzel. Titriyorum... Allahtan! İstemem düşüncemi örtmesin bir el ; O beni ölümsüz güzelliğine götürür... Fevzi ALGAN Emrezli BÜYÜK Sahib ve U. Neş. Md: Necip Fazıl KISAKÜREK Yazı ve teknik işleri müdürü : Fethi KARDEŞ D O G U İdare ağir Acımusluk So. No. 15 Cağaloğlu Telefon: 21722 — Matbaa: İbrahim Horoz Yıllık abone: iL lira — Ala aylık : 8 lira — İY aylık: yok LÂN KABUL ETME de DEERE KIZLARDA KONUŞMA Orta mektepten (Üniversi- kızlarda yni çağlar- çülerinde mihraklanmış olarak şu kaidelere dayanır : ç — Konuşurken gözünü, kaşını, elini ve vücudünün sair siyle bütün “çıtkırıldım,, lık- lardan uzak durmak... olursa olsun, - hele eellüiiiriğ konuşurken aslâ “ağız ve kulak içine girercesine konuşmamak... «Güzelim, canım, şe- kerim, cicim, hayatım, ruhum, elmasım |,, vesaire gibi cıvıklık tâbirlerinden nefret etmek... “Ah, of!, lu konuşmamak... — Mutlaka bir ses ölçü- süne mâlik olmak; ve özal mesafeden asla hitap etme- mek... 5 — Çabuk, yayvan, çar- pık, dolaşık konuşmamak... Konuşurken tükürük saçma- mak, alabildiğine aç- mamak ağızda yenecek birşey vi katiyen “konuş- 6 — Muhatabının omuzla- (jest) ve hareketlerden te- vakki... 7 — Samimi olduğu insan- larla bile umum! yerlerde lâ- übalileşmeden şmak... “Siz,, hitabını-hattâ namzedine ve annesine ve kardeşlerine karşı bile - asla terketmemek... nümüzde en (entel- ük ya kadar sirayet eden filim ve sokak (Argo) la- rından çekinmek... “Boş ver, tüydüm, vız gelir, ve (Hav ar yu, boy, Holâlâ!) vesalre gibi. Hasılı, cinsi zaruretle bir kat daha şiddetlenmiş olarak sadece vekar, hicap, mahre- miyet, iffet, nezaket şartı... Olmamız lâzımgelenle oldu- ğumuz arasındaki uçurumun dehşetini bir kere daha gör- müş ve göstermiş olmuyor muyuz? Neslihan Kısakürek