(MOSKİTO) LAR Prof. H.H.D. MOSKİTO uçakları... Dünyanın en süratli uçağı... Sürati saatte 650 kilometre... Motoru, 1250 beygirlik (Rols Roys) örneği... Motorun çekiş kuvveti 16 buçuk ton... İngiltere ve Kanadada inşa edilen bu halis İngiliz yapısı alet, hava si- lâhının birinci meselesi olan sürat şartını azami hadde vardırmıştır. Bir İngiliz (pilot) u bu tayyareyle Rusyaya uçup öğle yemeğini orada yedikten sonra, akşam yemeğini Anavatanda yemek üzere İngiltereye dönebilmiştir. (Moskito) uçakları 4 örneklidir. İkisi av, biri talim, öbürü bombacı örneği... Uçak, hemen tamamiyle ahşaptır. Avcı örneğinin dört tane 20 milimet- relik topu ve yine dört tane 7 mili- metrelik makineli tüfeği vardır. Silâh- ları gövdenin burnuna tâbiye edildiği için fevkalâde mütemerkiz, büyük bir ateş kudretini haizdir. Bombacı (Mos- kito) lar, gövde dahiline yerleştirilmiş 900 kilo ağırlığında bomba taşır. Bombacılar, bütün Almanyayı kendi faaliyet sahaları içine almak imkânını verecek nisbette benzin alırlar. Ad ye taki MADYAYĞALI 4 Sü Adimi K ayara 0) ayda rika si 111 Aşağıdaki (kroki) de görüleceği gibi (Moskito)ların yapı hususiyeti, uçlarına doğru sivrilerek nihayetlenen tek ka- natlı üslüplarındadır. İki motorlu olan bu uçaklar, tam hamuleyle, yalnız bir motorunu kulla- narak dilediği kadar yükselebilir. (Moskito) nun umumiyetle ahşap in- şası, kendisine hareket bakımından büyük rüçhaniyetler vermektedir. Düş- seler de, deniz üzerinde saatlerce yü- zebilirler. Mermilerin açtığı delikler birkaç dakika içinde kapatılabilir. Mürettebatı, bir pilot ve bir rasıt... Uzunluğu 12 metre 56 santim... Kanat genişliği 16 metre 53 santim... Sathi mesaha 40 metre murabbaı... Azami gövde derinliği 1 metre 37 santim... Tabii hamule ile ağırlığı 8343 kilo... Henüz yapısındaki sırların bir çoğu gizli kalan (Moskito) uçakları, yarının tayyareciliği bakımından, insanoğlu- nun havaları fethetmek davasında attığı en ileri adımdır. ya, bakırı altına kalbetmekle kalmı- 2) yor, daha derin bir simya oluyor; bir atomu bir ziya dalgasına ve bir ziya dalgasını da bir atoma kalbetmek im- kânı olduğunu gösteriyor. Hattâ son zamanlarda bu yeni sim- yanın imkânı birçok delillerle sabit olmuştur. (Aynştayn) ın meşhur mu- adelesine tevfikan ışıldayıcı bir kud- ret, doğrudan doğruya maddeye kal- bolunabildiği gibi, bunun aksi de vaki olmaktadır ki, maddenin bu suretle kudret vasıtasiyle vücude getirilmesi fikri tamamiyle yeni ve çok mühim bir şeydir. Buna göre kâinata dağıl- mış olan ışıldayıc: kudretler, uzak bucaklarda atomlara münkalip olabi- lecek, (teleskop) larımızla gördüğümüz ölen güneşlerin zararına yeni dünya- lar doğabilecektir. Her ne kadar (ro- mantik) gibi görünmese de, bu oluş şimdi bize hiç olmazsa yarı yarıya gerçek göründüğü gibi, onun yarı ya- rıya imkânsız olduğunu isbat edecek kimse de yoktur. Bütün bu tenkitler (Relativite) na- zariyesinin henüz kati safhada ol- madığını, ne kadar mühim olursa ol- sun, bu hususta atılmış bir adımdan ibaret olduğunu gösterir gibidir. , ,355 Hattâ (Aynştayn) bile mesaisini bitir- miş değildir. Hiç şüphe yokki, bu nevi bütün nazariyeler tahditlere mâ- ruzdur; yalnız şu varki, (Aynştayn) nazariyesinin en esaslı taraflarına şimdiye kadar öldürücü bir darbe indirildiği henüz görülmemiş, sadece (Zilberştayn), (Poj) gibi âlimler, son zamanlarde (relativite) nin o muhtelif (tip) lerini ileri sürmüşlerdir. Bundan sonra (Aynştayn) ın düşünce ve bilgilerimizde bizi nelerden kur- tardığını göstermeğe çalışacağız. Fel- sefe bakımından asıl mühim olanlar da bunlardır, Mastafa Şekip TUNÇ Değ e, ii