N iyetirle. on met şebrin' sefale ades has gından, şikâyeti; mış usan- mışlardı. Dünyad zl ardı. Yoksa kirişi Senebi meiliketi , kırmak mümkündü. Harb başlamadan evvel biri. bi tarağı, jileti; bir kâğıdı, eğ mahpushaneden pa çi- kanlara rig deniyordu — Geçi olsun, sidniliki ! Vallahi va üzüldük ! Bu zaman- da kim yapmıyordu ki; yet efendim, bu bir zaruri yaç görki değildi ki, Değil mi fendi: ? On karaborsacımızdan onuna da en küçük bir” sorgu sual gel- mediği için yukardaki hapis yat- mışlardan da değildiler. İşlerini etmeden, ustur edene: yardım lari Sö takdim ederek, gör- niha- ihti. fiyatının akbor: adl ile denk dille başladığı, bankaların, yarı resmi müesse- selerin de kâr haddini yüzde yüzelliye © çıkardıkları (o birgün, işlerinden, bizzat çekilmeye ka- rar verdiler. Yerlerine itimat edilir adamlar koyacaklardı. Karar; önce, şehrin bir büyük lokantasında karides salâtası, kuş konmaz, enginarlı piliç, acem pilavı, (Pöche Melba), üs (eröme ehantilly) dökülmüş ba dudu arasında, üç kişi tarafından verildi. İşten ( çekilecekler... & Şehrin sayfiye yerlerinden bile uzak bir köy seçilecek, (özel) bir bina yap- tırılacak, bir Fransiz (Rönesans) havası içinde kararlaştığı şekil. de yaşanacaktı. Bir eğ : — Floransada, dedi, bir za- sei misin? «O benim olsun, dün. 12 la ei | sixare| yada başka isteğim yok» diyen sen ri miydin? İşte, senin ol- du da oldu? Bıkdın bile! Sen değilimiydin, on yedi kat elbisem olsun, harbden evvel, kırk tane kıravatım, yirmi tane ayak- kabım, otomobilim, arabam, met- Hepsi muy içlerinden bir ta. nesi söyliyordu. Devam etti ; benim arzum? Sa- geli kalktığım zaman ilik pmak... Etrafımda üç ceylân gibi kız, iki yarış atı, Daha k — Neydi bile gördüm. Bilhassa bunu pek isterdim; onu da gördüm. Beni küçük görenleri rakıya, mezeye, yemeğe, iyiliğe, borca boğdum. Şimdi onlar b rımdan, şu sefilden, şu bitliden, şu açtan, şu şıklık. n - / ç 5 Ky em öv i 1:6 | TA tan, şu kopuktan, meg bar- dan, gazetede: en ü- tün kalabalık caddeyi i Kesi ede- rek - insan sürüsünden, sürünün göreneğinden sıyrılalım. Bu harb gürültülerinde: hoşnutsuz- luktan, hattâ hoşnutluluktan kur- tulalım m mı yapalım, dediler. ogün, o öğle yemeğinden sonra yi fonlar, yazıhanelerden yazıhanelere işledi: İkinci karar, o akşam için şehrin tenhaca, sa- kin bir lokantası kiralanarak; fevkalâde bir sofrada rakı içile- rek verildi. Adamlar yola çıktı. Eski, ba- kımsız bir çiftlik, yok bahasına metres'i, bir ihtiyar harem ağası, bir de eski cariye köşke taşın- dılar. Her millete ve mezhebe sup otuz kadar kuvvetli genç, hizme t gö re (angaje) men- metreslerini o eğlendirmek r Boşuna uyandırma Her sa Burada ağrıy İNANMAK İHTİYACI Bizi çan sesleriyle zangoç! O kitabı ezbere “bilen Yine senin ellerinle ipe çekildi! Boşuna kaldırma yataklarımızdan bah, her sabah, bizi güneş! Dünkü, evvelki günkü çiçek renkleri Yarın da, öbür gün de değişemez! Boşuna ayırma yerlerimizden Uzun uzun raylarla bizi tiren! dişim: Orada sızısı geçemez! Boşuna bakma öyle tepemizden, Yıldız yıldız akşamınla gök! İki ayak üstünde, iki lokma ardında İşte geldik, gidiyoruz! uykularımızdan ne kadar baş Celâl SILAY JO hergey yapıldı. Anadolu yaylâ- sin Fi Biri hecin, ei. adi dk zere deve Develere her bile hap edilecek kral ve kraliçe bi- necekti. Yarım saat öt kedili denizde pırıl pırıl bir kotra için iskele yapıldı. Şehrin maruf beş balık- çısı,kız gibi İğ daba de- nize değme ağlara (tahsis edildi. On bitli (Gandi) pan- talon, sadakor gömlek giydiler. n metres de çiçek bahçesi gibi ili iler İlk gün, gündüzleri hoşbeşle ge- çirildi. Akşam büyük bir salon- da toplanıldı. Hizmetçiler, uşak- lar çiftliğin yirmi odalı büyük binasının birbuçuk kilometre uza- ğında yapılmış bir başka binaya yerleştirildi. Oradaki curcunayı da başka b üzere bu akşa kirle on karısının, akşam ortalık karardıktan sonra, kocaman kili- yakıli şamdanlarla aydınlanmış salonuna bir göz ata- se mumları hm: Bir: mustatil ceviz masa çevresine, kadınlar bir tarafta, erkekler öteki tarafta olmak üzere ( sıralanmışlardı. Harem ağası, önünde bir uzun şamdan, bir çizi iskemlede' mum gibi bekliyordu. Şehrin büyük bir lokantasında üç 0 konuşup karar verenler- den vileyie hep o konuşanı ağa — Hanımlar beyler, dedi. Dört ay sürecek bir zevküsefa âlemine sizleri davet ettik, He- birbirinizden olduğu alacak yerde gam her vee de (ideâl) kadınını bul Hepimiz bunu kabul tezer öyle değil mi efendim ? Birbiri; r metres V rılacaklar; ancak birbirini -seçe- cekler birleşecek. öyunda hiç bir hileye müsaade yoktur. Za- e releri sımsıkı alısın olacaksınız. birden Dn.