“SKANDAL, '!! Aile iyi duygunun çocuğudur, millet aileden doğar. Endişelerinin eline ze- kâ silâhını tutuşturabilen millet, dev- let yaratır. Kudret ve satvet silâhını elde tutan devlet, yaşar; ve tek şey, beşeri aslına irca eder: Büyük şehir havasından : NEVŞEHİRLİ İBRAHİMPAŞA (DARÜLHADİS) 1... Şehzadebaşından Vefaya dönen yolun sağ köşesini, büyük vezir İbrahim aşa- nın hayratı süsler: Nefis bir sebil, lâtif bir çeşme, gayet güze mescit, bir kütüphane ve önü revaklı bir (darülhadis), ortada bir şadırvan... Doğduğu köyü Türkiye Makine ik bir “Nevşehir,, yapan ve kendiside Türkiye kütüğünde ilk Nevşehirli olan, vatanımıza binbir hizmeti arasında matbaayı getiren bu büyük teceddüt şehidinin kabri de, hayratının bir köşesinde, cadde tarafın- daki parmaklıkların önündedir. Sebil, em- sali gibi muattaldır. Çeşme akar, teknesi yerle bir olmuş; mescit mamurdur; kü- tüphane galiba bir depo olarak kullanı- ei (Darülhadis)e gelince... Bugün bir harabedir; ve bu harabenin şöyle hazin bir tarihçesi vardır : Üç yıl evveline gelinceye kadar birkaç hücresinde, kimler olduğu meçhulüm bir . Kubbelerin kurşunları da çoktan sökü ölmüş, çalınmış bulunuyordu. Yılların tonlarla döktüğü yağmur ve karı birgün . Yapılacak iş, onları indirmek, yenisini ördürünciye ve bu arada bilhassa güzel mermer sütunla- . Gelip gören yazılanları okuyan bulunmadı... Nihayet evvelki yıl İstüsbulün kışı şddeil kubbeler metreye canım mermer sütunlar devrilip DarAlİ parça oldu. te eski ve nefis eserlere karşı terbiye ve idrakimiz! Yazan Nizamettin Nazif si (Skandal) ! (Skandal), kudreti de, satveti de kal- dırır, zekâyı siler, iyi duygudan da eser bırakmaz. (Skandal) o derece kahredici içtimai bir kezzaptır ki, tek damlasının yakıp kavuramıyacağı hiç bir madde ve manâ yoktur. (Skandal), ok devrinde kalkan tanımamıştır, kur- şun devrinde zırh, top devrinde kale... (Skandal) öyle köpürerek saldıran bir seldir ki, ne (terör) den set önünde durur, nede güler yüzden fışkıracak sıcaklık karşısında kurur. (Skandal), cemiyet «şifa bul- maz» teşhisini almış olan (kanser) dir. Yaşamak için tek çare buna tutulma- maktır ve bu asla bir tesadüf eseri değildir. Tarih, herhangi bir cildinin her hangi bir sahifesine geçmiş herhangi bir «son» u kısaca tahlil etmek dik- katine katlanana, bu derde tutulma- manın bütün tedbirlerini büyük bir cömertlikle göstermektedir. O dere- cede ki, (Skandal) illetinden korunma şartları müsbet bilgi kadrosu içine so- kulabilir de denilebilir. Artık bir (Skandal) salgını karşısında kalma- mızın bize verdiği azap ve korkunun dehşet derecesi niçin bu derece üs- tündür, bunu lütfen anlayınız! Biz herhangi bir (Skandal) ı «tek ve Adesenin gözile ameli davalarımız: Kahvehane... Si ne... Tavla ve iskambil... yalnız bir hadise» olarak mütalea ede- asiye bi O içtimai inanmaktayız ve şadığımızı sanmakta israr ettiğimiz için ümitsizliğin cehennemine yuvar- lanmamak kudretini kendimizde bu- luyoruz. Temizliğin ve feragatin vecdi içinde nice yapılamazların mimarı ol- muş bir nesil, şunu sormak hakkın- dan mahrum edilemez : «Çıharı aktarı cihan» ın her kayası- nı bir kafa vurunca paramparça et- miş ve dünyanın her tarafından açıl- mış bütün medeni mermi yaylımlarına, bütün katliâmlara rağmen yok edile- memiş olan neslimiz, memleketi temiz. duyguların vatanı yâpmakta israr ederek gülünçmü olmaktadır ? Başka nesiller için şimdilik miras bir nimet, fakat bizim için hiçde ucuza elde edi- tandaşlığımız, evimiz gördüğümüz şu vatanın ufuklarından, kir, entrika, hırs ve dalaverenin tardedilmesini heyecanla aramak hak- kını bize veremez mi? Veriyorsa, hâ- lâ bu milletin belkemiği olan neslimi- kötülükleri kahredecek “dere- olmadığını kim bize Evet, vatanı biz evimiz biliriz. Bu vatana, belki her vatandaş, yalnız doğduğu mahalleye, (Sayfayı çeviriniz) igara dumanı.. Çe- İşte cemiyet hayatımızın en hastalıklı Röpalirinden biri..