Yavuzun, İstanbuldaki Rumları; on- dan sonra gelen istilâicı padişahların gerek Rumelide, gerekse Tunanın öte- sindeki ülkeleri istilâ ettikçe oralarda- ki unsurları, meselâ Arnavutlar, Boş- naklar gibi islâmlaştırmamış olmasını, en büyük siyasi suç olarak ortaya sürenler vardır. Büyük birer fatih olan bu padişahların bu işi yapmamış ol- maları, yapamamış mı, yoksa (zimmi) diye andıkları bu hıristiyan milletler: d almağı ve onları kendi idareleri altında bulundurmağı yeter görmüş olmalarından mı ileri geldiğini araştırmak, ilgi uyandıracak bir şey olsa gerektir. Ölüyor ki, milliyetçilik akışı bü- tün Avrupaya ve yakın şarka yayıl- dıktan “sonra, Boşnaklar değilse de Arnavutlar, daha Osmanlı idaresinde iken milli bir istiklâl değilse de ona yakın bir muhtariyet elde etmeği dü- şünmüşler, müslüman Kürtler, Arap- lar da bu akışa kapılmışlardır. Demek ki islâmlaştırmak, Osmanlı imparator- luğunu parçalanmaktan, yıkılmaktan kurtarmıyacaktı. ” İz, vi e * â İM yiye - Bel, özi > AL, v”)3 & #zdri. * 25 üeiş Kim 28 e : duk — a Abdülhamidin hal'i fetvası Hs e MEŞRUTİYETTEN BERİ. Hayatımın Kâzım Nami DURU Meşrutiyetin hazırlanışı hengâmesin- den bugüne kadar, Selânikte ordu ya- verliğinden Ankarada mebusluğa ka- dar, devir devir, bütün siyasi ve milli tekevvün hareketlerini en mahrem maktâlarından görmüş olan Kâzım Nami Duru'nun yazılarını, herbiri müstakil duğuna ak, bu yazıların değerini daha iyi belirtmiş oluyoru J Osmanlılar, Arap, Acem, Türk kül- türlerinden, karışık, yapma bir kültürü yaşatmağa çalışarak, Türk milletini öz kültüründen uzaklaştırdılar. Bu yapma kültür, bazı büyük Türk kafalarında, ruhlarında büyük eserler yaratabilmiş- ti. Bugün bir divan edebiyatı, bir alaturka musiki, bir Osmanlı Türkü mimarlığı, eserlerile gözönündedir; fa- kat mimari eserlerinden başkaları, bu- gün ölü bir edebiyat ve can çekişen bir musiki halindedir. Bununla beraber elimizden giden yerlerdeki mimari eserlerinden şurada burada kalan bir kaç parçasından başkası ortadan silinmiş gitmiştir. Mu- sikinin, daha talihli olduğunda şüphe yoktur; çünkü Tunanın ortasında, hele berisindeki musiki motiflerinde bugün de yaşıyor. Bir kaç yıl önce Anka- radaki Sovyet büyük elçisi (Karahan) bana, Rus müziğinin Türk müziğin- den LE ve işlenmiş olduğunu söylemi Rusya çan (Nikola) nini Avusturya - ee işlerini konuşması (İlkteş- rin 1903), Makedonya hıristiyanlarının ezilmekten korunması için miydi? Mos- kofluğun birinci (Petro) danberi Os- manlı imparatorluğunu adım adım parçalayarak yavaş yavaş yutmağa çalıştığını bilmiyen var mıydı? Bu ça- rın on maddelik vasiyetnamesini tarih dersinde bize okutmamışlar mıydı? Me menfaat ayrılıkları, «Av- ru muvazenesi> adını verdikleri iekaliğ siyaseti olmasaydı, Rusyanın 9S bütün Osmanlılığı yok ederek, bo; lardan ve küçük Asya üzerinden Türkler Moskofluğa karşı, yüz yı artık bir zamandanberi, açık, kai diş bilerdik. Moskoflarla yaptığı savaşların bir çoğu, atalarımızın tef kanlarile sulanmış yurt parçaların bir takımının elimizden gitmesine bep olmuştu. Hiçbir Türk, çarlığı kötülüğünü unutmuyordu. Çoc gumda, gençliğimde : Sivastopol önünde sıra söğütler, Oturmuş Kur'acı asker öğütler, Cihana gelmemiş böyle yiğitler, Aman padişahım izin ver bize, İzin vermez isen dök bizi denize! Sılasında duacı cümlesi size | Türküsünü hem söyler, hem m kadan, borazanlardan dinlerdim. ( mık Kemal)in (Vatan yahut Silist sini ne taşkınlıkla okumuştum, b niz. Bütün Osmanlı Türkleri, be gibi düşünmüyor, duymuyorlar mıj 1905 Japon - Rus savaşını ne d bir heyecanla gazetelerde okurâ Hamit idaresinin amansız sansürün! nasılsa kurtulan o sözüm ona İs bul gazetelerini ne sabırsızlıkla b lerdik | (Porartür), (Mukden) adla bilmiyen Türk kalmamıştı. Japonli Rusları yenmesi bizi son derece vindiriyordu. Hele babaları 1877 Tü Rus savaşında şehit olanların se Moskofları ordusile birlikte, alemle imzaladılar sg bir se hal'ini işte bu hokka /