İmriülkays: (Tudıh) dan (Mikrat)a (o ve (Daul) dan (Hamvel) e kadar uza- yerler boyunca, kumlar dileği ve inceldiği iin) da durunuz! Sevgili ği ve onu yurdunu anıp ağlıya! yollardaki ir ti kay- B 5 B Oy vrelerinde ve su BA 4 e beyaz geyiklerin, haya bibeş taneleri gibi tersleri Gözcüler; ellerinden gelse beni gizlice öldürmeğe can atan kim- geçtim seler arasından Geçt iğim zamai di Ülke r yıldızı, tam göğün ortasın deydi; üzeri boncuk ve kiymetli Yagi süs- lenmiş bir kuşak, kadın vücudu- nun tam orta yerinde balnliki gibi.. Sevgiliye gece gittim; sevgili, uyumak üzere olduğunu sansınlar diye, üstüne vi kil gömlek atmış, beni bekliyo Beni görünce «inan, didi, sen- n kurtuluş yok; senin ğın, geçebilecek eğili»... Onu alıp dışarıya çıkardım. Oda, kumlar üzerinde ayakları- azgınlı- azgınlıklardan Doğunun Büyükleri : İMRİÜLKAYS İslâmiyetten bir iki batın evel gimiz meşhur (Muallekatı Seb'a- baş imzalarından biri... Asil bir aileden... ( ayre) taraflarını idare eden (Beni ai Melikinin vey anne: hakkinda bazı gazeller ledi için babası pia ge larak, bir müddet Ara eleri ara” sında dolaşıyor; sonra babası, kabilesi tarafından öldürülüyor. Kays da, hem intikamını almak, bir ya- zaman, kendisine Kayser tara- fından gönderilen zehirli bir 10 mızın izi belli elmasın diye, ar- kasına aldığı tiftikten yapılmış, üzeri nakışlı harmanisinin etek- lerini sürüyordu. O sevgilinin teni beyaz, eti sıkı ve hafiftir. Karnı büyük ve Onun teni, duru beyaz değil- dir; kimsenin eli değmemiş su- lardaki sedeflerin incileri gibi, belli belirsiz sarı... Bir hurma salkımı gibi birbiri Z ve ince, mis- vak yaptıkları (İshil) o dalına bensiyep yumuşak parmaklarını uzatır, Yüzünün parlaklığı, kendisini ibadete vermiş papasın, parlak parlak yana çerağı gibi, gece- eğin karanlıkları sö Herkesin cahillik zamanı, sev- zülebilecek bir mevsime erişmi- ecek... si KASİDE Sevgili Zamilric.biaf. Ş. gömlek giydiriliyor.: Böylece Ca- filiye t devresinin en büyük Arap şairi (İmriülkays), zehirlenerek ölüyor Eserleri, (Yedi Askı) ya dahil meşhur kasidesiyle, birtakım baş- ka şiirlerini derleyen bir divan- pek çok kere tabedilmiştir. Gid da, İslâmiyetten evvelki devrin, ka- ın sevmek, şarap içmek, kumar oynamak, her vr. üstün T mıya çalışma tünde uful eliz 3 Kolu mal gibi başı boşluk seciyesinin yanında; yine bedevilere ait, şeref, o misafirseveri lik, gibi o bususiyetleride Eseri derin dın ve tabiat aşkı ve , plâstika va örülüdür. vayete göre Vail ismi (Cen- dah) tır; şiddetle mücadeleci bir adam hee, e ai mücadele ve kavg mân. sına, gelen “İsriğikeys) i ismi ve- rilmiştir. (Kays) da, en zengin hayal ve BE TAİ Saadet devri- ru âlem SR ne ade Bellidir | Prof. Ş.Ü Baldan» a Acıkmış bir arslan, koca boy- nuzlu bir yaban keçisine rastge- lince nasıl sevinir; ateşli delikan- lılarla çevik köpeklerin kendisini koğalamasına aldırış etmeden İşte (Menelâs) da ilâhi (Paris)i karşısında görünce böyle sevindi. Hakaret gördüğü adamdan alacağını en Taği bürülü, arabasından atlad ki dağ is ömii derede yı- lan gören yolcu nasıl geriye sıçrar; yolcunun pal nasıl tit- rer, benzi nasil s (Paris) de eri Toplumdan öyle korktu, atak Truvahıların içine ep siliniverdi. (Hektor) onu acı acı azarladı : ölseydin, ilâhların daha hoşuna giderdi.Ölüm, herkes ili rezil olmaktan daha hafif |» nd (Elena) yı sarayında bule du. (Elena), mermer gibi beyaz, büyük, iki katlı bir örtü örmek- te... (Elena) bu örtüye, at ter biyecisi Truvalhılarla, tini Sirli Batının Büyükleri : OMEROS Mladen 9 asır evvel dünyaya gelmi Nerede, nasıl, hangi Ma ve aileden ?. Bunlar hep mire inanmak lâzı Seyahat ukdesi boyuna yeni adam, yeni ufuk, yeni ıklim (Omeros) ta, (Omeros) böyle seyahatten seya- hate sürüklenerek (İlyada) sını bitirdikten sonra gözleri kör olmuş... sine, kör m a takılmış... Ağıl ismi Körlükten sonra Ma kazanmak için kör wi dilenci halinde, şehir hatinde müthiş Di fırtına kopu: 19 Akhalıların kendisi için ettiği işliyor. Hafif ayaklı zülüp ilerledi- ler. Birbirlerine bakışları inüt- da; kıymetli zırhını deldi, kaburga- sının yanından gömleğini (Paris) eğildi ve kapkara ölüm- den sakınabildi. İLYADA 3üncü türkü— Salih Zeki AKTAY yor. Bindiği geminin sahibi mer- hametsiz * gemiciler, on ü Sakız adasına çıkarıp bırakıyor- lar. Şair, adada, bir kayanın üstünde dalgaların uğultusunu dinlerken, çobanlar görüp haline acıyorlar. (Omeros) çobanları, sihirli (o mısralariyle öyle cezb orada, ın bu muvazeneli devre- sinde (Odise) sini, son eserini yazıyor. Şair bu eserden sonra, derslerini ver ii şeklinde yontuk bir kaya parçası mişs. Salih Zeki AKTAY