4 Şubat 1944 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

4 Şubat 1944 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iz giri BİR SINIFIN HAYATI DB (duş) e tasavvur edi- niz ki, merkezinden kaynar (Makiyaj) sular akarken etrafından buz sicim- leri dökülsün... İşte (içtimai -- ikti- sadi) tarafından şehir hayatımızın nırken, göze mertek gibi batan baş- ka bir muazzam sınıf da, kuyudan su çekercesine kova kova para harca: a... Bu ikinci sınıfın hayatından birkaç çizgi koparmak için Beyoğ- luna çıktım. — Kokocuğum, öyle mesudum ki, bilemezsin ! — Hayrola, (A) ile barıştınmı? Bir'tramvay arabasında, arkamda geçen bu konuşmadan sonra dönüp baktım: Biri; 24-25 yaşlarında, göze çar- pacak tarzda boyanmış, başında Hacivatın külâhı şeklinde acayip bir şapka, sırtında (Kastor ) bir man- to, ayağında uzun boy ilâcı mantar papuçlar, tırnaklarında müthiş bir (oje) yangını, parmağında (şoval- ye) yüzük ve kolunda elmas (dam- ping)i bir saat, yeni harp örneği bir kadın... Ötekini tarife ne hâcet, . böyle birinin konuşmak tenezzü- lünde bulunabileceği başka bir örnek... — Bizim Neziheyi tanırsın; onun dayısı İnhisarlarda. Geçen akşam bize pokere gelmişlerdi. Viski ve Cin bulamadığımdan şikâyet ettim. Bulacağını vadetti. — Buldumu ? — Dün akşam birde Hektiri ki, ikişer şişe göndermiş. Altında kal- Nejat MUHSİNOĞLU mak olmaz tabii. Ben de, geçenler- de destesini 35 liraya aldığım ipek iskambil kâğıtlarını karşılık olarak gönderdim. Bu kadarı yetti. Taksime doğru ağır ağır yürüyorum. Adım başında bir müşahede unsuru bulacağımdan eminim. Rastgele bir ayakkabıcı vit- rininin önünde durdum. İçeriden, neşe ve cilve ile çıkan iki kadın: — Bu ayakkabıcılarla uğraşmak- tan canım çıktı. Ismarlıyalı tam iki ay var. Bolluk zamanında bile gö- rülmemiş bir müşteri akını. — 70 lirada pahalı doğrusu! —Ne pahalısı ?.. Bu paraya bile (File) çorap ne şekilde nazlandığını görmüyor: Musun Yürüyorum, yürüyorum... mus doldurmıya niyetim yok: İştel. Tanıdığım bir güzellik ( enstitü ) sü Bir ka- önündeyim.. İçeriye daldım. Buzlu cam bölmesile ikiye ayrılmış salo- nun içinden kahkahalar fışkırıyor. İçeriden birini beklediğimi .söylü: yorum”, bir yer gösteriyorlar, otu: ruyorum. İçeriden sesler : — Elen,..(Urigan) *kreminden is- terim! : İ — Madamcığım, ondan yalnız iki şişe kaldı. Tanesi 30 liraya... 200 125 — Pekâlâ canım, sana ei bahseden oldumu Başında siyah (şifon), içerideki . m çıkan, mamul madde tar- ında bir hatun kasaya yaklaşıyor. 2 bira diyorlar. Üç tane onluk ve- riyor — Kalsin, üzeri kalsın! Maharetle kasaya yaklaşarak, he- sap müfredatını gösteren sarı kâ- ğıdı okuyabildim : (Manikür) 3 Lira ( Makiyaj ) 15 Yi Su (ondüle Xsi 5 Bir kadının, tam bir 'geçelik gü- zelleşme tedbiri için 30 lira... Yeni bir zabıt kâtibinin bir aylık maaşı... zası bulunan yakın bir dostumu görmek bahanesile, birkaç kere gi- rip çıktığım meşhur bir kulüb'e doğru, dümeni kırdım. — İki gözüm elli! — Olur şans değil yahu! — As, 80, yeter Yeşil masanın bir tarafında, tek başına oturan, kaybı neşesizliğinden belli bir adam... Karşısında, kadınlı erkekli, 8 - 10 kişilik bir kalabalık... Adam, meşhur tâbirile (Şuvet)... 50 liraya ( Vido) tutuyor. Oyun sona ermiş olacak ki, 50 liralık ( Vido)- nun paycıları arasında bir hesap- laşmadır başladı : — Sen ne aldın Zübiş? — Çok az, 80 lira kadar birşey... — Öyleyse: benim 160 almam icabediyor. Ben daha çok kazan- e sanıyordum zmirli büyük bir tüccar olduğunu duyduğum kayıplı, acı bir gülüşle seslendi : — Aman hanımefendiciğim, bu kadar kaybettikten sonra kazancı- nızın hesabını da teker teker ben- den mi öğreneceksiniz ? Benim kay- bım tam 800... Kadınlar, ona cevap bile verme- diler. “Haydi çocuklar, Pavyonal, (Bezik)

Bu sayıdan diğer sayfalar: