Uu dasdaracık oda, beni derek maddi bir şey halini alı. yor ve can kuşum çırpma çır- pma o darlıkta hemen can vere. cek gibi Hiç bin kurtuluş yolu yok. Galiba bunun için hırsla tırnak- larımı air parmağım: * Tabii e daha 'girisine çekiim üslü lif lif, iplik iplik, yol yi olmus, eni boyunun iki misli #ırnağile müstehzi ei Japon suratın: ssümle beraber bir satıh halinde gözümün önüne serili yor. Ben tufnağlımla meşgulken yor, Anlıyorsunuz tabii, bir ka- dın ziyaretçi Birdenbire duvarlar, pencere. ler: silindi. Bir suçu gizlemek i ğ elimin *başpar- ” gi şım. Gizli kalırsa, tırnağım bir kaç saniyede < tıpkı"bir sıcak memleket nebatı gibi büyüye- cek güya Ve kadı m... di bana kadın nasıldı, de. iz, bilâmem. Hattâ yüzüne Balcan iile hatırlamıyorum. Daha hiç konuşmadan, yerine 0- turur oturmaz. gözlerim, ihmal. le masaya bıraktığı ellerine ta. kıldı kaldı. Maksadım o ellerdeki muci- zeden rr k. çuhası yeşildi (keş. ke ti olsaydı) öyle çuha- ister istemez bu sathm dekoru ortasında, kadının eüerini gör- meğe başladım. İki el birbirinden uzakta İdi. ve parmak uçlarile y dokunuyor, öbürü, yorgun, yav 'yatmış; biraz ayuç - liğini; b kli üstüste gelen ufki ( çizgilerini gösteriyo; u iyette, bi esi değildi. Fakat be. Benim icin yaşam: Dram içinde “farkma e leva, etmek hâdisesi bir anda ae oldu. Oynarken bir anr tes- bit ederek kalıveren sinema fi- limi gibi, bulunduğum! esnanın içinde kalakalmış ve yalnız oda- nın içinde belki ebediyete ka. dar devam eder olmuştum, Bi. ler de, beyaz ve hiç bir kelime le haya'iyetinin rengini anlata mıyacağım o eller de benimle berakler, masamdaki vaziyeti2. rTile ebediyete kadar sürüp gi- boşluğa sokulmak, sinmek, Oo gayri verso hacmin içinde öl- iğ Düşünen el. lerdi bunlar, Rodin'in Katedralı gibi, fakat ondan kat kat ha. kiki, yeyiyan, teneffüs eden el. gırlasıvordu. gölgeler (o hafifliyor, dağılıyor, şeffaflasıyor ve onları bir 2 nese hali kap! rvordu. Ben, taş gibi, binbir mülâha. zayı ikiden yaşayarak sadece bakıyordum. Hayır. Bunlar hiç bir şeye, hiç bir canlı uzviyete benzeti. lemezdi, Zaten mutlaka bir şeye benzetilmesi şart değildi ki. Acayip bir böceğin mafsallr a- yakları, yahut Mandfagor kö. kü nün kuru, oynak yerleri bo. ğum boğum, tozlanmış, ufalan- mağa yüz tutmuş kolları... Bir an çıldırdım. Eller, Man- dragor kökleri, insanın anlıya. madığı bir vasıta sayesinde cey» lân derisile sımsıkı kaplanarak canlandı, Hakikaten lan “birbirinden ( aralıklı, ince uzun parmaklar . konuşuyorlar, düşünüyorlar. . Düşüncelerinin ne olduğunu söylemeğe mezun dalgâlanan, gö'gelenen hayalle. ri mukaddes sözlermiş gibi oku. mağa devam ettim. Parmaklardan biri en uzunu hafifçe ileri doğru Okımıldadı © BAH Yüzünde çizgi çizgi belirecek iin baharı getirecek. ei vi kl by İgesekein denizler dolu su düşüncemi; bu / ksın bir akş. Göğsünde ürperiş'erle mevsimleri, Ve ıslak 'kumsala konan yavru martılar AR Kenan HARUN 29 TES Bu hareket elin bütün DA bağrımı y dızların Bazli) şıklar sine terek gittim. ne kadar sürdüğünü ai çinde gidiyorum... Ve idi. bir davet gibi önümde uçuyor, uçuyordu. Sonra etrafımda, her buudun gösterdiği istikamette tırnakla. . rı kızarmış, şekilleri birbirinin tıpkısı, cehennemi bir ka; ma halinde sürü sürü, yığın ordusu be. yığm, bir parmaklar İirdi. Oh, bu vehimden kurtul. mak için bana ter döktüren bir Hele o el bir heri eli les Güzellikjerin muvazenelerini ei e sı. ek kendimi o burkucu lezzetindi eritmek için yerinden arm gözlerle tam Ve kusurlu görerek. al Ya hakikaten olmasaydı, Ya “hatları harikulâde bir âhengin eseri olan, oynak (yerlerindeki çıkıntılarm geriye sarkıttıkları * loşluklarda bilmecelerin yuvar- landığı bu eller hakikaten birz kusurlu olmasaydılar ne YAA caktım. Gi lll, asırlarca €v- İmiş. b Diye haykırmak, om çiğli. ğa yerimden . fırlami niz? Beni şüpheden ve pri) den ku lığım icin odama zirüh bir var. luğm girmesi, nal güzel bir çift elin bırakılması Mİ $ stedim. © İstedim ki bir enlık mi tasay., âzap rtarın. hi N İmei va dasdaracık odamda ne ei ken ne olduğ antamak. ii