ATOM VE YILDIZLAR Prof. Salih Murat UZDİLEK APONYANIN (Hiroşima) şehrine düşen atom bombası, dünyada, atom mefhumuna inanmıyan, bunu bir atmasyondan ibaret bilen ve arala- rında ilim adamları da bulunan birçok kimsenin gözlerini fal taşı gibi aç- ıştır. Milâttan 600 sene evvel yaşamış olan (Mile)li (Tales), medresesine gelenlere öğrettiği şeyler arasında (Panta idor esti - Her şey sudan ya- ratılmıştır) o prensipile, bir kumaşa sürtülen kehribarın bugün elektrik- lenme dediğimiz bir çekicilik, hafif © cisimleri çekme kabiliyetini kazandı- ğını bildirmişti. Bu itibarla (Tales), tabiatta gördüğümüz bütün eşyayı esasi bir maddeye bağlamak fikrini ve elektriklenme hâdisesini ilk evvel ortaya atmış olması MM iki katlı şerefe lâyıktır. Yine Yunan filozoflarından (Lüsi- pus) ile (Demokritus), tabiatta her şeyin küçük küçük zerrelerden ibaret olduğunu kabul etmekle süreksizliği müdafaa etmişlerdi. Diger taraftan (Aristo) ve (Eflâtun) gibi salâhiyet- ler de, tabiattaki eşyanın sürekliliğini ve her şeyin talihe bağlı olduğunu iddia etmelerile bunlara Kar dur- muşlardı. e bu süreklilik ve süreksizlik mü- nakaşası fiziğin ilerlemesine ve so- nunda (atom fiziği) nin doğmasına sebep olan başlıca âmillerdendir. Yir- mi dört asır evvel bir (metafizik) mevzuu olan atom mefhumunun, fizik ve kimyadaki yaşı 150 seneyi geç- mez. Geçen asrın başlarında (Dalton), atom nazariyesini koymakla bu mef- humu keyfiyet vadisinden çıkarmış ve ona bir kemmiyet rengi vermiş- tir. Maamafih bu atom fikri başlan- gıçta pek yavaş ilerlemiştir. Öyle ki, on bir sene evvel Londrada toplan- mış olan milletlerarası fizik kongre- sinde, Fransız fizikçilerinden biri kara * tahtaya geçerek; (Physigue nucleare — Physigue non - claire) muadelesini yazmıştı. Bu anlayışa rağmen son on sene içinde (atom fi- ziği) mühim terakkiler göstermiştir. evvel bildirdiği şeyleri felsefe tarihin- den iktibas edelim : 1 — Hiçten hiç çıkar! Var olan bir şey yok edilemez. Bütün değişik- likler, (molekül) lerin birleşmesinden ve ayrılmasından ibarettir. 2 — Hiçbir şey talihe bağlı değil- dir. Her hâdisenin bir illeti var, hâ- dise bu illete göre zaruri olan yolu takip eder. - 3 — Var olan biricik şey atomlar ve boş mekândır. Bundan ötesi fikir ve laftan ibarettir. — Atomlar şekil ve sayı bakı- mından sonsuzdur; bunlar birbirlerine çarparlar; bu çarpmalardan doğan ihtiraki hareket ve girdaplar dünya- nın zuhuruna sebep olmuştur. 5 — Bütün eşyanın çeşitliliği, atom- ların sayı, büyüklük ve küme bakı- mından çeşitliliğine bağlıdır. 6 — Ruh da ateş atomları gibi ci- lâlı ve yuvarlak atomlardan ibarettir. Bunlar diger atomlara nazaran daha fazla hareket ederler. Bunlar bütün vücuda nüfuz ederler ve hareketlerin- den hayat doğar. Bunlardan bir kaçını ve bilhassa sonuncuyu çıkarırsak geri kalanların bugünkü düşüncelerimize pek yakın olduğu görülür. Filhakika, ilim tari- hinde kafaları on, on beş asır ileride yaşayan (Demokritus) ve (Arşimet) gibi ilim adamları bulunduğu gibi yakın istikbali göremiyen büyük sa- lâhiyetler de vardır. Atom âlemi için canlı (lâboratuvar), yıldızlar âlemidir. Büyük âlim (Ed- dington), (Yıldızlar ve Atomlar) adlı eserinde bu (makroskopik) ve (mikros- kopik) âlemler arasındaki yakınlığı kendine hâs bir meharetle göster- miştir. Kâinata bir yapı gibi bakarsak, bu yapının arsası boş mekân; mimari prensipleri tabiattan çıkan kanunlar; malzemesi de 92 unsurun atomlarıdır. Daha doğrusu bu atomların çekir- deklerindeki (proton)lar ve (nütron) lar, etraflarında dolaşan (elektron) lar ve bunlar arasındaki bağlama kuvvet ve kudretidir. Kâinat bir kere halk edilmiş ve sonra başı boş bırakılmış değil, belki her ân halkedilmekte... Olmuş, bitmiş bir şey yok; belki her ân bir oluş, bir değişme var. Güneş bugün düne nazaran 380 milyar ton eksilmiştir. Bu kütle eksikliği, 3,5 9. Bu sayfada bir hafta (Müspet bilgi- ler sam'at olunca) , bir hafta (İktısat) , . Prof. Salih Murat Uzdilek, Dr, Şükrü, Gi Prof. Şükrü Baban, Prof. Kâzım İsmail ik ii Suat İs- mail Gürkan, Prof. H milyon milyon milyon milyon kilog- rammetrelik kudret şeklinde mekân içinde yayılmakta ve bunun 14 mik yon milyon milyon kilogrammetresi arzın hissesine düşmektedir. Boşluğa yayılan bu kudretin bir kısmı da bir arsa bulup orada yine madde haline geçebilir. Bu hesaba göre güneş 8 milyon milyon sene sonra yarı yarıya inecek. Bu hale göre, kâinat bir yaz- ma bozma tahtası gibi boyuna deği- şen bir şey... Bunun küçücük bir kü- resine nasılsa çıkmış olan bizler de, galiba onun usullerini kullanıyoruz. Yapıyoruz, yıkıyoruz; tıpkı çocuğun oyuncaklarını kırması ve yapmağa çalışması gibi... Demek ki, kâinat, insanlar, çocuk, hemen hemen aynı usulü kullanıyor. Müterakki fizikten aldığımız dersler, bize, böyle bir (metafizik) görüş ve- rebiliyor. Bu işin kâinat yapısında nasıl cereyan ettiğini merak eden, atom ve yıldızlar âlemine dalmaya çalışmalıdır. Bu bahse bundan sonra girmek niyetiyle, bugünkü müspet ilim gözünün, artık kâinattaki esrar ve sonsuzluk karşısında âdeta ilmi veriler sahibi olacak hale geldi- ğini kaydetmek zevkindeyim.