4 Cip Ae WEE) Önce Doğuya wanalım! erse, Doğudan geldi; herşey Doğudan... Herşey, her şey, yani ruhumuz... Doğu, insanın yağmur suyu kadar saf ve aydınlık olduğu çağlarda, yürekleri ve kafaları dört köşe madde hendesesi körletmezden ilk ve büyük marifetlerine sahne olan b G iii beyana göre, insan tohumu Âdem, Doğu pilârında bir yere ayağını bastı... Bütün nevilerin kurtarıcısı Nuh Peygamber, gemisini, orada bir noktaya oturttu... Resüller Atası İbrahim, Doğunun maddi ve manevi çerçevesi üze- rinde ateşi gül bahçesine çevirdi... Büyücüleri büyüleyen Musa, ümmetine vadedilen toprağı orada aradı... Melekler- den merhametli İsa, ölüleri dirilten nefesini, Batı istika- metinde Doğudan üfledi. Ve... Ve nihayet Allahın sevgi- lisi Muhammed, Doğunun bir kenarında, bir nefhada kum tanelerinin içine mermer kubbeler yerleştirdi. e ruhumuzun cak... Dâvanın, inananlar için bütün bunlara inanmidiı, inan- mıyanlar içinde inanmamayı istiyecek noktasına henüz uzağız. Dâvanın şimdi o noktasındayız ki, nasıl Tanrıya inanmayan bir insan, hiç olmazsa Tanrıya inanan başka insanlar bulunduğuna inanmaya mecbursa; ruhun bütün binasını da, o binayı ister sağlam, ister çürük bilsin, yalrız Doğunun temelleri üstünde görmek ve tanımak borcunda... Evet, evet, herşey, herşey, yani ruhumuz, bu şeyi kıy- — Annemin ruhuna — Bilirsin, nasıl yeşerir, Arzu yağmuru altında günler. Başlar, günahkâr bahçelerde, Kendiliğinden düğünler. Bilirsin, naşıl çeker insanı, Bazan sebepsiz bir ağrı Gözlerini yumup gitti bir çocuk, Düşündüğü âlemlere doğru. Bilirsin, sokakta unutulduğunu, Çocukluğunun, boy boy,her sene. Seni Eğ işte; Gitsene Bilirsin, a gün eve götüreceğini; Bembeyaz saçlarını hediye Sesleneceksin. ie ii Annel.. Annel., diy Emin ÜLGENER metli bilen içinde, bilmeyen için de, Doğudan Yeryüzü ve bütün insanlık tek bir vahid olduğuna göre, Boğuyla Batı dye Mei coğrafya yobazlığına Doğuyu, Batıya la BERİŞ; sadece belli başlı müessirlerin doğurduğu belli başlı ruh ve kafa şartlarına ilişik bir vâkıa kabul ettikten ve onun hâkim ve hakiki renginide İslâmlığa bağladıktan sonra, hemen belirtelim ki, insanoğlunda maddenin ötesini kurcalama ve ötelerin rüyasını yaşama cehdi, mucizeler bahçesinin renk ve ışık yüklü ufkunu yal- nız Doğuda buldu. geldi. & Ruh, mucize, masal, büyü, şiir ; ve ötelerin, giriftlerin, sarmaşdolaşların, obilmecelerin, o varılmazların ilmi ve ruhu, mizacı ve şahsiyeti, bütün hak ve bâtıl kutuplariyle Doğuda dır. e) Heyhat ki, ilk ve derin insan örneğine hayat veren ihtişam ve azamet kaynağı Doğunun, ihtişam ve azame- tine eş, bir zaafi oldu. Bu zaaf onda, (Aşil)in topuğun- daki nokta gibi, ölüm okunu ke hususilik yaşattı. Doğuyu boylu boyunca yere serdi. Doğunun katili clan ok, maddeye seyislik eden basit akıldan ve onun emrettiği miskin icaplardan ibaretti. İdeolocya ©rgüsü — BÜYÜK DOĞU ndi üzerine cezbedici bir Ve okun ucu işte bu topuğa gömülüp 1001 Çerçeveden Necip Fazıl KISAKUREK MUSAVİLER Demokrasya, «Hürriyet için hürriyet» e müsavidir. Hürriyet için hürriyetin ise müsavisi şu: Haki- katı bulmak adına; doğru ve imi en hep- sine birden söz ve iş hakkı Özün - Bir... Yanlış — Say ia Öyl se Demokrasya, Fr (bir) de değil, yy ie arayan bir tertip... Demokrasyaya meni (rejim) ler, Kanayan ken- dinde sanan mutlak lar» a müsav Hakikatı asili sanan bakla“ oyalari ise müsavisi şu: Gayre yer ve istikamet vermeyen bâtıl taassup hedefle eri.. Bâtıl dagi Hakikat — Bir... Ö Demokrasyaya düşman (rejim) ler, haki- katı tam kucaklıyamadıkları takdirde, sayısız bâtıldan bir tanesine aziz hakikatın elbisesini ve tacını giydir- mek suretiyle onu büsbütün güme götürecek tertipler... Eh, lahi; tahaccür etmiş, taş gibi donmuş ve KRM batıllardan herhangi biri altında her isti- kameti kapanmış görmektense, bir ve tek olan haki- kati, birliğini ve ikiliğe tahammülsüzlüğünü bile bile sayısız şekiller arasında da korumak bin kere hafif... Ya bu muvazaacı vaziyetin müsavisi ?.. Onun da bir müsavisi var: Bitmek tükenmek bilmez bir (Ehven - şer) yokuşu... İster, kanter içinde tırman; evet, tırman,tirman , dur! İstersen geriye dön! Besbelliki , bütün gaye, Demokrasya mefküresinin hak hea Ar ve adalet ufuklarınıda fazlasiyle içine alan r (Hayr-i eri tertibindedir; bir (Ehven - | şer) kn Pe değil.