ÜYÜK DOĞUYA DOĞRU A Dünya kıyameli ve biz... © Medeni insanlık - ki Batı dünyasından ibarettir - bun- “dan evvel terkipleştirdiğimiz şekilde, Batının bin bir tezat ve buhranını artık kökünden tesviye ve tasfiye ; zorile ayaklanmış; bütün tezat. kutublarına, bütün mevcutlarını teraziye atmak borcunu yüklemiş; kan ve ateş tarlası bir ufuk üzerinde, yarının büyük nizam ve muvazene şafağını gerçekleştirmek o adına, asrımızın bütün nebat, hayvan ve insan kadrosuna bir mahşer manzararsı vermiğtir. cemai, © İşe medeni insanlık, bu güne kadar ulaştığı bin bir kemale rağmen, elinden kaçan maddi ve ruhi nizam ve muvazeneyi iade etmek ve kendisine yepyeni bir iman, yepyeni bir ruh, yepyeni bir ahlâk ve yepyeni bir nizam yontmak için, ya tam varlık, ya tam yokluk'peşinde, müt- hiş bir metabolizma ihtilâli yaşarken, Türk devlet ve ce- miyeli, bu ana baba gününü, evvelce örgüleşdirdiğimiz siyasi, içtimai ve ruhi şartlar altında karşılamakta... © Bu şartların en mesudu, siyasi olanıdır; yani bu dün- ya kıyametinde Türkiyeye, başındaki devlet ve idare ölçü- sünün, gerçek medeniyet mirasçıları, hak ve hürriyet cep- hesi bayraktarları, demokrasyalar safında yer veren sa- lim politika duygusu © Fakat yine bu şartların saadete en uzak bulunanı, içti- mai ve ruhi olanıdır; yani bu dünya kıyametine, bütün bir tarih seyri icabı, içtimai ve ruhi buhranlarımızın en e ve nazik anında, Sırat küprüsü geçidinde çatmış o © saki milletlerin, erimiş demir potalarına düşen bir iğne gibi bir anda yoklara karıştığı bu dünya kıyametinde, dış politika cephesinden başımızdaki salim duygu, gerçek bir kurtarıcılık değerinde olsada, bu kurtarıcılık, yine madde ve mekân pilânını âşamayacak ; yarın tuttuğumuz hak ve-hakikat olanın yüzü suyu hürmetine sahibi ka- lacağımz madde mekân pilânında, ciddi bir ruh ve zaman fatihliği güseremiyecek olursak hayatımız yeniden tehlikeye girecektir. © ret, evet; bizim, kendimizi yarın harpte değil, ertesi günü sulhte müdafaa etmemiz daha zor olacaktır. © Öyle ise, Bizim yarınki dünyaya, bu günkü kıyametin bütün illet ve müessirlerini tartarak, tanıyarak, anlayarak ; ve.bülün tarih seyri boyunca kendi nefs muhasebemizi dibine kadâr mai kendimizi bütün zaaflarımız ve kuv- vetlerimizle tespit ş olarak, yepyeni bir ruh, mefküre ve nizam yekpareliği | içinde doğmamız lâzım !/! im son anı geldiği için, icap ederse bir yudum su içmeden son. yam , bütünleşdirmeğe mec- bur e bu yepyeni ruh, mefküre ve nizam nedir ??? e) BÜYÜK DOĞU, işte bu w cevabını vermek için çıktı ve çıkmakta devam ettikçe, yalnız bu sualin cevabını B vermeye çalışacak //! YÜK DOĞU 1001: Garçevideni B olmak gerektir. w eni ve seni, fiilinde ikisi di sındaki zıtlık bakımından o inkılâp adına, o inkılâb TANRIYA AÇILAN KAPI Serviler eğildi üstümüze, tanınmak gere Bizi bırakmıyor endişemiz. Gök seçilmez oldu sessizlikten... Sükün bulan kim bu 1ssız yerde? Kalksa aradan bu ağır perde! i Ölüler konüşsa, yansa meçhul, karşılık Di iki. üslüp, Hareket, Gülüp kargalarla bir ağızdan; Bahsetsek sevgiye, şiire dair; Biz hayran, gök hayran, toprak şöyle j hayran. MİLLET SARAYINDA ZİYAFET ÇEKİNİZ! Necip Fazıl KISAKÜREK eni, benim hesabıma tenkit eden adam, bence azizlerin azizi eni, senin hesabına, seni göklere çıkarmak gayesile yerin dibi- e azizlerin azizi olmak gerektir. benim “ve senin için değil de bir hayat hakkı geiinz bir düşmanlık zaviyesinden hırpalayan adam ise, bence ve sence menfurların menfuru olmak gerek... İşte dostla düşmanın incecik farkı!, Vurmak, kırmak, yıkmak e müşterek olduğu halde, çıkış ve varış eni ara- Bir inkılâbı, o inkılâp adına tenkit eden en saf ve sadık hizmetçisi bilinmek gerektir. Bir inkılâbın zaaflarını ın kuvvet ve kudret bulması adına | sayıp döken adam, ayni inkılâp kadrosunun en ulvi ve en kahraman ktir. Bir cemiyetin ahlâk sukutunu, o cemiye deki saffet ve fazileti iade etmek adına yangın kulelerinden bağıran adam, ayni cemiyetin en aziz ferdi sayılmak gerektir. ni vurucu, kırıcı, yıkıcı faaliyeti bir Gülü ve düşmanlık noktasından yola çıkarak yapan adam o cemiyetin, bir taş altında solucan gibi ezmesi gereken seciye... Bilsek ne saklıyor bizden hilkat; Bu iki örnek arasındaki farkı, hakiki ve sahte paralar arasındaki fark gibi, ölçü sahibi bir göz, bir kaç renk, çizgi, şekil hususiyetine dava matrabazlığı içinde hemen Dünya fikir tarihinin babası (SOKRAT), Yunan cemiyeti adma giriştiği ER Yunan cemiyeti tarafından muhakeme edilirken # eki lâyık olduğum cezayı mı soruyorsun yemek yedirdiğiniz millet sarayında bana bir ziyafet çekiniz ! 1! bana ve sana hiç dost, öbürü tam düşmaı adam, ayni Daim etin kökün- MEDAR Sessiz bir yağmur düşer tül tül, Şehrin altın çanlarından. da, bem o inkılâbın, hem de Büzülmüş, gecenin koynunda gül ; Karanlık bir ıtır, zifiri yarından. Gürültülü kalbile bir Medar geyiği, Uzanır yavaşça uykuma dal dal. İki beyaz avuçta, bomboş peteği, » Doldurur, rengi aşka çalan bal. Sabahattin Tahsin nuz ? Kahramanlara İskender Fikret AKDORA 256 / - N